Üzülmemelerinin sebebi yaşadığımız illerde cirit atan Suriyeliler olabilir diye düşünüyorum.
Ama çevremizdeki Suriyeliler ile bugün Halep'ten ayrılmak zorunda kalan insanların arasında dağlar kadar fark var.
Bugün otobüslerle güvenli bölgelere sevk edilen 13-15 yaşlarında Halepli bir çocuk bir gün geri geleceğiz ve Halep'i kurtaracağız diyorken, çevremizdeki Suriyeli embesiller okul önlerinde kızlara sarkıntılık ediyor, sokaklarda karıya kıza laf atıyorlar.
Bu Arap kültürü ile Türk kültürü arasındaki en büyük farktır. 1 yıl kadar önce Türkmen dağı bölgesindeki çatışmalar başladığında o bölgeden Yayladağı sınırına sadece eli silah tutmayan yaşlılar ve çocuklar ile kadınlar geldi. Türkiye tarafına 1 tane bile erkek geçmedi. Ve onlarcası şehit düştü vatanları için.
Allah için söyleyince, "Reis" sıfatının en çok yakıştığı insan Abdullah Çatlı,
"Başkan" sıfatının en çok yakıştığı insan Muhsin Yazıcıoğlu,
"Başbuğ" sıfatının en çok yakıştığı insan da Alparslan Türkeş'tir.
atamız oğuz Kağan'ın töresine ve bu törenin esaslarına uymayan ve uygulamayan padişahlardır. Osmanlı ilk kurulduğu yıllardaki gibi oğuz töresi ile yönetiliyor olsaydı şu anda dünyanın en büyük imparatorluğu olarak hüküm sürecekti.
Amerika'nın köpeği Suud'un gavatları nerede? Katar'ın puştları? ingilizlerin sıçma dese sıçmayacak Ürdün'ün embesilleri? Ya en kalabalık müslüman nüfusa sahip Endonezya nerede? ya Malezya? Altından arabalar yaptıran, milyar dolarlar harcayıp çöllere havuz yaptıran Arap şeyhleri nerede? Arap Birliğine üye ülkeler nerede?
Cemil Meriç'in "Bir biz vardık cihanda, bir de küffar.." sözündeki 'biz' Türklerdir. islamın izzeti için halâ Türkler dertleniyor.
Nereden geldiğini bilmeyen tahminen orta doğu civarlarında birçok ırkın döllemesi ile türemiş bir eşek cinsinin ( Mezopotamya eşeği ) açtığı başlıktır.
Açtığın başlığın doğruluğunu kanıtlayan dünyada 1 tane bile kaynak yokken Bu kadar hazımsızlık nedir a.q.
Tabi amacınız da belli bu tarz platformlarda trollük yapmak, ortaya bi laf atıp milleti birbirine düşürmek.
1071 de Malazgirt'te açılan gedikten Kastamonu'ya yerleşmiş kayı boyu mensubuyum. Ilgaz dağının eteklerinde kurulan kayı boyu halen kayı köyü olarak kayıtlarda geçer.
Türk gibi yaşayan, Türk gibi düşünen ve Türk olduğunu unutmayan Oğuz atanın ceddine selam olsun.
Güneş daha bir parlak doğdu Orta Asya'nın bozkır tepelerine... Kayı boyu seher vaktinden beri ayaktaydı. içlerinden Kayının Reisi Süleyman Şah o gece hiç uyumamıştı. içini kemiren, rahatını bozan, kayının huzurunu kaçıran bir şeyler vardı ve bunlar kafasında durmadan dönüp, duruyordu. Ani bir hareket ve kimseye bir şey söylemeden, atına bindi, ardına bakmadan gölgesiyle yarış etmeye başladı. Fakat o da ne; o gölgesini yakalamaya çalıştıkça gölge büyüyor, ulaşılamaz hale geliyordu. Atının gemini çekti, dönüp arkasına baktı, gördü ki güneş henüz bir mızrak yükselmiş. Aynı hızla geri döndü.
Atından inmeden çocuklarını yanına çağırdı;
Gidiyoruz... Dedi. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere doğru gidiyoruz.
Bu abartılmış diye bahsettiği ırka da o ırkın 2000 yıllık dili olan Türkçeyi kullanarak hakaret etmekte bir ingiliz soysuzuna ve onun köpekliğini yapan malum kokteyl ırka yakışır. Kuyruk acısından olsa gerek her platformda türke ve türklüğe hakaret etmekle ömrünüz bitecek. sizin gibi ırkını s.ktiklerimi görünce iyiki türküm diyorum.
Bu sözlükte yazdığımı bilmiyorsun hala, belki hiçbir zamanda öğrenemeyeceksin. buna istinaden bu kadar rahat yazabiliyorum zaten. sen 4 yıldır bana hayatımın en güzel 4 yılını yaşattın. her açtığım çekmeceden, her giydiğim elbisenin cebinden bana küçük ama beni çok mutlu edecek kısa cümleler yazdın. ben sana hiç yazamadım böyle güzel cümleler. ama seni çok seviyorum.
belki çok kısa bir süre sonra yanında olmayacağım, yani artık hiç olmayacağım. bu yazıyı okuyamayacaksın belki ama ben gidince üzülme, ağlama sakın. kızımıza çok iyi bak, onu çok iyi bir şekilde yetiştir. aylardır doğacak oğlumuz için isim tartışmaları yapıyoruz. sen hep sahabe veya peygamber isimleri öneriyorsun. bense türk ismi olsun istiyorum. ben gitmeden doğarsa zaten senin istediğin isimlerden birisi koyulacak ama gittiğimde doğarsa eminim ismini oğuz kağan koyacaksın. oğlumuzu da adına yakışır bir şekilde yetiştireceğine eminim. nasıl yetiştireceğin konusunda kitap bile yazabilirim ama sen bu kitabı zaten biliyorsun. kızımda halası gibi hastaneden ve iğneden korkuyor, büyük ihtimalle oğlumda halası ve benim gibi olacak ama mutlaka her ikisine de hiçbir şüphe kalmayacak şekilde hastalık taraması yaptır. onlarında çocuklukları ve ümitleri sönmesin. onları ormanlarla kaplı memleketimizde yetiştir. orada okusunlar, orada büyüsünler. büyük şehirlerin kokuşmuşluklarını, kahpeliklerini, iki yüzlülüklerini görmesinler bile.
seni ne kadar çok sevdiğimi yine süslü cümlelerle, kelam hokkabazlığı yaparak anlatamadım. kısa ve öz bir şekilde sadece seviyorum diyebildim yine. hiç unutmayacağını bildiğim için beni unutma gibi cümlelerde kurmuyorum. sadece ve sadece ağlama arkamdan. her zamanki gibi karadeniz müzikleri dinle, horon oyna, çocuklarımıza da öğret ama sakın kazım koyuncu dinleme.
Önerimdir; bu kahpeyi imralı'ya göndersinler. Buna normal bir insan evladı elini sürmez. Oradaki ite de normal bir insan evladı hatun vermez. Hayvani arzularını gidersinler.
Yokluk içinde 7 düvele karşı verilen kurtuluş savaşını ve sonucunda imzalanan antlaşmayı beğenmeyenleri, imzalayanlara hain, iki ayyaş vs. gibi hakaret cümleleri kullananları piste alalım. 100 yıl öncesine bakarak çok çok ilerdeyiz. Ordumuz dünyanın en büyük 2. 3. ordusu. Her gün yeni bir savaş silahı üretiyoruz. Madem ki lozan hezimet, geç ordunun başına misak-ı milli sınırlarımızı geri al. Musul'u, Kerkük'ü, Telafer'i, Halep'i al hadi. Yunanistan tarihinin en kötü durumunu yaşıyor şu anda. 4 tane F16 ile 20 tane sat komandosu ile o adaların tamamını alabilirsin. Al hadi. Aynı durumda olan trakyadaki toprakları, Batum'u al hadi geri alabiliyorsan.
Bunlardan her hangi biri yapıldığı takdirde lozan hakkında hezimet cümleleri kurulabilir.
Bir Aşılmaz Dağdılar.
Aydınlığa Gönül Verip,
Yıldızları Sağdılar.
Tek Başına Destandılar,
Tek Başına Çağdılar.
Çoraklarda Gül Açtıran,
Kılıçlarda Zağdılar.
Ergenekon Ocağında Kıvılcım,
Malazgirt'te Lavdılar.
iman ile, Erdem ile, Aşk ile,
insanlığı Kenetleyen Bağdılar.
ensar vakfında tecavüze uğrayan çocuklardan 10 tanesinin ailesi şikayetini geri aldığı için ensar vakfı aklanmış. Bu olayda rüzgar çetini aklayacaklar güya.
şikayeti geri çeken ailelerin 12 yaşındaki çocuğunu para karşılığı fuhuşa zorlayan anadan babadan farkı var mı?
neticede çocuğunu pazarlayan bu ailelerde çocuklarıyla fuhuş yapan sapıklardan şikayetçi değiller o zaman hem çocuğuna fuhuş yaptıran aileler hemde bu çocuklarla fuhuş yapan sapıklarda serbest bırakılsın bizde tedbir olarak g.tümüze teneke bağlayıp gezelim.
Pastırma Kayseri de sektör haline gelmiştir. Bütün işlemler fabrikasyon olarak yapılır. Bu sebepten ötürü eski lezzetini kaybetmiştir.
Kastamonu'da pastırma en az 200-300 yıllık bir geçmişe sahiptir. Şu anda 5. Veya 6. Kuşak bu işi yapıyor. Fakat fabrikasyon değildir. Bütün işlemler el işçiliği ile yapılır. Etler Ilgaz dağı, küre dağları ve devrekani yaylalarında yetişen hayvanlardan kullanılır. Etin Kurutulması, dinlendirilmesi gibi baştan sona bütün işlemler tamamen doğal olarak yapılır. Bu sebepten Lezzet olarak Kayseri pastırmasının kat kat üstündedir.
Aksini iddia eden arkadaşları gelip karşılaştırmaya davet ediyorum.