hiç beklemediğiniz bir anda telefon çalar. telefonu açıcak gibi olursunuz sonra bi an içinize bi kurt düşer lan niye açayım şimdi ben bu telefonu kesin bana değildir dersiniz. anaya babaya yada evde kim varsa telefon bana değildir sen aç diye telefonu uzatırsınız. telefon açılır ve telefonu açan şahsiyet size döner
-telefon sanaa...
(bkz: ve olaylar gelişir)
3-4 sn süren depremin aslında 20 sn sürdüğünü televizyondan öğrendiğim, penceremden baktığımda kimseyi göremediğim halde televizyona göre tüm herkesi sokaklara döken deprem.
önce sarmısak diyerek kızdırmakla başlarsınız. bir tacizci edasıyla soyarsınız onu. bıçak zoruyla üstünü soyar ardından havanın içinde sıkıştırıp tokmakla başına başına vurursunuz. pekmez gibi akıtırsınız suyunu acımadan. kaçmasın diye tuz dökersiniz kezzap niyetine. ileri geri hareketlerle ezersiniz altında tokmağınızın. işiniz bittikten sonra paramparça etmişsinizdir onu. işiniz bitti sanırsınız ama aslında sizi rahat bırakmıyacaktır. yemekten sonra hararet çöker üstünüze, ağzınıza kokusu sinmiştir leş gibi ve insanların size yanaşmasını engelleyecektir. **
küçükken önce sineğin kanatlarını koparttıktan sonra yaptığım eylem. zira 5-6 taneden sonra örümcek ağa düşen sinekleri sallamamaya başlar. (bkz: vahşet)
estetiğin insanı nası maymun edebileceğinin göstergesidir. en son belgeselini izlediğimde piskolojik sorunları olduğu bariz bir şekilde görülen bir **çocuk tacizcisi. aaah nerde o eski michael jackson.
hem sarhoş bünyeye hem ayık bünyeye ilaç etkisi yaratan, 5 metre ötedeki insanın alabileceği derecede sarmısak kokutan güzelim çorba. sirke ve sarmısak yüklemesi yapılınca tadından doyum olmaz.
kalabalık şehirlerde insanların bolca yaşadığı his. kendinin önemsiz olduğunu hissedersin kalabalığın arasında. toplumun bir parçası olsanda insanların çığlıkları arasında kaybolursun.
sistemsizlikler içinde kurulan insan sömürme merkezleri. lakin dershanelerde para ödersiniz ve karşılığınıda alırsınız okullarda ise ne para verir ne öğrenim alırsınız.
yanında para olmayan insanlara stres yaptırır bu alet. saat akşam vakti trafik felçtir. yürüyerek yarım saat alıcak yolu taksiyle 1 saatte gidersiniz ve sonra taksimetreye bakarsınız. böyle durumların bolluğu yüzündende çok küfür yer bu aletler.
zakk wylde nin ilginç rifflerini bol miktarda bulabileceğiniz bir şarkı. onun dışında woooooooaah diye çığırması dikkat çekmekte. sonic brew albümünden güzel bi şarkı
You leave me hanging high
Lost my sense to confide
Blanks, confused and empty
Yet overcome with a relieving sigh
Silence, deafening silence
Wicked world running through your head
Tired of second guessing
What I did or what it was I said
Ooooooooooooooooooooooooooooooh!
Anchor My Soul No More
Low Down
On the outside running smooth
Of a gutless cold machine
Although, I saw it coming
This soon, I didn't think I'd see
Just Come Out And Tell Me
You ain't gonna break my will
You're water under the bridge now
Lying dormant, dead & still
Ooooooooooooooooooooooooooooooh!
Anchor My Soul No More
Low Down
{On the outside running smooth
Of a gutless cold machine
Although, I saw it coming
This soon, I didn't think I'd see} - backwards
My eyes can no longer be blackened
My smile can no longer break
As far as I can throw you
I wouldn't trust you cuz your so damn fake
Let's get somethin' straight here
Get the fuck outta my way
Forever my stone will be rollin'
No matter what ya do or say
Ooooooooooooooooooooooooooooooh!
hayat hikayesinin herbir yanı azimle dolu olduğu ve o azimle kanseri bile yenmiş bir sporcu. kanser olmanın aslında hayatın sonu olmadığını söyleyen ve fransa turunu 7 sefer kazanarak bunu kanıtlayan insan.