Aynı andı, memleketi hotumlayan, soyan, dolandıran, ailesine peşkeş çeken birçok devlet büyükleri okudu yıllarca da ne oldu?
Hani doğruydunuz? Hani çalışkandınız? Büyüklerinizi "ananı da al git" diyerek koruyup, küçüklerinizi "gazlarla, darpla, tacizle" saymadınız saydırdınız.
Aynı andı Taksim'de bağıra çağıra ülkücüler de okudu, Türklerdi, doğrulardı, çalışkanlardı... Onlar orada bağıra çağıra okurken başkanları bahçeli, Akp ile birlikte tezkereyi geçiriyordu.
Doğruluk bu mu? Yoksa iki yüzlülük mü?
Uyamaacağın bir andı yıllarca tekrar etmene gerek yok. Kaldır gitsin.
31.05.2013 tarihinde patlak veren Gezi Olaylar'ının ardından meydanlara dökülen 2013 gençlerinin kuşağıdır. Şayet, sıradan bir eylem durumu olsaydı, bir kuşak hareketi olmazdı ama devam eden bir direniş ve mücadele var.
Tartışmasız Türkiye'nin en büyük sanatçılarından. Nazım Hikmet Tiyatro Akademisi Bölüm Başkanı. Kadıköy Blok girişiminin öncüsü. Tam bir sanat adamı. Ayrıca dünyanın en iyi kalpli insanı.
Fırat Tanış önderliğinde kurulan oyunculuk ve dans stüdyosu. Türkiye'nin en baba Hocalar'ından birebir özel ders alabileceğiniz alternatif bir mekan. Oyunculuk, dans, yoga ve daha bir çok ders mevcut. Mekan Bahariye girişinde, sanatçılar sokağının sonunda.
Şu sıralar iBŞT'de oynamakta olan, Samuel Beckett'in OYUN adlı eserini yönetmiş şahıstır.
"Bu mudur performans" dediğim bir "OYUN" olmuş. Ortada "OYUN" yok ki. Performans, ışıkların farklı odalarda dolaşması ve insanların hızlı bir şekilde repliklerini söylemesiyse, ya da aynı anda hızlıca söyleyip insanların hiçbir şey anlamamasını sağlamaksa, benim böyle bir performans aklım almıyor. Fiziksel aksiyon yaparsın anlarım. Sözleri eylemle anlatırsın anlarım. Ama arkadaş, insanları bir odaya koyup, sandalyede oturtup hızlıca replik söyletirsen, seyirci koltuğunda horlayan o teyzeye de hak veririm. Işıkların odalarda dolaşması güzel olmuş. Sarı ışık harika oynamış. Bu fikir, seyirciyi kandırmaktır. Keşke texti verseydiniz de evde okusaydık.En azından anlardık. Bir de yurt dışında hiç absürd tiyatro örneği seyretmemiş mi acaba? izlememişse Beckett oyunları öneririm. illaki güzel fikirleri vardır ama bana geçmedi.
HiTLER'iN TEHDiDi ATATÜRK'ÜN CEVABI
Türk Hükümetinin kendisinin kovduğu Yahudi bilim adamlarıyla temas kurduğunu öğrenen Hitler, Benim ortadan kaldırmak istediğim bu Yahudi alayını Mustafa Kemal koruyamaz. Buna müsaade veremem diyerek Atatürke Bu komünist profesörleri ülkenize sokmayın mesajını gönderir. Atatürk, Bu bilgiyi kendisine ileten Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras ve Maarif Vekili Reşit Galip Beye Bir onbaşı beni cinayetlerine alet edemez diyerek Türkiyeye sığınmak isteyen Alman profesörlerin işlemlerinin hızlandırılması talimatını verir.
--spoiler--
Biz Kaybedeceğiz Onlar Kazanacak, Yok Öyle Şey. Onlar Kaybedecek Biz Kazanacağız, O Da Adalet Anlayışımıza Ters.
--spoiler--
Recep Teyyip Erdoğan / Kulüp Başkanı.
Anlatılmazdır, sadece yaşanılasıdır. Allah belasını versindir.
Şakasına;
-"itelim mi abi"
-"itelim"dedi ve yola koyulduk.
iki gece önce alkolü fazla almıştım ayıptır söylemesi. Ortama uyduk biraz ve karıştırdık. Bu mide bozukluğuyla Marmaris'ten istanbul otobüsüne bindim. Tabi ki çok büyük bulantı problemi çektiğimi söylememe gerek yok. Bunun üzerine bir de Eskihisar'a gelmeden araba bozuldu. Tam 2,5 saat. Otobüs halkı (nasıl olduysa) günün plumberı olarak beni seçti galiba. En son 17-18 anahtarını arıyordum kaptana vermek üzere. Motorun bilmem nesinin borusu patlamış. Çok anlarım ya. Bir yandan işkence çekiyorum, bir yandan da yardım ediyorum. 2,5 saat geçti ve yapacak hiçbir şey yok. Şakasına demiştim "itelim mi?" diye. ittik ve çalıştı. işte bizim zihniyetimiz. Televizyon bozulur, vurursun,çalışır. Bilgisayar mı bozuldu? Kolayı var. Reset at geçer. Otobüs mü bozuldu? Üç beş delikanlıyla itiş gücü yaratır, vurdurursun. Üzerinde en az 20 mühendisin çalıştığı Alman harikası Mercedes otobüsü iterek tamir ediyoruz ya...
Yorum yapılamaz!
Bir de nefret etmenin başka sebepleri de var:
Kafayı vurup yatmak istersin;
1) Koltuklar hayatını beller.
2) Sağında, önünde ve arkanda olmak üzere en az 3 velet vardır ve hayatları ağızlarıyla götleri arasında gidip gelen bu veletler, sürekli ses çıkarma ve bağırma halindedirler. (Sonrasında arkadaş olup, koridorda koşturanları da görülmüştür.)
3) Arkalarda bir yerlerde bas bariton horlayan birkaç amca mutlaka vardır.
4) Para verip 50 kişiyle yatarsın.
5) insanların en doğal hallerini burada görürsün.
Oturup bunları sizinle paylaşmak istedim; duygu durumum bu halde..
Not: Eve vardım sanmayın; hala otobüsteyim. Bunları size otobüsten yazıyorum sözlük.
Karakterine göre bazen çok sevimli bazen çok itici olurlar. Yolda, hararetli bir şey anlatırken aniden bir sokak kedisinin peşine düşmeleri yeterince sinir bozucudur.
Evet, sanat sol bir eylemdir. Dili, dini, imanı olmaz. Değişimcidir, yenilikçidir. Kişilere kurumlara ve/ya zümrelere mal edilemez. Mesela tiyatronun çıkış tarihinde bile, örneğin yunan tiyatrosunda, devleti, tanrıları, insanları hicveder. Doğru yolu göstermeye çalışır. Şu anda da böyle. En azından olması gereken yön bu.
Hayatımın filmidir. Sanki benim için yazılmıştır. Ne zaman atıma binip, savaş teçhizatlarımı yanıma alsam, ormanda o meşhur "sons of scotland" monoloğunu bağıra çağıra söylerim. Bir de müzikal oyun textini buldum bu filmin. Çeviriyorum.
"istanbul Atlı Okçuluk ve Tarihi Atlı Savaş Sanatları Kulübü" yanlış zamanda doğan savaşçıların mekanıdır.
At severler ve Geleneksel Okçular ve yanlış zamanda doğan savaşçılar tarafından kurulan istanbul Atlı Okçuluk ve Tatihi Atlı Savaş Sanatları Kulübü 10 senelik araştırma ve sayısız ok tüketildikten, kılıç yaralar alındıktan sonra 2012 yılında Kilyos Gümüşdere'de kuruldu.
Geleneksel Türk Atçılığı, Okçuluğu, Atlı Okçuluk ve tarih boyunca at üzerinde kullanılan kılıç, mızrak, balta, gürz, teber, şeşber ve kargı üretiminde önemli idman yapan kuruluşumuz gerek musabık, gerek dublör, gerekse at severler için doğal bir idman ortamı tedarik etmektedir.
Bunun yanında atmacacılık, yabani ve yırtıcı hayvanlar da yetiştirilmektedir.
Bizim biricik mabedimizdir.
Verilen Dersler:
*Binicilik,
*Okçuluk, kılıç ve diğer savaş aletlerinin tatbikine yönelik eğitimler
*Bunların at üstünde kullanımı.
Kişi başına düşen milli gulet sayısının en az bir olduğu belde. Her doğan çocuk bir guletle doğuyor burada. Guleti olmayana kız vermezler. Yerlisi olmak vardır yani. Her yaz mutlaka giderim. Bayram tatili vesilesi sayesinde, an itibari ile Bozburun'dayım.
Tiyatromuz için, onurumuz için 24 nisan saat 11:00'de galatasaray lisesi önünde buluşulup, destek verilmesi gereken eylemdir. oyuncusuyla, tiyatro severiyle...
Yargılamalarımızla hoşgörüyü el birliğiyle öldürdüğümüzün kanıtıdır.sürekli bir yargılama içerisindeyiz. Sürekli olumsuz eleştiri hali. Artık iğrenç bir hal almış durumda günümüzde. Biraz hoşgörü.