çalışmakta olan makinaya şuursuzca bakmak, makina döndükçe gözle takip etmek, hatta başımızla da gözlerin hareketini onaylamak suretiyle, yapılabilecek olan eylem.
--spoiler--
fransa'nın paris kentindeki muhteşem tarihi dokusuyla özdeşleşmiş, sevgililerin yol kenarındaki banklarda özgürce aşklarını yaşadıkları, en uzun caddelerinden biri.
--spoiler--
cem yılmaz beyler reklam çekmişlerdi bir ara.
--spoiler--
insanların kendi içindeki cenneti bir an önce keşfederek, başka insanların hayatlarını cehenneme çevirmekten vazgeçmeleri dileğiyle. yeni yılın arzuladığın gibi geçsin...
--spoiler--
kökeni frasızca bir kelimedir.
ölü dokuların bir araya gelmesi ile oluşan görüntü. nekrotik alanlar.
bitki yapraklarında, kurumuş, kırılgan ve kahverengimsi lekeler şeklinde olurlar.
-gıla boncuklu keleri olarakta bilinmektedir. zehirli bir kertenkele türüdür.
-arizona'nın gıla nehri vadisinde yaşamasından ötürü, gıla canavarı ya da gıla boncuklu keleri olarak adlandırılmıştır.
-60 cm uzunluğunda olabilen, oldukça irice bir kertenkeledir.
-derisine gömülü, yuvarlak kemikleri dolayısı ile boncuklu bir görünüme sahiptir.
-ağır hareket eder, lakin rahatsız edildiğinde ani tepkiler verebilir. zehirli olduğu unutulmamalıdır...*
-Vücudu beyazımsı sarı veya pembe fon üzerinde enine siyah çizgilerle süslüdür.
-ısırış tarzı, kurbanlarını salıvermeyen buldok köpeklerininkine benzetilmiştir. Kurbanının etini çenelerin arasında hapseden gila boncuklu keleri, kaslarını da çalıştırarak oluklu dişlerini saplar.
-alt çenesindeki bezlerin salgıladığı zehir o zaman ağzına dolar ve yavaş yavaş dişlerindeki oluklara sızar.
-genellikle, kuş yumurtası ile beslenirler.
dökülen saç tellerini saymak. öyle bir ciddiyetle saymak ki, hatta tek sayıya tekabül ederse sonuç, kahve molası verilecek, çift çıkar ise yarım kalan konu bitecek diye kendine şart koşmak. *
sözleri sezen aksu'nun, müziği sezen aksu ve levent yüksel'e ait olan şarkıdır. sezen aksu'nun "deli kızın türküsü" albümündendir. aşkın çaresiz hallerinden dem vurur... dinlenesidir.
"Ah gözlerine göz değmiş belli
Dudaklarında günah tadı var
Suçluluk kokusu sinmiş tenine
Ben yine aynı hep affedici
Bu saltanat bu haller geçici
Bu taze ten bu demler geçici
insafa gel bir bak şu garibe
Gafletinden uyan eller gidici
Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içimde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz
Ah yollarına kul kurban olurum
Yüz çevirme benden mahvolurum
Allah aşkına sev yoksa ben ölürüm
Kalbim nöbette bak gece gündüz."
güle çok benzerliği dolayısı ile bu ismi almıştır. oysaki geldikleri familyaları bile farklıdır. akrabalık ilişkileri yoktur nerdeyse. "ranunculaceae" familyasındır erengül.
yaprakları güle göre daha katmerlidir. kesme çiçekcilikte talep vardır bu türe.
400'e yakın türü bulunmaktaymış.
-genellikle sarı çiçek açmış olanlarına rastlamak mümkün. beyaz, turuncu, kırmızı çiçekli olanları da vardır.
-taç yaprakları oldukça gösterişlidir, parlaktır.
-yetiştirilmesi kolay bir bitkidir. nazlı sayılmaz, nemli toprakları sever.
-saksıda yetiştirilebilir.
-görüntü olarak çok hoş olan çiçekler, kokuya sahip değildir. mis kokmuyorlar ama çok şık görünüyorlar.
29 ekim 1933'de adana'da doğdu. yoksul bir çocukluk dönemi geçirmiş, diyarbakır ilköğretmen okulu'nu bitirmiş, öğretmen olarak görev yapmıştır. 1979'da emekli olup, yazıları ilgilenmeye başlamış.
okunulası kitaplar yazmış.
milli eğitim bakanlığı kitaplarını şiddetle tavsiye etmese de varsa etrafınızda yeni yeni okumaya başlayanlar, ökkeş serisinden herhangi birini ya da diğer çocuk kitaplarından bir tanesini hediye ediniz de muzzaffer izgü ile tanışma şansları olsun, erkenden.
"uzay dolmuşu kalkıyor" diye bir kitabı vardı, hala hatırımda, kitabın kapağı ne eğlenceliydi...
ulusal ve uluslarası pek çok ödül kazanmış.
izmir'e yerleşmiş, izmir kitap fuarı'nın olmazsa olmazıdır kendileri.
saçlarla ortak özellik gösterirler, ikisinin de görülen kısımları ölüdür. yapılarında keratin içerirler.
tırnaklar parmaklar için oldukça önemlidir, parmaklarımızın dış etkenlerden korunmasını sağlarlar.
en çabuk uzuyan tırnak, orta parmak tırnağıdır. tırnakların uzama hızı, yaşlandıkça azalır.
el tırnakları ayak tırnaklarına nazaran dört kat fazla uzar.
el tırnakları haftada, ortalama olarak 0.5-0.6 milimetre uzar.
tırnak sıcak havada, soğuk havaya göre daha çabuk uzar.
nüfusun gıda maddeleri gereksinimini karşılaması,
tarıma dayalı sanayinin hammaddesi olması,
belli bir kesime iş olanağı sağlaması,
dışa bağımlılığı bir nebze de olsa önlemesi,
nedenlerinden dolayı, tarım önemlidir. hem de çok önemlidir. insanlar bilincine varmalıdır, hem de en kısa zamanda.
1923 yılında, isveçli iki mucit tarafından bulunmuş, yeri doldurulamayacak buluş, mutfakların sultanı.
içindeki yiyecekleri gizemli bir biçimde saklar, kapağı açılana kadar bilemezsin içinde ne var.
der ki anne, dolapta senin için süpriz var, açınca karşına ya pasta, ya çikolata ya da dondurma falan çıkacak sanırsın hemen, aaa karpuz, şakacı anne...
parlak fikir:
eski, işi bitmiş bir buzdolabı, hatta hani eski modellerden, antikamsı, dışı bakımlı olursa şahane olur, alınıp, kitaplık gibi, ıvır zıvır eşyalar için de olabilir, çok güzel kullanılabilir. dışına da magnetlerden yapıştırdınızmı, orjinal bir eşya dolobı oluverir size. *
böceklerin hastalanmasına neden olan virüslerdir. zararlılarla, mikrobiyal mücadele etmeni olarak kullanılmaktadırlar, ülkemizde pek yaygın değildir, dünya çapında da kullanımları her geçen gün artmaktadır. ticari preparatları yeni yeni yaygınlaşmaya başlamaktadır.
spesifik bilgilerle aydınlatılmamışsanız, genel olarak bitirme tezi (lisans tezi) yazım kuralları şöyledir,
-* her noktalama işareti sonrasında bir boşluk bırakılmalıdır.
-yazı boyutu 12 punto olmalıdır.
-sol kenardan 4 cm (cilt yapılacağı için), sağ kenardan 2.5 cm boşluk bırakılmalı.
-alt ve üst kısımlardan 3 cm boşluk bırakılmalı.
-satır aralığı 1.5 cm olmalıdır.
-başlıklar büyüklük olarak aynı lakin kalın bir şekilde yazılmalıdır.
insan sağlığına oldukça etkili bir bileşiktir. antioksidan özelliğe sahiptir.
özellikle kırmızı üzümün, çekirdek ve kabuk kısmında bol miktarda bulunmaktadır.
kırmızı şaraplık üzümlerde bu bileşiğin oranı oldukça yüksektir. (şarap içecekseniz, kırmızı şarap tercihiniz olsun.)
üzümün çekirdeklerini pek tabii çiğneyip yemeniz önerilir.
*üzüm omcaları bu bileşiği fitoaleksin olarak salgılarlar. bir nevi bitkinin savunma mekanizmasının ürettiiği bileşiklerdendir.
fimo, oldukça yumuşak, içerisindeki plastik maddeler dolayısıyla ev fırınında sertleşebilen bir hamurdur. (130 derecede, 30 dakika.)
yumuşacık olması nedeniyle kolay şekil alır, ev fırınında sertleştirilebilmesi dolayısıyla aldığı şekli korur.
fimonun diğer adı, polimer kildir. toprak kilden daha bir dayanıklıdır.
tamamen kimya laboratuarlarında geliştirilmiştir.
içeriğinde: pvc, renk pigmentleri ve plastik maddeler bulunur.
içeriğinde su bulunmadığından dolayı, kuruma, çatlama gibi sorunlarla karşılaşılmaz.
fimonun tarihi 1930'lu yılların ortalarına dayanmaktaymış, yurdum insanı fimo ile 2001 yılında tanışmış.
menstruation: ingilizce adet kanaması anlamındadır. dilimize, menstruasyon olarak aktarılmıştır.
mens dönemide bu kelimeden türetilmiştir ve regl olmakla eş anlamlıdır.
ekvatordaki saatteki dönüş hızı 1.669 km\sa. olarak hesaplanmış. dünya'nın güneş etrafındaki dönüş hızı için ancak ortalama bir değerden bahsedilebilir. dünya güneşe yaklaştıkça hızı artar, uzaklaştıkça azalır.
--spoiler--
%1'lik bordo bulamacı hazırlamak için gerekli olan malzemeler:
-1 kg göztaşı
-1 kg sönmüş veya 0.5 kg sönmemiş kireç
-1 adet 100 litrelik, 1 adet de 50 litrelik plastik kova (metal kaplar kullanılmaz, kirecin etkisiyle aşınır, erir falan filen.)
-süzmek için tülbent
-karıştırmak için ağaç sopa gibi bir malzeme.
--spoiler--
bordo bulamacının bağ ve meyvelerde kullanıldığı hastalıklar:
-elma ve armut kara lekesi
-armutlarda memeli pas hastalığı
-yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında ateş yanıklığı
-eriklerde cep hastalığı
-kiraz dal yanıklığı
-bağlarda ölü kol hastalığı
-bağ mildiyösü
-zeytin dal kanseri
...
