sahibi olduğunu söyleyen şahıs tipik bir türk tipi şehir magandasıdır. kendi sınırları haricine çıkıp trt'nin otoparkına sataşır, trt otoparkına aracını park eden personele araçlarını nasıl park edeceği hakkında talimatlar verir, karşısındaki insana sesini terbiyesizce yükseltir, ciddiye alınmadığı zaman deliye dönüp trt binasına kadar peşinizden gelip utanmadan, sıkılmadan, korkmadan haraket ve tehditler sarfeder. kavga etmek için can atar. hayatları boyunca kaba kuvvet ve şiddetle istediklerini elde etmeye çalışan bu tek hücreli şehir eşkiyaları hakkında bir an önce tedbir alınması gerekiyor. insanın yaşam kalitesini düşürürler.
trt'nin tepebaşı hizmet binasının karşısında bulunan ve harika bir haliç manzarasına sahip olan, insana "acaba buraya nasıl çöküldü?" sorusunu sorduran, son zamanlarda bit gibi çoğalan "karşim" tarzı "cafe"lerden bir tanesi.
bütün şiirlerde söylediğim sensin
suna dedimse sen leyla dedimse sensin
seni saklamak için görüntülerinden faydalandım salome'nin
belkıs'ın
boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
ey gönüllerin en yumuşağı en derini
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
tüy gibi hafifletir insanı. bir yaratıcının, koruyucunun, kollayıcının, tanrının varlığını bilmek ve o'na sığınmak insanın tadabileceği en muhteşem güven duygusudur.
mezarını ziyaret etmektir. hayatındaki en değerli varlık olmuş olan insanın elini öpememektir. ona doya doya sarılamamaktır. o güzel yüzünü öpüp koklayamamaktır. toprağın aranıza girmesidir. dini ritüellerden öteye geçememektir. kavuşmayı öte tarafa öteleyerek, inatla umut sahibi olmaktır.
annenizi sevin, hem de gereğinden fazla sevin. onu ihmal etmeyin. zira bir çocuğun en değerli varlığı annesidir. o gidince çocuk yarım kalır; yarım yaşar ve yarım ölür.
istanbul'da şahsıma ait bir daire/ev. tamamiyle benim olacak. bütün eşyamı buraya yığacağım. istanbul'u, hayatımı, öğrenciliğimi, mesleğimi doya doya yaşayacağım. yurda geç gitme/birilerine hesap verme endişesi olmadan, kitaplarım taşınmaktan paramparça olacak korkusuna kapılmadan, kendine ait ağlayacak bir köşe bulamama derdi olmadan... serbestçe ve özgürce.
"felsefe öncelikle bir faaliyettir, bir miktar bilgi değildir; bu kadar canlı ve heyecan verici bir konu olmasının bir nedeni de budur. kazandığınız ve geliştirdiğiniz becerilerin birçoğu, felsefenin diğer alanlarına ve ötesine de aktarılabilir. felsefe okuyorsanız, yaşamınızın geri kalan kısmında düşüncenizi renklendirmesi olasıdır."
dünyanın nüfusu 7 milyar civarında. yani yeryüzünde senden başka çok fazla insan var ve sandığın kadar çok kimsenin umurunda değilsin. belki bir-iki kişinin.