Devlet babanın milletine zorla da olsa tükettirmeyi bir vazife addettiği mallardır.okullarda süt-fındık dağıtılması gibi.gerçi onlar elde kaldığından dağıtılıyordu ama bu teoriye zarar vermez.
-valla bozuk yok,
çoğunlukla doğrudur, eller dışarıdan cepleri sıvazlayarak söylenir.
-verirsem sana kötülük yapmış olurum, o yüzden veremem,
doğrudur ama g. yiddim ayağı olarak değerlendirilir.
-hayır hayır, nıç nıç nıç,
magazin fotoğrafçısına huysuz ünlü çiftlerin vereceği tepkinin dilenciye doğrultulması, beddua alabilir.
-karnın aç mı, gel yemek ısmarlayayım.
merhametli ancak güvensiz, sömürüyü engellemeyi amaçlayan bir tepkidir.
-senin de...
duaya karşılık para değil dua verir, dilenciye umut vermez.
ey nefis! bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı; yarın ise, senin elinde senet yok ki, ona mâliksin. öyle ise, hakiki ömrünü bulunduğun gün bil.
lâakal, günün bir saatini ihtiyat akçesi gibi, hakikî istikbâl için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccâdeye at.
hem bil ki, her yeni gün, sana, hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır. eğer namaz kılmazsan, senin o günkü âlemin zulümâtlı ve perişan bir halde gider. senin aleyhinde âlem-i misâlde şehâdet eder. zîrâ herkesin, her günde, şu âlemden, bir mahsus âlemi var. hem o âlemin keyfiyeti o adamın kalbine ve ameline tâbidir. nasıl ki aynanda görünen muhteşem bir saray, aynanın rengine bakar. siyah ise, siyah görünür; kırmızı ise, kırmızı görünür. hem, onun keyfiyetine bakar; o ayna şişesi düzgün ise sarayı güzel gösterir, düzgün değil ise çirkin gösterir. en nâzik şeyleri kaba gösterdiği misillü, sen kalbinle, aklınla, amelinle, gönlünle kendi âleminin şeklini değiştirirsin; ya aleyhinde, ya lehinde şehâdet ettirebilirsin. eğer namazı kılsan, o namazın ile, o âlemin sâni-i zülcelâline müteveccih olsan, birden sana bakan âlemin tenevvür eder. âdetâ, namazın, bir elektrik lâmbası ve namaza niyetin, onun düğmesine dokunması gibi o âlemin zulümâtını dağıtır
birinci yüzü: esmâ-i i̇lâhiyeye bakar, onların aynalarıdır. bu yüze zeval ve firak ve adem giremez; belki tazelenmek ve teceddüd var.
i̇kinci yüzü: âhirete bakar, âlem-i bekaya nazar eder, onun tarlası hükmündedir. bu yüzde, bâki semereler ve meyveler yetiştirmek var; bekaya hizmet eder, fâni şeyleri bâki hükmüne getirir. bu yüzde dahi mevt ve zeval değil, belki hayat ve beka cilveleri var.
üçüncü yüzü: fânilere, yani bizlere bakar ki, fânilerin ve ehl-i hevesâtın mâşukası ve ehl-i şuurun ticaretgâhı ve vazifedarların meydan-ı imtihanlarıdır. i̇şte bu üçüncü yüzündeki fenâ ve zeval, mevt ve ademin acılarına ve yaralarına merhem için, o üçüncü yüzün içyüzündeki beka ve hayat cilveleri var.alıntı
cehennem değil korkutmak, cennetin lezzetlerini tam bildirmek ve hukuklarına tecavüz edilen hadsiz mahlukatın intikamlarını almak içindir.Eğer sen dalalatte boğulup çıkamıyorsan yine cehennemin vucüdu, bin derece ebedi idamdan daha hayırlıdır ve kafirlere de bir nevi merhamettir.
bahar mevsiminde, birkaç gün zarfında, nev-i beşerin umumundan bin derece ziyade olan umum ağaçların, bütün yaprakları, evvelki baharın aynı gibi, birden mükemmel bir surette inşaları ve yine umum ağaçların umum çiçekleri ve meyveleri ve yaprakları, geçmiş baharın mahsulâtı gibi, berk gibi bir süratle icadları misaliyle akla yakınlaştırılabilecek yeniden diriltilme hadisesidir.
Kral teoden'in, kendisi merdivenlerden yuvarlanırken kılıcını indirip kellesini alacağı anda Aragorn'un eşine Peres'in soluğunu kesecek olan erdoğan'a moderatörün yaptığı müdahele olayında rastalanan bir densizlikle mani olduğu, böylece yeldire yeldire Saruman'a kaçan pis ve hain yönetici danışmanı.
Lig tv izlenir, spor tartışma programları sabahlara kadar izlenebilir, asla film izlenmez, arada arka sokaklar tarzı uyuklaya uyuklaya izlenebilecek sonu belli diziler izlenir, ve kumanda babanın göbeği altında kaldığından o uyusa da onun açtığı kanallar izlenmeye mecburen devam edilir.
"islam şefkat dinidir" doğrusunun en yabancı ve soğukkanlı şekilde başka ahval ile karıştırıldığı bir hezeyan halidir. Ya da bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun.
Başbakan Maliki ile sürtüşmesi nedeniyle hakkında tutuklama kararı çıkartıldığından kendini Kuzey Irak'a zor atan, Barzani'nin himayesinde Irak'a teslim edilmeyen ve Irak'ta Amerikalıların tarlayı sürüp bir şey ekmediklerinin göstergesi olarak hükümet krizini ayyuka çıkaran kişidir.
Kemal Tebirizi'nin Marmoulak adlı filminde, muhalefete rağmen hocanın izniyle, cemaatten bir şahsın camide söylediği türküdür. mimberin önünde, eller önde birleştirilmiş, baş öne eğik, kalden ziyade lisan-ı hal ile söyleyişi dinlenmelidir.