(bkz: zeitgeist the movie) **
isa'nın yaşadığını kanıtlayan incil dışında başka bir delil varmıdır?
isa'nın yaşadığı iddia edilen zaman aralığında ya da daha sonraları akdeniz çevresinde sayısız tarihçi yaşadı. bunların kaç tanesi bu insanı kaleme aldı?
isa'nın varlığını savunanlar birbirleriyle çelişkili değildir. isa'nın varlığına kanıt olarak 4 tarihçi referans kabul edilir. genç pliny, suetonius ve tacitus bunların 3üdür. herbirinin bu konu hakkında yazdıkları en fazla birkaç cümleden ibarettir. ve yazılar "christus" ya da "christ" hakkında yazılmıştır, ki bunlar aslında isim değil ünvandır. "vaftiz edilmiş kişi" anlamına gelirler. 4. referans ise, sahte oldukları yüzyıllardır bilinen josephus'un metinleridir. ne yazık ki hala doğru kabul edilirler.
öldükten sonra tekrar dirilen, herkesin gözü önünde cennete yükselen ve ona bağışlanan mucizeleri gerçekleştiren bir adamın tarihi kayıtlara geçmesi gerektiğini düşünebilirsiniz. ama geçmedi, çünkü kayıtları incelediğimizde isa figürünün gerçekte var olmadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
ek not: belgeseli hazırlayan kişiler, hristiyanlığın, politik olarak empoze edilmiş bir latin hikayesi olduğunu düşünmektedir.
ek2: m.s.325 yılında roma hükümdarı constantine, nicea konseyini topladı. bu görüşmeler sırasında, politik olarak şekillendirilen hristiyanlık öğretileri kabul edildi ve bu tarihten sonra hristiyanlık adına kan dökülmeye başlandı.
herkesin her konuda mükemmel ölçüde bilmesinden kaynaklanır. örneğin, hep dikkat etmişimdir, birine sen bilirsin diye şöyle bir soru sorunca, o kişinin o konu ile ilgili yorum yapmama ihtimali 0'a yakındır.
kimse bilmiyorum demez. herkes öğretmenin derdindedir. az bi durum araştırın. bir kendinizi sorgulayın. en önemlisi aklınıza gelen ilk yorumu yaptıktan sonra onu savunmanın derdine düşmeyin.
entellektüel çevresinden gördüğü kültürü, genellikle sorgulamadan kabul eden tiptir. diziler kalitelidir dublaj yapılmamıştır ona eyvallah. fakat birçoğu sanımca kültürlü görünmeye çalışmak için dublajı yapılmış filmi altyazılı izleme girişimlerinde bulunurlar.
ingilizce konuşulmayan birçok yabancı ülkede de bu böyledir. fakat, onların anadilleri gibi ingilizceleri vardır, altyazıyı okumazlar. dublajın en iyi yapıldığı ülkelerden biri olan ülkemizin sinema endüstrisine, orjinal sesleri duymak için altyazılı izliyorum demek büyük bir hakarettir.
filmdeki yazıları okuyacağım derken kaçırılan mimikler de bunun cabasıdır. aklı başında kişi dublajı bekleyen kişidir.
ek: altyazılı film izleyenler tarikatının hedefi haline geldiğim için ek açıklama yapma gereği hissettim. birçok başlık açtım ama bu başlığın böyle tutmasının nedenlerini düşündüm. nedenleri belki de insanların birkısmının kendinden sakladığı gerçeklerdir. saygı duyarım elbet herkesin iç dünyasına. böyle büyük bir yaraya parmak basacağımı düşünmezdim. altyazılı film izleyenler hakkındaki düşüncelerimi yazdım, altyazı hatalarını bana sundular. isteyen özele yazsın mükemmel ingilizcesi olanlar diye başlığı çevireyim, buraya yazanların mükemmel ingilizce bilgisi ortaya çıkar. fakat benim gibi yarım yamalak ingilizce biliyorsan ve sadece fuck dendiği an altta defol yazmasını örnek olarak gösteriyorsan, emin ol sen de bilmeden filmin birçok yerinde kandırılıyorsun.
ingilizce geliştiriyorum diyorsan, geliştir ama gerçek anlamda film izliyorum deme. ingiliz gibi ingilizce biliyorsan da yazıyı iyi oku bak yukarıda ne demişim. yazıyı okumadan olumsuz eleştiri olarak görüp köpürmen, yazının muhattabının sen olduğunu gözler önüne seriyor.
kendilerinin fikir beyan ettiğini görmediğimiz konulardaki yorumlarını merak etmek ve bunu dillendirmek için açılmış başlık. tamamen hayal ürünü yorumlardır, belki ileride gerçek olur...
örn.
konu: küresel ısınma
ünlü: şahin k.
yorumu: aslında doğal nedenleri biliyorum da, yapay nedenlerini azaltmak için çaba gösterebiliriz. örneğin fosil yakıtların dünyaya çok zarar verdiğini düşünen birisiyim. hükümetlerin bu konuda acil tedbir alıp insanları bilinçli bir gaz salınımına yönlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. unutulmamalıdır ki küresel ısınma küresel ıkınmaya yol açar.
veya
konu: türk sinemasının gelişememe nedenleri
ünlü: ajdar
yorumu: insanlarımız maalesef yerli sinemamıza yeteri ilgiyi göstermiyor. bunun nedenlerini hep birlikte sorgulayıp bir çözüm bulmalıyız. her insan kendine düşen görevi yerine getirirse bu sorunun üstesinden ülkece çok rahat gelinebileceği su götürmez bir gerçektir. kaliteli yapımların sürekliliğini koruyabilmesi için, türk filmlerine seyirci toplayabilmek için, yapımcıların da elini taşın altına koyması gerekmektedir. çift yönlü bir durum...
din öğretmenimizin verdiği cevaba yakın cevap. peşine hocam, ama neden? bir neden yokmu diye ısrar edildiğinde kabul etmişti cevap veremediğini.
ek: allah'ın egosu olmaması gerekiyor. güzelliklerinin görülmesini neden istesin? neden kendine ibadet edilmesini istesin? gibi soruları beraberinde getiren soru.
yabancı ülke sahillerinde porno festivallerine renk katmak için yapılan yarışma. herkesin gözü önünde hünerli kızlar marifetlerini sergiler, ardından birinciye altın penis ödülü verilir. fakat birincilik ödülünü almak öyle basit değildir. kızlar sırf bunun için özel hoca tutar.
dövüş kulübünde bob isimli karakterin kullanmaktan dert yandığı ilaç. yarış atlarında da kullandıkları bir tür kas geliştirici olup, maazallah kaya gibi adamı, gay adam yapması yan etkisi vardır.
"DÜNYADA 20 MELEK VARDIR 10 TANESi UYUR 9 TANESi OYUN OYNAR 1 TANESi
ŞUAN BUNU OKUYOR 15 DAKKA iÇiNDE BUNU 15 KiŞiYE GÖNDERMESEN SEVDiĞiNi
KAYBEDECEKSiN ARKADAŞLARINA GÖNDER
BU AKŞAM 01 00 DAN ÖNCE GÜZEL BiR
SÜPRiZ YADA iŞiTMEK iSTEDiĞiN BiR HABER ALACAKSIN
ŞAKA DEĞiL TELEFON iLE
ARAYACAK YAPTA GÖR"
yazılı bir mail bir şekilde geldiğine göre böyle yapan bir güruh söz konusudur. burada yapılması gereken en olumlu davranış, bu tarz maili size yollayan ile her türlü irtibatı kesmektir.
pes dedirtmiştir. yazar alımlarındaki neslimin sağa sapmasındaki nedenleri sorgulamak gerekir diye düşünüyorum. ihl sözlük ile yarışmaya niyetliyseniz siktirip gitmeyi biliriz.
hiç de marjinal değildirler. taraf okurlar bir kısmı, bir kısmı engin ardıçı referans olarak gösterir, sabah gazetesini ele geçirmelerindeki zihniyet bile yobaz süsünü ortadan kaldırmak için atılan bir adımdır. milliyetçiliği muhsin yazıcıoğlunda severler. çoktur yani bu kafa.
yaşadıklarını zannederler. her işleri "dandun" gider. ibo dinleyerek dünyanın en iyi sesini dinlediklerini düşünürler, çiğ köfte yiyerek en iyi yemeğini yediklerini...
hepsini bu konuma getiren iktidardır. seslerinin çıkması seslerinin gür olmasından değil. korkaktırlar aslında. nefret edilenlerdir, üstlerine menemen kıvamında kusulmak istenenlerdir.
ille de uğruna ölmem mi gerek... gibi dile takılı kalan parça yapan, yutkunmadan söyleme yanlısı, sesi kötü hatta berbat olan bir insanı, bilinçsizce seven insandır kanımca. anlamıyorum nasıl severler, zevkler tartışılmaz ama, bu kadarı da pes.
doğru bir önermedir. öyle bir hal almıştır ki bu reis muhabbetleri, teba dediklerinin bile sayısını aşmıştır. reisin ağzına bakılır, hoşlanılan kız konusunda bile böyledir, reisten namuslu bacı mührü almaya gidilir.
etrafta bir hareketlilik yaşanırken aniden kaşlarını çatıp hepinizin gebertirim diye bakış atan yüzlerdir. ekrana geri döndüklerinde hafifçe hıııh hıh diye sesler çıkartıp gülmeye devam ederler.
artık geri döndürülemez onarılamaz hücreler gibidirler. gözlerini din kisvesi altında bürüyen cehalet ile, ömürlerinin sonuna kadar yaşayacak bedenlerdir. hayatım boyunca bu denli radikal görüşlü insanlarla tanışmadım, bodrum katlarında böcek yuvalarına asla girmem, ama insan internette görünce bile sinirleniyor. teknoloji senin neyine diye sorası geliyor. sen git az biraz daha şıhlarının daşşak kokusunu narkoz et beynine demek geliyor insanın içinden.
madem göbek *öt göstermek dışında başka marifetimiz yok, madem kendi kültürümüzü gösteren bir bağlamayı bir gaydayı, ne bilim bir başka şeyi seçmiyoruz da ingilizce söyleyen kıvrak hatun seçiyoruz, bu konuda bana kalırsa en iyisi nez.
erkek olursa da nev olsun :)
ek: ne ulan bu eksiler. sanki baka baka...tööbe
ek2: tamam tamam benim tek suçlu siz bişey yapmadınız :)
eve çıkmak isteyen öğrencilerin başının belası durumdur. apartman hayatı diye birşey sözkonusu değildir. dışarıdan gelenle kafayı sıyırmış muhakkak 1-2 komşu vardır. taşınmak için gerekli ve yeterli şarttır. üstte karşıda ve altta kız öğrencilerin oturduğu apartmanlar tercih edilir.