hayat boyu fakir kalmayı en başta kabul etmektir. O yüzden memur olanlar, ilk iş günü amirlerinden şu cümleyi duyarlar: "tebrikler, zengin olmaktan kurtuldunuz."
diğer ülkeler uzayda koloni kurmaya çalışırken, bu tipler halen ortaçağ hasreti çekerler. insanları etkileyenin bu heykeller değil, halkımızı medeniyete taşımış olan fikirler ve uygulamalar olduğunu düşünemeyecek kadar da sığ ve sığırlardır. Bu tiplerin boş vakitlerinde çocuk badeledikleri ya da 12 yaşındaki çocukları dördüncü eşleri olarak aldıkları görülür.
onkoloji doktorlarını en mutlu eden şey toksik ilişkilerdir; Çünkü en çok müşteriyi yıllardır bu tarz ilişkilerden ve tiplerden bulurlar. Ülkece en büyük rahatsızlığımız da, anormal olan her şeyin sürekli ama sürekli normalmiş ve gerçekmiş gibi itelenmeye çalışılmasıdır.
zenginliklerini zekalarına borçlu olduklarını gösterir. zengin olup tam tersini yapsaydı, zenginliğini neye borçlu olduğunu söylemeye bile gerek yoktu sanırım. *
bırak heykelini, bir kaç yıla ismi bile unutulacak. Halk yıllarca sadece yapamadıklarını hatırlayacak ve tüm beceriksizliklerini düzeltmeye çalışacak.*
muhtar bile olamayacaklar kişiler için, dünya lideri diyebilecek azınlıklar da bir sonraki seçimde, kimin tam olarak nerenin hiçbir şeyi olduğunu görecek. *
ülkede iş bulamadığı için mağdur olan ve yaşam mücadelesi veren üniversite mezunlarına laf atmak; ancak ve ancak bu durumların gerçek sebebi olan beceriksiz yöneticilerin yalayıcılığını yapan, şerefsiz akbabalara özgü bir davranıştır.
Zaten bu günlerde hakkını arayan tüm mağdur vatandaşlar, asıl aşağılık tipler tarafından sürekli aşağılanmaya ve itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Ancak bu boş çaba ve hayaller peşinde koşanlara sağlam bir tokat çok yakında geliyor. Az kaldı az, tüm beceriksiz yöneticiler, etraflarındaki kemik yalayıcı trolleriyle birlikte, geldikleri gibi -hatta daha beter bir şekilde- gidecekler. Belki yarın belki yarından da yakın.
kıraathanelerdeki emekli amcaların dedikodusu kadar ayarsız bir dedikodu değildir. Öğle ki kıraathanelerdeki dedikodunun aşırı şekil değiştirdiğini ve sadece "-kodu" kısmının kaldığını görürüz. Bu fütursuz dayılar, ucundan da olsa gerçeklere dayanan "-dedi" kısmına artık gerek bile duymazlar, ne koyabiliyorlarsa koyarlar ve orada kaldığını düşünürler. *
normalde sadece fake hesap silinmez, bunu yapanın asıl hesabı da silinir ama işte para aşkı sözlük yönetimine, -aynı boş beleş siyasetçiler gibi- kendi kurallarını bile çiğnetir. yazık.