erkek arkadaşının yasını bir yıla yakın tuttuktan sonra şimdi kutayla yeni bir aşka yelken açmıştır. ama ben onu eski aşkının ardından yas tutan ve onu unutamayan çılgın bir bayan olarak çok sevmiştim.. yeni aşkına alışamadım. sıkı takipçisiyim..
her yerde edwırıd resmi, fanları, genç kızların delirmeleri, reklamları,çitosları, dövmeleri derken roman ilk çıktığında sempatim varken şimdi edwırıdın ismini duyunca veya resmini görünce midem kalkıyor. ticari meta olarak, reklam ve gelir olarak bunun da suyunu çıkardılar..
eclipse ye gelince, facebookta "artık vampir konularından gına gelenler" sayfası görürsem hemen kabul edecem. ne sinemaya gidip izlemesi, kireç suratlı dağınık saçlı yamulmuş vampir ve yarı çıplak ateşli bir kurt hikayesi daha duymak veya görmek istemiyorum..
edit: geçen sene tüm romanları bir çırpıda okumuş bir kişi olarak bu kadar gına geldi yani...
kocasını yeğeni ile aldatan, onun parası ile butik satın alacak kadar kıyafetlere boğulup, her saniye boğazı gören kocaman pencereli yalıda kocaman çizmeleri ile koltukta oturup durmadan hizmetçilere çemkiren güzel bir kadını çok sevdik.. hatası çok büyüktü ama sevdik.
toplum eğer bihtere acımaya başladı ise evlilik müessesesinin artık pek bir anlamı kalmamış demektir ülkemizde.sebebi ne olursa olsun o kocasını defalarca aldatan bir kadın.ama erkek gibi bir kadın. şerefsiz behlül le herşeyi geride bırakabilecek derecede yürekli birisi. tek hatası yanlış adama tutulması..
haaa başka birisi olsa o zenginliği o itibarı elinin tersi ile itmezdi.. otururdu kocasının dizinin dibinde.aşk işte böyle birşey..insanı delirtiyor. türk kadınlarını çeken de buydu zaten. bu tutku ve bu kararlılık. herkesin yaşamak isteyip de cesaret edemediği duygular bihter'de canlandı..
eee sonra noldu? bihter dersini aldı. erkeklere güvenilmeyeceğini, onlar için makam, mevki, para ve sırtını dayayacak bir dayı'nın aşktan daha önemli olduğunu öğrendi. o öğrenirken biz kadınlar da "hmmmm.. işte yasak aşkın bedeli bık bık bık..." diyerek yorumlar yaptık. zaten biliyorduk. bildiğimiz bir şeydi bize gösterilen. farklı bir finalle de bitemezdi zaten. türk kadını baştan kaybetmiştir zaten..
nihale gelince... behlülün daha ne neleri çıkardı sen ne sanıyorsun. o zenginlikte o yakışıklılıkta daha 40ına 50sine kadar kimleri sıraya dizerdi herkes senin baban mı???
haaa babası gibi bir adam bu dünyada yok. neydi adı.. ednan bey evet. bu kadar zengin, mal mülk karizma ve bu kadar mallık pes doğrusu.
herkes matmazel olmalı. bak durdu durdu ön koltuğu kaptı sonunda. demek ki akıllı uslu durursak ednan bey eninde sonunda bizim olur. yeter ki sabredelim.. yaş önemli değil tabi ednanın bir bihtere daha aşık olmayacağının garantisi yok.. ama matmazel cepte zaten..
klasik etme bulma dünyası.. firdevsin felç sahnesi bunun bir kanıtı zaten. kanımı donduran beklenmedik en can alıcı sahne bence buydu. ne de olsa anne.. o da bihterin sevgisinin marazi boyuta ulaştığını en son anda farkediyor ve bunu neden farkedemediğini veya engelleyemediğini düşünüyor.. kaçması da cabası.
bülent çok gıcıktı. yaşının ergenliğinden uzakta kıpır kıpır solucan gibi behlülün ayağında dolanıp duran birşeydi. romanda da tüm düğümü o çözüyordu ama behlülün onu hafife alması da olağandışı bir durumdu. tedbirli olamadı.
diziyi sadece son 4-5 bölüm izlemiş biri olarak senaryonun ve resimlerin nete sızması nasıl bir tedbirsizliktir anlamadım. bilerek sızdırılsa amaç ne onu da bulamadım..
özel hayatın bu derece rahat bir biçimde medyaya yansıtılması hoş değil. yaşananlardan ziyade, bunu hangi psikoloji ve nasıl bir dille anlattığı beni daha çok etkilemiştir...
bir de olayın diğer şahsı nasıl etkileyeceği var.. bakalım defne bu konuda nasıl yorumlar yapacak.. ama hakaten çoook güzel kadın.
yalan söylemek... anlamayanlar için açıklıyayım. birkaç adet yalanı,kızı kendine aşık etmek için o anda uydurursunuz.. kız sırılsıklam aşık olunca yavaş yavaş gerçekleri söylersiniz.. aşık olduğu için ve gözü birşey görmediği için zamanla kabullenirler.. hele de neden başta yalan söylediğinize dair güzel sosla karışık mazeret süslemesi de yanında cabası....
çok iğrenç biliyorum ama bunu yapan o kadar çok erkek var ki...
bel ve kalça bölgelerine vücudu ısıtan yakı türünde bir bant var, ondan yapıştırıyorlarmış ki soğuğu hissetmesinler. bir arkadaşım bizzat uyguluyor. hatta bunu yapan bayan sayısı azımsanamayacak kadar çokmuş. bu sayede "üşümüyorlar mı bu bayanlar" diye düşünüp dururken, onlar mini etekleri ile sıcacık sıcacık yürüyorlarmış.
dizisi kaldırılan, harika suflörlük yapan, talk showunda bol bol ünlü çıkartması yapan, hollywoodda bolca arkadaşı bulunan, erkek tarzı güyünen ve kadınların ayılıp bayıldığı bir kadın. kadın diye yazarken duraksadım ama kadın. erkeğimsi görünse de.. önce hafiften yadırgadığım ama izlemeye alıştığım, konuklarını da severek takip ettiğim bir programın sahibi...
"ortaya karışık" bir dizi... ne ararsan var..
ama o karizmatik sevgili, karısı olmayan yengesi olan ama karısı olmuş olan o "çiçek" in kendine deli divane olduğunu anlamayacak kadar saftirik bir senaryo yazmışlar ya helal onlara. 1 km uzaktan bile anlaşılıyor.
ama ben yine de nurgül'ün ayakları yere basan, kendinden emin olan o güçlü kadın karakterini özlemişim...
merlin.. uşağımız olarak tabiki..
desperate housewives kadınları...
heroesdeki hiro.. geçmişe - geleceğe gider dururduk.
türk dizilerinden de ferhunde.. ezilen gelinler için her cadı kaynanaya birer tane lazım. hakını avucuna koymaya..
başlamadı ama gönülçelendeki o çingene kız. yol başlarında birer tane.. bakar bakar dururuz..
meyve ve sebzelerin eski tadı yok..
son dönemki filmler eskisi kadar tat vermiyor..
yeni nesil şiddete eğilimli..
evlilikler eskisi kadar sağlam değil..
eğitim yaz-boz tahtasına döndü..
insanların birbirine güveni kalmadı, 3. sayfa haberleri sağolsun..
bu ne gwenmiş allaam yareppim yaaa. lancelot aşık, arthur aşık.. napıyor bu afro kırması esmer hanım ben anlamış değilim. morgana dururken hem de. başka birini bulamamışlar mı bu role valla izlerken hiç inandırıcı gelmiyor. hele arthurun gwene hayran hayran bakışı... haaa merlin bile diyemedi o şırfıntı ile ne işin var yok mu camelotta başka karı diye ve bu duruma şaşırmadı.
hani azıcık güzel olsa anlayacağım ya..edalı olsa bi çekici olsa; bende mi anormallik var.. yooo ingilizce sitelerde bile bu durum eleştiriliyor. hem balık baştan kokmuş. guinivere bir kerem asil soydan gelme hizmetçi falan değil.
bir de biz türk filmlerine kızarız. pee artura bak. hizmetçiye aşık babadan korkuyor. hizmetçi lanselota aşık ama artura da göz kırpıyor.. merlin kepçe kulakları ile sırıtıp ha bire büyü yapıyor.. duuuuur..
bunu da diyim rahatlıyım. bir kerem büyü dediğin kurbağa bacaklı yarasa kuyruklu yılan derili karışımlarla falan olmaz mı? kazanda köpürtürsün damıtırsın içirirsin, serpersin... bu ne öle iki-üç abidik gubidik kelime ile ahizeler düşürmeler kapılar patlatmalar? bari azıcık inandırıcı olsa...
ne kadar bir şey demesem de artık bende de bir iticilik oluşturmaya başladı şu ugglar..hele aşırı ince bacaklara giyilmiş tayt jeanlara geçirilen ugglardan midem bulanıyor. açıkçası bayanları itici gösteriyor..