Sayımızı bilelim, bilmeliyiz bence. evet, sürünüyoruz ama ölmedik hayat devam ediyor. herkes atanmak zorunda mı, hayat kadrosuz da yaşanmaz mı? oradan oraya gitmeyi, birini bırakıp (ya da atılıp) diğerine geçmeyi seviyorum belki ben, alışkanlık haline gelmiştir belki. zaten her şeye alışır insan. alışma sürecine kadardır mutluluk ya da acı adı artık her ne ise.
Her atanan öğretmen, memur, iyi iş sahibi arkadaşı tanıştırınca, özel sektörün, hayatın zorluklarından yakınınca, geleceği dair umutsuzluk söz konusu olunca tokat gibi duyulan "çalışsaydın" sözü. Anne, baba, kardeş, arkadaş fark etmez. Tek okuyup atanamayan senmişsin gibi boşa okudun lafları da eksik olmaz. iki üniversite bitirmişsindir (iyi ya da kötü bölümdür orası tartışılır en önü açık bölümün bile sen bitirene kadar önü kapanıyor) dil biliyorsundur, çeşitli kurslara seminerlere katılmışsındır. Özel sektörde harıl harıl çalışıyorsundur. ama hiçbiri başarı göstergesi değil, aileye yetmez. memur değilsindir çünkü garanti bir kazancın yoktur.
Fazilet Hanim ve Kızları dizisinde Sinan karakteriyle adını duyuran 1990 doğumlu genç oyuncu. Yağız'ı canlandıran esas oyuncudan daha yakışıklı bulmanın yanı sıra oyunculuk bakımından da Fazilet Hanim ve Kızları dizisinde ki genç kuşağın en iyilerindendir. Sinan gibi antipatik bir karakteri canlandırmanın dezavantajını yaşamış olabilir lakin ileride doğru bir projeyle iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.
Bugüne kadar karşılaştığım Ankara'lı kızların geneline bakarsak doğru kabul edilebilecek bir kanıdır. Ankara'lı oyunculardan (bkz: beren saat) (bkz: aslı Tandoğan) (bkz: başak köklükaya) (bkz: pelin karahan)
(bkz: Huzur Sokağı) dizisinde "nihal" gibi gereksiz bir karakteri canlandırarak oyunculuk deneyimine kötü bir giriş yapmıştır fakat şimdilik gözlemlerime göre oyunculugu fena değildir ileride daha üst düzey performans gerektiren sahnelerde rol alırsa ne kadar başarılı olur bilinmez.
Fizik güzelligininde yüz güzelligininde önemi vardır fakat en önemlisi kalbinin güzel olması kalplerinin nasıl oldugunu bilemeyiz ama görünüş olarak hem güzel bir yüze hemde düzgün bir fiziğe sahip olan ünlülere örnek verirsek
yasemin ergene: iri gözleri küçük burnu ve her saç modeline uyum sağlayan simasına birde fiziğinin düzgünlügü eklenince adeta bir prenses gibi.
Merve Boluğur: bembeyaz teni, masum bakışları ve zarif fiziğiyle kötü karakteri oynadıgında bile izleyicilere melek gibi gelen oyuncu.
Ceyda ateş: çekici yüzü ve oryantılı fiziğiyle barbie bebek gibi!
Aşkta gurur olmaz sözüne hiçbir zaman inanmadım aslında en çok aşkta gurur olur başkası yapsa umursamazsın fakat kalbini kıran sevdiğin olunca gururun kırılır. Ne kadar seversen sev yanında olmak istemezsin çünkü o hatayı her yaptıgında daha fazla yaralanırsın her defasında yaralanıp acı çekmektense ölüp kurtulmayı tercih edersin.
Tarafsız bir şekilde kıyaslandıgında Öykü otuz kişinin arasında "güzel şeyler bizim tarafta" tiyatrosunda "Ayşe" karakterini canlandırmaya hak kazanması iyi bir başarı Merve Boluğur ise Müjdan Gezen Sanat Fakültesinde eğitim görürken masum ve şirin yüzüyle Acemi Cadıda başrol oynama şansını kazanmıştı hiç tanınmayan bir yapımda oynamasına rağmen bir anda bu kadar tanınması ve sevilmesinin yanında birazda güzelliğinin ve samimiyetinin katkısı olsada oyunculuk konusunda gayet başarılı bir oyuncu.
Merve Boluğur'un kendinden yaşça oldukça büyük görünen sevgilisi. Burak mursaloğlu hataylıdır Merve boluğur'un işi nedeniyle Hatay'a gitmesiyle tanışmışlardır. Merve boluğur gibi genç ve güzel bir oyuncunun havalı ve kendini beğenmiş biriyle ne işi olduguna bir türlü anlam veremediğim ilişki.