--spoiler--
Götoğlanlığı, bir genç için, sosyal açıdan batmış olmaktan bir an önceki halin sürekliliğidir. Yani her an göt edilme, göt olma durumu vardır götoğlanında ve buna rağmen sosyal olmaktan vazgeçemez, çünkü iyice götoğlanı olmalıdır. Ortamdan ortama koşmalıdır ki hepten göt olsun. Demek ki götoğlanlığı güdüsünde sosyalliğe itki mevcuttur.
--spoiler--
deprem öldürmez, bina öldürür benzeri laflar, depremin ardından bölgeye yağan yardımlar, yardım çağrıları, gelecekte olabilecek depremler için tedbir çalışmaları. bunlar olması gerekenler ve gerçekler! ama kokuşmuş, kokuşmak zorunda kalmış gerçekler bunlar. bunlar mevzunun üstyapısını oluşturan unsurlar ve yetersizler ve daima yetersiz olmaklıklarıyla faydasız kalacaklar… bir altyapı sorunu var ki belki çözülmesi imkânsız olduğundan kaçıyor herkes ondan, bilinçsizce ve cahilce.ortadaki sorun hep olduğu gibi insan! altyapı insan olmalı. işe insan’dan başlanmalı. insan, insan olarak, insan zihinlerinde, olması gerektiği gibi konumlandırılabilirse ancak bazı sorunlar çözülebilir. ‘Bazı’, diyorum çünkü insan zaten varlığı yokluğuyla biçimlendirilmiş ve haddinden fazla aciz bir yaratık.
--spoiler--
öyküleri zamane insanına pek uzun geliyor olmalı. okunacağını sanmam. malum iki satırdan fazlası mideye oturur bizde. ben okuyorum valla, neden mi? ben her şeyi okurum da ondan. aşk soruşturması isimli hikayesinin linki de yine benden:
genel olarak köşeye sıkışmış bir psikolojiden söz ediyor. hikayelerdeki karakterler o veya bu sebeple ya da sebepsizce, biraz hastalıklı bir ruh durumuyla yolunda gitmeyen bir şeylerin farkına varıyorlar, çözmeye çalışıyorlar ama tamamen analiz yoluyla deniyorlar bunu. pek bir eylem yok yani. o şekilde çözüme ulaşılması zor.
son yazısı yine de hoşuma gitti, reklam yaparcasına link paylaşayım::
“Her yerimi emzikleyebilirsin, tüm ağırlığınla (erkek ağırlığıyla, salt yerçekimsel bir olay değildir bu, işin içine pek çok psikolojik anlam girer) bedenime yüklenip iflahımı, nefesimi kesebilirsin amaa..!”
orada dur der orta namuslu kızlar, namusumu bir noktaya kadar korumalıyım!
çok fazla vardır bunlardan zamanımızda. orta-namuslu çok oturaklı bi tanım olmamış belki ama oldukça eğlenceli olduğu söylenebilir yani. yoğun entellektüel aktarımından ötürü şu öykünün yazarına da minnettar olmalıyız *
götoğlanı bence pek geniş anlamlar içerir. az götoğlanı olmadık şu hayatta.
şu otantil kahramanın yazısı da pek hoşmuş, tam bi götoğlanıymış demekki bu şahsiyet. götoğlanlarının acziyetini falan hissettim okurkene
Churchill ile bilinen fıkra misali gereksiz bir tartışmaya girmiş yazar.
Bernard Shaw, Pygmalion oyununun galası icin ingiltere'nin ünlü devlet adamı Winston Churchill'e bir davetiye gönderir ve klasik irlandalı alaycılığı ile şu notu da ekler:
"Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu da getirin eğer varsa"
Churchill bunun üzerine bu yıldızının hiç barışmadığı ama görüşmekten de kendini alıkoyamadığı Bernard Shaw'a şu notla cevap verir:
"Galaya değil ama ikinci oyuna gelirim tabii sahnelenirse"
Klarnetin çingeneceside denilebilir. Ilk çalmayı denerken ( çalmak derken ses çıkarmaktan bahsediyorum) dikkatli olunası bir alettir. Mazallah ciğerleriniz patlayabilir ses çıkaracam diye. Ama sonradan anlarsınız ki sorun çok üfleyememekte değil dili doğru yere koyamamaktan kaynaklanıyor.
Insan özgürlüğe mahkumdur. Yaptığı her şey attığı her adım özgürlüğe yöneliktir. Atılmış ve çaresiz olduğunun farkında olan her insan özgürlüğe mahkumdur. Sınırlı bir zamanda ve sınırlı hareketler gerçekleştiren her birey özgürdür ve buna mahkumdur..
Insanların bu dünyaya birey olarak yanlız ve çırılçıplak gelmiş olduğunu anlatan müthiş kitap. Bir nevi bireycilik manifestosu olsada, yer yer varoluşçuluktaki atılmışlık ve çaresizlik konularıda karakter üzerinde ince ince işlenmiştir..
2500 sayfalık bir kitabın bukadar akıcı ve etkileyici olmasını tahayyül dahi edemezdim doğrusu. Prens Andrey'in karısıyla son görüşmesi, karısının gözleriyle anlatmak istediklerini okuduğumda Tolstoy'a sarılıp hüngür hüngür ağlamak istedim bir an.. Piyer ve Prens Andrey konuşmaları varoluşçu kişiliklerini ortaya koyuyor..
Insanlar daima hatalı olacaklar. Ama neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verdikleri kadar hatalı olmayacaklardır.
Günümüzde samsung, acer, hp, ve exper gibi ünlü firmaların bir bir ortaya çıkarmaya başladığı günümüz teknolojisidir. Tablet pc ler ortalığı kasıp kavurken sözlükte bu kadar az entry girildiğini görmek beni değişik düşüncelere gark etti.
Idare hukuku 2 yani idari yargıda, idarenin hukuka uygun hareket etmediği düşünülen hallerde davaların nereye açılması gerektiğini anlatatan, idarenin keyfilikten kaçınmasını sağlayan önemli bir hukuk dalıdır.