insanlığın yaptığı en güzel şeydir. bunca senelik hayatımda hiç bir yere ve şehre ait hissetmeyen beni bile kendine bağlamıştır. londra nın insana hissettirdiklerini dünya da belki sınırlı sayıda şehir hissettirir. özgürlüğün, insanca yaşadığının farkına varmaktır londra. her milletten insanın ve kültürlerin çatışmayıp aksine capcanlı yaşadığı yaşadığı bir şehirdir londra. belki de modern dünyanın idealidir. bir süre sonra where are you from? sorusunun saçma geldiği yerdir. insanların nezaketi yapmacık gibi geldiği fakat gerçek olduğu yerdir londra. tarihe doğaya insanlara bilime ve kanunlara saygının olduğu yerdir. toplumsal adaletsızlığın bızım gibi üçüncü dünya ülkelerine kıyasla oldukça az olduğu eşitliğin mümkün olduğu ölçüde sağlanmaya çalışıldığı özürlü insanlara ve kadınlara ikinci sınıf insan muamelesinin yapılmadığı yerdir. insanlarının birbirini üstten görüp her daim laf sokmaya çalıştığı kendi egosunu herşeyden üstün gören üçüncü sınıf ülke vatandaşlarının anlayamayacağı anlayışın hakim olduğuyerdir londra. belkide bütün bu nedenlerden dolayı insanların yüzlerının gerçekten gülebildığı yerdir.
siz londra yı dönüştüremezsiniz o sizi dönüştürür hem de farkına bıle varmadan. tabiki bunun için biraz çaba sarfetmeniz lazım. romada gerçek bir napolili gibi yaşarsanız londra sizin için hepsi birbirine benzeyen tarihi gri binalar ve boktan gri havasından başka bir şey göstermeyecektir.
devasa yeşil parklar muazzam ulaşım sistemi ve koskoca bır metropolde size kasabada yaşama olanağı sunan yapılaşma her şey insanlar içindir. belki birazcık köhnedir fakat yinede candır. londra yı londra yapan nedır dersenız bıg ben sikindirik dönme dolapları falan değildir.londra yı londra yapan her milletten ve dilden insanın oluşturduğu kültür. akşam italyan restoranından pızza yıyıp sonra brezilyalı arkadaşlarla küba barına gidip rus votkası içmek eve siyahi otobüs şöförünün sürdüğü otobüste sarhoş bir italyanın söyledği saçmalık ötesi şarkıyı alkışlarken güç bela gitmek ve bunların hiç birinin yadırgamadınız evrendir. polislerin silah taşımadığı gecenın dördünde önünüzü kesen zencinin aslında sadece bir tane sigara istediğini fakat sizin korkudan hiçbir şey anlamadığınız sonrasında aynı adamın defalarca dönüp özür dilediği yerdir.gece otobüsünde kartı bittiği için otobüsten inmesini söyleyen şöfore dakıkarca durumunu anlatmaya çalışan beyaz gence siyah adamın öne cıkıp şöfore genci savunmasını görmek. barda yine siyah adamın söylediği şarkıyı en kuvvetli alkışlayanın beyaz adam olduğuna şahit olmak. ve bunu yapanın yüzyıllarca dünyayı sömürgeleştirip köleleştiren adamların torunları olduğuna inanamak sonra siktir edip bir bardak bira daha almaktır. modernleşmenin daha yüksek binalar inşa etmek yerine daha yüksek insanlar inşa ederek olacağını anlamaktır.
gecenın bu saatınde köpekler gibi özlemek ve saçmalamaktır londra. bir kere içinde yaşadıktan sonra asla aynı kalamayacağınız yerdir londra. sadece bir şehir değil bir yaşamdır londra.
adamlar çadırı ülkenin mabadına dikmiş sıvazlıyor bizim oğlanlar heykel diye dursun. bu kadar onun bunun çocuğu ile yaşamak kanıma dokunuyor resmen. vatan haini olmanın salih amel olduğu ülkede vatanperverlik idiyotluktur. bölünek kardeş. her ulus kendi kaderini tayin etmelidir. gerçi bunlar bırak ulus bilincine kabile zihniyetine bile sahip değil. türk türk topragında yaşasın. geri kalan yerine dönsün. sen diyarbakırda beni istemiyorsan ben de seni istanbulda izmirde adanada istemiyorum kardeş. ne mutlu türküm diyeceksen gel bu tarafa yoksa diger tarafa. sınırı da yapak duvarla mayınla tel orguyle madem olesiye nefret ediyoruz birbirimizden. niye varım demiyorsun da kaçak kaçak kahpelik yapıyorsun. referanduma gitmeli ve bölünmeliyiz. sikerim vatanın bir karış topragi edebiyatinizi. seksen bir olacagina altmis bir olsun yeter ki bu orospu çocuklarından bir tanesi olmasın.
rezervi aldım bekliyorum. günün birinde olacak olandır. bu millete bu yaraşır. herkes atıp tutmuş ama dikildigi gün mal gibi bakmak dışında hiç bir şey yapmayacağına-her zaman olduğu gibi- kalıbımı basarım. dikildigi gun ne mutlu türküm diyene götümü siktirmezsem şerefsizim ama sen o saatten sonra hangi yüzle söylersin bilemem. üç kıtaya hükmeden yedi düvele meydan okuyan büyük milletten büyük davar sürüsüne.evrim tersten işleyebiliyormuş demek ki. bu vatan için şehit olan bok yoluna gitmiştir arkadaş. ben bunu bilir bunu söylerim. bayrak çiğnendi sustunuz, teröristi barış güvercini yaptınız, türklügü yedirtmeyiz! şaka lan ehu ehe. türklük mü kaldı amk.
aylar sonra entry girdirendir.dunyadaki en kotu seydir.kanserden bile beterdir bana gore. ve bir kere yakalandiniz mi asla yakanizi birakmaz. yalnizligin dili dini milliyeti yoktur. bir suredir yabanci bir ulkedeyim.degisen bir sey onceden yalnizdim simdi farkli bir dilde yalnizim. yalnizlik her yerde bulur sizi bos duvarlarin arasinda kahkalarla oturulan arkadas masasinda bir anda bir urperti gelir ya o yalnizligin nefesidir iste. masadaki tek tabak, kultablasinda biriken sigaralar ve votkanin son yudumudur. yalnizlik insani sabah telefonla arar oglen kapini calar aksam surundurur ve gece oldurur. en sogukkanli katildir yalnizlik. bir insan bedeni oldugu zaman degil ruhu oldugu zaman olur tam manasiyla. yalnizlik insanlik sucudur soykirimdir ve her yil sayilayamacak insani oldurur ama hic bir tv kanalinda goremezsiniz.devam edecek...
4,5 milyar senelik evren yolculuğunda üç beş karbon, oksijen ve hidrojenden meydana gelen basit organizmanın bile bu yaratıklardan daha işlevli ve yararlı olduğunu belirten söz öbeği. evet arkadaşlar şimdi mantıklı düşündüğümüz zaman gerçekler apaçık ortada. bu organizmalar bir bakteri kadar bile gerekli değildir. bakteri bile yeri geldiğinde elini taşın altına koyar bir yoğurt falan yapar. ancak bunların tek işlevi kaçak elektrik kullanmak, puşi denen bez parçasıyla yüzlerini örtüp her boku yiyebileceğini zannedip eylem yapıp sağı solu taşlamak. devletten burs vee yardım alıp her fırsatta devleti kötülemek, ensest ilişkiye girip töre cinayeti işlemek, kaçakçılık ve torbacılık yapmak, sürekli olarak devlet bize bokmir diye zırlamak. hayır nerden buluyorlar bu yüzsüzlüğü anlamak mümkün değil. galiba saruman çok yüz veriyo bunlara. gandalfa söylicem o olacak herkes ayağını denk alsın. gandalfı yedirtmeyiz.
sınırsız bira ve sigara alırdım sonra halka dağıtırdım. düşünsene bir sabah uyanmışsın pencereden dışarı bakıyorsun. her yer 3 metre bra. evet her yer bütün sokaklar. köy köy sokak sokak karış karış anadolum. her yer bira. hava durumunu açıyorsun hemen tv den gök gürültülü bra yağışlı. belediyeler uçak kiralamış. yangın uçağı en büyüğünden hem de. bira yağıyor göklerden. sokağa çıkıyorsun bütün insanlar mutlu şadiye teyze öğrenci umutla kol kola. bakkal hasan veresye aan insanlar bira içiyor, sigaralar yakıyor. türküler söylenp ateşler yakılıyor. sınırsız bra her yerde. derken poliser gözüküyor köşe başından korkma onlarda mutu bugün. tomaar bra sıkıyor oayçıkaran vatandaşın üzerene. fsıtık fıstık pakete kafasına vuruyor nsaarın a ye kendine ge diye amk. bütün ülke çoşmuş. tayyp çıkıyor sokakara kuruan dev ekranara. kafa güzel. promptere bakmaya çaışıyor. sonra skerm böye şi deyp promtere fırlatıyor. bütün d"erter unutumuş bugün. sadece bra ve sgara.karılar azmış mllet tuttuğunu skyor. ana bacı karıştıran oursa pos hemen müd"ahae d"yor. fıstığı yyen özür d"leyp diğer karılara yöneliyor.bütün d"erter unutumuş. hakkard"e olayar çıkıyor. d"evet bze bra vermyor d"ye. f*-1a6 ar kalkıyor bira başlıkoı füzer fıratıyor. d"erken d"urumu fırsat blrn yunanstan izmrd"en çıkarma y6apıyor. f6akxa6t uzuns sürmüyor. br6ayı gören konst6antn a6tıyor slahını halil amca6 ile sirtaki ygapıyor. her yerde t6abakx kırıyorla6r. nden çünkü bu sktğimn pezevenker/i tabak kırm6adan çemyor. cgülseren teyze kızıyo/r lk başta ama saf yüzü sarışın konstantni görünce dayana6mıyor ndiriyor bütün mutfsğı aşağı. mehmetçik geliyor sonra6 sıkıyor buna6ra br güze. sla6har tam dolu braya6. he y6a ne z6annettnz su t6abancaarına6 doldurmuşlar brayı sıkıyor da sıkxıypt. gavur tohumu a6fa6lamış vazyette. çok geçmeden karşılık veryor. topa tutuyora6r bira topuna. küçükx br çatışm6a sonrası savaş bitiyor. een teyzemeze y6amış hoşgedine geyır. herkes mutu bugün. kızlı erxkekl bra .çlyor. biraa6r bttkçe boşla6/r toplanıp t6akxvye y6apılıyor
edit: dev6amı gelip düzeltilecek.
f-16 pilotu olmak. dünyadaki en heyecan veren meslek grubu bence*. ses duvarını aşabilen demir bir kuşun üzerine binip gitmek. hiç bir zaman olmayacağını bilmek üzüyor.
tamamıyla doğru bir önermedir. geçenlerde bir arkadaşa megri.swf yi izlettim. kasti hiç bir amacım yoktu. sadece onun da güleceğini ve hoşuna gideceğini düşünürek. hemen başladı yok efendim şiwan perver ne kadar büyük bir sanatçıymış. megri türküsü aslında çok duygulu ve güzelmiş. ağıt anlamındaymış ve gülmek hoş değilmiş. inan neye uğradığımı şaşırdım. ister kürtçe ister almanca komik kardeşim. ajdara gülen bir insan kendisi. ajdara gülebiliyosan buna da gülebilirsin. kürtler kadar aşağılık kompleksine sahip başka bir topluluk yok bence. sadece gül ve geç her şeyde ne kadar üstün bir milletten geldiğini ispatlamayla çalışmana, her şeyin altında bir kasıt aramana gerek yok. mizah kendisine azcık dokunmaya görsün hemen ağlamaya başlar vay efendim bize nasıl gülüyorlar. yazık gerçekten.
an itibariyle ekşiyi sallamış videodur.464 entry ile gündemin başına oturmuş. klasik ekşi sözlük itin g.tüne sokma şenlikleri başlamış.sözlük olarak geri kalmamalıyız. he bu arada videodakilerin kim olduğunu biliyorum *
şu hayatta zevk aldığım tek aktivite internette surf yaparken biramı ve sigaramı içmek. en büyük atraksiyon da o zaten. oysa ki millet gerçekten surf yapıyor. melbournede,sidneyde, miamide. taş gibin hatunlarla.
bir ülkenin üçüncü sınıf olduğunun açıkça delilidir. büyük ülke diyoruz falan ya. arkadaş ben buna hangi tarafımla gülsem şaşırıyorum ya * . dünyanın bütün müreffeh devletleri 20. yy da şehirlerin planlamasını yapmış, altyapısını tamamlamış, metro sistemlerini oturtmuş, şehirlerin sembolü meydanlar inşa etmiş, geniş parklar yeşil alanlar, kütüphaneler, spor kompleksleri, sosyal alanlar inşa etmiş. sokaklar matematik defteri gibi düzenli, caddeler parıl parıl parlıyor. bir de bizim şehirlere bak. planlamayı geçtim zaten planlama bu ülkede mantar gibi dikilen apartmanlardan sonra aralara asfalt çekmek ve sonra doğal gaz getirmek için asfaltı delerek yolun ağzına etmekten ibaret. zaten ilk yağmurda sel basacaktır drenaj sistemi yapılmadığı için. arada patlayan kanalizasyon kapaklarından fışkıran sular halkımıza fışkiye keyfi sunmak için düşünülmüştür.
kalan boş yere ise * cami yapılır.hala boş yer varsa iki salıncak, kaydırak bir de teyzeler spor yapsın diye son yılların modası spor aletleri konur. mahalledeki gubuzoğulları apartmanı altına süpermarketten hallice gubuz avm ruhsatı verildiyse sosyal belediyecilik her yönüyle tamamlanmıştır artık.
asfalt ve kaldırım mevzusuna geri dönecek olursak iki gün önce dökülen yepyeni asfaltı doğal gaz için delik deşik eden belediyeye şahit oldu bu gözler. bu devirde asfalt dökmeyi bir lütuf sayan belediyeler var. bir de bunu panolardan duyuruyorlar.insanın kafası hakkaten almıyor. hele anadoluda asfalt tesisi açılan ilçe belediye başkanındaki gurur aya ayak basan adamda bile yok*
yollarda sürekli bir inşaat var ortalığı toz toprak bok götürüyor. bu yüzden trafik kilitleniyor çoğu zaman. zaten kağnı yolu şeklindeki caddedeki iki insanın yan yana zorlukla geçebildiği kaldırıma parke taş döşedin mi senden kralı yok.
velhasılı kelam çok komik bir ülkede yaşıyoruz en azından mizah anlayışımız var.
Émilie Simon un beşinci stüdyo albümü. parça listesi:
1."Mon Chevalier"
2."I Call It Loves"
3."Holy Pool of Memories"
4."Something More"
5."Bel Amour"
6."Franky's Princess"
7."Sous les Étoiles"
8."Les Amants du Même Jour"
9."Walking with You"
10."Jetaimejetaimejetaime
hepsi birbirinden güzel dinlenesi parçalardan oluşuyor. fransızcaya bir kez daha aşık olma sebebim. ingilizce parçalarda hafif bir aksan sorunu olsa da bu şarkıyı daha tatlı hale getirmiş diyebiliriz. aynı zamanda la délicatesse filminde soundtrack olarak kullanılmıştır parçalar. başrolde amélie filminden tanıdığımız audrey tautou var.