Kaşlarına dövme yaptırdığı nasıl uyduruldu, pek merak ettiğim oyuncu. Dövme yok, kaşları da doğal ki kaşlarının doğal olmasından mütevellit epey de eleştiri almış ama ısrarla dokunmuyor kaşlarına. Bu da ayrıca takdir edilesi. Onun dışında Bana masal anlatma'yı izlediğim salonda güzelliğiyle insanları pek mest etti kendisi. Öyle ki ''Ayperi de cidden güzel he'' cümlesi film sonunda en çok kurulan cümlelerden olmuş olabilir.
insanı Kerem Bursin'den soğutacak kadar itici oyuncudur. Başka kız mı kalmadı be çocuk! Sen Amerikalarda, Avustralyalarda oku, yaşa sonra gel bu kızla sevgili ol. Cidden yazık olmuş ...
Favori filmi v for vendetta, favori oyuncuları ise; yabancılardan johnny depp, yerlilerden sarp akkaya olan kaleci. Özel hayatında da sinirlendiğinde, kendi tabiriyle ''kafası atık olduğunda'' Amy winehouse ve alicia keys dinleyip sakinleşiyormuş bir de. Onu, bunu bilmem de v for vendetta'yı duyunca bir ''helal'' demedim değil.
Kurt seyit ve şura'da kesinlikle çok yapmacık olan oyuncu. ''Kendini geliştirmeye devam ediyor'' denmiş ama bence öyle bir geçer zaman ki'de daha iyiydi ki ben orada da oyunculuğunu abartılı bulurdum. Ama cidden daha iyiydi.
Olmamış dizi. Halbuki, tanıtımlarla beklentiyi çok yüksek tutmuşlardı. Herkes ''yeni sezonun Muhteşem Yüzyıl'ı olur'' falan diyordu ama ilk bölüme bakarsak zor. Bir kere Farah Zeynep Abdullah aşırı yapmacık. Ben, kendisinin oyunculuğunu öyle bir geçer zaman ki'de de abartılı bulurdum, ama kesinlikle orada daha iyiydi. Ayrıca, yanarım yanarım Hilal Saral'ı bize yönetmen diye yedirmeye çalışıyorlar ya ona yanarım!!
Beyazıt'ta sanıyorum ki herkesi canından bezdiren dostlarımız(!). Esnafı soyan, çocukları dilendiren, yolda genç kızları taciz eden ... Maşallahları var yani. Bir de ''Aileleri katledildi onların ama yazıkkk'', ''insan onlardaaaa'', ''Angelina Jolie bile Türkiye'yi tebrik etti bakk'' diyen insanlar olduğunu gördüm sayelerinde. Bak canım kardeşim; yaşadıklarının acı bir şey olduğunu, başlarından kötü şeyler geçtiğini, onların ''insan'' olduğunu, ailelerinin katledildiğini ve hatta ne yazık ki başlarına gelen bu kadar kötü olaylarda bizim ülkemizin de parmağının olduğunu vs. vs. ben de biliyorum. Ama ben kendi ülkesinden bu şekilde uzaklaşmak zorunda kalan insanların (bizim ülkemizdeki ''yoksul'' insan sayısı azmış gibi kendilerine yatırım yapılmasına rağmen), dilenmesine, orada çalışan esnafı soymasına tahammül edemiyorum mesela. Abazalarının genç kızlara asıldığını görüyorum her gün, hatta tramvayda işi bayağı ilerletenleri ... iğreniyorum. Sonra, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni ve biz vatandaşlarını ''keriz'' yerine konmuş hissediyorum onlara bakıp ... Üzülmüyor muyum? Üzülüyorum ... ama çocuklara. Kışta kıyamette, çorapsız, yarı çıplak gezdirilen, dilendirilen o çocukları görünce üzülüyorum. Sonra, anne-babalarına kızıyorum tekrar, ''nasıl annelik-babalık bu?'' diye. Senin ''ama aileleri katledildi onların yazıkkk'' diyerek acıdığın o insanlar, senin onlara acıdığın kadar kendi evlatlarına acımıyor çünkü. Bir de Hatay'da aile yapısını bozanlar varmış ki bu konuya hiç girmek istemiyorum. Şüphesiz hepsi böyle değil, farklıları var. Ama şu gördüklerim de bana yetiyor açıkçası. Beyazıt'ta okumasam bende farklı düşünürdüm belki. Ama her gün görüyorum ya onları, tüm bu olanları ... Artık saygı duyamıyorum zerre kadar kendilerine.
Edit: Eksileyenler olacaktır ki olmuş. Gel güzel kardeşim sen yaşa onlarla bir de ... Keşke eksilemeyle değişse, bütün bu ''gerçek''ler değişse.
Eşini ve ailesini el üstünde tutan bir adamın kızı. Adam maçlarda agresif kabul. Kendi de kabul ediyor zaten. Ama bu adam dışarıda ailesine, arkadaşlarına çok çok başka ... O yüzden bu minik kıza sabır dilemeye gerek yok. Annesi gibi o da el üstünde tutulacaktır. He unutmadan söylemeliyim ki; mükemmel bir anneye sahiptir. Annesiyle şöyle bir fotoğrafı da var miniğin https://galeri.uludagsozluk.com/r/589687/+
Kendisine özel bir hayranlığım olmamakla birlikte, aynı yazar arkadaşların hakkında ''birden fazla'' kötü yorum yapmasını ve buna bağlı olarak yapılan ''kıskanılıyor'' yorumlarına karşılık ''hiç de kıskanmıyorum yyoooo'' şeklinde cevaplar vermelerinin nedenini anlayamadığım oyuncudur. Bu nedenle bende de kıskanıldığı izlenimini uyandırmıştır. Evet hakkında yazılanlara baktım, okudum tek tek. Evet işsizim ben*
Asıl Tanım: Güneşi Beklerken dizisinde Zeynep karakterini canlandıran oyuncu.
Kısaca; internet çöplüğü. Taraflı, saçma sapan başlıklar attığı haberlerini hepimiz biliyoruz zaten de, o haberlerin altına yorum yapan insanların da %70'i o haberleri, o başlıkları hazırlayanlarla aynı zihinde. Haberin içeriği, başlığı falan zaten ahlaksızca, altına yapılan yorumları okuyorum belki doğru bir şey çıkar diye ama o yorumların da büyük çoğunluğu aynı ahlaksızlıkta. En iyisi okumamak, takip etmemek. Diğer türlüsü, bize, aklımıza zarar vallahi.
insanın karakterine, eğitimine ve karşısındaki insana göre şekillenen yaştır. 30 yaşına gelip, evliliğin olgunluğunu taşımayı başaramayan, ama diğer yandan 20 yaşında evlenip o olgunluğu kaldırabilen onca insan var. Yani, ''kadınlar için şu yaş aralığı ideal'' ya da ''erkekler için şu yaş aralığı ideal'' cümleleri bence yanlış. Önemli olan; kişinin kendisini bilmesi, evliliği taşıyıp taşıyamayacağını farkında olması, karakterinin belli çocuksu-ergen davranışlardan artık sıyrılmış olması, kendi ailesini kurup, o yuvayı ''eşiyle birlikte'' geçindirebileceğini biliyor olması ve şeçimin bilinçli ve sonrasını göze alarak yapılmış olmasıdır. Yaşından ziyade karakterinde belli şeyler oturmadıktan sonra 40'ına kadar bekleyip de öyle evlensen dahi yine mutsuz olursun. Tabii, ''karakterim tamam hadi o zaman evleneyim'' demek de doğru değil. Bakalım karşındaki insan da senin kadar kendinden emin mi?
Son derece yeteneksiz bir partneri olmasına rağmen (bkz: gizem karaca), karşısında ciddi ciddi oynayan oyuncu. Gerçekten doğal bir oyunculuğu var. Şanssızlığı gizem karaca ama ona rağmen gerçekten iyi idare ediyor sahneleri.
Hürriyet'e verdiği röportaj sayesinde bir erkeğin, isterse bir kadının hayatını nasıl bok edebileceğini görmüş olduk bence. Kadın ''tek bir kişiyi suçlamak yanlış'' diyor, aslında haklı da. Her ayrılık da, her sorunlu ilişki de 2 kişinin de karşılıklı hataları vardır illa ki. Ama bu kadın bir adama değil, bildiğin bir öküze aşık olmuş yahu. Kadının cümlelerine, fazlasıyla samimi olduğunu düşündüğüm söylemlerine bakarsak, Can denen o adam(!) bu güzel kadını bildiğin harcamış, tüketmiş, bitirmiş. Röportajında en beğendiğim kısım ise şu kısım oldu;
''... Bir sürü kadın var benim durumumda. Kadın-erkek ilişkisi açısından ''dengesiz bir enerji'' var Türkiye'de. Garip seksüel bir enerji ve kadın olmak orada daha zor. Rahat olamıyorsun, güvenemiyorsun, insanların aklından ne geçiyor anlayamıyorsun, göründüğü gibi değil insanlar, hep kendini koruyup, kollaman gerekiyor. Almanya'da benim her kesimden arkadaşım var. Fakat Türkiye'de öyle olmuyor, olamıyor. Ya sosyetiklerle arkadaş oluyorsun ya Cihangir cafelerinde oturanlarla, bir tür kast sistemi söz konusu. Tüm bunlar beni yıprattı. Zorlandım, bocaladım. Kültürü bir türlü çözemedim ... ''
Ne kadar da güzel anlatmış, Yüreğine sağlık be Meryem!
Çok güzel ağlar. Mısır için, Suriye için, Somali için ... Ali ismail Korkmaz için ağlayabilir mi ? Ağlamayı geç, üzülmüş müdür? Ama, belki Ali ismail için, Mustafa Ali için ''Mısırlı'' dersek üzülür, kim bilir. Şehit olan askerin ''kelle'' olduğu ülkemde şehitler için de ''mısırlı'' diyelim biz hatta. Değer kazanırlar kendisinin gözünde bu sayede belki.
Kabul edelim ki Yunanlılardan sonra en tembel millettir. Çalışkan falan değiliz arkadaş, üşengeç bir milletiz biz. Öyle ki Düşünmeye bile üşendiğimiz zamanlar oluyor. Oturduğumuz yerden başkalarının yaptıklarını eleştirmekte üstümüze yok. Çenemizin maşallahı var, ama iş çalışmaya, üretmeye gelince kalıyoruz öyle. Üretmeye meraklı insanlarımızın (ki sayıca azlar) da kıymetini bilemiyoruz zaten.
edit: eleştiriye açık da değiliz. Ve hep eskilerle avunuyoruz. Tarih var elimizde çünkü. Bir o kalmış.
Çalışkanlıklarına paralel olarak bir sürü felaketle (yaşadıkları coğrafi bölgenin de etkisiyle) sınanan millet. Ve ben hayranım o çalışkanlıklarına, milliyetçiliklerine!
Beni haksız çıkartmış insan evladıdır. Ben ''bu dizide en kötü oyuncu Melis'i oynayan kız'' derken bir de baktım ki kendisi o kızdan bile kötüymüş meğersem. iyilikten vazgeçmeyen bir karakteri oynuyor oluşu sizi aldatmasın, bu çocuk ''iyi'' oyuncu kesinlikle değil. ''Şu an'' oynadığı dizinin en başarısız oyuncusudur.
Yeni sezonda öyle bir geçer zaman ki'nin Mete'sinin sarı selim'i, küçük osman'ının ise Şehzade Mustafa'nın 7 yaşında idam edilen oğlu şehzade mehmet'i oynayacağı dizi. yapımcısı öyle bir geçer zaman ki'nin bitmesini bekliyormuş da haberimiz yokmuş. Lakin ne yaparsan yap o Hürrem olmadı arkadaş!
Edit: Mete, Bayezid'i oynayacakmış efenim. iyi de olmuş. Ne de olsa kendisi bir sarı selim'i oynayacak kadar sarı değil. Saçmalamanın anlamı yok.
Bir ara oyunculuk yapmasını öğrenmesi gereken kişi. Bana kalsa ''gel etme, geri dön sen bu yoldan'' derim ama eleştirilerle yerin dibine de gömülse vazgeçmez bu sevdadan bu kız. Sinem Kobal bir, selen soyder iki ve kendisi de üç. Hadi bakalım, hayırlı uğurlu olsun ...