allah'in her dedigi aninda olduguna gore, allah bir anlik bile olsa yanlislikla ölmeyi dusunup kendini öldürmüş olabilir mi ? yoksa bunu dusundugunde karsisina bir windows penceresi gibi birsey cikip "bu islem geri alinamaz. evet'e basarsaniz sistem allah'i oldurur ve allah olene kadar sistem yeniden baslatilamaz". gibi bir pencere mi cikiyor acaba. yoksa cidden ölmüş olabilir mi ? 1400 yildir haber alinamadigi dusunulurse bence birinci ihtimalin gerceklesmis olma ihtimali %99.99999.
kadınlardaki durum nasıl bilmiyorum fakat bildiğim kadarıyla onlar çişlerini tutamıyorlar. adet falan birsürü karmaşık yapı sadece kadınların ve uzmanların açıklayabileceği şeyler.
bizdeki durumda, bir anda gelen çiş bir anda bastırır ve hemen çıkmak ister, tutamazsın. maksimum 5 dk tutabilirsin 5 dk sonunda ya sikin taşağın patlar ya da altına işersin. ama bekleyebilen çiş olgundur, bir anda gelen çiş gibi aceleci değildir. hatta hiç aceleci değildir saatlerce bekleyebilir. benim rekorumu sorarsanız 6 saat tutmuşluğum var. tabi bu 6 saat sonunda kasıklar patlayacak gibi oluyor tavsiye etmiyorum. (bkz: kamu spotu) ne demişler, çişin gelince yap osuruğun gelince osur az osur uz osur, akibet gelecektir fosur fosur. zincirleme atasözü gibi oldu amk.
objektif bir şekilde kürt gerçeğinin anlatıldığı bu yazı, bize bu insanlarla yaşamanın imkansız olduğunu adeta yüzümüze çarpıyor ama biz hala bunları eğitmeye çalışarak ve gözlerini doyurarak insan olabileceklerini sanarak büyük bir gaflete düşüyoruz. hem kürtlerin hemde türklerin huzur bulması için tek çözüm bu insanların ev alabilecek/yapabilecek para verilerek ırağa gönderilmesidir. nasıl geldilerse öyle yollanmasıdır.
Türkiye’de her gün kız çocukları kaçırılıp zorla fuhuşa sürükleniyor, kadınlarımız kapkaça tecavüze uğruyor, her gün şehirlerde PKK gösterileri yapılıyor, Türk bayrakları yakılıyor, otobüsler yakılıyor, her gün birkaç asker şehit oluyor.
Bunları kim yapıyor?
Neden ezelden beri sadece kürtler ayaklanıyor, kürtler örgüt kuruyor, kürtler kan döküyor?..
Arabamızı kaldırımın kenarına park ettiğimizde tepemize dikilip park parası isteyen, vermezsek biz yokken arabamızı çizip kaçan değnekçiler niye hep kürttür?.. Kırmızı ışıklarda arabamızın camına yapışıp dilenenler niye hep kürttür?.. Sokakta adım başı önümüze çıkıp "abeeey nooolur bir harçlıhh viir" diye sülük gibi yapışan, vermediğimiz takdirde küfreden 10 - 15 yaşındaki madde bağımlısı yaratıklar niye hep kürttür?..
Toplumsal bir sorun haline gelen, cinayet dahi işleyen tinercilerin etnik kökenleri incelendiğinde kürt oldukları meydana çıkmıyor mu?.. Bunlar yüzünden insanlar sokakta rahat gezemez hale geldiler. Bu da bir terördür, şehirlerin göbeğindeki bireysel kürt terörüdür.
Yol ortasında yakamıza yapışıp kadın pazarlamaya çalışan pezevenkler, genelev işletmecileri neden hep kürttür de başka birşey değildir?..
istanbul Beyoğlu'ndaki, Ankara Maltepe'deki, vs... gençlerimizi zehirleyen "bar" adlı batakhanelerin sahipleri, işletmecileri neden kürttür?..
Haraççılık ve çek - senet tahsilatı ile uğraşarak kendi halindeki insanları canından bezdiren kan emiciler niye hep kürttür? Oto galericiliği ve emlakçılık adı altında tefecilik yaparak milletin varlığını sömürenler niye hep kürttür?..
Uyuşturucu pazarlayanlar neden hep bilmemhangi aşiretin mensubu kürtlerdir?.. Hüseyin Baybaşinler, Abuzer Uğurlular, Urfi Çetinkayalar nedir?..
Kız çocuklarının kaçırılıp zorla fuhuşa sürüklenmesinde, gençlerimizin uyuşturucu ile zehirlenmesinde %99 pay kürtlerin değil midir?
Dört tane Hollandalı turistin (biri de erkek) ırzına geçip ikisini öldüren ve bu sayede bizi tüm dünyaya rezil eden "Alanya sapığı" lakaplı Hakan Karayavuz ve Susurluk'ta, 11 yaşındaki Türk kızı Avşar Sıla Çaldıran'ı iple boğduktan sonra cesedinin ırzına geçen Recep ipek neden kürttür?.. Taciz ve tecavüzcülerin neden büyük çoğunluğunu kürtler oluşturuyor?
Her ikisi de uzun yıllardır aynı mesleği icra ettikleri halde, Orhan Gencebay'ın adının şimdiye dek hiçbir kötü olaya karışmaması, ibrahim Tatlıses'in ise her türlü rezilliği yapması, her çeşit suçu işlemesinin sebebi birinin Türk, diğerinin kürt olmasıdır.
Bu örnekler uzayıp gider... Kısacası "kürt sorunu" bazılarının empoze etmeye çalıştığı gibi sadece PKK'dan ya da siyasi olaylardan ibaret değildir. Türkiye genelinde her türlü pis, rezil işi yapanların, her türlü adi suçu işleyenlerin büyük bir kısmı kürtlerdir. Genelev işleten kürdü, pavyon işleten kürdü, kumar oynatan kürdü, mafyacılık yapan kürdü, uyuşturucu satan kürdü, yankesicilik, hırsızlık, kapkaç yapan kürdü, kaldırımları parselleyen kürdü, ırza tecavüz eden kürdü emperyalistler kışkırtmıyor, PKK ile de ilgileri yok... Taşıdıkları kanın gereğini yerine getirerek bu suçları işliyorlar.
Kürtlerin 2050 yılında Ortadoğudaki nüfuslarının 87 milyon, Türkiye'deki nüfuslarının ise 57 milyon olacağı belirtiliyor.
Bunlar doğru verilerdir, yani bir sallama söz konusu değildir,hatta az bile verilmiştir. Çünkü çarpraz üreme, yani 8 çocuğun diğer 8 çocukla ilerde evlenecekleri düşünülüp onların çocuklarının da çarpraz olarak üreyecekleri düşünülürse bu tablo yetersiz kalmaktadır. Ayrıca bu süre içinde milyonlarca Türk kürtlerle karışarak kürtleşecektir.
Türklerin nüfus artış oranı ise bugün neredeyse Avrupa ülkeleri seviyesine inmiştir. Türk illerinde doğum kontrol uygulamasını teşvik ederek Türklüğün kuyusunu kazan devletimizin alçak siyasetçileri; Güneydoğuya verdiği çocuk yardımları ile kürtlerin üremelerini teşvik etmektedir.
Üremeyip de ne yapsınlar? Devlet Bakanı Beşir Atalay'a bağlı Sosyal Yardım ve Dayanışma Fonu (Fak - Fuk - Fon) başta Muş olmak üzere nüfusun %95'inin kürtlerden oluştuğu bazı doğu illerinde çocuk başına para kampanyası başlatmıştır. Bu durum zaten çok hızlı üreyen kürtlerin daha da fazla üremesi demektir.
Yapılan yardımların miktarları :
ilköğretime devam eden erkek öğrencilere ayda 20 YTL ilköğretime
devam eden kız öğrencilere ayda 23 YTL Ortaöğretime devam eden erkek öğrencilere ayda 28 YTL Ortaöğretime devam eden kız öğrencilere ayda 39 YTL Sağlık yardımı olarak her çocuğa ayda 15 YTL
Her anne adayı için gebeliğin ilk 7 ayında ayda 18 YTL
Her anne adayı için doğumda 50 YTL
Çocuk yardımı çok hızlı üreyen kürtlerin ağırlıklı olduğu şehirlere değil, üreme hızı sıfır olan Türklerin yaşadığı şehirlere yapılmalıydı.
Fakat AKP (Arap Kürt Partisi) bu şekilde uygun görmüş. Neden acaba?
Kürtler ne kadar çok çocuk yaparlarsa, o kadar çok para kazanıyorlar.
0 çocuğa sahip bir aile, çocuk başına ayda 15 YTL'den toplam 150 YTL para alıyor. Doğum ve okul için yardımlarıda eklersek 10 çocuklu bir ailenin devletten aldığı para ayda 500 YTL'yi geçiyor.
Birkaç ay önce gazete ve televizyonlarda şahane bir haber vardı. Diyarbakır'da bir Kürt dişisi 8 yavrusundan sonra, 9.sunu ikiz olarak peydahlarken, çocuklar ölüm tehlikesine giriyor ve Türk askeri doktorları gelip bebeleri kurtarıyor, hastanede kuvöze koyuyor. Busefer Van'dan, yine süper bir haber var. 68 yaşında bir Kürt ,26 yaşındaki ikinci karısından 13. yavrusunu peydahlamış.
Toplam 13 çocuğu 100 kadar torunu varmış, artık başka çocuk istemiyormuş ,yorulmuş.
Gazeteci, "bu kadar çocuğa bu fakirlikle nasıl bakıyorsunuz?" dediğinde, Kürdün cevabı harikaydı. "Kaymakamlık gerekli her tür yardımı yapıyor, hiç bir sorunumuz olmuyor" !!!
Sakın kimse bunu insanlıkla, hümanizmle, devletin vatandaşının hayatını koruma ilkeleri ile falan açıklamaya kalkışmasın. Benim ülkeme göz dikmiş bir halkın, benim vergilerimle beslenip daha çok üremelerini sağlayıp on milyonlarca asalak yaratmanın hiç bir ilke ile ilgisi yoktur. Bu rejimin kendisinin kurucusu olan asli unsura, yani Türklere ihanet etmek açısından devşirme Osmanlı'dan hiçbir farkı kalmamıştır.
Gayet açıkça Türkler özendirilip en sıkı şekilde nüfus planlaması uygulanırken, Kürtlerden elektrik, su parası bile alınmayıp, nüfuslarını iyice arttırıp Türkleri geçebilmelerine çanak tutulmaktadır.
Ülke genelinde kaçak elektirik oranlarına göz atalım.
Şanlıurfa % 66.7
Diyarbakır % 62.7
Hakkari % 62.5 Mardin % 59.3 Van % 58.0 Şırnak % 52.0 Batman % 51.0 Muş % 50.0 Bitlis % 48.0 Siirt % 48.0 Kastamonu % 4, Trabzon % 5,4 Giresun % 3,5
işte kaçak elektirik tablosu. Yoruma gerek var mı?
Nihai amaçlarını gerçekleştirmek için ne cesaretleri ne zekaları ne de kültürleri olan bu etnik cemaat, tek yolu Tanrı'nın kişilere verdiği doğal içgüdüyü (üreme) bir savaş silahı olarak kullanmakta bulmuş durumdadır.
Yakın bir gelecekte nüfusu 100 milyon - ki bunun en aşağı yarısı kürt olan bir Türkiye çocuklarımızı bekliyor... Bayrak aynı bayrak, sınırlar bozulmamış, isim değişmemiş ama ortada ?Türk? kalmamış. Birkaç milyon kalmış elbette ama onlarda tedirgin yaşıyorlar. Ortada Brezilya gibi, lisanı, soyu sopu karışık, ırk çorbası bir ülke.. Ama hala müslüman...
Bizim için bir yıkım olan bu durum, ?72 millete bir göz ile bakan? hümanistlere bir rahatsızlık vermez.
Yaşadığımız topraklarda şu an için en büyük tehlike kürtlerdir.
Dün bunu inkar edenlerin savunduğu fikirler, kürtlerin gerçek yüzlerini göstermesiyle bugün bir bir intihar ediyor.
Bu cümleleri okuduğunuzda etkisi altında kaldığınız propaganda yüzünden yargılayıcı duygulara sahip olabilir; kürtlere karşı katı bir tavır alma diye düşünebilirsiniz. Fakirlik, eğitimsizlik gibi onlarca sebep sıralayıp, sosyal yalanlar uydurup, hergün sizin veya tanıdıklarınızın payına düşeni bir şekilde aldığı yanıbaşınızdaki kürt terörünün varlığını inkar edebilirsiniz.
Bunları düşünmek sizi rahatlatır.
Kürdofil medyanın enjekte ettiği bu uyuşturucu sizi olan bitenden uzaklaştırabilir. Ancak gerçekleri değiştiremez.
Gerçek aciz değildir.
Gerçekleri kim anlatacak? Kim gösterebilecek ezilmiş sandığınız kürtlerin hergün yanıbaşınızda yaptığı ahlaksızlık ve saldırganlığı?
Kerkük'te arkasına ABD'yi alınca Türkmenler'i katleden bu aşağılık topluluğun eline fırsat geçtiğinde uyguladığı baskıdan kim söz edecek?
Okuldan, işten dönüp televizyonu açtığınızda tüm kanalları kaplayan Kürt dizileri ile mi bilinçleneceksiniz; yoksa PKK'ya yardım edip sonrada kasetleri Türkler tarafından kapışılan, konserlerinde izdiham yaşanan kürt ibo, mahsun, berdan, keko, şavata, ahmet kaya, özcan ve hergün yenisi çıkan şarkıcı bozuntuları ile mi?
Sol merkezli görüş onlara herkesten fazla sahip çıkıp tabanını genişletmeye çalışırken, yıllar sonra kullanılıp bir kenara atılacağının farkında değildi.
Sağ tarafta durum daha da vahimdi.
Açıkça bir kürt milliyetçisi olan Said-i Nursi'nin kitapları elden ele dolaşıyor, Kürtler ırkçılıklarının dozunu giderek arttırırken inançlı Türkler din kardeşliği masalı ile uykuya çoktan dalmış oluyordu. Ancak bunların içinde belki de en acı olanı, kürtler tarafından aldatılmayı halen gururuna yedirip itiraf edemeyen sözde milliyetçilerin (!) durumudur.
PKK ve Apo'yu Ermeni, dağdaki kürtleri kandırılmış, sokaktakileri de kardeş ilan eden ülkücü anlayışın Türklere verdiği zarar gelecekte tarih kitaplarına konu olacaktır.
Gerçeği daha fazla inkar etmek anlamsız.
Bu son perdedir. Bir yandan ABD talimatlı kürt dizileri, diğer yandan Avrupa tavsiyeli gelin-kaynana programları ile giderek daha fazla esir şehrin insanlarına benziyorsunuz kürtlerin hızla neden ürediklerini ve yayıldıklarını anlatıp,önlem almaktan bahsedenlere onlardan önce siz karşı çıkacaksınız.
Çünkü bulanık gözleriniz mahallenizde bir eve doluşup, ahlaksızca ve bilinçli bir şekilde üremeye devam eden kürtleri değil ancak dizidekileri seçebilecek.
Artık sokakta sizin ve yakınlarınızın canını yakan tinerciler denince bunun tek sebebi olan kürtleri düşünmeyeceksiniz bile.
Eğitimsizlik,fakirlik,sosyal adalet gibi kavramların arasında boğulacak; kafanızı toplayıp gerçek soruyu asla soramayacaksınız.
PKK denince aklınıza kürtler gelmeyecek. O dış güçlerin oyunuydu diyecek,bitti sanacak; öldürülen binlerce teröristin kaç milyon akrabası ve sempatizanı olduğunu hesaplayamayacaksınız.
ilköğretim çağındaki kız çocuklarına dahi askıntı olup, fırsat bulunca her türlü kötülüğü yapanların onlar olduğunu bilmek istemeyecek; kürtler göç etmeden önce şehrinizin ne kadar huzurlu olduğunu anlatmaya çalışanları duyamayacaksınız. söz azınlık haklarından açıldığında, Kerkük'te Türkçe ders verdiği için eğitim yuvalarına bile saldıran kürtlerin hakkını onlardan çok savunduğunuzun farkında olmayacaksınız.
Sosyal eşitsizlik denince aklınıza sadece ekranda gözünüze sokulan Güneydoğu illeri gelecek.
Ülkenin en yoksul beş ilinden ikisi olan Gümüşhane'nin, Kastamonu'nun neden suçlu üretmediğini anlayamayacaksınız . Karadeniz Bölgesinde elektriği ve suyu dahi olmayan köyleri hiç bilmeyeceksiniz. Toplum olarak düzenimizi, birey olarak yaşantımızı, aile olarak huzurumuzu ve millet olarak sağlımızı bozan kürtlerin yarattığı tehlikeyi hala inkar etmek eğer gaflet değilse, nedir?
Kürtlerin yaptıklarını es geçip kabahati dış güçlerde aramakta hiç gerçekçi değil. Bu topluluk tarafından icra edilen ?Kapkaç, yankesicilik, hırsızlık, töre cinayetleri, taciz, gasp, beğendiği kızı şehrin orta yerinde kaçırıp ırzına geçerek evliliğe zorlama, etnik dayanışma ile gittiği tüm yerleri hegamonyası altına alıp kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımama, haklı haksız her mecliste sadece kendisinden olduğu için birbirlerini destekleme, çocuk kaçırma, sapıklık,9-10 yaşlarında çocukların tecavüz edilip öldürülmesi, elektrik su parası ödememe, vergi ödememe, sahteciliklerle asalak gibi yaşama, turistlik kasabaları ele geçirerek hem yerli halka, hemde turistlere zarar verme, devletin her imkanını sömürme, trafik magandalığı, şehir magandalığı, haraç toplama, liselerde, ilkokullarda çeteler kurup diğer öğrencileri sindirme, sahip olduğu feodal kültürü yaşadığı yere uydurmaya çalışma, uymayanlara zararverme, sıcak para getiren tüm iş kollarına zor kullanarak hakim olma? gibi mevhumları hangi dış güçler kürtlere nasıl yaptırıyor? Merak ediyorum.
Arkadaşlar, sorun "kürtçülük" "bölücülük" veya "terör" değildir.
Sorun kürdün ta kendisidir.
Teröristi, esnafı, işadamı, öğretmeni, manavı,dolmuşçusu, garsonu, sapığı, eşkiyası, kapkaççısı, anarşisti....
hepsi aynıdır. Türk milleti için şu an aleyhte bir faaliyet göstermeyen kürtler olabilir, ancak bunların vadesi sonsuz değildir.
Kaldı ki o "sadık kürt" bile sokaklarda, işyerinde veya okullarda gene kürtlüğünün gereğini icra edecektir. Kürtlüğün gereğinin ne olduğunu ise hepimiz biliyoruz.
Artık "Kürt bölücülüğü" diye bir sorun olmadığı, gerçek sorunun adı "kürt yayılması" olduğu halde bazıları ısrarla "bölücülük" diye yanıltıcı adlandırmalarla uğraşıyor. Bazıları da dış güçlerin maşası, piyonu kafasız, zavallı, korkulmaya değer olmayan kürdler? söylemini bulmuşlar.
Böylece esas büyük suç, Kürtlerin üstünden alınıp kim olduklarını kendilerinin bile net tarif edemediği, gizem perdelerinin arkasındaki yüce dış düsman güçlere yükleniyor. Hem de Kürt tehlikesi küçümsenip stratejik bir politika boyutuna indirgeniyor. Oysa ki sorun stratejik veya magazinsel sorun olmaktan daha vahimdir. Turkiye Cumhuriyeti devletinin kimliğini, kurucu ve asli unsur olarak tekelinde tutan Türk ırkının nüfus itibariyle gelecekte aynı şekilde tekelinde tutup tutamayacağı, yani var olma , yok olma mücadelesidir.
Ayrıma dikkat edin. Eğer dış güçlerle Kürtlerin Türk milletine karşı bir ilişkisi varsa, bu ilişki maşalık değil işbirliğidir. Ne maşası, ne kandırması? Kürtlerin çıkarları dış güçlerinkiyle örtüşüyorsa kandırmaya ne gerek var? Kürtler saflar, kandılar, komploya düşüyorlar,onun için çoğalıp Türkiye'de çoğunluk olacaklar.
Vay be. Canına minnet adamın böyle kandırılma. Aynı mavalları Osmanlı yönetimi de 100-150 sene önce Yunanlılar ve Ermeniler için söylüyordu. Güya Yunanlılar yutacak ya. "Biz sizinle asırlarca kardeşçe yaşadık, Batılılar sizi kendi çıkarları için kışkırtıyorlar, alet ediyorlar" diye anlattılar durdular. Yunanlılar ne kadar aptalmış ki alet oldular da aleyhimize topraklarını 3 kat büyüttüler, hala da büyütüyorlar.
Bu devirde kimse oyuna gelip saflığından başkasının maşası olmaz.
Avrupalıları Tanrı sanıp incik boncuk karşılığında birbirlerine saldıran Kızılderililer yok.
Dünyamızda şu an olabilecek, sadece çıkar ve güçbirliğidir.
çoğunuz bu konuşmayı hdp'li veya akp'li biri yaptı sanabilirsiniz ama bu konuşmayı bu ülkenin kurucu insanları olan mustafa kemal atatürk ve arkadaşları tarafından kurulan, bu ülkenin kurucu partisi chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu yapmıştır. bu maddeleri ise yine aynı şekilde atatürk ve ülkeyi kurduğu arkadaşları koymuşlardır. ülkemizin temeli bu maddeler üzerinden atılmıştır. günümüzde ise bu partinin genel başkanı bir pkk kanalına çıkıp gayet soğukkanlı bir şekilde bu maddelerin değişebileceğini söylüyor.
bu konuşma seçimlerden önce oldu ve chp bu konuşmaya rağmen %25 gibi yani 11,5 milyon oy aldı.
dünyadaki çoğu terör örgütünün kürtlerden oluştuğunu düşününce insanın aklına "kürtler terörist midir ?" sorusu geliyor. bütün bunlar bu ırkın özelliği midir ? kürtler teröre yatkın bir ırk mıdır ? bazı arkadaşlar bunların cahillikten ya da orta doğudan kaynaklandığını söyleyebilir fakat görüyoruz ki avrupa'da bile kürtler terör sempatizanlığına devam ediyor, hiçbir eksilme olmuyor aksine level atlıyorlar. görüyoruz ki ne avrupa ne başka bir coğrafya kürtlerin içindeki isyanı söndüremiyor. normal bir insan gibi yaşamalarına izin vermiyor içlerindeki öfke ve isyan. her zaman içlerinde adeta bir molotof patlıyor ve bunu dışa vurmak istiyorlar. bu yüzden de terör onlar için bir yaradılış sebebi halini alıyor. bu durum belki her zaman ezilmiş bir toplum oldukları için, ezik psikolojisinin bir sonucu olabilir. hiç doğru dürüst devlet kuramamış olmanın verdiği ezikliktir belki de bu. bir sorunsal.
türk'lerin soyu oğuz boyu'ndan değilde kuman ya da kıpçak boyu'ndan devam etseydi şuan tüm türkiye'de milyonlarcası bulunacaktı fakat bunun yerine esmer ve orta boylu olan oğuz boyu'ndan yayılma sağlandı ve sarışın mavi gözlü 180 türk kızı, erkeği az da olsa arada çıksa da -ki onların da kıpçak boyundan olduğu düşünülüyor- bir yayılma sağlayamadı.
şuan kıpçaklar ve kumanlar'ın çok az bir kısmı türkiye'de bulunuyor ve büyük bir çoğunluğu kimliğini kaybetmiş bir şekilde doğu avrupa'da yaşamakta. rusya ya da ukrayna sokaklarında gördüğünüz her 10 kişiden 2'si türk olabilir.
Tarih: Şubat 1923
Yani; Kurtuluş Savaşından dört ay sonra,
Yani; Cumhuriyetin ilanından dokuz ay önce.
Mustafa Kemal, Amerikan milletine hitaben, Lozan Konferansının kesintiye uğramasının ardından, ABD Senatosuna aşağıdaki mektubu göndermiştir:
Alıntı
“Büyük Amerikan Milletine,
Siz zulüm ve zorbalığı kendi vatanınızdan uzaklaştırdınız.
Siz, uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra kendi özgürlük ve bağımsızlığınızı kazanarak halk egemenliğine dayanan demokratik bir devlet ve güçlü bir uygarlık kurdunuz.
Yer kürenin diğer tarafında diğer bir ulus var ki, o da aynı özgürlük, aynı bağımsızlık ve aynı demokrasi uğrunda mücadele ediyor, kan döküyor.
Bu ülkünün arılık ve yüceliğine karşı düşüncelerinizi yanıltmak istiyorlar.
Bu propagandayı yapanlar, ya birtakım cahil tutucular veya yeni kazandığımız özgürlüğü kaldırmak ve bizi ondan mahrum etmek isteyen gizli ve açık düşmanlarımıza alet oluyorlar.
Yalanlara ve iftiralara inanmayınız.
Özgürlük ve bağımsızlık uğrunda savaşan ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adaleti sağlamak için samimi bir surette mücadele eden Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz.”
Gazi Mustafa Kemal
Bu mektup, Amerikan Senatosu'nun 26 Şubat 1923 günkü oturumunda, Senatör Mr. Oven'in önerisi üzerine, okunarak zapta geçirilmiştir.
Bundan dört hafta sonra, Mustafa Kemal, ünlü 'TIME' dergisine kapak olmuştu..
Bu 'Dostluk eline, en anlamlı cevap, tam onbeş buçuk yıl sonra geldi.
10 Kasım 1938'de, Türk Milleti, acıların en büyüğünü yaşıyordu, Atatürk ölmüştü.
Durum, bütün ülkelere resmen bildirildi.
Afganistan'dan Finlandiya'ya, Japonya'dan Letonya'ya kadar bütün ülkeler cenazeye en üst seviyede heyetlerle katılacaklarını bildirdiler.
Atatürk'ün en çok savaştığı ülke ingiltere, özel bir zırhlı ile gönderilen ve başında, onun Anafartalar'da denize döktüğü kıtaların komutanı Mareşal Lord Birdwood ve ingiltere'nin Akdeniz Filosu Başkomutanı Oramiral Dudley Pound olmak üzere kalabalık bir heyet ve 12 subay 160 erlik bir tören kıtası ve 56 mevcutlu bir bando ile katılırken, düşman Yunanistan, başında Başbakan Metaxas olmak üzere, 12 kişilik yüksek bir heyetle cenaze töreninde bulunacağını açıkladı.
ABD'den ise, uzun süre cevap gelmedi.
Sonunda, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi, 18 Kasım 1938'de, Ankara'daki Büyükelçiliği'ne gönderdiği yazıda, törende ABD'yi, sadece Büyükelçi'nin temsil edeceğini bildiriyordu.
Yazıda, asıl enteresan olan ifade, şöyle idi:
“ABD büyükelçiliğinden alınan bir telgrafta Amerikan hükümeti adına cenaze töreninde kullanılmak üzere, 300 dolarlık bir çelenk yaptırılması için büyükelçiliğe yetki verilmesi önerilmiş, ancak ABD dışişleri bakanlığı bu bedeli yüksek bulduğundan, büyükelçiliğe 200 dolar harcama yetkisi verilmiştir.”
ABD, Lozan Antlaşması'nı tanımayan ilk ve tek ülkedir...
forumunda, türk dünyasının geçmişi ile ilgili paha biçilemez bilgiler bulunan, güncel konuların ele alındığı çok önemli yorumların yapıldığı 10 yılını geride bırakmış site. her türk'ün girip bir göz atması ve gerçek tarihini öğrenmesi gerekir.
derleyebildiğimi derledim sözlük (uygun olanlarını) . birazda sen yardımcı olursun artık. özellikle videoların uludağ'ın video sitesine yüklenmesini istiyorum zallcığım lütfen beni yorma. hepsi birbirinden değerli, gurur verici ve göz yaşartıcı videolar.
2002 Dünya Kupası Dönüşü Milli Takıma Eşlik Eden Türk F-16
- çay veren insandan
- ismail abi'den
- pikachu'dan
- 60 yaş ve üstü insanlardan
- obruk peyniri yiyen insandan
- tırnaklarıyla kazıya kazıya bir yerlere gelmiş insanlardan
- kahvede herkese çay ısmarlayan insandan
- hayvansever insandan
- çocukla çocuk olandan
- sağlığına dikkat edenden
- kezbanlardan
- pasif olan erkeklerden
- annesini sevenden
- evden işe işten eve gidenden
- asosyallerden
- tarımla uğraşan ve bunun bir servet olduğunun farkında olan insanlardan
- karısını, kocasını aldatmayı aklının ucuna bile getirmeyen insandan
- vatanını, milletini seven insandan
- kaygısızlar, süper baba, ekmek teknesi izlemiş insandan
- polat alemdara özenen insandan
- süleyman çakır öldüğünde ağlayan insandan
- fakirliği yaşamış ve bundan ders çıkarmış insandan
- iyilik yapıp denize atan insandan
- övünmeyi sevmeyenden
- tek başarısı başarısızlık olandan
- patrona yağcılık yapmayandan
- kot pantolonun üstüne gömlek giyen 30 yaş üstü abilerden
- her düğüne gidip halaybaşı olan insandan
zarar gelmez diye sıralanılan liste. gerek görülürse uzatılabilir.
Dusunsenize at adamsiniz ve muslumansiniz ama secde edemiyorsunuz. futbolcu bir musluman at adam oldugunuzu dusunun gol attiniz ve secdeye varmak istediniz ama sonuc husran. Musluman bir at adamsaniz, hayat gercekten cok acimasiz.
yıllardır bas bas bağırıyoruz bu insan müsveddelerine özerklik bile versen ya-pa-maz-lar. al sana canlı örneği amk. orayı bile bölmüşler neymiş Goran artık hükümette yer alamazmış. maaşlarını bide devlet veriyormuş çoğunun. diğerlerinin de maaşları ödenmiyormuş.
şu fotoğrafa çok iyi bakın, türkiye'deki kürtlerden hiçbir farkları yok. yine çocukları öne sürmüşler cinsini siktiklerim;
Özgür suriye ordusunun rus ve suriye ordularina agir darbe indirdigi soyleniyor.
"Suriye'de Hama şehrinde Rus-Suriye ordularının ortak kara harekatına ağır darbe! ruslar ve rejime ait 17 tank imha edildi. Pek çok asker kaybı da mevcut..."
bu iki yüzlü yaratıklar biliyorlar ki ırakta devlet kursalar bile bir boka yaramayacak, toprak parçasından ibaret olacak. hiçbir imkan olmayacak, zaten vergi ödeme gibi bir alışkanlıkları yok bu yüzden kurdukları sikimsonik devletin de götünü imf sikecek zaten az sikilmişler gibi. neyse alışırsınız olum. bakın orası kutsal öşek toprakları. orada öşekler teklif ediyormuş. ilk önce doğudaki illere yerleşin yaklaşık 1 sene burda kampa sokacaksınız kendinizi burada normal yaşamaya çalışarak (normal nasıl yaşanır bilmiyorsunuz biliyorum, siz kendiniz olmayın gerisi gelir zaten). sonra o illerde vergi ödeyeceksiniz ileride kuracağınız devlet için bi alıştırma olur. sonuçta vergisiz bi ülke meyvesiz ağaca benzer bunu öğrenin. daha öğreneceğiniz o kadar çok şey var ki amk. avcı toplayıcı toplumlar da bile insanlar en azından avcılığı biliyordu bunlar yontulmamış oduna benziyor.
not: kürtler diyerek sadece malum terörist kesimi kastediyorum.
14-15 yaşındaki eğitimsiz çocukları gazı verip ölüme yolluyan aptallar. sonra da zırlarlar bu karaktersizler "dövlet çocukları katlediyy" ulan amına koduğumun salağı çocuğun eline silahı tutuşturup ölüme yollayan sen, çocuk ölünce ağlayan gene sen. bu nasıl bir yüzsüzlüktür ?