grimprofet
145 (şirin baba)
on birinci nesil yazar 3 takipçi 43.71 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yabancı albert camus

    1.
  1. sizlerinde bildiği gibi bu kitap hakkında defalarca konuşuldu, yazıldı, ödüller aldı, bazı kesimlerde deyim yerindeyse fenomen oldu. Kimisi kitabı elinde gezdirip ''yabancıyım yea'' diyerek üzerinden prim yapmaya çalıştı. ''o tiplerin ben....'' dediğiniz duyar gibiyim! neyse, iyi ya da kötü, insanları bir şekilde etkilemeyi başardı.

    Kitabı, insanlarda yarattığı bu etki yüzünden epey bir zaman erteledim. Eğer kitapçıda gezinirken denk gelmeseydim, fiyatı o kadar ucuz olmasaydı, hiçbir zaman okumazdım herhalde. Önyargının kötü bir şey olduğunu bu sayede bir kez daha anladım. Bazı şeyler boşuna klasik olmuyormuş. Kitaba başlamadan önce içeriğine dair hiçbir fikrim yoktu, ilk cümleyi okuduğum an ''noluyo lan?!'' dedim. ''Fazla tanıdık değil mi bu?''

    ''Ufuktan küçük bir gemi geçti. Durmadan fellaha baktığım için onu kara bir leke halinde gözlerimin kenarıyla fark etmiştim.''

    Umursamazlık tek cümleyle nasıl anlatılır? Bu sorunun cevabıdır yukarıdaki cümle. (bkz: Meursault) kendini kurduğu kısa cümlelerle ele verir. Kitapta defalarca kullanılan ''Bence bir'' kelimesi (bkz: Meursault)'un hayata bakışını ortaya koyar. Her şeye ''farketmez'' diye cevap veren birini düşünün. O kelime onun hayat felsefesidir. Gerçekten farketmez nerede yemek yiyeceği, kimlerle görüşeceği, yarın ne giyeceği. Çünkü kendisi orada değildir. Anlamsızdır hepsi. Ne önemi var ki, ha 30 yaşında ölmüşsün ha 70. Çünkü sonunda ölüm varsa hiçbir şeyin önemi yoktur.

    - Ölmek ister misin?

    + Bence bir.

    Kitapta neler döndüğünü birkaç cümleyle anlatmak gerekirse; kitap iki bölümden oluşuyor, birinci bölümün sonuna kadar Meursault'un başından oldukça sıradan olaylar geçiyor. Ama olaylara verdiği tepkileri görünce onun sıradan bir adam olmadığını anlıyorsunuz. Meursault'un yanlışlıkla bir Arap'ı öldürmesiyle bitiyor birinci bölüm, ikinci bölümde ise birinci bölümdeki davranışlarının hesabını vermek zorunda kalıyor. Mahkemede, sanki yargılanan kendisi değil de bir başkasıymış gibi, kayıtsız gözlerle seyrediyor olan biteni. ''Benim davam, bana söz hakkı verilmeden çözümleniyor gibiydi.'' cümlesiyle açıklıyor bu durumu. Aylarca süren mahkeme sonucunda, idam edilmesinde karar kılınıyor.

    Öncelikle Meursault'un mahkemeye çıkarılmasının sebebi işlediği cinayet olabilir ama idam edilmesinin sebebi farklı. (bkz: Albert Camus), karakterin toplum tarafından nasıl yargılandığını göstermek için mahkeme öğesini kullanıyor. Çünkü mahkemeler, devlet için bir nevi süzgeç görevi görür. Onların istediği kalıba ne kadar yakınsın en iyi orada anlaşılır. Meursault, adam öldürdüğü için idam edilmiyor. Onu idama götüren asıl sebep, alışılmışın dışında bir insan olması. Biraz daha açmak gerekirse, hiçbir duyguya sahip olamıyor oluşu. Bazen öylece tepkisiz bir şekilde durmak bile kötü sonuçlar doğurabiliyor. insanlar yine kendilerinden farklı olanı yok etme eğilimi içerisindeler. Anlamadıkları şeylerden kaçarlar, ya da linç ederler.

    Eğer annenin cenazesinde ağlamazsan bir gün herkes üstüne gelebilir ''neden ağlamadın?'' diye. Adın duygusuza çıkar. Cenazelerde salya sümük ağlamıyorsan zararlı bir bireysin toplum için. Eğer hakim Meursault'a inancını sorduğunda, inandığını söyleseydi belki de farklı bir muamele görecekti. insanların kafasında şöyle bir yanılgı var, Tanrı'ya inanıyorsa iyi bir insandır. Tanrı'ya inanmıyorsa herkese zarar verebilir. Burada asıl konu Tanrı'ya inanmak ya da inanmamak değil, anlatmaya çalıştığım insanların farklı düşüncelere karşı tahammülsüz olmaları. Meursault, ülkenin yargı sistemi tarafından hadım edilmiş bir karakter değil. O toplum tarafından yok edildi, başka bir deyişle öğütüldü.

    son olarak, eminim bir çoğnuz bilir, lakin altını çizmekte fayda var;

    (bkz: Zeki Demirkubuz), Kader isimli filminde bu kitaptan esinlenmiştir ve The Cure'un (bkz: Killing An Arab) isimli şarkısı kitaptaki olaya gönderme amaçlı yapılmıştır.
    6 ...
  2. orantısız geri zeka was here

    1.
  3. sözlükte denk gelinen saçma sapan başlıklara yapıştırılası tepki.

    (bkz: madencilerin biraz ninjaya benzemesi)
    (bkz: allah varsa neden istanbul trafiği çözülemiyor)
    1 ...
  4. 2014 yarım tanga erkek mayoları

    1.
  5. Yorumu size bırakıyorum efenim buyrun.



    edit; bazı sözlük yazarlarının uyacağı moda akımıdır.
    (bkz: erkeginlezbiyeni)
    1 ...
  6. james dimon a gelen mail ve yanıtı

    1.
  7. (bkz: jp morgan)'ın ceo'su james dimon'un, zengin koca arayışında olan bir kızın kendisine attığı mail'e verdiği cevap.
    mail'e geçmeden önce alıntı olduğunu belirtmek isterim. açıkçası doğru haber olup olmadığını araştırmadım ve Bir finans şirketinin ceo'su böyle salakça mailleri okuyup üstüne yanıt verir mi bilinmez. lakin bayan güzel lakabını kullanan bu hanım kızımıza verilen ayar paylaşmaya değer.

    not: esra erol bu başlığı görmesin, şerrefsizim kafasına sıkar.

    evet şimdi gelelim mail'e hanım kızımız der ki;

    "sayın morgan,

    sizinle dürüst olacağım..

    bu yıl 25 yaşına giriyorum. çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat new york’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor.

    çok şey istemiyorum. bu sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? hepiniz evli misiniz? sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?

    bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. central park'ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. size alçak gönüllülükle soruyorum:

    1) zengin bekarlar nerede takılır? (lütfen bar, restaurant, spor salonu, kulüp, vs... gibi mekanların isimlerini ve adreslerini yazar mısınız.)

    2) hangi yaş kategorisine odaklanmalıyım?

    3) çoğu zenginin eşleri neden ortalama güzellikte? bir kaç kızla tanıştım; güzel veya ilgi çekici değiller ama zengin erkeklerle evlenebiliyorlar.

    4) kimin karınız, kimin yalnızca sevgiliniz olabileceğine nasıl karar veriyorsunuz?
    benim hedefim evlenmek. zengin bir adamla evlenebilmek için ne yapmalıyım ?

    bayan güzel"

    Cevap;

    "sevgili bayan güzel,

    yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. tahmin ediyorum ki sizin gibi aynı soruları soran pek çok genç kız var. lütfen profesyonel bir yatırımcı olarak durumunuzu analiz etmeme izin verin. benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kriterlerinize uyuyor, bu sebeple zamanınızı boş yere çalmadığımı umut ediyorum.

    bir iş adamı gözünden bakarsak, sizinle evlenmek kötü bir fikir. nedeni ise çok basit, lütfen açıklamama izin verin.

    detayları bir kenara bırakırsak, yapmaya çalıştığınız şey “güzellik” ile “para” ikilisini takas etmek:
    a kişisi güzelliği sağlar, b kişisi de bunun için ödeme yapar, gayet adil. fakat burada ölümcül bir problem var;

    sizin güzelliğiniz kaybolacak ama benim param iyi bir sebep olmadıkça tükenmeyecek. aslına bakarsanız, benim gelirim yıldan yıla artabilir, ancak siz yıldan yıla güzelleşemezsiniz. bu sebeple, ekonomik açıdan bakarsak, ben değer kazanan bir varlıkken siz değer kaybeden bir varlıksınız. hem de sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. eğer güzellik sizin tek varlığınızsa, değeriniz 10 yıl sonra çok daha düşük olacak.

    wall street'te kullandığımız bir terimden yola çıkarsak, sizin için “takas pozisyonu” diyebiliriz, “satın al ve bekle” değil. sizi satın almak iyi bir fikir değil, bu sebeple kiralamayı tercih ederim. çünkü alışveriş değeri düşen bir şeyi uzun süre elde tutmak hiç de akıllıca değildir. şüphesiz; aynı şey sizin istediğiniz evlilik için de geçerli.

    bu yazdıklarım size zalimce geliyorsa bir de şöyle düşünün; tüm paramı kaybetseydim, beni terk etmez miydiniz? aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğinizde, benim de çıkış yolunu bulmam gerekmez mi?

    yıllık geliri 500 bin doların üstünde olan insanlar aptal değil; sizinle yalnızca çıkarız ama evlenmeyiz. size, zengin bir adamla evlenme fikrini unutmanızı öneririm.

    bu arada, yılda 500 bin dolar kazanan o zengin siz olabilirsiniz. zira o kadar parayı kazanmak, zengin bir aptal bulabilme ihtimalinizden daha yüksek..

    kolay gelsin
    j.p. morgan.
    2 ...
  8. hiç ot içtiniz mi

    1.
  9. (bkz: Jimmy Kimmel)'in ekibi tarafından Hollywood Bulvarı'nda Dünya Ot içme Günü için hazırlanan röportajdır efenim.
    leziz seyirler.

    1 ...
  10. ahmet kaya için ağlayan sezen aksu

    1.
  11. tsk dan bayrak açıklaması

    1.
  12. Genelkurmay Başkanlığı, ''Hiçbir kişi veya grubun Şanlı Türk Bayrağını dalgalandığı gönderinden indiremeyeceğinin bilinmesi kamuoyuna saygıyla duyurulur.''

    http://www.milliyet.com.t...ciklamasi-gundem-1894759/

    Bayrak indi paşam, uyandığında balıklar da kavağa çıkmış olacak.
    0 ...
  13. call of duty ye türkçe isim önerileri

    1.
  14. insanı cidden bağımlı yapan call of duty oyunu için önerilen türkçe isimlerdir efenim.
    2 ...
  15. sen bunu al felek

    1.
  16. değeri anlaşılmayan (bkz: luxus) gurubun söylemesi de dinlemesi de keyifli olan ve geceme renk katan güzide şarkısıdır.
    hanım kızımızın sesi şarap kokuyor.

    0 ...
  17. hay götüne enflasyon girsin emi

    1.
  18. psychonaut 4

    1.
  19. Gürcistan'lı Black Metal/Depressive Rock müzik grubu. 2010 yılında Graf von Baphomet (vocal) ve Andre (bass) tarafın'dan kurulmuştur. genelikle alkol, uyuşturucu, Depresif, intihar eğilimli, saldırgan, acı ve öfke dolu şarkılar yapıyorlar. gurup dinleyicisine Müziği ve şarkı sözleriyle güzel hayaller sunmuyor, aksine kullanılan sert gitar rifleri ile ve vocal'in o acı dolu sesiyle Ölüm hissini damarlarımız vasıtasıyla beyne ulaştırıyor ve müziğin sadece duyu organımızla ilgili olmadığını sert bir şekilde yansıtıyor.

    0 ...
  20. procaz artık yetmediğinde

    1.
  21. Marjinal Kitap başka yayınevlerinin satmaz kaygısıyla basmaya cesaret edemediği bir kitap daha yayımladı. Çevirisini Altay Öktem ve Zeynep Çolakoğlu'nun yaptığı (bkz: Procaz artık yetmediğinde) isimli kitap artık raflarda. yazarı isveçli depressive black metal grubu (bkz: Shining)'in kurucusu olan Niklas Kvarforth.
    1 ...
  22. neseblod records

    1.
  23. 2003 yılında kenneth anker nilsen tarafından norveç'te kurulan, black metal mağzasıdır. bu öyle diğer mağzalara benzemez.

    sahibi'nin geniş çevresi sayesin'de mayhem, darkthrone, shining, burzum, gorgoroth, dimmu borgir, emperor, behemoth, aura noir gibi gurup üyelerinin yardımları ile müzeye yakın bir havası var.

    şu an bulundukları yer mayhem gurup kurucuların'dan olan Euronymous'un 1991 yılında kurmuş olduğu ve helvete ismini verdiği mağzasıdır.

    peki bu mağza/müze'de neler var?

    örneğin;

    bu mağza'da euronymous'un tüm eşyalarını bulabilirsiniz, shining gurubu'nun vokalisti olan niklas kvarforth'un kendi kanıyla çizmiş olduğu resimler, dünyaca ünlü gurupların demo'ları, cd'leri, t-shirt'leri, gitarları, mayhem gurubu'nun eski solistlerin'den per yngve ohlin'nin intihar ederken giymiş olduğu ve üzerine'de hala kendi kanı olan t-shirtü, burzum gurubunun kurucusu olan varg vikernes'in cinayet esnasında kullandığı bıçak ve hapiste yazmış olduğu o bilinmeyen mektupları, Nattefrost ve Maniac'ın sahne kostümleri, Thomas (Quorthon) Forsberg yani Bathory'nin gün yüzüne hiç çıkmamış olan kayıtları, metallica'nın ilk baskıları ve daha niceleri.

    peki tüm bunlar satılık mı? tabiki hayır, lakin para olduk'tan sonra bu dünya'da satın alınamayacak hiç birşey yoktur bu da benim düşüncem.

    mağzanın official instagram hesabı: http://iconosquare.com/neseblodrecords
    online web sitesi: http://neseblodrecords.com/
    1 ...
  24. dayal patterson

    1.
  25. 600 sayfadan oluşan metal müzik tarihini kapsayan, black metal: Evolution of the cult kitabı'nın yazarı.

    ''black metal'in bilmediğimiz bir yüzü var ki onu her daim merak edeceğiz'' diyenler! bu kitabı ıskalamamaları gerek.

    yazar kitabın'da;

    Venom, Mercyful Fate, Bathory, Hellhammer, Celtic Frost, Sodom, Slayer, Kreator, Destruction, Vulcano, Sarcofago, Blasphemy, Samael, Rotting Christ, Necromantia, VON, Tormentor, Master's Hammer, Beherit, Mayhem, Vomit, Thorns, Darkthrone, Burzum, Thou Shalt Suffer, Emperor, Gehenna, Gorgoroth, Trelldom, Cradle of Filth, Dimmu Borgir, Mütiilation, Vlad Tepes, Belketre, the Black Legions, Dissection, Watain, Marduk, Funeral Mist, Shining, Graveland, Infernum, Behemoth, Enslaved, Satryricon, Isengard, Storm, Ulver, Windir, Negura Bunget, Hades, Primordial, Arcturus, Manes, In the Woods, Ved Buens Ende, Fleurety, Sigh, Dødheimsgard, Mysticum, Aborym, Blacklodge, Amesoeurs, Alcest, Fen, Wolves in the Throne Room ve Lifelover, gibi dünyanın en baba gurupları'nın hayatlarını kaleme alarak içlerinde bulunan o sis perdesini aralıyor ve bunları fotoğraflarla harmanlayarak metal müzik hayranları için çatlayana kadar yiyebilecekleri bir ziyafet yaratıyor.
    1 ...
  26. © 2025 uludağ sözlük