kim bilir kim olduk
bile bile göre göre
sustuklarımız kaçtıklarımız ne
düşündürmeden duymayan uyku zaten uyutmayan
dilde kelamsız bende selamsız bu halimiz ne
defalarca neşter vurulan
sonra geçti diyip sarılan
ama hala kanayan yara bende
kaç gecedir sırt sırta bizden başka herşey orda
sen mi ben mi daha cesuruz ayrılmaya
kaç gecedir sırt sırta bizden başka herşey orda
sen mi ben mi daha cesuruz ağlamaya
kim bilir kim olduk
bile bile göre göre
sustuklarımız kaçtıklarımız ne
düşündürmeden duymayan uyku zaten unutmayan
dilde kelamsız tende selamsız bu halimiz ne
defalarca neşter vurulan
sonra geçti diyip sarılan
ama hala kanayan yara bende
kaç gecedir sırt sırta bizden başka herşey orda
sen mi ben mi daha cesuruz ayrılmaya
kaç gecedir sırt sırta bizden başka herşey orda
sen mi ben mi daha cesuruz ağlamaya
tv izlemek. oysa şimdi çeşit çeşit kanal var. dizilerdeki karakterler sahte, görünen yüzler hep yabancı. nerde uzaylı zekiye, perihan abla, 7'den 77'ye, susam sokağı, tele pazar? nerde onların verdiği sıcaklık, samimiyet?
gönül hancım
için yansın senin
gidiyorum
benim sancım şirin kadar ağır değil
ferhat gibi dağlar delsen yine de yerin,
benim yanım değil
nasıl dersin
seni sevdiğim yalan
biliyorum
benim kalbim senin kadar sağır değil
inanmaya gücüm yetse gider miyim
sevda dağım kolay değil
neler gelir neler geçer içinden
yüzün ağlar için güler göçümden
kaçıyor mu sanıyorsun gözümden
nasıl desem asil yerim cennet olsa yanin degil
ölümsün sonunda sen
Romain'in büyükannesiyle diyalogları, her daim gözünün önünde canlanan çocukluğu, kızkardeşini parkta uzaktan izlemesi, çok sevdiği sasha'nın elini kalbine götürdüğü ve "hala atıyor" cümlesini kurması, çocukları sevmezken çocuk sahibi olmak isteyen bir aileye yardım etmesi ve tüm mal varlığını hiç görmeyecek olduğu çocuğuna bırakması, sona bir adım daha yaklaşırken çalan telefonunu çöpe atması ve yine her zaman gözünün önünde salınan o kıvırcık saçlı çocukluğu, tüm bunları yaşarken yüzünden eksik olmayan masum ifade. 1 saat 17 dakika boyunca boyut değiştirmeye, farklı bir dünyaya adım atma nedeni, francois ozon'un ağlatan filmi.
- yarının ne getireceğini asla bilemeyiz
- alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste
- kredi alırken 2 kere düşün
- insanoğlu çiğ süt emmiş. babana bile güvenme.
bencilliktir. kendini mutlu olduğuna inandırmaya çalışmakla uğraşır insan. bir türlü seven ve sevgiyi hak eden kişiye adapte olamaz. olan yine sevene olur. sevgisizlikle yoğrulur.
söz ve müziği kadri şençalar'a ait hicaz makamında güzel mi güzel bir eser.
Gönlüm yaralı bilmiyorum yar bana ne oldu
Gül renkli yüzüm aşkın için bak yine soldu
Artık yetişir hasretimiz yılları buldu
Vallahi inan dertli gönül hep seni sordu
--spoiler--
olurda yolun düşerse
bir kahveye uğra derim
ya da beş çayına
bir yudum sohbete beklerim
çok ayıp mı olur
yakışık almaz mı davetim
bu kadar zor mu herşey
canımın içi seni çok özledim
--spoiler--
ayrılık sonrası ruh halini en güzel dile getiren şarkılardan biri belkide.
üşüyen ayakları bacaklarının arasında ısıtmak, sabaha kadar sevgi yumağı olup sarılmaktan olsa gerek tenin buram buram o kokması, gece boyu uyandıkça üzeri açılmış mı terlemiş mi diye kontrol etmek, bunu hissettikçe sevgilinin daha bir sıkı sarılması, ayda yılda bir gerçekleştirilen aktivite olduğundan sabah olmasın diye dua etmek, o uyurken parmak uçlarıyla yüz hatlarını gezmek, sakallarına, dudağına dokunmak, hayatınıza girdiği için allaha şükretmek, sabah yaklaştıkça "kuzum uyan" serzenişlerinde bulunmak, yorgun gözlerinin güç bela açılması fakat hemencik uykuya yenik düşmesi, bunun üzerine 3 dakika kadar trip atmak, saatlerin bilincinde olup trip atmaktan vazgeçip daha sıkı sarılarak, kokusunu içe çeke çeke uykuya dalmak, sabah olunca üstüne abanıp doya doya gıdıklamak, onun gücüne yenik düşüp kahkaha ve çığlıklar eşliğinde gıdıklanarak yatak keyfi yapmak ve sonunda ertesi gece şimdiye kadar sıcacık, yumuşacık gelen yatağınızda onsuz uyuyamamaktır.
orhan gencebay'ın en şarkılarındandır. hayatınızdakilere hakettiğinden fazla değer biçip kendinizi harap ettiğiniz zaman dinlenmesi mübah olan eser. içtikçe dinleten dinledikçe içiren cinsten. *
--spoiler--
sen kimsin
yıllardır şarkılarıma sığmayan
sen kimsin bana sağır
çağırdıkça kaybolan
beni oyuncaksız bir çocuk gibi
kalbi kırık koyan
gözü yaşlı koyan
durulmuşken süt liman
yine yeni baştan
--spoiler--
biliyorum, senin için bir ölüden farksızım şu an. hayalet gibi salınıp duracağım önünde ve sen beni hissetmeyeceksin. gülüşümle can bulmayacak gözlerin, seviyorum seni derkenki sıcaklığının yerini, beni geç bulup çabuk kaybetmenin, kalbinin binlerce derinine gömmenin soğuk kanlılığı alacak.
düşüncesizce attığım adımların geç de olsa karşıma çıkan hayatın en güzel sürprizine bedel olacağını nerden bilirdim ki? senden bir haber seni ararken ben burdayım demedin ki?
"geceleyin bir ses böler uykumu, içim ürpertiyle dolar nerdesin?" diye feryat ederken ben, sen dikilmedin ki hiç karşıma.
anlatmaya çalışsam da dinlemezsin, hem ben ölüyüm sesimi duymazsın. şimdi söylesem söylemediklerimi, belki sen... boşver, aldırma bana. ben bir ölüyüm yargısız infaz ettiğin. zaten bu sadece bir ölünün sessiz mektubu.