Asıl amacı spor yapmaktır. Bunu sorgulayan kişi spora giderken ne amaçla gidiyor tartışılır. Çünkü bilge ruhlu atalarımız zamanında (bkz: kişi kendinden bilir işi) demişlerdir.
çocukluğumdan beri sahip olduğum hastalık. Hayatınız boyunca insanların bir kaç katı efor sarf edip onların yarısı kadar başarılı olmak çok ciddi bir yük. Bazen dikkat dağınıklığınız o kadar yoğun olur ki ölmek istersiniz, düşüncelerinizin hızına ağzınız yetişemez. insanlar sizi sürekli çok konuşan bir insan olarak bilir. Herkesin anlattığı her şeyle ilgili aklınıza gelebilecek bir olay vardır. Tüm bunlara rağmen devam etmeniz gereken bir hayatınız vardır. Siz organize olmaya, kafanızı toparlamaya çalışırken hayatınız geçer gider. Bu çok üzücü ve zor bir durum. Artık daha normal olmak için psikiyatristlerin verdiği ilaçları kullanmaya başlarsınız, onlar da sizi normalleştirmeye yetmez. Normal sizin için çok uzak bir kelimedir. Ömrünüz boyunca normalliğin zıttı bir insan olmuşsunuzdur. Bu yazıyı yazarken bile 50 kere düşünmüşsünüzdür. Offf sıkıldım bak. Yeter.
Allahın belanızı verdiği hastalıktır. Dişinizden beyninize her yerinizin ağrıdığı, öne eğildiğinizde beyninizin kafanızın içinde sallandığını düşündüren, yaşamayı çok güç hale getiren ve sonuç olarak allahtan size Gelen bir bela olan hastalık. Sen hangi günahın bedelisin sinüzit?
Devletlerin görevi vatandaşının sağlık ihtiyacını karşılamaktır. Özel hastane mafyası bu hızla ilerlemeye devam ederse nitelikli sağlık hizmetini alan birey sayısı günden güne azalacak ve '20 dklık iş'lerle daha nice canlar yitecek.
Hayatımda ilk defa birisi bana benim için fazla iyi olduğunu düşündüm, o yüzden duygularımı zamanında sana açamadım dedi. Benim için ilginç şeyler oluyor.
Onun için ömrünü verebileceğin sevgilin seni artık sevmemeye başladığında, için parçalana parçalana yapmak zorunda olduğun eylemdir. Her bir zerren seni sevsin ister, bir güzel söz için bin bir şaklabanlık yaparsın. Zordur severek ayrılmak. Zordur sarıldığında tüm dünyayı bırakbileceğin insandan ayrılmak. Of ya
Aynı insanla aynı Yurtta geçen 4 senelik üniversite hayatından sonra kendi hayatını kurduğun, kendi evinde kendi odanda yattığında hissettiğin boşluktur. Sabah uyanır uyanmaz gördüğün rüyayı anlatmak için oda arkadaşını ararsın yan yatakta ama yalnızsındır, yan yatak diye bir şey yoktur. işte yorulursun deli deli olaylar yaşarsın eve gelirsin, oda arkadaşın apayrı bir şehirdedir anlatamazsın. internette gördüğün komik şeyleri artık bağıra bağıra gösteremezsin ona. Gece kabus gördüğümde dilek kay ben geldim korkuyorum diyemem mesela ben artık.
Zaman geçiyor ve büyüyoruz. Büyümek adı altında yalnızlaşıyoruz. Üniversiteye geri dönüp dilekle sabahlara kadar konuşmak için her şeyimi verebilirim. Ama yalnızım. Üzücü.