uyumadan önce, bir şarkı lisesi oluşturulur ve çal tuşuna basılır. koop, kulaklarınızdan içeri dolarken, günün ne kadar derdi, huzursuzluğu, yorgunluğu varsa siler yok eder.
ağlatmaz. yormaz. üzmez. hatırlatmaz. sadece huzur verir.
"people fear death even more than pain. its strange that they fear death. life hurts a lot more than death. at the point of death, the pain is over. yeah, i guess it is a friend."
ölümünün 40. yılında, 27 yaş gizemini koruyan, saygıyla anılan kraldır.
bir program var. fotoğrafını yüklüyosun ve benzerini buluyor işte ona göre "madonna"ya benziyorum. ben ve kıçım epey güldük. sonra kapattık ekranı. normal hayata döndük.
(bkz: merhaba)
eline değildir. üşüyordur. çünkü anemidir. kan hapı da alsa, b12'leri dizi dizi yutsa, bol limonlu yeşillikler, minimum düzeyde çay kahve tüketse de olmaz. yine buz gibidir elleri ayakları.
kedi doğurmak. bildiğin pıtır pıtır doğurdum. renk renk kediler öyle sari, gri filan değil gökkuşağı gibiydiler. tamam ciddi anlamda kedilere bir tutkum var da, doğurmak.. bilemiyorum.
adeta ifadesiz surat kraliçesi. ablacım az bi mimik kullan, dizideki bill'in bile "sookie is mine" derken hissettiriyo insana o sahiplenmeyi sen anca eric'i gördüğünde bi gözlerin kaysın, bi kafayı geriye doğru salla, atarlı atarlı yürü.
yeni sezonda daha bi inandırıcı rol yapması dileği ile.
ortada düzeltilen bir ekonomi olmadığı için, aslında sorunsal olmayan durumdur. inanmayan, pembe camlı gözlüklerini çıkarmak istemeyen bireyler, alsınlar ellerine bir makro ekonomik göstergeleri gösteren bir sunum baksınlar 2002-2010 aralığında cari dengenin nasıl bitarafına koyulmuş, iç borç stoku neyere doğru gidiyor ya da türkiyenin üretebildiği ne kalmış diye.
bu sabah itibari ile bitirebildiğim ancak 3 gündür aman bitmesin aman biterse naparım diyerek, kalan 50 sayfayı sündüre sündüre okuduğum bir hakan günday şaheseri.
--spoiler--
kitap 3 kısımdan oluşuyor. ilk kısmında roman karakterlerinin sırasıyla kaleme aldıkları olaylar, sonra kayra'nın yolu ve en son olarak da -ki deli bir merakla beklenen kısımdı şahsım tarafından- kinyas'ın yolu var.
karakterlerin soğukkanlılığı, hiç umursamadan can alabilmeleri ki kitapta kinyas'ın yanlışlıkla silahını ateşleyip, insan öldürüşü ve o duyarsızlık ürkütücü. kayra'nın olayları, düşünce yapısı ise bambaşka bir boyut. gömmesi kolay olsun diye insanları baltayla bölmeleri vs.
velhasıl en başta karamsarlığı, okuyucunun alışık olmadığı bir ahlak yapısı, acımasızlığı çarpıyo insanı. fakat bir şekilde zorlansa da okumak, bitirmek istiyor insan.
şahsi olarak, okuyan diğer okurların aksine kayra'dan nefret etmedim, ciddi anlamda üzüldüm neden okumadın o mektubu be aptal herif dedim içimden. ve tabi ki kinyas.. çok romantik gelebilir fakat oğlum olursa bir gün adı belli.. adı tolga olucak.
--spoiler--
şayet bana benziyorsa, önce o baklava ortasından bi açar. kuru olan kısmı ilk olarak ağıza atılır, sonra içi üzerine konulan, şerbetten iyice tatlanmış kısmını yiyen sonra da parmaklarını bir güzel yalayan ve bu seremoniyi bir kaç baklava devam ettiren insandır. eşlik edilesidir.
televizyon kanallarında istanbul, izmir, bursa hakkında bilgi verilirken, henüz kütahya-simav ne alemde kimsenin umursamadığı deprem olmuştur. ya da ben denk gelmedim. pes.
hali hazırda merkez bankasının da çabaladığı türkiyenin kanayan yarasıdır tam anlamıyla.
zorunlu karşılık oranlarını arttırarak bir şeyler yapılmaya çalışılsa da neticede piyasadan istenilen miktar para çekilemediği gibi aksine daha da fazla sıcak para girişi olmuştur. seçimlerden sonra ise büyük ihtimalle interbank faizlerine el atılacaktır.
bu konu hakkında otorite değilse de daha bilgili iktisatçılar ne der, nasıl yorumlar bilemiyorum ama, kanımca türkiye dış girdi bağımlısı bir ülke olduğu için ve ihracatı yapılan ithalata bağlı gerçekleştiği için kapatılması mümkün olmayan açıktır. ne yapılırsa yapılsın yazık ki.
ne ölüm, ne de hayat! hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda. hiçbirinin eli bana değmiyor. çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar. varlığıma nedensizlikten delirdim ben. hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. hepsini giydim. hiçbiri olmadı. hepsi dar geldi. inansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim. okyanuslar kırmızı olurdu. pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi. ama inanamadım. bir türlü inanamadım.. bütün hayat bir ilüzyon. benim gibi. kayra gibi.
bu sabah annemin de paylaştığı düşünce.
"ay bu adam da... kaç yaşına geldi ama hala bi garip hareketler, dans edişi filan.." şeklinde bir cümle kurmuş idi.
dokuz eylülde yapılan sınavında, kitapçıklarından bazılarının boş çıktığı sınav. katılımcılarının, haliyle 1 buçuk saat geç başlamasına sebep olmuştur. komik. acınası.