‘genel merkez büro personeli’ imiş. ne kadar alıyormuş bu arkadaş ki memleketin herhangi bir genci beş senesini aynı standartlarda borçsuz dahi geçiremezken kendisi neler elde etmiş. yazık ya.
kültleşmiş bir gangster filmi. film şahane, al pacino mükemmel oynamış ama şaşırdığım nokta karakterin ikonikleşmesi. bir çok gangster filminde film kültleşirken burada ünlenen karakter sanki. beyler tarafından bu kadar ikon belirlenmesini de anlayamadım. tony montana'nın, taşradan istanbula gelip kendilerince çeteleşen, dışarıdan hor görünülen-ki sebep geldikleri yer değil tavırları aynı montana gibi- birinden tek farkı zenginleşmesi. salt kötü, cahil bir karakter. merak ediyorum,beylerin tony montana'yı bu kadar ikonlaştırma sebepleri ne? filmse okay, karakterse ilginç.
hatta bana şeyi anımsattı, sinemada çalışırken adana sıfır bir'in filmi çıkmıştı. gelen kitle cahilliğinden, demodeliğine tamamen tony montana cosplaydi.
benim youtube trend videolarında karşıma çıkmasıyla tanıştığım bi alternatif tıp yöntemi. buna deli gibi ihtiyacım olduğuna inanıyorum, sanki bir anda hafifleyeceğim, boyum uzayacak, harika bir duruşa sahip olacağım, daha esnek bir vücudum olacak vs vs. tek sıkıntı sonrası için olacak aksi durumları kabul ettiğinize dair imza istenmesi ve kemiklerinizle oynanması *
geçen yaz dişçiden dönerken yol üzerinde bi çiçekçiden saksıda gül aldım. üç kökü vardı. bir hafta sonra farkettim ki köklerden birinde bit var, diğeride kül hastası. o günden beri üç kez budadım, üçüncü budamada bitli kök ilaçlara rağmen iyileşmediği ve diğer kökleri daha da hasta ettiği için attım. üçüncü çiçek verme döneminde olan, iki köklü gülüm var. dokuz aydır benimle, çok fazla anlam yüklüyorum, her sabah gözümü açar açmaz ilk ona bakıyorum, onun sayesinde bir çok bitki beslemeye başladım. düzenli fotoğrafını çekiyorum, gelişimine bakıyorum. hala küllenme var, ilaçlarla önüne geçemedim iki günde bir küçücük yapraklarını siliyorum kül yayılmasın diye. şu an kökler birer çiçek açma evresinde.
ps geçen mektup arkadaşıma bahsettim gülümden. ona küçük prens ve gülünü anımsatmış. çok şaşırdım, oysa küçük prensi iki kez okudum ama hiç aklıma gelmemişti bu benzerlik. 'gülü senin için önemli kılan şey ona harcadığın zamandır.' 'ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden.'
mektuplaşma uygulaması. ilgi alanlarınıza göre arkadaşlar bulup mektuplaşabilirsiniz. mektuplaşma havasını fazlasıyla veren şey de şu ki mektubunuzun ulaşma süresi yolladığınız yere göre değişiyor. böylelikle chat avamlığından, değersizliğinden kurtulup daha anlamlı muhabbetler edebiliyorsunuz. istediğiniz ülkeyi bloklayabilirsiniz, mesela türkiye * en güzel yanlarından biri kendi bitmojinizi oluşturuyorsunuz, profil fotoğrafı yok.
benim sadece michael care hayranlığım yüzünden sıfır bilgiyle izlediğim ve bayıldığım film. koştur koştur gidiyor film. gerçek bir hikaye olması daha etkileyici hale getiriyor.
olay ne? ne zaman oldu? hiçbir fikrim yok. sözlüğün kalitesi bilmem ne diye konuşanlar sıktı artık- herkes kendi takip ettiği, merak ettiği başlıklar kadarını görür-. ayrıca eğer bir şey olduysa yazmazsanız konuşmazsanız olmamış sayabilirsiniz.
sözlükte bahsedilmemesine çok şaşırdığım bir tür komedi dram dizisi. başroldeki ramy youssef aynı zamanda senarist. amerika'da ailesiyle yaşayan mısırlı ramy'nin hem 'amerika'ya hala adapte olamamasını hem de kendi kültürü ve diniyle ilgili iç çatışmalarını ele alıyor. dizinin başında ramy klasik 'benim kalbim temiz zaten' kafasında. ikinci sezonda sadece ramy'nin değil aile fertlerinin de sorunları ele alınıyor. ramy tek sorunun tek günahının cinsellikle ilgili olduğuna kendini o kadar inandırmış ki egosunun kibrinin hiç farkında olmayan bir karakter. ama eğlenceli akıcı dizi.
dizinin başındaki bir sahneden bahsetmek istiyorum. ramy camide abdest alırken üşendiğinden üstün körü abdest alıyor ve ayak parmaklarının arasını yıkamıyor, onu gören bi abi ona abdesti nasıl alması ve allah'ın huzuruna temiz çıkması gerektiğini anlatıyor. o günün akşamı bu abiyle ramy tekrar karşılaşıyorlar, abimiz sessiz sedasız sigara içerken ramy 'benim niyetim temiz allah parmak aramı mı umursayacak' diyip yine çok fazla porno izlediğinden bahsediyor. abimiz sakince sadece şunu söylüyor 'çok fazla asılıyorsun, yapma. parmaklarının arasını da yıka.'
ne kadar onurr hali eleştirilse de iki personada da çok yetenekli müzisyen. yani hem sanatkar hem popüler kültür ne ister biliyor. benim cahilliğim ben onurr olarak tanıyordum ve sakini de son şarkılarını da sözlükten keşfettim. on gündür onur'dan başkasını dinleyemiyorum. hayduttun yalancıma dönüp duruyorum bütün şarkılarını.
makyajla değişim videoları çeken bir youtuber. ben aslında ilk çıktığında instagramda görüp pek de beğenmemiştim ama youtube videoları aşırı komik. bu kız harika, çok komik ve samimi... arkadaş olmak isterdim.