Senden hayatta bi' halt olmaz, ne ev karısı, ne iş kadını, ne iyi bir öğrenci, ne iyi bi' arkadaş, ne sohbeti hoş bi' insan ... Senden olsa olsa bitki olur, arada bi' gelip seni sulasınlar iki güneş gör yeter. Bosuna oksijen israf edip digerlerin hakkini yiyorsun. O değil sana tahammul eden arkadaşlarına yazik, ayni evde yasadigin anana yazik, biraz uslu olsan biraz akli selim insan olsan ölür müsün? Milleti asagilamaya gelince, isyana gelince hep varsin. Otur bi' kendine bak. Şu tipe bak vah vah yazık sana. 22 yasindasin ama davranislarin 6 yasindaki cocukla esdeger gerci onlar senden daha akillidir... Otur bi dusun sakin ol biraz sakinles, koltuklarin tepesinde ziplamak nedir ya? Bi yasitlarina bak hepsi evlendi coluk cocuga karisti sen hala arı vız vız vız. Bi insanin hayat felsefesi enseye saplak gote parmak olur mu ya? insanlari taciz etmeyi birak sapik misin sen? Kucuk bi' erkek cocugundan farkin yok.
Boylede pazar sabahi canını sık iste, yemin ediyorum benden cacik olmaz zaten bugunlerde kendini hiyar gibi hissediyosun. Allah in trolu, millet bi ara troll dedide uzuldun ama bak sende kabul ettin sonunda. Depresyona mi girdin bu aralar sen? Yoksa sen megalomanin tekisin hayatta kendine ne laf soyletirsin ne laf soylersin.
Temizligini yapin, nemini alin. Sonra gelin ben size uyan ey gözlerimi üfliyim hepimiz uçalım huzura.
Sözlükte üfleyebilen varsa gelsin mal varligimi ustune yapicam.
Benden nefret ediyo'sun demi?
Bunu duydum beynimden vurulmuşa döndüm, başımda kaynar sular döküldü... Köpek gibi seviyorum diyemedim uzaklaştım. Şu an bile kötü oldum.
Kendisinin yaşını bilmem ama artık ne sıkıntısı olursa direk bana gelsin elimden geleni yaparım. iste oylede guzel insan sadece paylasmak istedim iyi dileklerimi.
yaz gelmeden yaptırmak istiyorum. Dostlarımın fikrini sorayım dedim;
Ben: ya kızlar şöyle beyaz parlak bi' küpe buraya nasıl olur?
Sema: ( manyak bastı kahkahayı) sen göbeğini deldirsen çıplak gezersin.
( açtı tişörtü sütyenin altında topladı, gülüştüler.) ben ağzım açık izledim bu kadar kısa sürede beni nasıl tanımıslar, sasırdım. Ama bronzlaşınca güzel olur diye düşünüyorum, daha nereme kararcaksam.
O değilde çok acır diyo'lar.
Düşük omuz : çaresi hergün - benimde yaptığım- 50 şınav, 50 defa ağırlıkları baş hizasından yukarı kaldırmak, 50 de mekik çekin buda benim için olsun, 50 defa havada sandelyede oturur pozisyonda sırtınızı koltuğa dönün ve ellerinizi koltuga koyup , oturup kalkın bütün yük arka kol kaslarınızda olur lakin omuzlara da faydası vardır. Her sabah kalktığınızda yapın , günde iki defa da yapabilirsiniz sizi fazla zorlamaz. 20 güne kalmaz omuzlarda ve kollarda toplanma görülür. Eğer hergün yüzmeye giderseniz bunu günde bir, havuzda ise birbucuk saatte orta tempoda 20 * 50 yüzmeniz sizi acayip degiştirir. Gıda takviyesi yapmayı unutmayı unutmayın ilaç değil.
Kız arkadaşlarımız da bu konudan müzdatipse onlar için 20- 30- 30 yapabilirler.
Attention please: spor salonlarında ağırlık kaldırıp daha da düşürme o omuzları, yatarak çalış dicem onunda pek faydası olmuyor.
Yaz da geldi sizin gibi delikanlıları sözlükte değilde sahalarda görmek isteriz.
before- after yapmayı unutma.
hatırladıkça kusma isteği, koşup duvara kafa atma isteği oluşturan anılardır.
şöyle ki; ben ve annem tepecik hastahanesine gittik. numara aldık. ben kalbe, annem nereye gitmişti şuan hatırlayamıyorum ama benden farklı bir yerdeydi. sırayı beklemeye koyuldum. tam bana geldi içeri girdim, muayene başladı. önce ayak bilekleri, sonra eller, sonra boğazdan doktor eliyle ritimleri falan saydı, en son elini daldırdı - artık oraya kasık mı diyo'lar tam bilmiyorum- iç çamaşırından biraz içeri. biraz mı pardon? arkadaş ben bi' irkildim, n'oluyoruz tombala çeker gibi dedim ama içimden,gerçi içten içe hoşuma gitmedi değil(!), doktor pardon dedi olayı geçiştirdi. neyse benden ekg, holter testi falan istedi gidiyoruz çektirmeye... ikinci olaya gel, ekg yi çeken adam tam bi' tarikat mensuplarına benziyo'du yalan yok, sıva dedi tişörtü sıvadım, yani adam yapışkanları güzelce yapıştırmak yerine bana dokunmamak için havadan serbest düşüşe bıraktı. ( kardeşim tamam dokunamazsında bari orda bi' kadın çalıştırın demi nasıl iş bu?) şaka gibi neyse yarısını da elinden ben aldım yapıştırdım. o sıralar o kadar kalp rahatsızlıkları geçirdim ki nereye yapıştırılır biliyorum. neyse geldik doktora göstermeye yine sıra bekliyoruz tabi. sıra beklerken annemin işini halledelim dedik, doktorda bundan idrar tahlili istemiş elinde kapla işemek için tuvalete gitti. arkadaş orasıda öyle pis ki yani köpek bağlasan durmaz. herkesin elinde kap bekliyo'. annemi güç bela ikna ettim girmeye - arkadaş kadın tahta tavanı siliyo' sen düşün-. ben kapının önündeyim o kadar cesur değilim tabi içeri girmeye. kapının önünde elinde içi sidik dolu malum kutuyu tutan bi' velet. oynuyo' onunla ibbne sanki oyuncak. işte ordan sonrasını hatırlamıyorum baskım küfrü herkesin içinde. zaten o sıra kralı gelse beni sakinleştiremezdi. pic elindeki kutuyu yere düşürmesin mi o sidik kutusundan sıçrayan sıvı benim - kusucam galiba elim ayağım boşaldı- yüzümde patlamasın mı. üstüm başım hep çiş. bi' an gözlerimi kapadım ama bi' saniye bile sürmemiştir kapatana kadar 900736353535 küfür, açana kadar 2738484940033 küfür. ama nasıl bağırıyorum, hastahane döndü bana bakıyo'. o velet kaçmış gitmiş tabii biliyo' yakalarsam duvardan duvara çarpıcam toz oldu. yemişim dedim doktoru ben gidiyorum, gelene kadar bi' kutu kolonyalı mendiller bitti. eve kendim tutturdum ben üstüme klorak dökücem diye annem elimden zorla kapıp evin ücra bi' köşesine sakladı. siz siz olun elinde kutuyla dolaşan hastalardan uzak durun.
bunun yerine liselilerin üniversite hevesi desek daha iyi.
hazırlık dönemi: tam bir sudan çıkmış balık dönemi. el değmemiş, henüz kirlenmemiş lisenden çık memleketin değişik bölgelerinden gelen insanlarla kaynaşmaya çalış. etrafta masa açan teröristlere hayretle bak, " (oğ) lan ne ayak bunlar burda, nerde bu ülkenin kolluk kuvvetleri" diye yakın. vatan aşığı arkadaşlar gelsin masa açtıkları yere idam edilmiş adam maketi assınlar, sonra bir hafta pkk sempatizanları ortalıkta görünmesin. ( ki laf aramızda kalsın bazen eğlenceli şeyler olabiliyor.) sen korka korka yanlarından geç git. eğer şanslıysan seninle aynı dönem lisede okumuş arkadaşlarınla hazırlık oku, eğer sen hazırlıkta onlar birinci sınıfta ise hay ben senin şansını... birde bir puanla kaçırdıysan meydana çık tazyikli su ye anca içindeki öfkeyi söndürürsün, bir senende boşa gider. eve git, okula git. mekik doku.
birinci sınıf: zorunlu dersler tam bir baş belası. lisede okuduğu kitaptan sınav olmaktan bıkan liseli sevinme, türk dili ve edebiyatı dersinde ölümüne kitap okutuyorlar ( ha okumak kötü bir şey mi? hayır. burda vurgulanmak istenen farklı) . o yıl bölüme dair hiçbir fikrin, hedefin olmaz, o rahatlıkla dersleri kıt kanaat geçersin. arkadaşlarınla yavaş yavaş kaynaşırsın. eğer senin bulunduğun memlekete dışarda gelenler varsa onlarla kaynaşman daha çabuk olur. yavaş yavaş kişilikler oturur, taraflar birbirini anlamaya çalışır, kültürleri paylaşmaya başlarsın. aile baskısından kurtulan insanlar " ne oldum" delisi olurlar. tam manasıyla sapıtırlar. gece geç saatlere kadar sokaklarda takılmayı maharet sanarlar, facebook denen (n) alet paylaşım sitesine saçma sapan resimler yüklenir kendini kanıtlama, beğendirme çabaları içine girerler. alttan kalan derslerin acısı ikinci sınıfta çıkar.
ikinci sınıf: bu dönemde kesinlikle aklında dersler olmaz. üst sınıftan seni kesmeye başlamışlardır bile. gözün açılmamışdır adamlarınn niyetini anlayamazsın bile. çevrendeki aklı kıt insanları bilinçlendirmeye çalışırsın. çabuk geçer bu yıl.
üçüncü sınıf: ortalamalar yükselir, bölümde dördüncü olduğunu öğrenir gereksiz çabaya girersin. nafile birinci sınıf 10 satır yukarda kaldı. sivrilirsin, yar.doç. a giydirmeler yaparsın, ukalalık gelir, dik başlılık gelir, isyan gelir,herkesi ezmeye, aşağılamaya kalkarsın, hocaların bilgisi sana yetersiz gelmeye başlar neyse...seninle sadece not için konuşanlar olur ( yazık ya onlara verin notları, acıyın). insani değerler ortaya çıkar,birinci sınıfta rakı masasında fotoğraf çektirdiğin adamlarla konuşmaz olursun. yani memleket ismi vermek istemiyorum ama bildiğin esmer kızlar saçlarını sarıya boyatır böyle aniden karşına çıkar allah' ını şaşırırsın, kızlar ona buna sürtünür gösterir tekrar sürtünür tekrar gösterir ama kimseyle birlikte olmaz, adamları iliklerine kadar kuruturlar onların arabalarından paralarından yararlanırlar, ( allah günah yazmasın ) daha geçen gördüm, böyle bacakları birbirine sürten selülütlü, şort giyen kızlar görürsün "allah" diye nara atarsın ha yanakları gösteren şortlarda var allah onlarda korusun bizi. midem kalktı hayır güzel olsa çıplak gez ablam hatta gel beraber gezelim ama o nedir ya. neyse staj olayın olur, o stajda n'h gibi yaz mevsiminin ortasına konur seneye mezun olacağın bir kez daha yüzüne vurulur.
şimdi eyyyy liseli heveslen ama daha iyi üniversiteler kazanmak için heveslen, hırslan. lisenin tadını çıkar, o zamanlara geri dönmek isteyeceksin. bu yazdıklarımamı özenirsin ey kardeşim. şimdi okumayın desem olmayacak okuyun desem kendinizi sapıtcaksınız. allah size para yetiştirmeye çalışan ailenize sağlık... ha hadi girdin üniversiteye arkadaş bi'de bunun çıkışı var.
neler diyorum ben ya, kendimden soğudum resmen. çevremde ne iğrençlikler varmış. ama o şortlar ne ya allah için giymeyinn kızlar. birde merdiven çıkışlarında hep önüme bir tanesi denk gelir. hayır gerçekten giymelerine karşı değilim ama yakışan giysin nolur ya nolur, bakın bana acıyın ya bana bana bihterinize.
dışarda yüzüne bakmayacağınız adamların paylaştığı sayfalar. güzel bir kız, yakışıklı bir genç olmaz mı şu sayfalar arasında.
evet insanları ayırdığım doğrudur. güzel insanlara her zaman zaafım var, içi boş bile olsa saatlerce boş konuşsa dinleyebilirim. kız yada erkek farketmez. bu arada bana göre güzel tabi herkesin güzellik anlayışı farklı, kimse bunu hakaret olarak algılamasın.
(bkz: senin yazın kışa benzer)
Senin yazın kışa benzer
Bir sevdalı başa benzer
Çok içmiş serhoşa benzer
Duman eksilmeyen dağlar
Oy dağlar ulu dağlar
Yarin yolunu bağlar
Yol verin yare gidem
Hasret ciğerim dağlar
Yol verin yare hasret ciğerim dağlar...
şimdi size bunu dinleyin derim yok ya vallahi bu size fazla.
10 Haziran 05 Temmuz 2013 tarihleri arasında Bölge Müdürlüğümüzde staj yapacağınız ile ilgili bilgiyi 22 Mayıs 2013 tarihli elektronik postamız ile göndermiştik.
Ancak, Üniversitenizin talebi doğrultusunda staj döneminiz 17 Haziran 12 Temmuz 2013 tarihleri arası olarak değiştirilmiştir.
Staj başlangıç tarihi itibariyle Devlet Memurları Kılık, Kıyafet Yönetmeliğine uygun olarak mesai saati başlangıcı olan 08:30 da Bölge Müdürlüğümüz hizmet binasında hazır bulunmanızı,
5510 sayılı Kanunun 5., 7. ve 87. maddeleri gereği Üniversiteniz tarafından sigortalandığınıza dair SiGORTALI iŞE GiRiŞ BiLDiRGESi ni ve 4 adet yeni çekilmiş fotoğrafınızı mutlaka yanınızda getirmenizi, getirmediğiniz taktirde stajınızın başlatılamayacağını bilmenizi önemle rica ederim.
Baba: al arabayı da sen sür yoruldum.
Ben: ehliyetim yanımda degil.
Bir başka gün:
Ben: baba azıcık ben sürsem olur mu ya?
Baba: ben sana hiç araba verir miyim be deli deli sürüyorsun.
Ben: .... ben bir araba alayımda ... binersin sen.
Gıcıklıkta doktora yapmış.
(bkz: düşünülemedi)
en azından benim tarafımdan.
kaç yıl oldu hala bu kişi başta. arkadaş ülke çok mu iyi yönetiliyor?, bunca yıl içinde insanların düşüncesi hiç mi değişmez?, yada secimler 10 yılda bir mi yapılıyor acaba ben hala çözemedim.
şimdi yaşca benden büyük arkadaşlar dicekler ki " çocuk biz bir zamanlar ekmeği karneyle alıyorduk, bunlar iyi hallerimiz.". geç bunları o zamanlarda kötüydü bu zamanlarda.
asıl olaylar hükümet değiştiğinde ortaya çıkacak.
ama dersen ki muhalefete bak hangisi ülkeyi yönetebilir... bu ülkenin hakettiği lider nerdeyse çıksın gelsin artık. dış güçlerin etkisi altında kalmadan kendi kararını halkıyla birlikte verebilen liderlere ihtiyaçımız var.
sözlükteki sayfamın kaç bilgisayarda kaç telefonda açık olduğunu ben bile unuttum. her gelen arkadaşım bizde birseyler yazabilir miyiz diyor. yazın diyorum ama gel gör ki 167392010 kişiliğe bölünmüşüm burda. bana ait olan tek yer mesaj kutusu. allah' a şükür daha ona el atmadılar.
şu ana kadar kimseye kin beslemedim, yapılan kötülükleri hep unuttum.
bunlar kusur mudur? evet. çevrenizdeki insanlar size bunları hatırlatıp iki defa üzerler. nasıl ben bunları unuttum diye, artık nasıl bir kötülükse başkalarıda farketmiş diye.
hiçbir yer. peygamber efendimize göre dövme yaptırmak lanetlenmekmiş.
biz uyarıyı yaptık, dövme yaptırıp yapmamak artık sana kalmış.
inatla yaptırıcam dersen önce geçici yaptır bakarsın duruşunu beğenmezsin, aklındakiyle uymaz yerini değiştirirsin silinir gider.
