benim kızdığım yumurtaların marketlerden alınmış olması ve alelade seçilmiş olmasıdır. oysa ülkemizde, kuş gribinin en civcivli döneminde, piyasaya sürülmüş, "unakıtan yumurtaları" vardır. neden para başka kasalara akmıştır. yumurta atılacaksa parası yine sahibine akmalıydı. çok yazık oldu çooook.
insaf yani yumurta alacaksın, ama unakıtan' ın "kuş gribi" sırasında ürettirdiği ve utanmadan reklamını yaptığı yumurtaları değil de sıradan yumurtaları alacaksın. yumurtalar unakıtan marka olsaydı bu kadar karşı çıkılmazdı. en azından pastorizedir:)))
akepelilere atıldıktan sonra diyanetten çıkarılacak bir fetva ile yumurtanın haram kılınacağını sanan birinin soracağı sorudur. ya da en azından mekruh ilan edilebilir.
herhalde hafızlardadır. iranlı bir gazetecinin buch' a fırlattığı o güzelim ayakkabı. bir gazeteci yalanlarınızı dinlemek istemiyorum demişti. fırlatmıştı pabucunu buch' un suratına... amerikalılar kınamıştı tabii... eylem elbette haktı ama bu... pabuç... ayakkabı falan... çok çirkindi. bir gazeteciye yakışmamıştı. eleştrileri varsa yazmalıydı. ayakkabı da neydi... ne kadar ayıptı... cık... cıkk... cıktı...
oysa dünyanın heryerinde mazlum halklar alkışlıyordu o gazeteciyi. alkışlıyorduk gönülden...
"ayakkabı fırlatma hakkı" diye bir şey olmasına da gerek yoktu. o gazetecinin yanındaydık "hepimiz"... biliyorduk kimin hedef olduğunu ve neden hedef olduğunu...
peki "yumurtanın suçu ne?"... "yumurta atan öğrencinin suçu ne?"
esasen, bilgicilik anlamına gelen sofizm, bilgileri doğru kullanarak kaç farklı sonuç çıkarılabileceği üzerine kurgulanmış bir tür aristokrat eğlencesidir. zamanın bilim adamları böylelikle fikir jimnastiği de yapmaktaydı. fakat sofizm, doğru bilgilerin, insanları manüple etmede nasıl kullanılabileceğini öğreten bir akım olarak etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.
bir fenerbahçe taraftarı tarafından tutulan, yapılacaklar, unutulmaması gerekenler, skorlar, amigolar gibi lüzumlu lüzumsuz bilgilerin yeraldığı defterdir.
özünde hepimizin aynı topun peşinde koştuğunun bilincinde olan, fenerbahçe' nin olanakları ile olanaksız olanı olur hale getiren yapısını kıskanan öyle olmak isteyen ama olamayan herkesin kalbinden "gizlice" geçen cümledir. buradaki gizlilik kişinin bunun farkında olamayışındandır.
şimdi inanç özgürlüğü üstüne ahkamlar, ahkamlar... keserek dolanan karakterlerin sözkonusu ateistler olunca özgürlüklerin ümüğünü sıkan hallerini anlatır. yani "benim bir dinim var inanmıyorsan bile saygı göster" diyenlerin, aynı saygıyı bekleyen ateistler sözkonusu olunca oralı bile olmadıkları durumdur.
bu tarz yazar tipi bir elinde cımbız olduğu halde yazan yazar tipidir ki gözünden en ufak kıl kaçmaz. çaktımcıdır yani. çektimcidir. koca koca yazıları okur da önüne ardına bakmadan gözüne takılan imlayı çeker çıkarır yazının içinden. buldumcuktur yani. bir fikire fikirle karşılık verecek mundisi (lazca, kıç anlamında) olmadığından, küfürle karşılık verir. sıçtımcıktır yani.
aslında tipik ateist düşmanlığı ile yazıldığı belli olan fikir yürütmedir. Bu düşünüşe göre, ateistlerin maneviyatları olmadığı için yokluk ve yoksulluğa karşı esasen duyarsız oldukları ifade edilmektedir. Elbette ki kendini ateist olarak tanımlayıp vicdanı körelmiş binlercesi vardır. vicdanın körelmesi durumudur bu. bir inancı olan, dolayısıyla maneviyatı ve de dolayısıyla vicdanı körelmeyen müslümanı, yahudisi, hristiyanı, budisti... milyarlarca "inançlı" insan sayesinde afrika açlıktan kurtulmuştur "şükürler olsun!". bu nedenle dubai de zevk sefa içindeki "inanmışlar" tamamen ateistlerin uydurmasıdır. vatikan' ın hitler faşizmi karşısında suskunluğu ve desteği de, israil siyonizminin uyguladığı vahşet ve katliamlar da öyle. hepsi ateistlerin insanları dinden soğutmak için uydurduğu hikayelerdir. amerika "tanrı amerikayı korusun" yazan dolarlarıyla esasen afrika' daki açları düşünmektedir. ne mutlu inaçlıyım diyene...
hattori hanzo tarafından icad edilmiş bir tekniktir ki, insan bedeninde beş ayrı noktaya parmak uçlarıyla yapılan küçük vuruşlar ve en son kalbe yapılan avuç içi vuruşu ile, hasmın atacağı 5. adımdan sonra, kalbini patlatan bir tekniktir. kaynak: kill bill...