efendim bu dövme mevzu pek bir hassastır. zira hepimiz biliyoruz ki ileri teknolojiye rağmen dövmelerin geri dönüşü pek mümkün olmuyor. amma ve lakin vücudunda doğru yeri ve doğru şekli seçenler hayatta istedikleri hazza ulaşırlar, ilgiyi üstlerine başarılı bir şekilde çekerler. ohhh ne ala ne ala olalala!
mesela erkeklerin ensesindeki dövme her daim seksidir. hele bir de saç 3 numaraysa tadından yenmez. * buna karşılık yapmayın etmeyin beyler; kabul edin artık. japon harfleri, "only god can judge me" yazısı ya da atatürk dövmesi artık pişmanlıktan öteye gitmez. bırakın artık bunları gözünüzü seveyim.
prof. ilber ortaylı'nın osmanlı imparatorluğu için 19.yy'a söylemidir.
1983'ten beri imparatorluğun en uzun yüzyılı diye bir kitabı da mevcuttur. toplumun sancıları ve modernleşmesi birarada düşünüldüğünde çok da yerinde bir tabirdir.
sokakta görsen selam vermeden yanından geçeceğin dıdının dıdısı herifi facebook'una eklediğinde seni sıçmana kadar takip etmesi, doğum gününü kırk yıllık dostmuşçasına kutlaması sebebiyle çileden çıkmış kişi eylemidir. sanal dünya ne boş ne yalan dünya diye yabancılaşmaya götürür adamı.
ayrıca iradesine hakim olamayıp her dakika eski sevgilinin profilini kontrol eden manyak olmamak adına alınan bir önlem de olabilir.
her ne kadar iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta dense de birçok evliliğin bitiş nedenidir. direk "ben anne/baba olmak istiyorum. haydi sana eyvallah" şeklinde gerçekleşmez tabi ki; ama evdeki huzursuzluk baş göstermeye başlar. yaraları saracak, sizi birarada tutacak bir yavrunun eksikliği her geçen gün daha da hissedilir...
sanal reklam uygulamasından sonra yeni modadır. kavak yelleri, melekler korusun dizilerinde görüldüğü konuşulmaktadır. dizi normal akışı sırasında bir anda yeni ürün, kampanyayı övmeye başlar; altta da markanın reklamı sanal olarak gösterilir.
* 1952 yılında istanbul'da doğan ahmet kuyaş, ortaöğrenimini istanbul'da tamamladıktan sonra fransa'da tarih lisansı ve kanada'da tarih doktorası yaptı. doktora tezinin konusu şevket süreyya aydemir'in türk devrimi'ni yorumlayışıydı. princeton üniversitesi'nde okutmanlık, mount holyoke college'da yardımcı doçentlik yaptıktan sonra türkiye'ye döndü. 1997'den beri galatasaray üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümü'nde öğretim üyeliği yapmaktadır. ayrıca boğaziçi üniversitesi atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi enstitüsü'nde lisansüstü ve doktora düzeyinde ders vermektedir. kuyaş'ın ilgi alanı 19-20. yüzyıllar osmanlı-türk tarihidir.
yoğurdun donmuş şekli. caddebostan ve istinye park'ta gördüm şubelerini. enteresan ve güzel bir buluş. hele ki kalorisi dondurma ile kıyaslandığında göze daha bir sevilesi geliyor. bir kerelik de olsa denenmesi tavsiye edilir.
"power türk'ü yazın da her yerde dinleyin keyiflenin" mantığıyla yapılmış animasyonumsu reklam. kalitesizliğini bir yana bırakın, köpek balığının power türk'ü duyunca kafasını denizden çıkarıp gülümsemesi beni benden almıştır.
kenan doğulu'nun taptaze albümü patron'daki 9. parçası. başındaki "bakmaaa öyle kırkın kırgın" deyişi, festival albümündeki haykırış parçasını anımsatıyor insana. "aşk aşk diye yooollaraa düştüm"
les chaises eugene ionesco'nun 1951 yılında yazdığı ve ilk kez 1954 yılında yayımlanan tiyatro oyunu. oyunda yaşlı kadın ile yaşlı adamın dünyası, sandalyeler hakkında deli saçması sözler söyleme alışkanlığından ibarettir. bu gülünç törenin ardındaki, insanın durumunu saçma kılan dayanılmaz hiçliği kolaylıkla sezeriz.
istanbul büyükşehir belediyesi'nin düzenlediği tiyatro festivali kapsamında gitme olanağı bulduğum kültür merkezi. teknik donanımını yeterli bulmak imkansız; ses olsun ışık olsun rejiyi çok zora sokan bir sahneye sahip.
bir tuncer cücenoğlu oyunu. esas kahramanın sürekli aksiliklerden kurtulamaması, okurken bana yaşar ne yaşar ne yaşamaz'ı anımsattı. yeter artık, olsun da bitsin derken buluyorsunuz kendinizi.
galatasaray üniversitesi tiyatro topluluğu'nun kısaltılmış halidir. galatasaray üniversitesi'nin kurulmasından bir sene sonra, yani 1994-1995 döneminde üniversitenin ögretim görevlilerinden nami başer başkanlığında kurulan topluluk, bu sezona kadar birçok başarılı oyun sergilemiştir.
tuncer cücenoğlu'nun yazdığı 2 perdelik tiyatro oyununun adı. bu sezon *gsütt sahnelemektedir. oyunun tanıtım yazısı ise şöyle:
"tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.Bir hastane odasındayız.
hastamız yaşamsal faaliyetlerinin çoğunu yitirmiş. Umudu günden güne azalmakta.
hayat arkadaşı başında, onun da takati giderek azalmakta.
telefonda bir arkadaş, kafa kurcalamakta.
bir de anne, bir şekilde hep yanı başımızda.
ve bir yabancı, bir ziyaretçi, gecenin bu saatinde geldiğine göre kafasında kim bilir neler dolanmakta?
mesele ölüm bile olsa, hayatta hep gülünecek bir şeyler bulunmakta."
bir nevi iki ucu boklu değnek durumudur. fakat illa birini seçmek gerekirse kız gibi erkek yeğlenir. en azından o, çevrenin eleştirilerine kulaklarını tıkayıp kendisi olmaya çalışıyordur. ama erkek gibi kız sadece ilgi görmek, dikkat çekmek uğruna yapmacıklığa bürünmüştür..
2005-2006 eğitim öğretim yılında, fen bilimleri dershanesi kadıköy 3.şubedeki geometri hocalarından birinin adıdır. söylediğine göre kız kardeşinin adı da aşk'mış ve isimlerini babaları koymuş. *
yalaka, iki yüzlü, dalkavukçu insanlar için kullanılan bir sıfat.
örnek olarak haldun taner günün adamı isimli oyununda yaltakçı kayınpeder için "mütebasbıs bir hal takınır." ifadesini kullanmıştır.