sosyal mecra üzerinde kendi içimi dökebileceğim bir yer bulamıyorum buradan başka. yaşlandığımı hissediyorum umutsuzluğum artıyor, yalnızlığım ise yapmış olduğum hataların sonucu.
her hatanın bir bedeli var en ağırı ise insanların bir bir gittiğini görmek. arkalarına bile bakmadan gitmelerini izlemek. sonrasında sadece mantık devrede düşüncelerde kırılan umutların arkasından sadece düşenebilmek.
evet anlamışsınızdır bir kere daha bitti.
ben bir kere daha bittim.
yeni bir insan yoruyor beni. kendimi tekrar anlatmak, daha önce defalarca açtığım şarkıları tekrar açmak aynı hikayeleri ise tekrar anlatmak ne kadar daha?
aslında hayat basit, bir düşünce yaratabilmek ve onun arkasında kararlı olabilmek, fakat hiç bir düşüncemin arkasında kararlı olamadım. kaç yaşına geldim ne yapacaksın diye sorduklarında bilmiyorum cevabını söyleyemiyorum. gerçekten bilmiyorum ne olacak nereye gideceğim nerede yaşacağım bilmiyorum.
dolmuyor o içimdeki boşluk dolmuyor dolamıyor, neyi denediysem o boşluk dolmuyor. sadece kendimi daha derin boşluk içinde hissediyorum.
mutsuzum ve ne yapmak istediğimi bilmiyorum. anlatacak daha fazla hikayem kalmadı.
çok bunaldım bu ara, konuşmadım ama kimseyle. sahip olamadım bir dünyaya ait hissedemedim bir yere. bu hissizlik hissi ne kadar yaşanır ne kadar sevilir. neden diye sorup hep aynı yerde bulduk kendimizi. gün geçti zamanın ilerlemesini izledik ama biz ilerleyemedik zamanda aynı anda ve aynı yerde sabit kalmayı seçtik. belki de korktuk zamandan gidemedik sadece o güvenli bulduğumuz dünyanın içinde olmayı seçtik. gerçekten garip geliyor her şey belki de deliren sadece ruhum aklım ise yerinde.
yorulmak istedim, yorulmayı seçemedim yorulmayı yakıştıramadım kendime bir şairin dediği gibi devam et dedi sadece arkana bakmadan sessiz ve kavgasız.
mutsuzluk ve tatminkarsızlık neden neyi paylaşamadım ki aptal bir standart istedim onu bile başaramadım. bazı kelimeler kendiliğinden çıkar ortaya aynı bunlar gibi bağımsız ve zincirli.
gözler kalbin aynasıdır derler, bence yanlış bir yaklaşım. hayat aslında sözlerin aynasıdır. ne söylersen onu yaşar ve inanırsın. inanmak istediğimiz sözlere sahip bir ruha ait bir dörtlüktür, bu sözler. ulaşmak istenilen ve asla var olamayan bir ütopik dünyayı anlatır. öyle ki bir dünya ki başka sözlere ihtiyaç yoktur sadece sen ve o vardır. neden herşeyi feda edemedik neden olamadık ve neden o ütopik dünyayı sevdik biz aslında kimdik neden idik....
şimdi bazı şeyleri hala anlayamıyor, anlamlandıramıyorum.
bir kadın neden gitmeye çalışır?
bir kadın neden aldatmayı seçer?
bir kadını neden istemeyip sonrasında gitmeye karar verdiği zaman isteriz?
bir kadına nasıl bağlanılır?
bir kadını sevdiğimizi nasıl anlarız?
bir kadını neden sırf seviyor bu deyip kabullenmek isteriz?
anlamıyorum sözlük anlamıyorum.
neden ne için yaşadığımı bile anlamıyorum sözlük.
yalnız kalmak isteyip, giden insanın arkasından neden üzülüyorum anlamıyorum. beni aldattığını söylemesine rağmen gitmesini istemedim be sözlük. ben çok mu normalim yok değilim bende aldattım defalarca, ama gitmesini istemedim genede.
kadın ilişkileri kavramları çöktü sanırım benim için neyin doğru olduğunu anlamlandıramadan duygusal bir çöküntüye girip her kadını istedim hayatımda.
neden o tek kişiyi bulamadım sözlük? gerçekten yoruldum...
müslüm gürsesin beni affet şarkısına yaptığı cover ile beni benden alan insan. defalarca izledim hemde defalarca her defasında ayrı bir mimiğini gördüm, gerçekten bu kadar samimi bir insan mı?
bir insanın karşısındaki insanı sevmeme durumudur.
insanları severim. onlarla aynı frekansta konuşabilirim, gerekirse seviyemi yükseltir gerekirse alçaltırım. fakat bir kadını sevmek hem ister hemde çok zor görünür. bir kadını gerçekten sevmek ne bileyim zor görünüyor.