Kadıköy kutlamalarında ortalığın cehenneme döndüğü gündür.
Onlarca durağın camı indirilmiş.
Kamuya ve belediyeye ait binalar tahrip edilmiş.
Polisin kurduğu barikatlar denize atılmış. Ben gittiğimde deniz polisi bunları denizden çıkarmakla meşguldu. Yerdeki cam kırıklarından dolayı otobüsleri kullanan insanlar yaralanıyordu hala.
Bankamatiklere molotof atılmış.
Bazı vatandaşları tutup denize atmışlar.
Atatürk büstünü aydınlatan projektörler paramparça.
Yerde ise apo ve dtp bayrağı gördüm. Şöyle kuvvetlice tükürdüm üzerine.
Polis ise bunlara gaz bombası atmış. Bu kadar mı? insan hakları insanlar içindir. Miting'e molotofla, taşlarla , sopalarla gelindiği nerede görülmüş? Bu insanların beceriksizliği malum, kendilerine yetiyorlardı ancak artık bize de zarar veriyorlar. Çok isterdim kadıköyde bunlara iyi bir meydan dayağı atılsaydı şöyle en temizinden. Tepede uçan helikopterden de çekselerdi de bizde isleyebilseydik.
Eklemek istediğim birşey daha var. Kadıköyü bilenler bilir. iskele, duraklar ve büfeler yanyanadır. Haydarbaşa garının hizanın başlayıp kıyı şeridi Atatürk büstüne kadar harap edilmiş. Edilmeyen yerler var. Nereler mi? Kürt kökenli vatandaşların çalıştığı balık ekmek ve döner satan büfeler. Al bir de buradan yak.
Birkaç saat içinde kadıköyü karıştıran, darmadağın edenler bir gün içinde neler yapar düşünmek bile istemiyorum. Şüphe yok ki herşeyde olduğu gibi bunu da ellerine yüzlerine bulaştırırlardı.
Güzel bir açılış yapmış olimpiyattır. Aklıma takılan erdoğanın biz şöyle yaptık, bunu yaptık demesidir. E bu nasıl uluslarası yayın arkadaş? Olimpiyatı izleyen evropalı ne yapsın ki bunları?
hazırlık sınıfımdan hatırlıyorum. Meb in öğrencilere dağıttığı kitabın anahtarıdır. Öğretmen size kitapta bir yer gösterir ve bunu bitirmenizi ister. O sırada tenefüs zili çalar. Hoca çıkar. Lakin "teachers book" öğretmen masasından durmaktadır. Bütün sınıf masaya toplanır ve veri akışı başlar. *