Tınaztepe kampüsü fen edebiyat fakültesinde hele birde aktif eğitim alıyorsanız çok eğlenirsiniz, zaten dersleriniz 10 dakika sürer biter pdö dışında uzun dersiniz yok..iki ders arasına 3 saat ara girer, hele bir de benim gibi karşıyakada yaşayan bir vatandaşsanız, o 3 saati geçirmek için süper muhabbetler kurarsınız.Çok zevkli, buyrun gelin beklerim.
97 senesinde icq da bir kıza çok uzun gelmişti yazmak ve kib yazmıştım o da o ne demişti, kendine iyi bak ama kısalttım demiştim, o günden sonra moda oldu.**
Baştan belirteyim, koyu bir fenerbahçe taraftarıyım, kötülemek isteyenler sadece bu özelliğime bakarak da kötüleyebilirler.
Evet maç basit bir maçtı; mtk takımı fenerbahçemiz ile boy ölçüşemeyecek bir takım.kazanmamız normaldi, fark bekleyenler de yanılmayacaktı, yanılmadı.
kimileri zevksiz, kimileri hazırlık maçıydı bu yüzden hiç keyif alamadık diyorlar buna da katılıyorum.ancak aynı kişiler eğer futbolu futbol olduğu için seviyorlar ve sahadaki oyunu teknik olarak incelemekten haz alıyorlarsa gözlerinden kaçırmamış olmaları gerekir, kaçıranlar var ise, yani kendi takımımız maç yaptığı için alkole hücum şeklinde maç izlendiyse, fb tv de tekrarını izlemelerini öneriyorum ki gözle görülür gelişmeler var takımda.
öncelikle alexin süper hayranı olan ben, bu maçta ve bir önceki mtk maçında hayretler içerisinde alex baskınlığını göremeyerek mest oldum.evet mest oldum yanlış duymadınız.
biz fenerbahçelilerin yıllardan beri hayal ettiği bir olaydır takım oyunu oynamak.zico döneminde bunu daha da geliştirdik, fakat aragonesin gelmesi ile birlikte artık çok net bir şekilde gözle görülür takım oyunu oynamaya başladık.
takım oyunu oynamak alexin bireysel performansı ile ters orantılıdır.takım oyunu ne kadar gelişirse alexte toplar o kadar az buluşacak, az buluştukça da enteresan pasları, gollük pasları azalacaktır.ancak bu fenerbahçenin az gol atacağı ya da maçı galip tamamlayamayacağı anlamına gelmeyecek, bu akşamki maç da bunu gösterdi; uzun zamandır, alex faktörü olmadan da rahat maç kazanabilir olduk.
bu gün dikkatimi çeken bir diğer nokta ise, bol bol tek pas ile ileri çıkma denemesi yaptık ve neredeyse hepsinde başarılı olduk.aragones 6 ay daha bu takımı çalıştırmaya devam edebilirse ( olur da başarısız sonuç alıp kovmazsak güvenebilirsek) bu takım makina gibi tek pas yapacak.
son olarak eklemek istiyorum, emre belözoğlu çok iyi top oynadı.belki ölümcül paslar atamadı ama, dinamizmi ve her an topun civarında bulunması ve basit ama rakibi yorucu pasları ile bizi keyiflendirdi.
bu takım bu yıl gruplardan da çıkar inanmamak elde değil.
Özellikle son 1 yıldır moda olan -moda mı artık cehaletin geldiği nokta mı bilemiyorum- ve bana son derece itici gelen kullanımdır.Yaptım yazmak yerine yapdım yazmak, baktım yazmak yerine bakdım yazmak başlıca örnekleri.
Benim de elbet dilbilgisi veya imla hatalarım mevcuttur ancak bu konuda takıntılıyım sanıyorum.
Bu şekilde yazan insanları acımadan msn imden siliyorum, çok sevdiğim insanlarsa yalnızca bir kez uyarıyorum.
e8200 core 2 duo, ocz 2gb soğutuculu ram, 512mb geforce 9600gt, 250gb sata 2 diskli desktop sistemimde, sorunsuz, hatta ve hatta windows xp den daha yüksek performanslı çalışmaktadır kendisi.
insanların sorun yorumlarını okumaktan kendisine karşı önyargılıydım.Ancak denemek istedim, hayret içerisinde kaldım, windows aero gibi mükemmel kolaylık sağlayan bir gui, üstün performans görüyorum.
Sistem konfigurasyonu en az benimki kadar olan herkese kullanmasını tavsiye ederim.Gerçekten çok zarif, kullanımı kolay ve sorunsuz.Hiç bir şekilde sürücü problemi de yaşamadım.
çok büyük ihtimalle türkleştirilip milli takıma koyulmasın diye brezilya federasyonu tarafından yapılmış bir prosedürdür.bobo iyi futbolcudur ama o kapasitede bir futbolcu değildir.şampiyonlar liginde, türkiye liginde yaptıkları neler? alex de souza forvet olmadığı halde gol kralı oluyorken, boboyu göklere çıkarmak ne demektir?
wagner love gibi oyuncular dururken bobo onların yedeği olur ki, brezilya gibi bir takım wagner love dan daha iyisini bulamadığı takdirde ronaldoyu oynatır ki ronaldo zaten şu şişkocuk hali ile 10 wagner love gücündedir.ölüsü bile yetecek adam varken, bobo sadece denenmiştir.
bazen de bakımsızlığını, bacağından bir türlü almadığı iğrenç sakalımsı kılları, yediği sümükleri hatırlarsınız ve böyle bir akıl hastası ile nasıl vakit harcadığınızı düşünüp sinirden 5 10 yıl eskirsiniz.zaten sevgili değildi, araçtı diyip rahatlayabilirsiniz bu durumda..
Erkek halimle beni ağlayacak hale getirmiş, muhteşem ötesi bir film. Bence filmin tarzı daha çok fantastik-dram. Kesinlikle izlenmesi gerek.
Edit: Öyle çok editleyecek şey var ki aklıma geldikçe kuduruyorum.Sonu enteresan filmin, iki farklı son yaşatıyor.Film çok farklı.Doğrusu; tahminci arkadaşların kolay kolay tutturamayacağı cinsten bir film.
Şu sıralar kafamın içinde sekizyüz tanesi bir arada dolaşan kalıp. Acaba tutup çıkartabilecek miyim yoksa kabul edip gerçekleştirebilecek miyim. Zaman gösterecek.
ilk başlarda karşı tarafın ilgisini çeken ve memnuniyetini sağlayan ancak saflık derecesine vardıktan sonra, bir anda değer kaybetmenize neden olan kesinlikle aptalca durum.
"Mahalledeki 50 60 çocuk ile sürekli oynamak, erik ağaçlarından düşmek, mahalleler arası takımlı bisiklet yarışları yapmak, tüftüf oynamak....
Dizleri kanlı ve kirli eve dönmek..Anneden azar işitmek, sonra da banyoya götürülüp bacak temizliği..
Arka balkonlardan geceleri konuşmak, uzay hakkında komik fikirler sunmak...
ilk sigaranın içilmesi, gizlice başka ilçelere gidilip gezilmesi, içilen ilk bira ve alınan haz..."
Şeklinde yüzde birlik bir kısmı aklımıza getirip bizi hüzünlendiren, şimdiki zamana küfür ettiren, özlemlerin en acıklısı.
Güzelliğinin farkında olan, kendi özgür iradesi ile evliliğe kadar bakire kalmayı seçmiş gayet sıradan, her hangi özel bir durumu olmayan kızlardır.Genellikle bacak gördüğü zaman aklına yatak gelenler tarafından kötülenen kızlardır.