tarihinde ilk kez bir turnuvaya, hem de dünya kupası'na katılmayı başaran takım.
bir ülke düşünün soykırım kurbanı, ardından sefaletin dibine kadar batmış. ülkedeki işsizlik oranı yüzde 40, her iş rüşvetle hallediliyor, yolsuzlukta birinci sırada. gençlerin hiçbir umudu yok, eğitimlerini tamamlayamıyor, kaçmak istiyorlar ülkeden. işte böyle bir ülkenin tek umudu konumundalar.
başlarında safet hoca; kalede premier lig'in en sağlam kalecilerinden asmir begovic; savunmada büyük tecrübe emir spahic, orta sahada, buraya dikkat istiyorum, pjanic-lulic-salihovic-ibricic-medunjanin gibi teknik isimler var. safet hoca genelde 3-5-2 oynatıyor takıma ve orta sahada seçtiği 5 oyuncu da teknik kapasitesi yüksek oyuncular. aralarında bir "kazma ön libero" yok. buna rağmen 30 gol atarak elemelerin en golcü dördüncü takımı olurken sadece 6 gol yediler. bu da takım savunmasının gücünü gösteriyor.
ileri uçta da edin dzeko ve ibisevic ikilisi bulunuyor zaten.
belki de ilk kez katılamadığımız bir turnuvada içim bu kadar rahat, sizin de olsun. safet hoca sen de çok yaşa!
edit: okuduğunu anlamaktan acizler var sanırım. elinde böyle bir fotoğraf varken bunu maçtan 3 gün sonra yayınlayacak bir haberci olabilir mi? hadi bunu geçelim,sırf fotoğraftaki "tükürüğü" kırmızı daire içine almak için neden adobe photoshop programı kullanılır? hadi bir daha okuyun belki bu sefer anlarsınız.
demirören'den handikaplı ayar yemeyi de başararak iyice dibe vuran, kendi deyimiyle "futboldan anlamayan" başgan.
futbol dışı sebeplerle taraftarın sevgilisi arabesk imparatorun bir punduna getirip biletini kesmiştir. takım yükselişe geçtiği için artık avrupalı hoca zamanıdır.
bu arada tüm bunları kurumsallaşma adına yapıp en kritik mevkiye bülent tulun'u getirdiğinin altını çizelim. daha beteri ne olabilir? oğuz altay'la, rasim ozan'la enseye tokat olup sürekli bilgi sızdırması. güzelmiş be başgan.
galatasaray'ın bu yaz "üç kuruşa" almadığı ali adnan kadhim'in frikikten gol kovalayacağı maç. galatasaray'da bu maçta sol bekte hakan balta veya riera'nın oynayacağı düşünülürse daha da parlayacaktır ali.
rıza çalımbay sonunda inadından vazgeçti ve bursa maçında florin cernat'ı takıma monte etti, o da golünü attı. cernat tam bu maçın adamı. 4 maçlık cezası sona eren leonard kweuke de ilk maçında iki asist yaptı. fizik gücü, ve o fizikten beklenmeyecek özellikleriyle türkiye ligi'nin bugı olabilir. benim rizespor adına hala olmasını beklediğim tek değişiklik ise nijeryalı stoper oboabona'nın artık görev alması. eyvallah sezer özmen fena idare etmiyor ama nijerya milli takımıyla konfederasyonlar kupası maçlarında as olarak görev almış bir stoperi de kulübede unutmak hoş değil.
diğer yandan sercan formda. dediğim gibi cernat ve kweuke'nin oynayacağını bilsem iddaa'da rize'ye oynarım.02 banko
galatasaray taraftarı olmasına rağmen karnı beşiktaş tarafından doyurulan şarkıcı. geri kalan hayatında hiçbir şey yapmasına gerek yok, ateşini yolla bana beşiktaş maçlarında çaldığı sürece telif ücretiyle hayatını idame ettirebilecektir.
lakin helal olsun, iyi ki böyle bir şarkı yapmış. "dj uyuma hakan peker çalsana, ateşini yolla bana!"*
gönül isterdi ki bu arkadaş gereksiz agresif, biraz da çirkefliğe çalan biri olmasaydı ama "savaşçı" lakabını abartıyor bazen. umarım törpüler bu hareketlerini.
not: tabi selçuk'un boğaz sıkmasını meşru göstermez motta'nın hareketi. türk futbolunun en efendi adamlarından birinin tuhaf dönüşümüne şahit olduk, hoş değil. sneijder ve hatta frikiklere sürekli babalanan drogba'nın adamın sinirlerini yıprattığı bariz.
bazı endüstrilerde abd'yi emin adımlarla takip eden çek cumhuriyetidir.
(bkz: czech streets)
öte yandan güzel kadınlara, eli yüzü düzgün erkeklere, medeni beşeri ilişkilere sahip ufak ve sevimli bir ülkedir. futbol deseniz hele sabaha kadar konuşuruz. cech, ujfalusi, bolf, grygera, jankulovski, nedved,poborsky, rosicky, berger, smicer, plasil, koller, baros'lu efsanevi nesille başlarız, günümüzdeki viktoria plzen modelinden devam ederiz.
her şeyi geçtim, yaşadığımız ülkede kocasından ayrılmak isteyen kadınlar öldürülürken bu adamlar slovakya ile masaya oturup medeni bir şekilde ülke ayırmış. daha ne? abd'ye her türlü on basar bu şirin ülke.
not: bahsettiğim efsanevi kadro 2006 dünya kupası'nda abd'nin eline 3-0'la vermiştir bu arada. hey maşallah!
türk futbolunun, türk insanının aynası olan brezilyalı top tepici.
biz kazananı severiz. kazanmayı severiz. bakmayın bilgi yarışmalarında ilk sorudan patlayınca "önemli olan katılmaktı" diyen tiplere, ki onların bile sinirden gözü falan seğiriyor. her neyse...
felipe melo mevkisinde iyi bir oyuncudur, evet kalitelidir de ama kişiliği de en hafif tabirle bozuktur. burada yaptıklarını tekrar tekrar yazmanın anlamı yok, herkes malını biliyor.
ha, 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçındaki sahaya atlama olayını bu adamın hareketine bağlamak saçmadır o ayrı. gavrilo princip'i bilirsiniz. biliyorsunuz boş boş bakmayın, avusturya-macaristan veliaht arşidükünü öldürüp 1. dünya savaşı'nı başlatan sırp milliyetçisi. bakmayın başlattı dendiğine, gavrilo olayın tetikçisi olmuştur olsa olsa, işte melo bu olayda tetik bile olamaz. orayı geçelim.
bu adam başka takımda oynasa etmedik küfür bırakmayacak galatasaraylılar için artık çok geç. makyavelizmin karanlık dehlizlerinde kaybettik kendilerini. ama elbet olaya objeektif bakan galatasaraylılar da vardır, diğerleri de yarın bir gün önemli bir maçta saçma sapan bir şekilde takımı eksik bırakıp mağlubiyete neden olunca sallamaya başlar ancak. çünkü gerçekler gözümüze kazanamayınca görünüyor.
umudunu kaybetmemesi gereken taraftarlara sahip takım, kulüp,yaşam sevincimiz.
şu an ülkenin en doğru yapılanmasını yerleştirmeye çalışmaktadır. önder özen-slaven bilic'li üst katmanın yanı sıra edin terzic'li,miljenko rak'lı, jose sambade'li alt katman, saha içine karışmayan yönetim. oyuncu transferlerinde gözetilen politika.
şu an borussia dortmund'un birkaç sürüm önceki halidir. borussia'nın ligi 4. bitirdiği dönem hatta. biraz sabır gerekiyor. her şey iyi ilerliyor, maç kaybedilebilir ama gelişim sürecektir. bilic'in elinde henüz kullan(a)madığı oyuncular var, onlar da rotasyonda aktif rol alır hale gelince işler değişecek.
rakiplerine bakarsak, galatasaray planını sürdürülebilir başarı üzerine kurmuş durumda. başarılı oldukları sürece gelir sıkıntısı çekmeyecekler, o gelirle sneijder-drogba gibi oyuncuları transfer edebilecekler. mantıklı, ancak nba'deki şampiyonluk adayı takım kurma gibi bir plan bu, ayrıca hiçbir takım sonsuza dek başarılı kalamaz. yaşlanmakta olan, yerli kalitesi düşük bir kadro ileriki zamanlarda başlarına bela olabilir.
fenerbahçe'deyse planın p'si yok. orta sahasında aynı tip 283462389 adam bulunduran, stoperden devşirilmiş sol bek olan kadlec'i aldıktan sonra "ya bu kadlec çok defansif" diyen adamlar var kulüpte.lan kadlec o kadlec... çek milli takımında sivok'la tandem oynayan adam. madem hücumcu sol bek istiyorsun,almazsın. her neyse, dediğim gibi orada aziz yıldırım durduğu sürece gerçek bir yapılanma olmayacak.
beşiktaş bu sezonu şampiyonlar ligi biletiyle kapatırsa büyük başarı olacaktır, hele yeni stada şampiyonlar ligi heyecanı taşırsa yeni sponsorluk anlaşmaları, gelişen genç kadro ve bilic'in takıma hakimiyeti derken dönüşümüz muhteşem olacak. goygoy yapmıyorum, şu an ileriki dönemleri domine edebilecek bir yapı var beşiktaş'ta. yeter ki taraftar sabırlı olsun, şampiyonluk baskısı gibi gündelik şeylerle ileriki yılları baltalamasın.
edit: eksilenmiş. "excellent smithers" hehehe. aşağılamak için bu başlıkta dolanıp dururken gerçekleri gözünüze sokmayı istemezdim sevgili galatasaraylılar ama durum bu. sorry.
belirtmek lazım ki transferi bir scouting başarısı değildir. sen u20 dünya kupası'nda gol krallığına oynayan adamı izleyip sonra 10 milyon eurodan fazla para verip alırsan bu scouting başarısı olmaz. ancak kendisi bir transfer başarısıdır bu da net. nani'ye benzetiyorum kendisini. nani de çok yetenekliydi gençken, hala da yetenekli, üst düzey bir oyuncu ama asla beklenen seviyeye çıkamadı kendini geliştiremedi. bruma kendini geliştirebilir, önü açık.
22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında galatasaray'ın oyunu değiştirme adına tek kozuydu,hocasının ona sarılacağından emindim, öyle de oldu. girer girmez galatasaray'ın her şeyi oldu, öyle ki bazen galatasaraylılar işi abartıp "at fink'e" taktiğine döndüler ama bruma geri adım atmadı, sorumluluk aldı, yeri geldi çektiği şutta top edirne dolaylarına düştü ama maçı çevirdi.
hasretle beklediğimizdi, geliyor. bu vesileyle geçen sene aldığım hırvatistan formasının arkasına "slaven" yazdırırım artık, dortmund formasına "klopp" yazdırdığım gibi...
--spoiler--
Beşiktaş macerasındaysa Bilici seveceği türden bir oyuncu grubu bekliyor; hücumu düşünen, savaşçı ve kendi gücünü keşfetmekte olan Böyle bir kadroyla başarı yakalayabilecek hoca tipinin de Guus Hiddink (veya Trapattoni, Mustafa Denizli) gibi öğreten hoca değil, Jürgen Klopp, Slaven Bilic gibi ateşleyen, dinamik figür olduğu açık. Önder Özenle uyumlu çalışıp kadroyu istediği şekle sokabilirse güzel futboluyla Beşiktaş ligin parlayan yıldızı olabilir.
--spoiler-- http://www.fourfourtwo.co...rock-donemi-slaven-bilic/
üniversitede geçirilen iki yıl sonrası özlendiği itiraf edilen yer.
-nası gidiyor abi okul? arkadaş ortamı falan?
-ya abi okul falan iyi de, ben bunlarla anlaşamam. milletin dini imanı not olmuş.
-olm ben liseyi özledim lan. biz çok iyiydik.
-yani..lise son iyiydi,ben de özlemiyor değilim.
eğer çok değerli, kemik bir 3-4 kişilik arkadaş grubunuz varsa çok özlenendir. böyle adamları üniversitede bulamazsınız, 3-4 haftada bir buluşup kendinizi yenilersiniz. üniversite ortamı endişe verici şekilde makineleşmiştir. lisedeki en iyi arkadaşlarınız o kadar güç verir ki, sınıfta ve okuldaki bir dolu embesili, kendisini dünyanın merkezinde gören sanat tarihi öğretmeni, üniversite sınavı telaşı gibi şeyler vız gelir. büyük eğlenirsin.
edit: liseden nefret eden adama da bunları yazdırabiliyormuş. hayat ne garip...
ribery-robben-gomez'li bayern münchen, xavi-iniesta-messi'li barcelona, ronaldo-mesut-benzema'lı real madrid ve pirlo-vidal-vucinic'li juve'nin avucunu yalamasına sebep olacak olay. akhisar'ı handikaplı yendiyse şampiyonlar ligi'ni neden kazanmasın değil mi? size de çıkabilir.
edit: handikaplı yenmemişler lan. o zaman olmaz, yarı finalde kalırlar sorry.
drogba'nın kobrası kadar dikkat çekmeyen kişi.
sorun drogba, onun kobrası falan değil zaten. bir ülke bu hale geliyorsa kobranın en büyüğüne layıktır. bir insanın hem futbolu hem de hayatta olup bitenleri takip etmeye kafası yetmez mi? yetemez mi? yazık.
tabi bu adamların yetkilendirdiği devletin kendisini teröristin elinde unutması kadar normal bir şey olamaz.
r&b piyasasına bomba gibi bir giriş yapacakken kendini parkelerde bulan rasta baba.
kendisinin her sahaya çıkışında kafasının içinden 'ne işim var lan burada' sorusu geçiyordur sanırım.
kariyerinin zirvesindeki bir vidmar varken, onu yedekleyemeyen, bu yüzden de maç kazanamayan beşiktaş'ın defolu elemanı. hayır adamın suçu yok, bunu buraya getirende hata. bari gönderin yerine ekonomik bir transfer yapın, kim olursa olsun randal babadan iyidir yahu.
schalke'nin eski başkanı rehberg'e ait söz. adam istanbul'a gelmiş, o sırada kendisine sorulan sorulara yanıt vermiş. 'tamam bu aralar iyi değiliz, zaten çok sakat var ama bizde de huntelaar var' falan demiş. ne deseymiş yani 'ohhoo galatasaray bize çıkarmadan beş posta kayar, dağa kaldırır, ulan maça çıkmasın bizimkiler' mi deseydi?
kaldı ki schalke'nin o huntelaar sayesinde arsenal'in önünde grubu lider bitirdiğini de hatırlamak lazım.drogba her türlü, o ayrı ama adamın sözlerini çarpıtmak çok fena bir durum.
liverpool'un 2005 şampiyonlar ligi şampiyonluğunu değişik boyutlarıyla ele alan 40 dakikalık bir komedi filmi.
filmde bir muhabir final günü neler olduğunu araştırıyor,mesela devre arasında 3-0'lık mağlubiyet sonrası liverpool soyunma odasında aslında ne rezillikler dönmüş,benitez'e gönderilen kurtarıcı kimmiş,evertonlular maçı nasıl izlemiş,maçtan sonra neler yapmışlar,united cephesinde ferguson ve gary neville'ın halleri.
filmde steven gerrard ve jamie carragher rol alıyor,'scouse aksanınızı sizin' dedirtiyorlar,fakat diğer oyuncular da bayağı benzetilmişler.
ha bir de efsanevi dietmar hamann rol alıyor filmde,büyüksün alman reyiz.
filmden;
benitez: for what is hamann? what has he got? he smokes,he drinks,he uses pot.but he will shine.
soyunma odasındaki efsane kavga sahnesi:
zaferden sonra everton taraftarlarının,fergie'nin ve gary neville'ın ruh hali;
düşüncesi bile güzeldir. (#18229169) keşke bu sezonu beşiktaş-eskişehirspor-antalyaspor üçlüsünden birisi şampiyon tamamlayabilse. o inanılmaz dar bütçesiyle iki yıl boyunca takip ettikleri ve sırbistan gol kralı olmuş lamine diarra'yı ve psv, ajax formaları giymiş oldukça yetenekli bir orta saha oyuncusu olan ismail aissati'yi bedelsiz transfer etmeleri bile başlı başına büyük transfer başarıları. yıllarca kontrollü ve savunmaya dayalı futbol oynatmak zorunda kalan mehmet özdilek sonunda istediği takımı kurdu ve aklındaki oyunu oynatıyor, ayrıca şampiyon olan bursaspor'dan farkları hücumcu kimlikleri. bu ülkede şampiyon olmak için savunmada sağlam durup kontralarla gol aramanın tek geçerli yol olmadığını gösterecek bir anadolu kulübü tüm takımlara örnek olmalıdır.
çok ilginç. beşiktaş'ın hala şans eseri bu konumda olduğunu düşünenler var.
ligin lokomotifleri, rüya takımları sıkıcı futbol oynarken beşiktaş oğuzhanıyla, holoskosuyla , fernandesiyle sürekli hücumu düşünüp 3 yiyip 5 atarken hala balon olarak gözüküyor bazılarına.
benim şampiyonluk beklentim yok, sadece takımımın bu heyecan verici futbolu sergilemeye devam etmesini istiyorum. şampiyonluk kazanacağım diye yıldızlar karması şeklindeki takımların keçiboynuzu gibi tat vermeyen oyunlarının olduğu yerde beşiktaş gibi antalyaspor gibi eskişehirspor gibi oyunun güzelliğine önem veren takımların çoğalmasını istiyorum.
şampiyonluk sizin olsun, eğer beşiktaş bu yapısını koruyup geliştirirse gelecekte baş edebileceğiniz bir rakip olmayacak zaten.
bugün oynanan ac milan- pro partita hazırlık maçında bazı taraftarların ırkçı tezahüratları sonrası topu alıp tribüne şutlayan, ardından formasını çıkarıp sahayı terkeden, maçı da iptal ettiren oyuncu.
italyadaki ırkçılık olayı gerçekten haddini aştı, eski statlardan önce buna el atılması gerekiyor.
olayın videosu;
--spoiler--
boateng kicks the ball at pro partita fans for making monkey sounds and chanting ''born a monkey, die a monkey'
--spoiler--
