Farklı ideolojileri olan farklı gruplar arasındaki atışma ve tartışmalara kendinizi kaptırmayın. Sizin buna zamanınız yok. Zamanınızı ve kaynaklarınızı, Allah'ın Kitabını ve O'nun mübarek Rasulü'nün (sallAllahu aleyhi ve sellem) hayatını ve yönergelerini öğrenme yönünde yoğunlaştırın.
Arapça'da 'Ekber', 'en büyük' değil, 'daha büyük' demektir. Karşılaştırma sıfatlarımız ve üstünlük bildiren sıfatlarımız var ve 'ekber' karşılaştırma sıfatlarındandır. O halde, ezanı duyduğumuzda ve müezzin 'Allahu Ekber' (Allah yapıyor olduğun şeyden daha büyüktür/daha yücedir) dediğinde, uyuyor musun, yemek mi yiyorsun, bir sınavda ya da toplantıda mısın, bir kutlamanın ortasında mısın önemli değildir; inanan erkek ve kadınlar olarak kalkıp bu çağrıya cevap veririz. -NAK.
-vahiylerin kitap haline getirilmesi hangi ayette yer alıyor?
Vahyolunan ayetlerinin gelecek nesillere aktarılabilmesi için ezberlemekten, yazmaktan, kitap haline getirip çoğaltmaktan başka ne çare olabilir? Sonuçta kuran-ı kerim sadece o dönemdeki insanlara indirilmedi, tüm insanlığa indirildi. Elbette ki yazılıp korunmasına ihtiyaç vardı. Bunun için bir emre gerek var mı? Ha illa ben ayet istiyorum diyorsan; "Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir." (iBRAHiM/52) bu ve bunun gibi kuran'ın tüm insanlara gönderilmiş bir kitap olduğunu gösteren ayetler buna delildir. Yazılıp korunmadan, başkalarına aktarılmadan nasıl diğer insanlara gönderilecek?
-neden peygamberimiz mushaf haline getirmedi?
Kuran'ı kerim efendimiz zamanında yazılmaya devam ediyordu ve efedindimiz yaşadıkça vahiy de gelmeye devam ediyordu. Yani bir kitap haline nasıl getirilsin? Yeni ayetler geliyor.. ve efendimize son zamana kadar vahiy gelmeyeceğini kim bilebilir? O yaşarken kitap haline getirilmesi mantıklı ve mümkün değil. (Kitap haline getirilmedi ama inen ayetler hemen ezberlendi ve yazıldı. Burası anlaşıldı umarım.)
-kuran'ı kerim'in eksiksiz yazıldığını kim onayladı?
Peygamber efendimiz (sav) zamanında inen ayetler işlenmiş ince derilere, kabuğu soyulmuş hurma dallarına, beyaz ve yassı taşlara, yani yazı yazmaya elverişli nesneler üzerine vahiy katipleri tarafından yazılmıştır. Vahiy katipleri hem ayetleri ezberliyor, hemde bu ayetleri yazıyordu. Bu efendimiz gözeteminde yapılıyordu.
Ilk taslaklar şimdi olmayabilir ama o dönemde üstelik ebu bekir (ra) gibi efendimizin en iyi arkadaşında kesinlikle bulunuyordur, bunlara ulaşabiliyordur. Burada belki inanç devreye giriyor olabilir, ben kaynak bilmiyorum bilen varsa buyursun tabii.
Burada inşaAllah bir sorun yoktur.
Kuran'ı kerim mushaf haline getirilirken zaten yazılı olan ayetler toplanıp mushaf haline getirildi. E bu yazılanlar zaten efendimiz gözeteminde yani onun onayı dahilinde yazılıyordu. Otomatikmen efendimiz (sav) onaylamış olmuyor mu?
Yanlışım veya eksiğim varsa Allah'ım affetsin. Bununla ilgili daha fazla bilgisi olan kardeşim varsa düzeltsin.
Hakaret ettiği kişi yani peygamber efendimiz hz. Muhammed (sav) değerinden zerre bir şey kaybetmez, ancak kişi kendi değerini düşürür.
Biz müslümanlara da bunun karşılığında uygun bir dille uyarmak, sabırlı olmak, dine uygun yaşamak düşer. Zaten bu güzel dini doğruca yaşarsak kimsenin kolay kolay hakaret edeceğini düşünmüyorum inşaAllah.
Hakaret eden insanlara da dua ediyorum, gerçeğin farkında olsalardı yapmazlardı bence; Allah'ım sen onlara hidayet nasip et. (Amin)
Çünkü güzel/yakışıklı insanlar iyi olmasalar da ilgi görürler, sevilirler.
Ama çirkinlerin böyle bir şansı yok. Hem kötü hem de sevilen bir çirkin gördünüz mü?
"mit tırlarının durdurulması vatan hainliğidir." demişti. Şimdi ise aday gösterilmedi. Aday listesine kimler karışıyor acaba? Benim aklıma birileri geliyor ama..
Resulullah (sav) bir gün şöyle buyurdu:
"Allah'ın rahmeti, çocuklarının iyi işler yapmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun!"
"Bu nasıl gerçekleşebilir?" diye sorulduğunda Allah Resulü (sav) buyurdu:
"Çocuklarınızdan, yapabilecekleri bir işi bekleyin; güç yetiremeyecekleri şeyi onlardan istemeyin; onları günah işlemeye mecbur etmeyin; çocuğunuza yalan söylemeyin ve abes şeyler yapmayın."