bugün

hatırlandığı anda insanın moralini anında bozan şeylerden bi tanesi.
hatırladıkça insanın tüylerini ürperten anılardır.
lise 1 deyken boş derslerden birindeyiz. tüm sınıf bahçeye hücum etti tabi. ama ben ömrümde ilk kez ineklik yaparak sınıfta kalıp ders çalışcam dedim. baya da israr etti arkadaşlar gel diye ben olmaz da olmaz işte. neyse sınıfta çalışıyorum 10 dk sonra 3 tane abazanistan diyarının en ergen en pislik ve benim maalesef sınıf arkadaşım olan insan müsveddeleri sınıfa girdiler. önce ben onlarla ilgilenmedim onlar benle. neyse işte bi kaç dakika sonra nolduysa coştular. gelip tuhaf tuhaf sorular sormaya başladılar. ben de o zamanlar daha çocukları leyleklerin getirmediğini biliyorum ama nasıl yapıldığını bilmiyorum o kıvamdayım yani. şu ne bu ne diyorlar benim hiç duymadığım şeyleri bana soruyorlar. en sonunda biri * suyu ne diye sormaz mı? zaten o kelimeyi bana direkt söylemesi beni dumur etti; bi yandan da o ne laayn diye kendi kendime soruyorum. bi yandan da kaçmaya çalışıyorum bırakmıyolar beni. o kadar kötü hissettim ki kendimi. salatalık filan dediler en son onu hatırlıyorum. ( o zaman anlayamamıştım ama şimdi anlıyorm maalesef siz nasıl mastürbasyon yapıyosunuz diye sormuşlar gerizekelı ergenler) koşar adım kaçtım en sonunda bahçeye nasıl gittim hiç bilmiyorum. arkadaşları buldum tek dediğim bana soru sordular. onlarda biz sana gel dedik filan diye başladılar tabi. o günden beri ben 5 dakikadan fazla ders çalışamıyorum. (bkz: bahane bahane bahane) (bkz: çalışmak istesem kim tutar beni)
hatırladıkça kusma isteği, koşup duvara kafa atma isteği oluşturan anılardır.
şöyle ki; ben ve annem tepecik hastahanesine gittik. numara aldık. ben kalbe, annem nereye gitmişti şuan hatırlayamıyorum ama benden farklı bir yerdeydi. sırayı beklemeye koyuldum. tam bana geldi içeri girdim, muayene başladı. önce ayak bilekleri, sonra eller, sonra boğazdan doktor eliyle ritimleri falan saydı, en son elini daldırdı - artık oraya kasık mı diyo'lar tam bilmiyorum- iç çamaşırından biraz içeri. biraz mı pardon? arkadaş ben bi' irkildim, n'oluyoruz tombala çeker gibi dedim ama içimden,gerçi içten içe hoşuma gitmedi değil(!), doktor pardon dedi olayı geçiştirdi. neyse benden ekg, holter testi falan istedi gidiyoruz çektirmeye... ikinci olaya gel, ekg yi çeken adam tam bi' tarikat mensuplarına benziyo'du yalan yok, sıva dedi tişörtü sıvadım, yani adam yapışkanları güzelce yapıştırmak yerine bana dokunmamak için havadan serbest düşüşe bıraktı. ( kardeşim tamam dokunamazsında bari orda bi' kadın çalıştırın demi nasıl iş bu?) şaka gibi neyse yarısını da elinden ben aldım yapıştırdım. o sıralar o kadar kalp rahatsızlıkları geçirdim ki nereye yapıştırılır biliyorum. neyse geldik doktora göstermeye yine sıra bekliyoruz tabi. sıra beklerken annemin işini halledelim dedik, doktorda bundan idrar tahlili istemiş elinde kapla işemek için tuvalete gitti. arkadaş orasıda öyle pis ki yani köpek bağlasan durmaz. herkesin elinde kap bekliyo'. annemi güç bela ikna ettim girmeye - arkadaş kadın tahta tavanı siliyo' sen düşün-. ben kapının önündeyim o kadar cesur değilim tabi içeri girmeye. kapının önünde elinde içi sidik dolu malum kutuyu tutan bi' velet. oynuyo' onunla ibbne sanki oyuncak. işte ordan sonrasını hatırlamıyorum baskım küfrü herkesin içinde. zaten o sıra kralı gelse beni sakinleştiremezdi. pic elindeki kutuyu yere düşürmesin mi o sidik kutusundan sıçrayan sıvı benim - kusucam galiba elim ayağım boşaldı- yüzümde patlamasın mı. üstüm başım hep çiş. bi' an gözlerimi kapadım ama bi' saniye bile sürmemiştir kapatana kadar 900736353535 küfür, açana kadar 2738484940033 küfür. ama nasıl bağırıyorum, hastahane döndü bana bakıyo'. o velet kaçmış gitmiş tabii biliyo' yakalarsam duvardan duvara çarpıcam toz oldu. yemişim dedim doktoru ben gidiyorum, gelene kadar bi' kutu kolonyalı mendiller bitti. eve kendim tutturdum ben üstüme klorak dökücem diye annem elimden zorla kapıp evin ücra bi' köşesine sakladı. siz siz olun elinde kutuyla dolaşan hastalardan uzak durun.
yaklaşık 2 hafta önce. alanya'da yürüyorduk kuzenle (ikimizde yakışıklıyız), kız düşürmek için çıkmamıştık ama dünyanın en güzel kızı geçti yanımızdan. sonra onlar hakkında onların duyabileceği hafif bir şekilde konuştuk, kızlar yavaşladılar. konuşalım mı falan diye konuşurken birden konuşalım dedik, yürüdük yanlarına. merhaba dedik, merhaba dediler ve güldüler. ulan bir gülüş o kadar mı harika olabilir yaaa, ve kuzen birden "akşam club'a gideceğiz eşlik eder misiniz?" dedi. kızlar, haters gonna haters şekllinde yürümeye devam ettiler.

cidden bad trip yaa.

ama en merak ettiğim 2 şey var:

1- o kızları kim sikiyor?
2- şu an ne yapıyorlar.
insani cok uzen ve bunalima sokabilecek durumlardir.

O kadar kotu ki, yazamayacagim.
insani bugünku olgunluguna ulastiranlardir. hayat tecrubesidirler.
askerlik görevimi iç güvenlikte yapıyordum, tam gezi olayları başladı terhis oldum. Nasıl moralim bozulmuştu, ah dışarı çıkıp iki kişide ben coplasaydım nolurdu ? diye kendimi hep kötü hissettim.
Zamanla geçecek olandır..

Mutlu oldukça unutacaksın..
Hatırladığım an bile aynı acıyı çektiğim anılardır.
yine aklıma geldi, durgunlaştım.
lise 2 de başıma gelen bir olay var ne zaman aklıma gelse günün geri kalanını asık suratla geçiririm. bilmiyorum belki (bkz: sözlük yazarlarının itirafları) başlığına bir gece gözüm keserse yazarım.
iyi ki varlar. Onlar da olmasa kendimi çok boş hissedeceğim. Üzülünce sanki daha çok farkındayım kendimin. Sanki mutsuz olduğum kadar yok olabilirmişim gibi. insan içinde asla onu bitiren bir aşkı taşımamalı. Mahvolmak yetişkin romantik kitaplarında olduğu kadar mı? Bilemiyorum efendim. Fakat bunun romantiklikle bir ilgisi neden olsun ki? Seninle konuşmak istiyorum. Bir kaptan, bir anahtar, bir kapı ve bir hoşçakal. Bunlar hakkında. Kendimizden hiç bahsetmeden sadece konuşsak yine de incitir miyiz birbirimizi? Sadece konuşmak neden bu kadar imkânsız olsun ki? Dünyanın Hangi iklimi bu kadar acımasız söyle.
Bizi biz yapanlardır evet onlar olmasaydı şimdi bir çok şeyden habersiz yaşayıp gidebilirdik fakat bazıları o kadar ağır ki keşke bu acınında cahili kalsaydım dedirtiyor.
Bana çok şey katmış anılardır. iyi ki kötü anılar yaşamışım ki bana ağır ama iyi dersler vermiştir efendim.
Anın iyisi kötüsü olur mu ki yahu ?