bugün

bu tespitler, yazarların hayat tecrübelerinden ya da aniden gelen bir ilhamdan hareketle yeni nesillere nasihat mahiyetinde ya da bilgilendirme maksatlı paylaşabilecekleri tespitlerdir.
meselâ:
insanlar, çoğunlukla kusurlarını gizlemeye çalışırken aşikar eder kusurlarını.
insanların bir çoğu çok yakın arkadaşları ile normal günlük konuşmalarıyla, şiveleriyle vb. konuşurken yeni tanıştıkları biri ile kırım kırım kırılarak, olabildiğince nazikçe konuşmaya çabalıyorlar.
erkekler genel olarak eleştirilmeyi kaldıramıyorlar.
yazarların büyük çoğunluğu erkek.ve bel altı konuşmalardan hoşlanıyorlar.dozunda doğaldır.,saçmalanması eksiklik..
abuk sabuk başlıklara girilen entry çokluğu insanı şaşırtıcak çoğunlukta, küfürde edersin cinsel içerikli de konuşursun ama belli bi tarzın uslübun olur.entry okurken pek iyi pek güzel demekten yoksun bırakmayalım birbirimizi ey sözlük.
kadınların yön bilgileri, yön komutlarına verdikleri cevaplar, bu konuda erkekler kadar pratik olmadıkları hissine kapılmama neden olmuştur hep.
büyük abdestinizi çok tutarsanız öldürücü bir gaz bombardımanı başlatabilirsiniz.
çok içmek iyi değil tuhaf haller oluyo.
aşırı mutluluktan sonra her zaman başa kötü haller gelmiştir.
tek yünlü yollarda karşıdan karşıya geçerken iki yöne de bakan insanlar var.
-kadınlar seçtikleri erkekler konusunda haklılar.
-doğu insanı batı insanından daha sabırlı ve hoşgörülü.*
-kötü özellikler sonradan kazanılmaz, doğuştan eğilim vardır.
-şiddetli depremler sıklaştı.
-haftasonu ve yaz mevsimi çok çabuk bitiyor. einstein zaman konusunda haklı galiba.
değersiz insanları ömrüne musallat edersen ileride yediğin kazıklardan ötürü kimseye kabahat bulmayacaksın, kabahati kendinde arayacaksın. duygusallığı bırakıp mantıkla hareket edeceksin.

para insanı değiştirir. eğer bir parasal meselen varsa işini ıslak imzayla garantiye al.
sözlük belli bir zaman sonra bayıyor; lakin bir belli zaman daha sonra tekrar sarıyor.
belarus'lu valera adında bir dost vardı, gavurdu kendisi. her ay kızının 500 dolar olan ev aidatını yatırıyordu. birgün sordum, -"valera neden kızına yardım ediyorsun?" ben babayım, bende vicdan var dedi. vicdanı türkçe söyledi.

buradan çıkaracağımız sonuç; dünyanın neresinde kim olursa olsun, annelerin ve babaların evlatlarına besledikleri şefkat, merhamet aşağı yukarı aynı.
ne kadar sallarsan salla dona düşer son damla.*
- 1-2 hafta iş dolayısıyla görüşülmemiş kanka özledim lan seni diye lafa başliyorsa muhakkak bir isteği oluyor,
- hatunların ne kadar üstüne düşersen düş bakmiyorlar ama senden hoşlanan bir kız varsa ve sen o kızdan hoşlanmıyorsan, ve siktir git, sikerim sıfatını gibi girdili-çıktılı küfürler kullanıyorsan o insan sülük gibi yapişiyor,
- her sabah kalkınca ulan akşam eve gelip direk yatıcam diyorsan yatamıyorsun, haliyle gün içinde kaçıyor uykun, çıkıyor bir ibnelik,
- maaşının eline geçtiğindeki mutluluk yalnıca 2-3 gün falan sürüyor, sonra yüklen babam kartlara,
- son olarakta plazamızda platonik aşık olduğum kızla gözgöze geldiğimde bir ibrahim tatlıses türküsü çığırıyor oluşum sebebiyle, hatunu gülme krizine sokmam ve bir daha onunla aynı kültür seviyesine erişemeyecek olmam benim kişisel tespitlerimdir. hem ayrıca ibrahim tatlıses elbette dinlenebilir ama biz bütün gün şarkının üzerinde tsira ile birlikte taşşak yapmiştik. eğer okursan anla beni be 7.kat güzeli. *
bazıları acı verici olan tespitlerdir. mesela, zımba sadece kağıtlar için kullanılması gereken bir alettir, parmaklarınızda kullanırsanız fena halde canınızı yakar.

bana güvenin ve parmaklarınızı zımbalamayın.
(bkz: klişe timi)
yazarların ders verici öğretici saptamalarıdır. bir Hoca varmış vakti zamanında kendine nasıl ettin hoca dedirte dedirte adı zamanla Nasreddin Hoca olmuş.
meyve ve sebzelerin eski tadı yok..
son dönemki filmler eskisi kadar tat vermiyor..
yeni nesil şiddete eğilimli..
evlilikler eskisi kadar sağlam değil..
eğitim yaz-boz tahtasına döndü..
insanların birbirine güveni kalmadı, 3. sayfa haberleri sağolsun..
Bankamatik'te bir bayan bir erkekten 4 dk. daha geç para çeker. Havele yapabilmesi için güvenlik görevlisinin yardımına ihtiyaç duyar.
haluk bilginer'den sen de başımı alıp gitmeyi dinlediğimde bkz vermek istiyorum...
(bkz: yazarların toplu tespitleri)
cem yılmaz yaşlandı beyaz yaşlandı bunların yerine kimse gelmedi. gelemedi. okan hala genç. hakkı devrimle program yapmayı bırakırsa yaşlanıcak.
bulanık boktan bir sudur aşk, insanın kendisini görmek için eğildiği. üstelik ne kadar eğildiğini de bilmeden düşersin o kendini gördüğün boklu suyun içine. çıkınca mı?

sırılsıklam olmuş kokuşmuş ceset parçacıkların. ceset olup dağılmış olanlar ise kalbindir. o ıslak kalp parçacıklarını asla bir araya getirip bir bütün oluşturamassın. en nihaytinde kirlenmiştir.
#6894838