istisnalar kaideyi bozmaz. komik olmayan ama bazı istisnaları göz önüne alırsak arada bir birşeyler çıkaran yazardır.
yok işyerinde etek giymişmiş, patronu kızmışmış, yok albaylar neden kırmızı değilmiş. bu espirileri çıkaran beynin arada güzel şeyler çıkarması da ayrı bir çelişki. bozuk saatin günde iki kez doğru göstermesi gibi birşey olsa gerek.
hayır bi de buna (buna derken bu espiriyi yapan yazardan bahsediyorum) komik diyenler falan var. nick altına methiyeler düzenler var. bu mu kardeş sizin çıtanız.
Prenses çizer dururdum. Önce bi u çizer, sonra o u harfini yüze cevirirdim. Saçları tel tel olurdu. Şimdi dusunuyorum da hiç burun cizmemisim ben o prenseslere.
Dün aksam elime geçen, bugün kahvaltıdan sonra başlayıp az önce bitirdigim kitap. Bi kitabı bi okuyuşta bitirebilecegimi rüyada gorsem inanmazdim. Şurası da bitsin burası da bitsin derken baktım roman bitmiş. acayip akıcı, sürükleyici bir hikâye. Şimdi anlatıp surprizini bozmak istemiyorum ama böyle roman okumamistim daha önce. Kaç kere hadi be dedigimi hatırlamıyorum. Sonunu da çok güzel bağlamış. Hikâyenin felsefi bir derinliği var. Boş bir kitap değil kesinlikle.
Gelelim begenmedigim noktalara. Zeka soruları hoşuma gitmedi. Yanı bi romanda olması hoşuma gitmedi. Aslında özellikle gazete ilanındaki parola harika birşey ama ne bileyim romanda bu kadar ağırlık verilmesi konsantrasyonumu bozdu. Daha dengeli olabilirmiş. Bir de karakter sayısı çok fazla. 140 sayfalık romana 30dan fazla karakter koymuş. Taniyana kadar baya zorlandim. Bunlar dışında çok çok beğendim. ikinci romanını gorursem anında alacağım.
erkeklerin düştüğü bu duruma bazen bizler de düşebiliyoruz. adama elini uzatıyorsun, elini kalbine götürüyor. bunu türbanlı-takkeli diye sınıflandırmak çok yanlış bence.
Az önce gördüğüm kedi. Salak almış kediyi eline, sevgilisiyle kafa kafa verdirmiş kediyi, selfie çekmeye uğraşıyorlar. Bir taraftan kediye bağırıp duruyorlar "telefona bak oğlum" diye. Kedi gözlerini belertmis, bunlara bakıyor. Yanlarından geçerken guldum ama icimden. Rencide etmedim gece gece salaklari.
Buna kapak diyen saskolozlar lütfen uykusuz dergisinin bu haftaki kapağına baksın. Penguen de olabilir. Emin değilim. Büyükler kendi aralarında "vatan sağolsun", " vatan sağolsun " derken bir şehit çocuğu "babam da sağolsun" diyor. Yok sevişmeden Uyumayalım derken utanmamis mi da yok bilmem ne!