hylikje
98 (enerjik)
dördüncü nesil yazar 2 takipçi 2.11 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    son andic

    1.
  1. http://www.sonandic.com adresinden ulaşılan Aylık Siyaset ve Kültür e-Dergisi

    derginin editör bölümünde Son Andıç için,

    "Akıllarda başka şeyleri çağrıştırsa da Türk Dil Kurumu, andıcın anlamını, "Uyarı veya hatırlatmak için yazılan not" olarak veriyor. Biz iki anlamını da yüklemeyi tercih ediyoruz. Uyaran, uyarırken de hatırlatan bir andıcı yeğliyoruz" deniliyor.

    Giriş sayfasında kırmızı mumdan ayyıldız mühürünün yer aldığı derginin son sayfasında, Kurtuluş Savaşı sırasında Ankarada ilk Meclisteki kürsüye örtülerek kurtuluşa kadar kalacak olan siyah örtü ve üzerinde Milli Mücadelenin simgesi kalpak bulunmakta. Siyasetteki gelişmeleri duru bir şekilde değerlendirme işlevini üstlenen derginin hedefi, Türk Milletinin bakış açısına yeni bir ivme kazandırmak.

    Stratejik araştırma, inceleme, makale ve dizi yazılarının yer aldığı Son Andıcın 1. sayısında yer alan konular şunlar:

    * - Meclise giren kim? DTP mi PKK mı?,
    * - Sıfırdan Başlayabilmek,
    * - Tarihsel Gelişim içinde 22 Temmuz 2007 Seçimleri ve Sonuçları
    * - YALNIZ ADAM: Mustafa KEMAL
    * - Kuzey Irak Operasyon Raporları ve Bölgesel Barış Harekatı
    * - Bitmeyen Oyun: TERÖR
    * - Geçmişten Günümüze Irak Türkleri TÜRKMENLER
    * - NUTUKta altı Çizilmiş Satırlar
    * - Çoban Ateşleri
    0 ...
  2. googlebizelogoyapsana com

    1.
  3. meşhur google logolarından biz de isteriz taleplerinin yükseldiği bir site. destek verilirse olmayacak şey de değil hani, iyi de olur ...

    Bizim tarihimiz, büyük adamlarımız, Dünyaya yön veren günlerimiz yok mu? Var, hem de hiç bir ulusta olmadığı kadar çok var. Biz de bize özel logo istiyoruz Google.com.tr ye tıkladığımızda karşımızda Atatürkün olduğu, 23 Nisanın kutlandığı, Eurovision birinciliğimizi hatırlayan, 17 Ağustosta saygıyla siyahlara bürünen, Galatasarayın UEFA kupasını kaldırdığı güne özel, Fenerbahçenin 100. yılını kutlayan logolar istiyoruz diyoruz ve girişimi destekliyoruz.

    http://www.googlebizelogoyapsana.com/

    Google bize logo yapsana !!!

    işte bize özel logolar. Bunlar bizim hazırladığımız logolar. Google.com.tr sitesinde bize özel logo görmek hayal değil. Harekete geçersek, sizin yardımlarınızla, Google'ı harekete geçirmek zor değil.
    1 ...
  4. yarbay tverdohlebov

    1.
  5. 1917 yılı sonlarında ve 1918 yılının ilk aylarında Erzurum ve Erzincanda Türklere karşı savaşan Ermenilerlerin bölgede yarattıkları vahşete tanık olan, ruslar ermenilerle iş birliği içinde olduğu halde bu hale isyan edip vahşeti önlemeye çalışan, gördüklerini ve yaşadıklarını aktardığı belgelerle de tarihe tanıklık eden Doğu Cephesinde meydana gelen olayların birinci derecede tanıklarından Erzurum 2 nci Ermeni-Rus Kale Topçu Alay Komutanı Yarbaydır.

    yarbay tverdohlebovun Rus devrimi başlangıcından 12 Mart 1918 tarihinde Erzurumun Türk birlikleri tarafından alınmasına kadar geçen sürede Ermenilerin Erzurum şehri ve civarındaki yerleşim birimlerinde yaşayan Türklerle ilişkileri hakkındaki notları Genelkurmay ATASE Başkanlığı Arşivi tarafından yayınlandı. yayında yarbay tverdohlebovun günlüklerinin ingilizce ve Fransızca tercümeleri ile günlük sayfalarının orjinalleri bulunuyor.

    günlüklerin tam metnine http://www.heddam.com/Haber.asp?HaberKimlik=4815 adresinden ulaşılabilir.

    yarbay tverdohlebovun günlüğünden bazı bölümler:

    Ermeniler canlı bir Türk kadınını duvarın önünde çarmıha germişler. Göğsünü yarıp kalbini çıkarıp başının üstüne çivilemişler.

    ... tutukluya onu asacaklarını söylediğinde Ermeni, gücenmiş bir edayla itiraz etmiş, Bir Türk için bir Ermeni'nin asıldığı nerede görülmüş? diye bağırmış.

    ... bir sokakta yaklaşık 70 yaşlarında hayli yaşlı iki ihtiyarı bir yere götürmekte olan bir asker grubuna rastladım. Askerlerin başında, elinde demir çubuk tutan Ermeni bir asker vardı ... zavallı ıihtiyarları yol boyunca sokağın bir tarafından diğer tarafına çamurların içerisinde yaka paça sürüklüyordu ... çamura batıyorlar, tekrar ayağa kalkıyorlar, onları tekrar sürüklüyorlar ve eziyet ediyorlardı.

    Ermenilerin Türklere karşı nefretleri eskiden beri bilinmektedir. Ermeniler daima kendilerinin mazlum ve ezilen bir millet olduklarını iddia etmişlerdir. Her zaman kendilerini hiç suçları yokken sürgün edilmiş, dinleri ve kültürlerinden dolayı ağır işkencelere maruz kalmış bir millet olarak sunmayı başarmışlardır.

    Ermenileri oldukça yeteneksiz, asalak, açgözlü, ancak başka bir milletin sırtından geçinebilen bir millet saymak mümkündür.

    Türk birlikleri Erzurum'a girinceye kadar geçen son iki ayda gördüklerim ve duydukların Ermenilerle ilgili her türlü tahmin ve tasavvur sınırlarını fazlasıyla aşmıştır.

    Katliam bir doktor ve müteahhit tarafından organize edilmiş. Yani her hâlükârda ayak takımından birisi tarafından yönetilmemiş... 800'den fazla silahsız sivil öldürülmüş. Öldürülenler kendilerini korumak için karşı koyarlarken yalnızca bir Ermeni ölmüş. insanları koyun gibi kesmişler. Tutsak edip ölüme mahkum ettikleri insanlara kendi elleriyle büyük çukurlar açtırmışlar. Bu çukurların başına insanları gruplar hâlinde götürmüşler ve hayvan boğazlar gibi kestikten sonra çukurlara doldurmuşlar. Çukur başındaki bir Ermeni arsız arsız çukurdaki cesetleri sayarak Burası 80 kişi mi oldu? Bir on kişi daha alır! Bir on daha kes! deyince, on kişi daha kesip çukura atmışlar ve üstünü toprakla kapatmışlar.

    Bu Ermeni müteahhit, sırf eğlence olsun diye bir binadan Türklerin teker teker çıkmalarını emretmiş. Dışarı çıkanların kafalarını keserek, böylece yaklaşık 80 kadar insanı katletmiş.

    Ağır yaralı ve yerde can çekişmekte olan bir kürde bir Ermeni askeri koşarak yaklaşmış ve ağzına bir sopa sokmaya çalışmış. Dişleri sıkılı vaziyette ölmek üzere olan adamın ağzına sopayı sokamayınca üstündeki elbiseleri çıkarmış. Ermeni, ölmekte olan adamın çıplak karnına çizmesinin demir ökçeli topuklarıyla vurmaya başlamış.

    ... Ermeni askerlerinden oluşan Erzurum ihtilal icra Komitesi, halkın elindeki silahları bulup el koymak maksadıyla Erzurum'da geniş kapsamlı bir arama faaliyeti düzenlemişti. Arama faaliyetleri düzenli bir şekilde organize edilemeyince aramalar, gemi azıya almış asker yığınının halkı yağmalamasına dönüşmüştü. Ermeni askerleri muharebede zulmetmeye ve işkence yapmaya özellikle çaba sarf etmişlerdir.
    1 ...
  6. 1 kurusluk manevi tazminat

    1.
  7. vatandaşların ve özellikle de şehit ailelerinin Başbakan Erdoğanın sayın Öcalan ve kelle hitabı üzerine, Anayasanın 36. maddesinde belirlenen hak arama özgürlüğünü kullanarak, Erdoğanın şahsı aleyhine açtıkları davalarda istedikleri tazminat miktarıdır.

    büyük hukukçular birliği davalar için ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor.

    türk ceza kanununa göre daha önce pkk cı zanagil sayın öcalan hitabı daha önce suç ve suçluyu övme olarak alınmış ve zanagile ceza vermişti.
    0 ...
  8. erdogan i dava edeceklere danismanlik hizmeti

    1.
  9. Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Av. Kemal Kerinçsizin dahiyane fikridir. iyi bir fikirdir zira aziz nesin demiştir bunu, bizde bir gariplik var nesinin bahsettiği yüzde dilimi gittikçe büyüyor. nesin oturup öyküsünü bile yazmıştır bu durumun.

    Büyük Hukukçular Birliği, Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacaklara, ücretsiz danışmanlık hizmeti verecek. kerinçsiz'e göre Katil başına sayın Öcalandiye hitap etmesi, yeni TCK 215. maddede düzenlenmiş bulunan Suçu ve suçluyu övmek fiili ihlal ettiği anlamına gelir, ki bu suştan daha önce yargılananlar olmuş ve sayın öcalan sözü altı ay ceza almıştır.

    irtibat
    0212 523 18 18
    0212 521 91 11
    GSM 0532 214 33 54
    Mail: kemalkerincsiz@mynet.com

    ebul-Fatık adlı zengin bir Arap, bir Türk kızıyla evlenme sevdasına düşer. Aradığı kız; güzel, kız oğlan kız, eline erkek eli değmemiş olacak ve üstüne üstlük çok saf olacak. Aracılar, arar tarar en sonunda kuran kursunda yetişmiş. On yedi yaşında, Necmiye adlı akça pakça,yandan çarklı kalçalı saf mı saf bir kız bulurlar. Çok yoksul bir ailenin kızı olan Necmiye, evlenip de büyük bir zenginliğin içine düşünce mutlu olur, istanbulun en zengin semtlerinden Nişantaşı'nda lüks bir dairede kocası Fatık ile tatlı bir hayata başlar. Fatık, çok kıskanç biridir. Sokağa hep çarşaflı çıkan karısının kadın akrabalarıyla bile sık görüşmesini istemez. Haftada iki gün sokağa çıkma izni verdiği karısını, o günlerin akşamı uzun uzun sorguya çeker, nerelere gidip neler yaptığını sorar. işte yine böyle bir günün akşamında Fatık, genç karısını sorgulamaktadır:

    - Ne yaptın bugün?
    - Ah sorma, öyle bişey başıma geldi ki, şaştım kaldım!
    - Ne geldi başına?
    - Senin izninle sinemaya gitmek üzere çarşafımı giyip sokağa çıktım
    - Şok güzel.
    - Yolda giderken bir herif sokuldu yanıma!
    - Bir harif!
    - Evet... Ben gidiyorum, o dayanımdan gidiyor. Dur bakalım ne olacak diye merak ettim.
    - Allah allah... Ben de şok merak ettim. Du bakali nolecak?
    - Bilet aldım, adam da bilet aldı... Sinemaya girdim, o da girdi!
    - Du bakali nolecak?
    - Bir koltuğa oturdum, o dayanımdaki boş koltuğa oturmaz mı!
    - Hayret! Du bakali nolecak?
    - Işıklar söndü, o herif elini bacağıma atmaz mı?
    - Du bakali nolecak?
    - Çarşafımın eteğinin altından elini soktu!
    - Du bakali nolecak?
    - Sonra, o herif oramı buramı karıştırmaya başladı!
    - Du bakali nolecak?
    - Sinemadan çıktım, eve geliyorum, baktım o adam da yanımda yürüyor!
    - Du bakali nolecak?
    - Apartmanımızın kapısından girdim, herif de girdi!
    - Du bakali nolecak?
    - Bizim kata çıktım, anahtarı çıkarıp bizim dairenin kapısını açtım, girdim içeri, o da girmez mi! Du bakali n'olecak?
    - Yatak odasına girip elbet soyundum. O da soyunmaz mı?
    - Du bakali nolecak?
    - Yatağa girdim. O da benimle yatağa girmez mi!
    - Ayvaaah! Du bakali n'olecak?
    - Hiç canım... Bişey değilmiş, ben de boşu boşuna merak etmişim.Boncuk boncuk ter döken Fatık, son bir kez daha sorar:
    - Peki, ne oldu Nacmiya? Ne yaptı?
    - Aynen senin her gece yaptığını...
    1 ...
  10. hiciv ve mizah edebiyati antolojisi

    1.
  11. Hilmi yücebaş tarafından hazırlanmış, anti demokratik davranışları, sömürü düzenini , dikta heveslilerini iğneleyen, hatta sırasında padişahlardan tanrıya kadar her varlığa kafa tutan şairlerin, şiirlerin, hicviyelerin ve mizahi öykülerinin bulunduğu antoloji çalışmasıdır.

    Kitapta, divan, tanzimat, edebiyat-ı cedide, fecr-i ati ve son devirler edebiyatının hiciv ve mizah türündeki eserlere yer verilmiş.

    Tarihten öğreniyoruz ki , haksız yönetimle hüküm süren diktatörler, toplum düşmanları ve yaptıklarını beğenmeyen kusurlu insanlar daima hiciv ve mizahtan korkmuşlardır. bundan bin yıl önce fars şairlerinden ebu şekür balhi, bu gerçeği şöyle açıklamıştır:

    Şiir minberi de devirir, sarayı da

    Hiciv için Tahir olgun: teşhir-i rezail ve teşhir-i erazil için yazılır demiştir. Türkçeye hiciv olarak giren bu kelime Arapça hecv olarak okunmakta ve batıda buna satire denilir. Hicvin karşılığı olarak yergi de kullanılmaktadır. Hiciv şairine heccav denir.

    Hiciv ve mizah zor bir sanattır. Hicvin ve mizahın seçkin bir vasfı da , edepli ve edebi muhalefet; iğneli tariz, hedef aldığı makamı, müesseseyi ve şahsı darıltmaz. Fakat tenkit ve tarizde, latife nezaket hududu aşıldı mı, o zaman hiciv ve mizahın asıl yüzü ve kimliği soysuzlaşır.

    Tahir nadinin bir maarif müntesibi için yazdığı hicvi;

    Humkunun ölçüsü bulmada fen acizdir,
    Cehlinin debdebesi koskoca umman gibidir.

    Şair eşref daireye gidip gelmek için eşek satın almış. Bir gün eve eşekle giderken karşıdan faytonla vali kamil paşa geliyor, paşa eşrefe takılmak için :
    - maşallah eşref bey, eşşeklenmişsiniz.
    Eşref cevabını verir.
    - evet efendim ama eşek kamil de sıkıntı çekmiyorum.

    ikinci abdülhamitin padişah oluşunun yıldönümünde, 19 ağustos günü, halk hükümet konağı avlusunda toplanmış, inzibatlara rağmen halk tören yerine daha da yaklaşınca pencereden bunu gören vali bu eşek millet diye bağırmaya başlamış, eşref de hemen cevabı vermiş:

    Millete erbab-ı mansuptan biri eşek demiş,
    Reddedilmez böyle bir söz amma ki pek can sıkar
    Olsa da millet eşek, eşek diyen bilmez mi ki,
    Sadr-ı azamlarla valiler de milletten çıkar

    Her gelen zulm ile icrayi hükümet eyler,
    Gösterin adil olan var ise bir tanesini?
    Ben tenezzül edemem, varsın eşekler . . sin,
    Şama vali olanın hinde kadar annesini

    Ve en meşhurlarından nefi
    Bir gün Tahir efendi adına bir mecliste nefiden bahsedilir ve Tahir efendi de aman anmayın şu kelbi (köpeği) demiş. Buna karşılık nef de:

    Bize Tahir efendi kelp demiş,
    iltifadı bu sözle zahirdir!
    Maliki mezhebim, benim zira
    itikadımca kelp, tahirdir.

    Nefi kudretli, mağrur ve haşin bir şairmiş. Şiirdeki gücü sebebiyle çok da kıskanılırmış. 4. murata kasideler yanında bozuk düzene dair Şiiler yazmış. Dilinin belasını çok çekmiş; işinden kovulmuş, en sonunda da dili belasından canından olmuş. Hicivlerinden çokça başı derde giren nefi bir ara, bir daha hiciv okumayacağına dair yemin ediyor fakat kendini tutamıyor. Padişah yeni bir hicvin var mı? diye soruyor bir gün. var diyor ve bayram paşa için yazdığı hicvi okuyor, padişah seviyor fakat bayram paşa pek hoşlanmıyor bundan ve nefiyi huzuruna çağırtarak ağzına geleni söyleyip kaldırın diye emrediyor. Odunlukta bir süre hapis kalan nefi burada boğularak sarayburnundan denize atılıyor. Hapisken bile ağzı durmuyor nefi nin. katli fermanını kendisine okumaya siyah bir haremağası geliyor. Ferma damlayan bir damla mürekkep üzerine nefi :
    ağa hazretleri, fermanın üstüne teriniz damladı!.. diyor.

    Sık sık kabaran celallenen hiddetsin!
    Karşında durulmaz öyle bir kudretsin!...
    Kurtulmadı asrından baban, hicvinden;
    Ey nefi, ahvadını kimler hicvetsin?..

    Arif Nihat asya

    Cahil softalardan biri bir gün kethüzade arif efendi hakkında o bizden değildir demiş. bunu arif efendiye yetiştirmişler, gülmüş. aman gidip söyleyin, hakkımda ahirette de böyle şahadet etsin!

    Hasırcızade Mehmet ağa bir gün fuat paşanın yanındayken paşanın pırlanta yüzüğüne dikkatle bakmaya başlar, bunun üzerine paşa sorar:
    -yüzüğüme mi bakıyorsun?
    -evet paşamtaşını merak ettim.
    -elmastır
    -güzel. Fakat faydası nedir?
    -ne faydası?
    -yani size ne irat getirir?
    -ne getirecek? Hiç.
    -yazık. Benim de babadan kalma bir çift taşım var; bana senede elli altın getirir.
    -amma yaptın ha ne taşı bu?
    -değirmen taşı!

    Ruhi baba izmir Bektaşi dergahı şeyhi, güler yüzlü, hoşsohbet ve nüktedan biridir, avukatlık yapmaktadır. Günün birinde hisar kahvelerinde oruran bir zata biri herkesin önünde pezevenk diyor. Pezevenk denilen namus davası açmak için ruhi babaya gidiyor. Hakareti eden de cin Ahmet beyi kendine vekil tayin ediyor. Cin Ahmet ile de ruhi babanın içtikleri su ayrı gitmez. Bu iki dost hakim karşısına çıkarlar.sözü cin Ahmet alır.

    - efendim, türkçede bazı tabirler vardır ki , bazen küfür olmakla beraber, çok defa da takdir ve hayranlık makamında kullanılır. Pezevenk de bunlardan biridir. Mesela: doğrusu çok usta pezevenkmiş, veya aşkolsun, filan işi de becerdi pezevenk deriz, hayranlığımızı ifade eder. Dava konusu da budur, beraat isterim.
    Hakim ruhi babaya sorar, baba çok ciddi cevap verir.
    -ne diyeyim efendim. Çok güzel müdafa etti pezevenk.
    2 ...
  12. 23 nisan cocuklarina hemcinsleriyle kalma sarti

    1.
  13. akp iktidarı döneminde, trt genel müdürlüğü'nün 29 yıldır ilk kez yaptığı ayrımcılıktır. buna göre 60 ülkeden gelen misafir kız çocukları kızlarla, erkekler erkeklerle kalacak. trt bunun için antalya milli eğitim müdürlüğü'ne bir yazı gönderiyor, okul yöneticileri de çocukları misafir edecek ailelerle toplantı yaparak "aman ha bunları birlikte yatırmayasınız" diyor.

    karara "dini yaklaşımlarla eğitim yapmak", "cinsiyet ayrımcılığı" gibi eleştiriler getirilirken söz konusu uygulamanın çocuklarda uyum sorunu yaratacağı da vurgulanıyor.

    "Küçük hanımlar, küçük beyler!

    Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız!

    Memleketi asıl aydınlığa boğacaksizsiniz.

    Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.

    Sizlerden çok şeyler bekliyoruz."

    mustafa kemal atatürk
    2 ...
  14. unakitan in prada pabuclari

    1.
  15. "babalar gibi giyerim" diyerek ayağa geçirilmiş pabuçlardır.

    italyan Prada pabuçların fiyatları da 400 dolardan başlıyormuş.

    seytan prada giyer diye de bir kitap varmış, töbe töbe.
    3 ...
  16. idrardan karakter tahlili yapma

    1.
  17. analizin suyunu çıkarmak, deve altında penguen aramaktır. yapılmamalıdır, yazıktır.
    0 ...
  18. azerin

    1.
  19. azerbaycan'da doğup büyümüş ses sanatçısıdır.

    çok küçük yaşlarda başlayan sanat hevesini ve ilk sanat tecrübelerini şöyle anlatıyor azerin: "çok sevdiyim valideynlerimin söylediyine göre musiqiye heves mende çok kiçik yaşlardan başlayıb. hele 5 yaşımda meni azerbaycan dövlet radiosunda uşaq verlişlerinden birine oxumaq üçün deevet etmişdiler. Ve bu da menim gelecek heyatımın istiqametini teyin etdi.o zaman men emin oldum ki, musiqisiz yaşaya bilmerem. menim en xoş xatirelerim 9 il bir yerde çıxış etdiyim "cücelerim" ansamblı ile bağlıdır. bu ansambl ile birlikde menim c.cahangirovun "qarabağ" mahnısını ifa etdiyim heyder eliyev adına sarayla ilk tanışlığım oldu. o anları indiye qeder xatırlayıram - sehne arxasında deqiqelerle davam eden heyecan, gur işıqlar, 2000-lik zalın gurultulu alqışları ve respublikanın merkezi konsert zalının sehnesinde dayanmış balaca qız. Sonralar hemin ansamblla biz bir çox sehnelerde - moskvada, leninqradda, çelyabinskde, ukraynada, latviyada, litvada, gürcüstanda çıxış etdik, amma, ilk sehne heyecanı menim qelbimde her zaman qalacaq."

    azerin geçenlerde, bakü'de, gülistan sarayı'nda toplanan türkiye-azerbaycan diasporası teşkilatları ortak forumu sonunda minik bir konser verdi ve seslendirdiği "çırpınırdı karadeniz" şarkısıyla dinleyicileri büyüledi.

    azerin'in sesinden çırpınırdı karadeniz

    http://www.azerin.az/az/i...2c4f95a84fea76ab945eefc60
    4 ...
  20. gertrude bell

    1.
  21. ırak devletinin kuruluşunda oynadığı "tarihi" rol hasebiyle ismi zikredilen, ingiliz istihbaratında görevli bayan tarihçidir.

    çıkar çatışmalarının batılılara konferanslarda, harita üzerinde, cetvellerle ülkeler kurdurduğu 1920'li yıllarda, devlet olma yeterliliğine bakılmaksızın kurulan ırak'ta, ıraklılar için kurulan ve amerikan işgali sonrası yine ıraklılar tarafından yağmalanan bağdat müzesinin kurucusudur.

    "tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer" vecizesini akıllara getiren tarihi şahsiyet.
    0 ...
  22. senin yoncani yiyim

    1.
  23. akp'li belediye başkanı cuma bozgeyik'in 20 yaşındaki bir bayanın "yonca şeklindeki kavşak ne zaman bitecek?" şeklindeki sorusuna verdiği veciz cevaptır.

    selanik gezisinde anlattığı hakaret içeren atatürk fıkrası yüzünden hakkında soruşturma açılan bozgeyik de işte bu bozgeyik'tir.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6098004.asp?m=1

    +kavşak diyorum, yonca gibi olan, ne zaman bitecek?
    -yemişim yoncasını yau, yonca var mı yonca?
    +nası yani?
    -bi şekerli kahve, yanında bir de yoncanı yiyim.
    0 ...
  24. heddam

    1.
  25. çok keskin kılıç anlamına gelen kelimenin, "amaç; ülkemiz türkiye'miz için, atatürk'ün cumhuriyeti için; halden görev çıkartmak, daha da ötesinde aşkla, inançla ve korkusuzca uygulamaktır!" ilkesiyle tam manasıyla hayat bulduğu, atatürk milliyetçisi tarih, kültür ve haber sitesi.

    http://www.heddam.com
    2 ...
  26. plan iyi bir seydir ama

    1.
  27. plan iyi bir şeydir ama bunun için vakit ve nakit gerek

    adnan menderes'in istanbul'da bizzat giriştiği imar faaliyetinde önüne çıkan her şeyin ne olduğuna bakılmaksızın yıkılıp yok edildiği, istimlak bedellerinin düşük tutulduğu, binlerce kişinin alacak bedelleri için aylarca beklediği ve neticede menderes ile birlikte o dönemde görev yapmış belediye başkanlarının, 27 mayıstan sonra idam istemiyle yargılanmalarına sebep olan bu olaylar evvelinde menderes tarafından sarfedilmiş cümle.

    imar faaliyeti, istimlak muhacirleri kavramının ortaya çıkmasına ve arada tarihi eserlerin de bulunduğu 7289 yapının yıkılmasına sebep olmuş. yıkılan yapılar arasında italyan mimar raimondo d'aronco tarafından inşa edilen merzifonlu kara mustafa paşa ya da herkesin bildiği adıyla karaköy mescidi de vardır.
    0 ...
  28. © 2025 uludağ sözlük