doktor kadin evine zaman harcayamaz.. ciplak gordugu adamlarin sayisi, kendisiyle evlenecek adamin fantazisini kurdugu kadin memesi sayisindan fazladir.. eger uni. hastanesinde calisiyosa, kadro derdi yayin telasi bitmez.. ekonomik gucu maksimum oldugu icin, ezmek ve manipule etmek imkansiza yakindir..
hepsinde istisnasiz ego ukalalik ve bakimsizlik vardir.. bakimdan kasit, alli pullu giyinmekse tabii.. zira uzun tirnaklarla perkusyon bile yapamazsiniz.. acik saclar sidige kana bulanir saclarinizi acip fonlu fonlu hastane koridorlarinda dolasamazsiniz..
getirisi ortalama bi turk erkegi icin yoktur.. aylik minimum 6 7 milyar alan bi genc kadini, cok bilmis ukala ve gozu feci halde acik , senin vucudunu senden daha iyi bilen bi kadini bi erkek ne yapsin ? erkegin ailesi de bu kadina skeptik bakar.. cok bilmis ev isi yap(a)mayacagi yuzde 700 belli olan bi kadin.. kocasini pasam benim diye elleyip bellemeyecek de anasi gibi.. bu kadin bi erkege ne verebilir?
doktor kadinlar da, hayatta cok okumanin bilmenin verdigi o kekremsi tadi alip sessiz sakin yollarina devam ederler zaten.. butun hayati boyunca basarili ve akli basinda olarak anilmis tipcilar, biraz da eli yuzu duzgunse kendini sikmek degil evlenmek icin pesinden kosan erkeklerin vitrine koyacagi bi biblo olmaktan bunalmislardir..
etrafta degisiklik ararlar, atipik ve "karakterize" olmayan, klasik gundelik hayatin semptomlarina ruhu henuz "tutulmamis" birilerini ararlar.. sonra bakrlar ki,. cok film izlemisler gider kendileri gibi bi dr.la evlenmenin planini (hayalini degil) yapip beklerler..
kader degil cekim yasasi ceker genelde hayatta.. zaten oyle de olur bu kadinin hikayesinde..bi dr.la tanisir.. ve muhabbetin, iliskinin nasi aktigina kendisi bile sasirir.. zira erkek doktor kendine her yaklasanin evlilik diye onu darlamasindan ve tipci olmasinin disinda karakterini tanimaya yeltelenen olmamasindan muzdariptir..
gunun sonunda doktor kadinlar genelde doktor erkeklerle evlenirler.. ortalamanin ustu bi siteye tasinip, birbirlerine askim filan demeden, steril steril yasarlar.. birbirlerini isten alirken, beyaz onluklu hallerine bakarlar.. esleriyle gururlanirlar.. hic hayatiniza birinin hayatini kurtaran, onunla gurur duydugunuz biri girdi mi ? sehvet ask degil.. gurur.. onunla birlikte oldugun icin, daha iyi bi insanmissin gibi hissettiniz mi hic?
uzaktan bunlarin dedikodusunu yapan apartman sakinleri, cocuklari kendi cocuklariyla arkadas olsun diye didinir, bi hastalik ilac isi oldu mu kapilarinda biterler..
doktorlar uzulmesinler.. korkmasinlar.. la hayatim tip amk bi de evdeki doktoru napicam demesinler.. zira siz doktor olarak, sistem hastalik vs. egitimi degil bi hayat tarzi egitimi aldiniz.. bunu ancak bilen anlar.. he ama illa diyosaniz ki, yok ben baska bi meslek grubundan bulucam buyrun hastanedeki halinizi bi sekilde gormesini saglayin.. zira o beyaz onlukleriyle, ellerindeki igneler serumlar ekg cetvelleriyle asik olunmasi. hayran olunmasi en kolay kisilerdir doktorlar..
turkiyede durustluk denen kavramin olmamasindan ileri gelen durum.. hayatimiz ayak oyun amk..
kizlar yedikleri boklardan sonra, kendilerini kapaklamak icin apar topar evlenmeye kasiyolar.. erkekler de, karsidakinin oyununa geliyo cogunlukla.. hic bi erkek, kadin gercekten beklemiyoken evlenme teklifi etmiyo artik.. bi sekil olay "oraya" variyo.. kadinlar ucuz, erkekler salak ve toy..
e haliyle, evlilik oylesine olmus oluyo.. bi geliyosun eve, cat sana uzak bi kadin/adam.. vay anasini evlilik o kadar da matah degilmis.. bi bogulma bi bunalti geliyo insana.. kacis yollari ariyo ama zor.. bosanmis olacaksin neticede.. en kotusu cocuk var arada.. sonralari basliyo iste pc basinda gecen saatler, istekileri kesmeler, nette yalanci profil olusturmalar.. buldugu firsatta sikisiyo baskasiyla.. evdeki cazip gelmiyo artik..
daha cikarken basliyo bu.. bu kisitlama.. trde iliski yasamak cezaevine kapatilmaktan daha kotu amk.. ondan baskasiyla konusamazsin, belirli adamlarla konusurken kizar, arada bi kendi basina bi egleneceye gidemezsin trip atar vs..
heeeh sikerim lan.. nedir bu amk?
gercek ask kadere birakilmis olmali lan.. birakin kader bi araya getirsin sizi.. birakin kizi, istedigiyle flort etsin cocuk istedigi kizlarla gorussun.. harbiden sizi seviyosa, zaten aklindaki bi merkez onu tekrar ve tekrar size getirir..
ama etrafta birbirine "askiiiiim" diyen orospular pezevenkler, basit basit insanlar basit iliskiler yasayip, ortalama standartlarda bi ev bulup,o evi birbirlerine zindan mezar yapiyolar.. sora gelsin bunalmalar, gitsin ikincil aldatma dusunceleri..
insanlar sevdigi adam/kadini dusunmeye bile korkuyo.. cok dusununce, ya da bi arkadasi azicik kotuleyince, gecmisini bi yerden eskaza duyunca sogucak diye korkuyo insan.. boyle iliskiler elbette ki husranla biter..
biraz bekleyin la.. sevdiginiz insani bi dusunun once.. bi tanimaya calisin.. gecmsiini irdeleyin.. gelecegini tahmin edin.. amina sikine kanip mal mal isler yapmayin.. nasi ki, simdi burdan bakinca gecmisteki cogu hoslandigimzdan pisman olup "buna mi yazmisim lan ben" diyoruz iste ayni sey zamanla esimize de oluyo..
hepsi sosyokulturel gucu olmayip, bi sekil evlenmek durumunda kalanlarin dertleri.. kimse tek basina olmayi maddi/manevi odeyemiyo bu devirde.. ikiyzlulukten kusucam..
42 dakikalik reanimasyon sonrasi endokarditli hastanin olumunu ilan edenler,
akut myleoid losemi olan 6 yasindaki cocuk aplazi fazinda 39 derece atesle gelince kan kulturu sonucu cabuk ciksin diye lab.la telefonda kavga edenler,
220/98 mmgh tansiyonla gelen amcaya apar topar clonidin enjekte edenler,
kalp krizi gecirdigi icin 90 dakika icinde koronar anjiyoya alinmasi gereken teyzeyi sakinlestirmeye calisip bi yandan damar yolu acanlar,
diabetik noropatisi olan hastanin mosmor,iskemi, irin icindeki ayagina olabildigi kadar pansuman yapip ortopedik cerrahiye parmak amputasyonu icin haber vermeye kosanlar,
insanlar yataklarina girmeye hazirlanirken kan ter icinde (gercek manada) refleks olarak insanlik icin calisanlar..
bunlar acil doktorlari.. kah hasta olmayinca cikip sigara iciyolar, kah bos bos solitaire oynuyolar, kah ventirkuler tasikardiyle gelen hastaya 200 joule elektrik veriyolar, kah bi hastanin yataginin kenarindan cisini alip kac ml. isemis diye bakiyolar..
hepsine kolay gelsin diyorum.. butun siddetin, asaglanmanin, yerlerde suruklenmenin, kiskanclik ve hirsin arasinda, sizi izleyen, hayran hatta yaptiginiz ise asik olan insanlar da var..
bazen siklenmeseler de, tokat yumruk kufur yeseler de, kendilerini degersiz hissetseler de, ruyalarinda ilac prospektusleri gorseler de,bi an once o lanet, hastalarin dandik perdelerle ayrildigi odadan, kan kokusundan uzaklasmak isteseler de, acil doktorlari su sikimsonik hayatta en degerli isi yapanlar bence.. aksam ya da sabah eve geldiklerinde, insanin kendini bile bazen sevilmeye deger bulmadigi , olen insanlarin ardindan sanal platformlarda "aay gel de bi goruselim ozlediiiim caniiim" denecek kadar ikiyuzlu ve yuzeysel oldugu bu dunyada, kafalarini yastiga en rahat ve en gururlu koymalari gerekenler.. kimisi tusa hazirlanan ogrenci, kimisi tusu kazanamamis genc doktor, kimisi intihar ediyo nesteri carotisine dayayarak , kimisi uzmanligini almis ama hayata yeni atilmis 30lu yaslarinda, kimisi etrafindakilere bakip "degdi mi simdi diyo", kimisi degmezmis size allah belanizi versin diye agliyo.. her biri farkli ama hepsi istisnasiz hayat kurtariyo..
bizim fakultenin anatomi binasinda "hayatini, baskalarinin hayatina adayanlar icin" yazar kadavralarin oldugu amfiye girerkenki kapida..
hayatini baskalari iyi olsun diye yasayanlar, iyi nobetler hepsine..
bazi insanlar var , insan karsisinda soyunmak istiyo.. skldjsfhskdhjsdfhjdfhdf
la saka saka.. derin duygulu bisiler yazasim var, boyle uzun uzun anlatasim var.. ama zaten bildigin bi seyi nasi ve daha muhimi neden anlatayim sana sevgili odun ? evet sana kisaca odun dicem.. eheh
burda muthis bi sehirde yasiyorum.. gercekten guzel bi sehir.. enfes kokulu dus jelleri var cok uzuca.. noel marketi var, sicak sarabin hasini icebilecegin, universitemin 10 tane cafesi var, sinema salonu var, fotokopi salonu bos karton veriyo tasimayalim diye elimizde.. bisikletim var ustunde kocaman semsiyemin acik oldugu.. enfes alman erkekleri var insana geldigi yeri unutturan.. acaip guzel kekler var, sicak cikolatalar var sonra ustunde sahne olan..
butun yasadiklarim, butun guzellikler icimde ukte olarak kaliyo sen gibi insanlar hayatima girince.. yasadigim o muthis hayat, aldigim o egitim, gordugum butun avrupa sehirleri, guzel manzaralar mahvediyo beni.. yalniz degilim aslinda.. bi suru okul arkadasim var.. simdi evdeyim ama onceden yurt arkadaslarim vardi.. ne biliyim bi suru kisi var telefonlastigim.. ama senin gibi insanlar yok..
en yakin arkadasim ezgi yok ornegin.. sinir oldugum nefret ettigim , ama 11 seneyi beraber gecirdigim icin hayatimin en yakin sahidi olmus olan ezgi yok.. gelsin de kafami siksin diye master basvurularini yapiyorum.. sevgilim yok ornegin burda, gittigim her kafe , her parti ilani, neckar kenarinda her bi yuruyus icime daralti veriyo, olucek gibi oluyorum..
senin gibi biri yok mesela, cayimi alip saatlerce muhabbet edebilecegim.. sevgiliden, asktan, hayatin ibneliginden dem vurabilecegim.. senin kadar beni anlayan olmadi son zamanlarda.. butun kotu taraflarimi oyunlarimi aklimin cikmaz labirentlerini anlattigim halde bana masumsun, guzelsin diyen olmadi..
cok nadir insan beni analiz etti mesela, cunku genelde asklari ve insanlari ben analiz ederim.. ve cogu zaman karsimdaki sorgulamaz dogru muyum yanlis miyim diye zira birinin ona onu anlatmasi bile yetmistir.. o kadar ciddiye alinmaya muhtac insanlar..
sende cok ayri bisiler var.. bugunlerde guzellik ve masumiyet icimi acitir oldu.. inanmicaksin buna, 70 yasinda multipl miyelom olan bi hastam var.. esiyle 50 senelik evli.. esi ilaclarini kendinden iyi biliyo.. yanina gidiyorum her gun bi bahaneyle.. sirf onlari izlemek icin.. o ahenk o uyum o yasanmislik..
biz ise burda heyecan pesindeyiz.. nese dedigim gibi, beni senin kadar anlayan bi kiz arkadasim olmadi benim.. hirs girdi araya,, laflar sokuldu.. doktor oldun diye bisi sanma kendini dedi daha gecen biri.. en guvendiklerimden hem de, saka yollu laf carpitti da icim acidi.. bi digeri sadece sevgilisini anlatir bana beni sormaz..
senin gibisini cok az gordum.. "ay benim cok erkek arkadasim vardir" diyip uygun ortamda onlarin hepsiyle sikisenlerden olmadim ama , yine de kizlara umidim azalmisti.. hepsi siradan geliyolardi artik bana.. acilari siradan, paragraflari calinti, karakterleri sifira yaklasiyo..
iyi ki senle tanistim.. sen bana kotu bisi diyince, onu derken ki kelimelerinin korkusunu seziyorum ben uzulur muyum diye.. benim hikayelerimi dinlerken icime girdigini hissediyorum en ice detayima kadar..
bazi kizlari ariyo arkadaslarim.. bu arkadaslarim da sagolsunlar, plastik cerrahlar, 3 yayinli 24 yasinda yeni yetme doktorlar, bizim okul mezunu avukatlar.. hepsi bi konuda birlesiyo.. abi bi kiz olsa ya, sevse beni, ben de onu sevsem ,karismamis olsa bizim piyasaya..
bu laflari soleyen adamlardaki bikkinligi tahmin edersin.. bikkinlik, her seyi gormusluk, bende de hafiften olan o bezmislik.. iste sen o aranilan kizsin, herkesin oldugunu sandigi kiz sensin odun..
bazen sana bakinca, kendi eski halimi goruyorum.. nasi da klisedir bu! oyle ama.. sevdigim cocuk baskasiyla opustu diye ilk birami ictigim hallerimi hatirliyorum.. evin onundeki parkta hayallerimdeki sevgiliyi dusunerek sallanan halimi..
umarim birisi benim sende gordugumu gorur.. umarim birisi o upuzun lule lule saclarina basini koyup uyumak ister, butun yasadigi tirt asklari aldigi nefesle bogarmiscasina..
ve umarim o kisi , tirt bi edebiyatci parcasi olmaz.. umarimo kisi seni yedekte tutmaz.. umarim o kisi, diger tum erkeklerden burdaki ask saticilarindan, kevaselerle hayatini tuketip seni de denemek isteyenlerden ayri olur..
seni cok sevdim tatli kiz.. seni ve uzun guzel saclarini..
burda ona buna serefsiz diyince problemin cozuldugunu sanan geri kafali hodukler var..
yarram sen orda burda ahkam kesecegine, milletin dusuncesine ibne ibne yorumlar yapacagina siktir git sevgilinle duzgunce ilgilen de, elinden almaya gelince picin biri seni 2 dakkada satmasin..
hiyar oglu hiyar, sevgilin seninle sirf senden baskasi pesidne degil diye beraberse de , sen de bundan memnunsan zaten diyecek bi lafim yok..
gece gece kenar mahalle deliganlilariyla ugrasiyorum amk.. siktir git tofasina bin uzaklas..
sevgililik muhim bisi degil.. resmi bisi degil bi kere.. bi gun sevgilisin ertesi gun dusman.. facebookta profil resminin degismesine, iphoneda numaranin silinmesine bakiyo her sey.. kizi seviyosaniz, manitasini filan takmayin..
15 paragraf yazsam da ayni kapiya cikicak soyleceklerim.. evet yuzeysel ve sevgili olan adam icin kotu.. ama bu hayat bole.. ugrasin sonuna kadar kiz icin, yine onu secerse yapilacak bisi yok.. ama en azindan ugrasin..
"yani biyolojik zaviyeden namus, daha iyiye dogru tasfiye yapan bir seleksiyon hareketinin insana verdigi yuksek bir tercih duygusu, bayagılıktan sakınma duygusudur.. biyolojik asalet ve kibarlıktır.. bir ıstıfa aristokrasisidir"
peyami safa bole diyo yalnizizda..
ben evlendigim kadinin zor olmasini isterim.. oyle olmali ki, ben onu tavlayarak diger erkeklerden ustun hissedeyim kendimi.. evlenecegim kadin, benden once 5 6 kisiyle sikismisse, karimin bundan zevk almis olmasi degil; o adamlarin benim karima davranis bicimleri yikar beni..
benim hayatimi adadigim kadina nasi olur da gecmisten baskalari bi orospu muamelesi yapar.. benim kadinim nasil olur da, icki sofralarinda otel odalarinda, ogrenci garsiyonerlerinde elin piclerine meze olur..
benim karimin arkasindan kim "of nasi da sikmistim la" diye konusuyo ?!
budur erkegi rahatsiz eden dusunce.. olay gecmis gelecek modernlik o bu degil.. kopeklerin bile ciftlestirilmeden once soyunun soruldugu bi dunya lan bu..
herkes en kalitelisini almak icin ugrasiyo bu dunyada her seyin.. yeri geliyo mcdonaldsi ici almiyo insanin.. yagi kac kere kullanilmistir la siktir et diyo.. yeri geliyo insan bi kadina sirf yanaklari kizariyo hala diye asik oluyo..
herkesin taksime akin ettigi gunumuz fast food gencliginden ayrilan bi kadin gordum mu, hala bakire gordum mu ben sahsen etkilenirim bi erkek olarak..
etkilenirim cunku o kadin benim icin zordur..
he hayat bu defalarca sikilmis bi kadina da asik olabilirim.. ama iste onunla evlenirsem de her kavgada yuzune vururum gecmisini.. bilmedigim sey cok daha kotu.. zira bilinmeyen hep kendi kafamizda kurduklarimizla tamamlanir..
bekaret onemli degil.. onemli olan insanin kendini ozel hissetmesi.. benim bu kadini siken diger erkeklerden farkim ne ?
bu sorulardir herkesin icinde yatan.. ve cok acidir cok acidir ki, evli kadinlar bakire olmamalarina ragmen koca buldular diye sevinirlerken; kocalari onlari en moderni bile olsa incitmek icin gecmislerini kullaninca hanyayi konyayi anliyolar..
avrupada yasiyorum ben senelerdir.. burda bile artik erkekler gormus gecirmis kadinlarla evlenmiyolar.. gidip asyadan kiz aliyolar.. anasinin evinden cikmamis korpe kizlari alip karilari yapiyolar..
herkes masumiyeti ariyo kendini aklamak icin, vicdanini susturmak icin..
bekaret muhimdir.. benim icin muhimdir.. evlenecegim kadinda muhimdir.. bakire olmayan bi kadinla evlenen adam beni enterese etmez.. ama sayet onun karisinin eski sevgilisi bensem ve simdiki karisinin zamaninda catir catir sikmissem , buyuk ihtimalle ben onu enterese ederim..
hayat bok gibi ve kadinlar orospu.. hal boyleken, bi de gecmisini bilmedigim kadina nah guvenirim.. nah ondan cocuk dogururum..
bizim lisenin en orospusu aramizda ilk evlenen oldu.. korpecikten bi cocuk buldu ve evlendi.. hic birimizle gorusmedi hic birimizi dugune cagirmadi.. ilerde yedigi haltlar su yuzune cikma belki ama kocasinin gozu acildi mi, adam kokusunu alacak zaten.. her temas iz birakiyo.. kimi vajinada, kimi rahimde, kimi gonulde, kimi karakterde..
gizleyemezsiniz.. modernlik , sikismekse karsindaki kizin bakire olmamasini istemekse; siz cok yanlis geldiniz.. zurafa sokak degil burasi..
kan ve gozyasinin metafor olmaktan cikip gercege donustugu bi hastane.. herkes doktorlari elestirip, ne kadar tirt ve ukala olduklarindan, bi sikime benzemeyen bi meslege sahip olduklarindan bahsederken, doktorlar dizisini izleyip tasak gecerken, bu ikisi deliler gibi calisiyolardi muhtemelen..
ellerindeki sobottalar kan tuplerine, sondaya; ceplerindeki hususi telefonlari hastane telefonlarina; derste not almak icin yanlarinda tasidiklari kalemler, ekg cetvelinin ustunu cizmeye yarayan nesnelere donustu yavas yavas..
gizlilik kurali geregi case olarak slaytlarda ustu cizilmis olarak hikayelerini dinledikleri hastalar, gercek olmaya basladi birden.. her sey cok ani ve sarsici olarak gelismeye devam etti.. nobet tutmak uzaktan, abilerin ablalarin yaptiklari karizmatik bisiydi mesela.. kimse bunlara nobetinde yiyecegi azarlardan, zorlu entubasyon kosullarindan bahsetmemisti ayrica..
bu sirada etraflarindaki her seyden adim adim uzaklastiklarini, acilarin yerini hissizlesmenin aldigini farkedemediler haliyle.. sevgilileri vardi ikisinin de.. okul dolayisiyla cekilen cileler, fiziki olarak kendini gostermemisti henuz ama ask anamezleri baya doluydu..
doktor olmanin ne demek oldgunu cok bilmiyodu ikisi de.. etraftan duyulanlar gorulenler.. ve evet diziler.. gercegin farkli olmaya basladigini goruyolar ama uzerine dusunecek zaman olmadigindan tam olarak idrak edemiyolardi..
evde unutulan,kasten birakilan cep telefonlari; ruyalarinda bile hastalari gormeleri yetmezmis gibi, bi de hayatindaki herkes onlari kucumsemek icin siraya girmisti.. neden herkes doktorlara bu kadar takikti ?! onlar, insanin yeri gelince karisinin/ kocasinin bile kusmasini gormeye dayanamazken, hic tanimadigi adamlarin sidiklerini almis, boklarini temizlemis kan var mi diye dakikalarca bakmis, yerlerden kanlarini silmislerdi oysa..
siradan degildi hic birisi.. hepsi saygiyi hakediyolardi.. saygiyi ve sevgiyi..
tipta donemler bittikce, herkes bunlara doktor diye seslenir oldu sonra.. doktorlardan beklenilen "kararli, sogukkanli ve duygusuz" olma isi hafiften can sikici olmaya baslamisti artik.. hepsi icinde kucuk cocuklardi neticede.. ders calisan kucuk cocuklardi..
son sevgililerinden de ayrildilar bilmem ne kacinci kere.. biri kendini cok ayri bi diyarda gordu sevgilisinden, bi digeri anlasilamamaktan sikayetciydi zaten paso.. "ben senin hastan degilim", " ukala doktor olcan ama adam olamicaksin", " cok buyuk bisi yapiyosunuz sanki amk biz de calisiyoruz" bu laflar rutinlesmisti artik.. ayrilmak da rutin bi operasyondu zaten apandektomi gibi..
ask acisi cekmeye vakitleri bile yoktu.. gun saat 7de baslarken, aksam 18e kadar dolu olan programlari bitip eve geldiklerinde ertesi gun hocadan azar yememek icin hasta dosyalarini hatmediyo, bi kac arkadasla yarim yamalak hayatin boklugundan dem vuruyolardi..
sonra bi gun, okul bitmeye yakin tus kapidayken; bi baktilar birbirlerine.. hemsireler, hasta yakinlari ve hatta asistan doktorlar her intern gibi bu ikisine de, kucuk bocekler gibi davranirken, gecirdikleri 6 seneyi dusunduler..
anatomi dersinde ilk kadavra gorduklerine, icten ice hazirlikliymis gibi davranlarsa da icten ice urpermelerini, fizyolojide ilk kan almalarini birbirlerinden, sabah bitik vaziyette okula gelince ilk birbirlerine sormayi "nen var be noldu" diye, beraber girdikleri hastalari, kan almaya calistiklari cocugu sonra.. biri cocuga sebeklik yaparken bi digeri kan almaya calismisti hani.. nobet programini degistirmelerini sonra.. alkolu kacirmis hasta geldiginde cocugun kiza, cekil sen bi ben bakarim demesini.. nobette paylasilan bi eti pufu , makineden alinan bi sicak cikolatayi, ilk sondayi da beraber takmislardi misal..
sonra soguk bi kis gunu, butun yasanmisliklar, ders notlari dun gibi aklindayken hala ; cocuk sigara icmek icin disari cikti.. kiz camli doktor odasindan gordu cocugu.. cami acip, ustunu giy sigara da oldurur dedi..
cocuk bunun ustune iceri girdi, kizin stetinden dolayi kalkmis olan yakasini duzeltti.. sarildi ve opustuler..
neticede baskalariyla da denediler ama olmadi.. 2 doktorun sevismesi asktan degildir bana sorarsaniz cogu zaman.. anlasilmamaktandir.. bi kac yuz insani alip 6 sene boyunca olumden kurtarmak icin egitiyosunuz.. insanlara cat diye karsindakinin en mahrem yerlerine dokunmanin anahtarini veriyosunuz.. kollarinizda olurken oksijen takmalarini soyluyosunuz.. ve daha bi cok sey..
bu iki insan anlasilmayacaktir bi cogu tarafindan.. dilleri ayridir.. hbsi 5 olan bi hasta geldi desem, ancak bi tipci ohara amk der misal.. child c napalim kader deyince tipci gozlerini kapatir uzuntuyle.. pankreas ca nin prognozunu bi tek doktor bilir misal..
bi sure sonra iste, 2 doktor yokluktan sevisiyo.. yolun sonunda karsinda beyaz onluklu birini gordu mu insan, guven hissediyo.. gun 24 saat bunlar minimum 10 saat hastanedeler.. yoldu geldisi gittisiydi , evden aranmalariydi derken gunun yarisindan fazlasini verdikleri isleri, hayatlari olunca is arkadaslari da hayat arkadaslari oluyo..
2 doktorun sevismesi bana hep gurur vermistir niyeyse.. arkadaslari gordum mu onlukleriyle hastane onunde opusen sarilan, icimden hep "aferin cocuklar" diyesim gelmistir.. ellesmeyin sevisssinler opussunler.. anlasilabilsinler..
zaten filmi izlerken, o zamanlar cok asik oldugum ve ayni zamanda "dunyanin butun milletlerinden hatun sikme" yarismasi biricisi olan cocukla bu filmi izlemek zorunda kalmamdan anlamistim bu filmde bi bokluk oldugunu..
evet dedigim gibi filmin gercek karakteriyle tanistim.. sibelle tanismam cok sarsici oldu.. almanyaya adim attim, sene bir.. okul partileri, kaynasma eventleri, wg sohbetleri derken sibelle baya bi yakinlastik.. yakinlastik dedigim, ben sibeli uzaktan izliyodum.. gozlerindeki akmis boyalar, cat diye sarhos olup ona buna yavsamasi onu hep ilgi odagi yapiyodu.. ben de yanina gitmeye korkuyodum.. ben 2 euroluk limonlu becksimi 1 euroluk pfandini geri almak icin, kazaya kurban gitmesin diye siki siki 2 elimle tutarken; sibelin elindeki ickinin turleri hep degisiyodu.. bazen minik plastik shot bardaklari oluyodu elinde, bazen o zamanlar paramizin yetmedigi ustunde semsiye olan adlari genelde ispanyolca olan kokteyller, bazen de bi cocugun alalede ickisi..
sibel benim icin hep , izlenesi bi objeydi.. ne olursa olsun ilgi cekiyodu.. dans ederken mesela, biz kollarimizla zar zor yer acip sadece kollarimizla dans ederken, sibel hep pistin ortasinda olurdu.. etrafinda bolca erkekle tabii ! bizim o zamanlar gorunce "hihihihihih baksana neler yapiyo ohaaa" dedigimiz bicimlerde dans ederdi sibel, biz bize yaklasan adamlari gozlerimizin " siktir git" bakisiyla reddederdik.. annemler gorse ne derdi bi kere..
sibelin sonra , adi hep dost meclislerinde duyulurdu.. ya giydigi siyah tshirtu konu olurdu, ya hic cikarmadigi kirmizi dudaklari, ya okulda hocayla ettigi bi kavga, ya erkek arkadasinin okulun en tas cocugu olmasi..
soralari seneler gecti gitti.. artik, ben de partilerde bira bardagimin depozitosunu sallamaz oldum.. sibel o siralar hafif bi cokuse gecmisti.. seneler kimseye davranmadigi gibi sibele de iyi davranmamisti.. elindeki icki bardaklari azalir olmustu artik sibelin.. o kadar ki, icki almak icin cocuklara gidip kendinin sormasi gerekiyodu..
sibelin ortada dans etmesi, bizim gruptakileri de etkilemiyodu artik.. o eski hayranlikla karisik esrarin yerini, ulu orta meydanda olan uzuntulu bi kiza bakmanin vicdan azabi almisti.. sahi sibel ne okuyodu ? kacinci donemdeydi ? nerde dogmustu ? nasi gelmisti bu hale ? nasi oluyodu da butun yurtlarin partilerine elini kolunu sallaya sallaya geliyodu ? nasi oluyodu da bu kadar yuksek sesle konusup kendi sesinden yorulmuyodu ? ve en muhim soru : sibelin ilk sevgilisi kimdi ?
sonralari olayin sibelde degil , sibelin manitalarinda oldugunu anladim.. etrafindaki adamlari izledim bu sefer de.. tas gibi alman cocuklari.. hepsi piclerdi haliyle.. daha dogrusu bizim piclik diye tabir ettigimiz karsindakini adam yerine koymama, buralarin mantikli olaniydi.. e herhalde yani, sibelle sevistiler diye evlenicek degillerdi ?! ben de cok konservatiftim.. turkiyede acaba kopftuch mu takiyodum ?
o sirada sibelle gidip konusucaktim.. bu cocuklarin hepsi ayni.. sinirleri alinmis insanlar bunlar.. his reseptorlerini ausschwitzde yakmislar dicektim, bi baktim sibel ailesiyle cok feci kavga etmis.. nihayetinde o da bizimki gibi bi ailedendi.. ailesi, kizin namussuzluklarina tahammul edemiyodu.. almanlarin , turk barbarligi olarak nitelendirip "herkesin kendi hayatindan sorumlu olmasi , ailenin 18inden sonra cocugu ozgur birakmasi" gibi sikindirik argumanlarla 3. sayfadan verecekleri bi turk alaman haberine daha imza atiliyodu..
sibel sonralari hizli yasadigi hayatin agirligi altinda ezilmis olacak ki, universite kliniginde o servis senin bu servis senin yatar oldu..alkolle anti depresan alip solunum depresyonuna mi girme dersin, elini kolunu kesip intihara tesebbus mu dersin dosyasi masallah kabarik baya..
sonra hastanenin birinde cahitle tanismis.. cahiti de bilirim.. iyi cocuktur.. yasadigi gercek ve onurlu bi iki asktan sonra, anilarin gelecekten daha huzur verici olduguna kanaat getirip ; seks icin ucuz almanlari secen, ozunde kimseyi kandirmayan iyi korkutucu ve kendi halinde bi adam cahit.. cok bi esprisi yok yani.. turkiyeye ve turk kulturune oyle bi siktir cekmis ki, en almandan daha alman hissediyo kendini..
sibelle cahit karsilasiyo sonra.. cok gordum o karsilasmayi da.. umutlari bitmis enerjisiz adamla, deli dolu ( deli derken gercekten deli, dolu derken de sabikasi baya baya dolu) kizin karsilasmasi.. tabii ki adamda elektrosok etkisi yaratti sibel.. cahit bole bi kendine geldi.. sibel nihayet alman cocuklardan vazgecti..
ama cok muhim bi detayi atladim.. cahit ne kadar almandiysa, bi o kadar da turktu genleri icabi.. neticede genetik diye bi bilim var dimi ! sibel de , bildigin bi orospuydu.. bizim baslarda vuu dedigimiz sovlari da, kendini almanlara peskes cekmesiydi.. haliyle cahiti aldatti.. adam da turk kani tuttu.. gitti vurdu.. olan aileye oldu.. her seyden onlar sorumlu tutuldu.. sanki sibelin herkesle sikismesine izin verseler, sibel daha iyi olacakmis gibi..
ve netcede cahit hapse girdi.. almanyada yasamamnin yolu olmadigini anlayinca evine dondu turkiyeye.. sibel ise, her orospunun alalede bi kadindan daha zengin olmasi gibi, karli cikti bu isten.. evlendi coluga cocuga karisti..
aslinda filmin ozeti bu.. sibel ne bok yemeye o alman cocukla fingirdestin orda ? neden cahiti katil ettin ?
ortada buyuk ask hikayesi yok yani arkadaslar.. bi kizin orospulugu ve defalarca darbe almis bi adamin, son bi kere daha "acaba mi lan" diyip yine yarragi tutmasi var..
sibel gibi kizlarla, cahit gibi adamlar almanyanin gercegi.. aileler de bu gercegi bildiklerinden baskici oluyolar.. o filmde canavar gibi gosterilen ailenin bi uyesi olsaydim, sibeli kimsenin barlarda sikmesine gerek kalmadan ben sikerdim.. cahite de "abi bi orospu icin elini kana bulamaya degmez" derdim..
bu filmi, selvi boylumla kiyaslayanlarin da beynini seveyim.. ordaki kadir inanirin doymaz bilmeyen ,iyiyi ve masumiyeti sarisin bi kasara tercih eden igrenc karakteri , bu filmde sibelde vucut bulmus..
erkekler maalesef kadinlardan daha cok seviyolar her zaman.. kadinlar da bi sekil sonunda gunu kurtariyolar..
ayrica bi animi anlatayim.. kalp masajini ogreniyoruz acil tipta.. 30 : 2 .. 30 kere masaj, 2 kere oksijen demek bu.. ve de dakikada 100 kere masaj yapilmasi gerekli ki , normal bi sirkulasyon saglansin.. bi turlu yapamiyorum, saate bakiyim desen o sirada gerektigi kadar iyi bastiramiyosun sternuma.. neyse, sonra hoca anlatti.. onlar staying alive sarkisini dinlerlermis kulaklikla masaji ustlenen kisilerse..
cunku sure olarak en yakin olan staying alivedaki ha ha ha ha kismiymis dakikada 100 frekansina.. hatta anestezi bolumu para odemis sarkinin o ha ha ha kismini kesmis ve yeniden uyarlamis sarkiyi..
vay anasini dedim.. ayrinca, bi dr. da yogun bakimda vizitler esnasinda staying alive caldiriyo bizim hastanede.. aslinda dusununce, bu sarkidan daha iyi uyan bi sarki var mi duruma ?
nese bee gees, seni unutmadik hala cok seviyoruz..
dogru erkek dogru erkek diye bi tanim tutturmus kafasinda.. sikik sikik.. utopik utopik seyler.. sonra bulamayinca da, kimse dogru gelmeyince de buhranlar buhranlar..
gittigin yol yol degil kizim sana diyim.. he ayrica, ayagina bi tas takilacak o yolda ; ben koydum onu.. takil dus de yoluna devam edeme diye..
dusunmek genelde hissetmenin yetmedigi zamanlarda yapilan bi eylemdir.. mesela , sobaya elinizi degdirince duydugunuz acidir yalnizca.. oturup aci ustune ya da olayin meydana gelisi uzerine dusunmezsiniz.. hissedersiniz..
mutluluk da keza oyledir.. mutluyken dusunmez insan.. mutlu hisseder, siritir, gider kirlari bayirlari dolasir, arkadaslarini oper.. ama oturup mutluluk nedir diye dusunmez.. o an yasadigi seydir iste cok tanima ihtiyaci yok..
belki de o yuzden butun sinema edebiyat muzik sektoru, aci pompalama uzerine kurulu.. hepsi uzun dusunmelerin sonucu ortaya cikmis seyler zira..
yazmakda da ayni sey gecerli.. guzel anilar daha az kagida dokulur her zaman.. ask mektuplari, sitem ya da veda mektuplarindan daha az yer kaplar kitapligin raflarinda..
dusunmek, hissetmenin basa cikamadigi sorunlarin cozumudir yani.. sadece hissederek cozemeyecegimiz durumlarin kurtaricisi..
insan dusunurken zamanin nasi cabuk gectigini unutuyor.. lisede cok bilirim, vapurun acik kismina oturup usudugumu bile taa kadikoye yaklasirken farkettigimi.. o anlik dusunceler bulutu, tuylerimin dik dik olmasini unutturmus bana..
bi de insan dusunurken efkarlaniyo.. tek basina bi meyhanede oturan adam cok da uzak gelmiyo insana.. eskiden, kucukken bana cok acaip gelirdi boyle adamlar..
yadirgardim.. benim icin bulusmalar hep en az 20 kisilik, masalar hep birlestirilmis olmaliydi.. dusunmek nedir bilmiyodum da..
dertsizliktenmis megersem..
simdilerde , kukumav kusu ya da baykus gibi dusunuyorum.. guya beni cok mutlu edecek olan hedeflerim vardi..
eski sevgili var ya mesela, allah kopek gibi kapima gelicekti, beni ozlucekti, kimsede seni bulamadim , en cok sen sevdin beni diyecekti.. ee dedi.. sonra ? sonra hic bisi degismedi.. hissettirmedi bisi bana bunlar.. dusundurdu yalnizca.. oturdum dusundum..
okul bitince cok super olucakti her sey.. oh ya butun sinavlar bitiyo.. herkes saygi duyucak bana.. dunyayi kurtaricam.. ilac milac yazicam.. simdi okul bitiyo diye odum kopuyo.. eskiden hocalar bana bisi sorarsa ya da bisi yapmami isterlerse diye ortalarda kendimi gostermek adina hizli hizli yururdum, simdi gercekten bi hastayla yalniz kalicam diye odum kopuyo.. elinde sobottasi olan 1. siniflara ozenerek bakiyorum.. dusunuyorum , isi gelecegi , nerde yasayacagimi..
para mutlu edicekti sora beni.. ise basladim bi milyar daha fazla gelirim var ( malum ogrenci isleri bu kadar oluyo) ama bi sikime yaramadi o da..
bi sekilde, hissedemiyo insan zaman gectikce.. onceleri hoslandigim cocugun baska birini opmesi , midemde turlu reaksiyonlara sebebiyet verirdi; bi arkadasin dedikodusunu almak butun gunumu heyecanli gecirmeme neden olurdu ne biliyim, bi film izler aglardim..
simdileri yalnizca dusunuyorum.. kendimi bi semizotu gibi hissediyorum.. semizotu da boyle tuzlamasan, pisirmesen, yogurtlamasan bi sikime benzemeyen bi ottur.. iki saat yikican da , yogurtlucan da tadi gelicek..
ben de oyle oldum bi sekilde.. cok buyuk stimuluslar olucak, cok buyuk sarsintilar, mutluluklar.. her seyin king boyu olucak ki , gercekten hissedebiliyim.. yoksa gerisi dusunmek.. planlamak.. tartmak olcmek bicmek..
kalbinde kroniklesen bi gec kalmislik hissi, yaptigi her seyden pisman olma, dilinde surekli "bi sansim daha olsa her seyi baska yapardim, her seyi" lakirdisi demekmis megersem olgunlasmak..
cocuklara "biraz dusun yapmadan once yaa aaa" diye kizilir ya, dusunemez onlar.. hissederler.. uzulur kizar sevinir ciglik atarlar.. ama oturup dusunemezler..
o yuzden dusunen bi bebek resmi kafamizda canlanmaz.. o yuzden , insan yaslandikca daha sessizlesir, daha az cani yanar bi yere ayagini vurdu mu, daha az kizar olaylara , daha az sinir krizi gecirir..
hisleri korelir cunku.. yerini olgun olgun dusunceler alir..
hakkinda bisi yazarken 17 kere dusunulmesi gerekli bi mevzuu.. boyle tibbi seylerin ulu orta yazilmasini yasaklayan bi yasa olmali..
neymismis aslinda zehirmis de olduruyomus da yan etkileri cok fenaymis da kumarmis da bilmem ne..
turkun akli bu kadar calisiyo.. yuzeysel ve kulaktan dolma.. her konuda alimsin ya sen sik anteni..
burayi anasi icin babasi icin acip okuyanlar olacak diye dusunmek yok..
neyse sikik sikik adamlar icin yaktigim noronlara degmez..
kemoterapi, hayat kurtarir. ve maalssef her kanser hastasinin hayati kurtulmuyo. bu demek degil ki, kemoterapi basarisiz bi tedavi sekli..
kansre kanser dedigin, kontrolsuz hucre bolunmesi nihayetinde.. kemo da,kanser hucrelerinin bolunmesini durdurmaktan baska bisi degil.. yok mu bi suru komplikasyonu istenmeyen yan etkisi var.. ama aldigin agri kesicinin de var..
bunlari bilir kisi gibi insanin gozune sokup da "yan etkisi olumlusundan fazladir" demek basit bi ukalalik degil, bilip bilmeden konusup insanlarin moralini bozmaktir..
doktorunuzla konusun kemo alicaklar.. ve bu entrinin ustundekil entrileri de siklemeyin.. saniyo musunuz ki burda onkolog olan var ?
moralinizi de yuksek tutun.. yan etkiler icin de muthis ilaclar var artik gunumuzde.. mide bulantisi mide bulantisi dedigin bi 5 hidroksitriptamin antagonisti almaniza bakar.. kilo alinir.. dokulen saclar geri gelir..
hard rock olarak nitelendirilmesinden uzuntu duydugum tasakli rock gruplardan biri.. hayatim boyunca dinlenicek sadece 100 sarkim kalsa, bi tanesi mutlaka bringin on the heartbreak olurdu..
scorpions queen ve def leppard.. al sana muhtesem uclu..
sarki aglama diyo da , ne isse hep agliyorum ben bu sarkida..
aklima boyle sahneler geliyo, turuncu turuncu eskitilmis resim efektiyle suslenmis sahneler.. sakalli biyikli babacan bi adam , "umut sende yarin sende" diyo. benim tabii yaslar yagmur gibi gozlerimden akiyo o sirada.. adamin bu soyledigi bi anda cam kokulu oda spreyi etkisi yapiyo bende.. bi huzur bi icine cekilesi ferhalik..
sonra oturtuyo beni dizine, "cok uzakta bi yer var.. o yerlerde mutluluk var, paylasacagin guzel masum kendi halinde bi hayat var" diyo..
bu kadar yani.. ne eksik ne fazla.. sonra aglamam kesilmiyo tabii ama, mutluluktan agliyorum bu sefer adamin sakallarina burnumu surerken..
ahmet kaya genelde ezilmislerin, siyasi gorusu belli olan adamlarin sarkicisidir.. cok seviyorum ama bu adami.. hayat tarzima uymasa da, beethoven kafka brahms"in yanina ilk bakista yakismasa da , bu adamda bi sicaklik var..
utopyadan soldan bahsederken hababam o doktrin senin bu utopya benim alinti yapanlar, utopya yazmak o kadar da zor degilmis degil mi ?
onu bunu bilmem de, tut ki bi kadinin son askisin...
o kadinin yogun bakimda yattigindan emin ol.. zira olume yakin olmadan "son aski(iyim) (imsin)" laflari gunumuzde bayat kaliyo artik..
he hepimiz solemedik mi ? hepimiz bu odur, sondur demedik mi.. dedik..
bu anlik yanilsamalar da olmasa, insan kendini boyle kaptirmayi da beceremese inanin bana intihar oranlari cok yuksek olurdu.. zira icinde yasadigimiz donem wertherin ask acisindan daha fazla intihar salgini yaratacak ogelerle dolu..
evet insan gaza geliyo ve hatta bazen gaz da degil, harbi harbi seviyo..
ama degismeyen tek sey var iki senaryoda da, buyuk laflar hele de sozluk mozluk gibi umumi yerlerdeki laflar artik bayiyo ve inandiriciligini yitiriyo..
bi kadinin son aski olmak cumlesini okudugumda, ben su an los isikli odamda arka fonda moonlight sonata calarken bile moda girip, romantik hayallere dalamiyorsam hatta bilakis "siktir la yarramin anteni kimi sikicen bulaflarla " diye dusunuyosam, bu benim okuzlugum degil..
bu laflarin cok telaffuz edilmis olmasinin 3. kisilere verdigi bikkinlik..
bu devirde bekaret, para pul da degil muhim olan he.. artik muhim olan sey inanc..
aska inancla ve inanlarla tasak gecilmesinin sebebi ; yine aska overrated bi deger yukleyenler..
bi kadinin son aski olmak : guzeldir herhalde..
ama ben bi kadinin son aski olsam, bu benimle onun arasinda olur.. ulusozluk ve sikik yazarlari arasinda degil..
aktuel ilac dizini,
ortopedik travmatolojik bisiler yapiyosa alciolcer,
acil stajindaysa seker olcum cihazi ( yer yer kendisi icin de gerekir)
acikirim diye minik atistirmalik (gunun sonunda ezilip buzlur ve kirintilari yenebilir ancak9
boynuna asmaktan utandigi icin genelde asistanlarin karsisinda cebine tikistirdigi steti
o hengamede bulamaz diye bi servisten caldigi turnike
kolonyali mendil (genelde unutulup kurur)
6 7 tane kalem ( genelde akar)
yaka karti (nasilsa kimse siklemiyo amk diye sonunda pantolonun arka cebine takilir)
yatan hastanin odalarinin numaralarinin yazildigi bi kagit
kendi hususi cep telefonu
hastanenin verdigi telefon..
ve evet siktir la nasi sigdirsin diyenler olucaktir.. iste zaten tipta tek ogrenilen de bu 6 senede.. bisileri hep sigdirmaya calismak..
penelope cruzun guzelligi icin cekilmis bi film.. film icinde film..
cok guzel renklerle dolu, kirmizi bi film..
fakat bi almodovar hayrani degilim.. 2 filmini izledim zaten yalnizca amk.. oyle "ah almodovar yapmis yine yapicagini" diyemecegim yani..bilakis filmi begenmedim.. penelopeyle, direktorun aski bana iyi islenmis gelmedi.. adam cok capkin, onu bunu sikerek basliyo filme bi kere.. ben nasi inanayim penelopeyi cok sevdigine ? yasli olan ceo amcanin aski daha gercekciydi..
fakat bi holivud klisedir ya bu, sikisken adam her zaman seven adama yenilir.. gercekten sevenin aski obsesyon olur da, yonetmenin gostermek istedigi ask bize gercekci gelir..
neyse icim sisti sabah sabah film elestirisi yapiyorum dusunun burda ne kadar sikici bi ortamdayim..
begenmedim, filmi senaryoyu kurguyu oyle mal mal penelopeyi izledim.. onu ve 90larin zarif kiyafetlerini..
dudak okuma guzeldi ama.. hakkini verelim.. etrafta almodovar diye gezinenlere de sunu diyebilirim ancak "abi affedersin de sizinki bok gibiymis"
ben izninizle pendik kadikoy minibusunu cekmeye gidiyorum simdi.. parasini uzatamayan var mi ?
hakikaten varsa her zamanin bi ruhu, gercekten her sey "belli bi zamana" ozelse; bu yasadigimiz zaman cok ibne ve cok zevksiz..
beethovenlarin oldugu bi zaman nerde hadisenin muzuk jurisi oldugu zaman nerde ?
belese uyusturucu bulup sevgilileriyle kafalari iyiyken dunyanin halini konusan cicek cocuklar nerde, taksimin arka sokaklarindaki barlardan cikmayip her seyle tasak gecen "fecebook nesli" nerde ?
capkinlarin clark gable gibi oldugu zamanlar nereye gitti ve issiz adamlara kaldik ?
nasil oldu da, elif safak yilmaz ozdil gibi insanlarin kaleminde kendimizi bulacak kadar kaybettik ?
neler oldu bu zamanin ruhuna ? kim sikti atti ? kim ucuzlastirdi kim orospu gibi davrandi da , bu boktan nihilist caga geldik.. bunu soruyorum kendime bazen..
nihilizmin bile bi felsefesi vardi oysa, ustune yazilan kitaplar , buna kafa yoran tasakli adamlar vardi..
simdi ise sikisgen kizlarin kasarliklarina kulp, bosvermekten baska caresi kalmamis zavallilarin agzina sakiz oldu o bile..
stefan zweigin intiharina hic bi zaman inanmadim.. hep bi suikaste kurban gittigini dusundum.. cunku bi insanin "bu zamanlar cok kotu, yasamak istemiyorum" diyip karisiyla intihar etmesi, olanaksiz geliyodu bana.. simdilerde anliyorum..
herkese kendi ruhunun zamaninda yasama sansi verilseydi keske.. sec secebildigin zamani ve o zamanda yasa denilseydi..
illa cok calismaniza gerek yok.. paso calismaniz gerektigini dusunmeniz, calismamaktan dolayi duyulan kronik vicdan azabi ve sorumsuzluk hissi, kendini baskalariyla kiyaslayan bi beyin yeterli surmenaj icin.. aynen kitaplarda yazdigi gibi oluyo..
beyin iflas ediyo.. "benden bu kadar isine gelirse" diyip rest cekiyo.. son bi senede en az 4 kere sim karti degistirdim unuttugum icin bi yerlerde telefonu, 2 kere kredi karti kaybettim ya da verdigim yerlerde geri almayi unuttum, toplam 18 sinava girdim ve tek bi gun bile gelecek donemin sinavlarini stajlarini dusunmeden uyuyamadim..
beynim, sonunda ajenda seklini alicak diye korkuyorum !
hic biri degil.. sevmek mutlu etmeye calismak sefkat o bu.. gec bunlari bi kalemde..
eski yontem gecerli yine.. egosunu sisirmek..
sen asagiya indikce, o sana bunu yaptirdigi icin zevk alacak egosu tatmin olacak.. kendini degerli hissedecek..
insan zaten karsindakini degil, karsindakinin ona hissettirdigi "kendini" seviyo.. cok nadir adam var, kendiyle derdini cozmus ve karsindakine gercekten kendisinden bagimsiz sevgi besleyecek..
insan her halukarda kendini seviyo.. karsindaki de kendisini gorebilmesi icin ayna tutan kisi oluyo..
sansli olanlarin bi annesi var bu kuralin gecmedigi.. o kadar..
seciminizi iyi yapin erkekler.. siz karizmatik karsinizdakini siklemez adam misiniz yoksa ozunde kimse tarafindan sevilmemis ve sevgiye ac adam misiniz ? cunku ilkini oynucam derken, sizi ananizdan cok seven kadinlari sogutuyosunuz kendinizden.. he yok gercekten ilkiyseniz zaten yolunuz belli.. oyle devam edersiniz..
yazik.. ortada sevgi namina verilen emege, onca zamana yazik..
genellikle tecrubesiz adamlar, sevistigi insana asik olurmus gibi hisseder.. sicaklik nefeslerin karismasi ter surtunme bilmem ne derken, sevisip de ceketini alip cikan adam belli bi yas grubuna kadar zor bulunur..
sonralari statunun arttigi cevrelerde, olay tam tersine doner.. cok basit kiz gormenin etkisiyle, veren kiz "digerleri" gibi olur.. herseye sahip olma, insana kendini iyi degil ; etrafindaki herseyi ucuz hissettirir.. sikilen kizlar yani basinda uyurken adama rahatsizlik verir.. kaynagini bilmedigin bi "olmamislik" bi "derinlerde bi yerde " dogru olmadigini bildigin o his, midene coreklenir..
yanindaki kizdan bi anda sogursun.. yaninda ciplak olarak yatan adamdan/ kadindan bi anda kacmak istersin.. sanki birilerini aldatmisin gibi hissedersin.. bu konuyu cok desmezsin.. 3 kurusluk zevkin var zaten ! ama bilirsin ki orda..
bu his ilerde biriyle gecerse nihayet, olay bitmistir.. artik eksik olani da bulmusundur.. o da giderse, bu sefer eskisi gibi gormezden gelemedigin o " icgudusel soguma" ayan beyan karsindadir.. yanlis adamlarlasin gerizekali !! yuzune vuran bu gercek. kacan sanslarin agirligi ve pismanligin geri donulemezligiyle dibe ceker seni..
dusunmek istemezsin.. ama bu sefer eskisi kadar kolay degildir gecmisi ort bas etmek..
2 tabloyu da goren adam icin, ilk tablo her zaman daha sevimlidir.. asik olabilmek , bunu et gibi ten gibi dunyevi seylerle yapabilmek buyuk lutuftur aslinda..
o nerden bilmedigini geldigin huzursuzluk yaratan sey var ya, o da kimin yaninda tamamiyle yok olduysa, senin icin dogru olan kisi odur.. gerisi hep fuzuli tepinmedir.. sikistir sokustur..
o yuzden sevisme sonrasi sarilma cok onemli.. sevismenin kendinden de.. ustune yigilabildigin kadinla beraber olmak lazim.. hemen bacaklarini cekip yana gectigin degil..