annem hemşiredir. yıl 95 falan yanlış hatırlamıyorsam, ben 5 yaşındayım. annemin şefi doktor bey ve ailesi bize yemeğe gelmişti.
nalet adam çocukluğumun katilidir. beni nerde görse "evlencem seninle kara kız" derdi. yemin ederim onunla evleneceğimi sanıp korkudan altıma yapasım gelirdi.
yine ben odamda mutlu mutlu barbie bebeklerimle oynuyodum, geldi kapıyı açtı "ne zaman evleniyoz kız" dedi yine. sırıtıyo bi de. nasıl gıcık. bi sinirlendim "kes sesini artık be öküz" diye bağırdım adama. ahahahaha. anacığımın utancını unutamıyom ama bence haketmişti.
sanılanın aksine erkek düşmanlığı olmayan bir düşünce biçimidir. kadının bastırılmasına, bir eşya gibi görülmesine, "namus" olgusu altında biçimlendirilmeye çalışılmasına karşı bir duruştur.
çoğu insanın bu düşünce biçimini anlamaya çalışmak işine gelmez.
"Elbette, 'HDP barajı geçecek dertler bitecek' zevzekliğinin alemi yok. Buna mukabil, HDP'li bir meclis ile HDP'siz bir meclis, iki ayrı Türkiye demek. Yalnızca AKP tek başına hükümet kuramayacağı için değil. HDP eşit yurttaşlık talep ettiği, güçlü yerel yönetim talep ettiği, Diyanet gibi kurumları, zorunlu din derslerini, dokunulmazlıkları vb. sorguladığı için. Dolayısıyla, HDP'ye yalnızca barajı geçmesi için destek olmak bana yadırgatıcı geliyor doğrusu. HDP, insan haklarına dayanan, demokratik ve yaşanabilir bir Türkiye umudu için desteklenmeli. Yeni bir Soma olmasın, emekçi cinayetleri ‘fıtrat’ zırvalarıyla açıklanamasın diye, desteklenmeli."
her okunuşunda aynı etkiyi yaratan kitap. öyle bir hikayedir ki insana acayip şeyler sorgulatır. cümleler inanılmaz güzel tasvir edilir. sabahattin ali sen ne büyük bir yazarsın.
ne alakaysa dün rüyamda gördüğüm beybi kişisi. kaprisliydi falan ama sonlara doğru iyi arkadaş oluyoduk. uyandığımda gerçek olmadığını anlayınca kahroldum resmen. sonra bu rüyayı gördüğüm en iyi rüya ilan ettim. bendeki en güzel rüya bu, vizyon bu kadar.
özgecan aslan için yapılan eyleme twitter'dan destek olan duyarlı oyuncu. zaten ciddi bir şekilde kadın hakları savunucusudur kendisi. bu da sevgimizi yüze katlar.
sen kalk yüksek lisansını birincilikle bitir, dünyanın en iyi üniversitelerinde doktoranı yap, sonra sırf azınlıkların yanında yer alan cesur bir insan olduğun için bunca şey yaşa. ömür dediğin nedir zaten ya? bu kısacık ömürde bunları yaşayacak ne yaptı bu kadın? işte tek sebebi; sorgulayan bir insan olması.
mutlu olmak istiyorsan harbiden sorgulamayacaksın hiçbir şeyi, ne kadar cahilsen o kadar mutlusun çünkü. bildiğin zaman bunlar geliyo başına işte bu ülkede.
çok güzel filmdir. şarkıları da süperdir. yalnız kerem bürsin biraz alakasız olmuş sanki filmde. * olsun be. gülüşü yeter.*
--ağır spoiler içerir--
son sahnede ayperi'nin ablasına sahnede "unutursam fısılda" dediği an gözlerimden yaş gelmesine engel olamadım.
--ağır spoiler içerir--