formata hiçbir aykırılığı bulunmayan entry'leri silip a.lı g.tlü s.kmeli sokmalı ahlaksız ve de türkçe'yi katleden, ırkçı entry'lere dokunmayan veya dokunmaya g.tü yemeyen moderasyona sahip rezil site. sözlük diyemeyeceğim, son günlerde açılan başlıklara ve girilen entry'e bakarsanız görürsünüz sebebini. Tavsiyem asla bu saçma siteye girip prim sağlamayın. hesabımı kapatıyorum.
hiçbir sözlükten daha kaliteli olmayan bok çukuru. üye olduğuma da yazar olduğuma da pişmanım. gerçekten böyle devam edecekse ekşi'de çaylaklığı yeğlerim. zaten oranın en boktan hali buraya yüz bin basar. bu ne arkadaş? resmen on beş tane kendini yazar sanan sığır başlık sıçıyor, yalamaları oyluyor. sefil beyinliler sosyal medya hesabı gibi kullanıyor. yeminle böyle olduğunu bilmiyordum. yoksa asla adım atmazdım. iki-üç gündür dişe dokunur hiçbir giri görmedim. moderasyonda s.ke sürülecek akıl yok, ya da bilerek bırakmışlar "birkaç yüz tane mal birbirine küfretsin, abazalar başlık sıçsın, yollular g.t kaldırmaya devam etsin. biz de yolumuzu bulalım." diye.
ki'nin yazımını bilmeyen türkçe engellinin, '"euzu besmelede niye bitişik"' şeklinde sıçtığı başlık. ya arkadaş ne milletiz be, adam orada geçen şey'in "şeytan" sözcüğünün ilk üç harfi olduğunu bilmiyor yahu. bu nasıl türklük, nasıl müslümanlık ulan? komedi dükkanı mı lan bura acaba? Ben çok yanlış mı geldim? şurada yazmaya yırtınana kadar git imla kuralı öğren, kuran'ın türkçe mealini oku, besmele nedir, ne anlama gelir, ezanın türkçesi nedir, bizi ne diye çağırıyor, git bunları öğren. Sonra gel yazmaya. bu sözlüğün moderasyonunu, vizyonunu, misyonunu...
baştan aşağı yazım ve noktalama yanlışlarıyla dolu, ç harflerinin kimi yerde c kimi yerde ç olarak, i harflerinin ise kimi yerlerde ı kimi yerlerde de i olarak yazıldığı başlık.
"cinsel ıcerıklı"
"zevkımız"
"pırım"(prim galiba)
kimi yerlerde ise combo var:
"digeri cıkar"
daha çok var, bağlaçlar bitişik vs.
gelelim konuya. Sayın yazara katılıyorum, ancak insan evvela kendinden başlamalı, "ben ne kadar yazarım?" diye sormalı kendine.
peşin not: belki eleştirilmeye tahammülün yoktur. Eğer yoksa eleştiri yapma. Yok, varsa beni de eleştirebilirsin Yanlışım varsa.
hemen okunabilen bir kitap. ama isterseniz uzatarak da okuyabilirsiniz. kopukluk olmuyor, araya zaman girse de sorun yaratmıyor. efgan bakara enayisi favori karakterim. Muhtar lüpen'in üstüne yattığı kitap basma fikrinde yazarların da türkçeye çevrilip değiştirilmesi çok gülünçtü.
biridelik niçe (friedrich nietzsche)
ilhan kundura (milan kundera)
irfan turhangil (ivan turgenyev)
cankul serter (jean paul sartre)
parsel pürüz (marcel proust)
cezmi coz (james joyce)
fikret fügo (victor hugo)
kitap ironilerle, taşlamalarla, ana kahraman idris amil hazretleri ile dalga geçmelerle dolu. Sığ bir bakış açısı olabilir. idris amil Zula'yı hayalimde canlandırmaya çalıştım ama bir türlü başaramadım. Çocuk mu, yaşlı mı, çocuksa kahvede ne işi var, bir türlü yaşını çıkaramadım. Kitapta yaşı da verilmemiş zaten. Yanlışsa lütfen düzeltin.
çevirisini beğenmeyenlere gidip slovence'den direkt çevirmelerini salık verdiğim kitap. Bence gayet güzel. Sonuçta slovence'den fransızca'ya fransızca'dan almanca'ya almanca'dan türkçe'ye çevrilmiştir. kitabın içeriği tarihi tasvir sevenlere hitap ediyor. Hasan sabbah'ın asıl amacı kitaba göre türk boyunduruğu altındaki iran'ı özgürleştirmekmiş. nihai amaç selçukluları yıkmak veya melikşah ile nizamülmülk'ü öldürmek değilmiş. elin sloveni bu konuyu on yıl araştırıp öyle yazmış bu kitabı. Vay anasını be, biz kendi tarihimizdeki (bize göre) hainleri sloven bir yazardan öğreniyoruz. Ne kadar acı. meb müfredatında selçuklulara gereken önem verilmiyor maalesef.
yazarının kesinlikle allegoriyi sevmediğini belirtmiş olmasına rağmen bazılarının hala, yok oradaki orclar türkleri, insanlar ve elfler batı halkını temsil ediyor, diye bok atmaya çalıştıkları kitap. ithaki yayınlarının çevirisini okudum ve sıçtıklarını gördüm. ve bence filmleri kitaptan daha güzel.
Tam olarak neyle, kimle dalga geçtiği anlaşılamamış grup vitamin parçası. Çok severim. "Haseneehh..bu da önden düğmeliiiğhhh..." derken bana birini hatırlatıyor ama çıkaramadım.
Sözlerinin tamamı:
hasene
naaber lan
hasene
kız hasene yandık desene
yine sana kaldık desene
olmaz deme oldururuz da,
hem saçını hem başını yoldururuz
nice güller açsa bile,
biz alayını soldururuz
çok sallamadan yürüsene loo
hastayım tişörtündeki desene
uyurken bile işvelidir lo
bankamatikli hasene.
hasene, bu da önden düğmeli...
kız hasene yandık desene
yine sana kaldık desene
atı alan üsküdara burun farkı
hasene'nin farkı fiyat farkı
baba orta direk, hasene levi's
kim döndürüyor bu çarkı.
yerde misin kız gökte misin?
bir garip seherde misin?
uçarsın izmir semalarında,
yayla lezzet testi misin?
çakar çakmak
hasene, nasıl hatun ama?
kız hasene yandık desene
yine sana kaldık desene
dübeş attım yek geldi de
hasene diskoya tek geldi.
bir buseye kanardım,
o da haseneye çok geldi
bu günlerde iyice azdıh
kız bu şarkıyı sana yazdıh
hemen girme kız havaya
önler iyi ama arkalar ııh
kız hasene yandık desene
yine sana kaldık desene
beyaz giyme ketçap damlar
yüreğinden de kan damlar
kovalar beyaz beyaz tavşanlar
persil supra iyi akşamlar
hasene, bambaşka bir alem
amaaaan aman amaaaaaaaaan,
senin gibi bir kızaaaaa aşık oldum, kaldım bir başıma, kız haseneeee, haseneeeeeeeeee amaaaaaan amaan
kız hasene yandık desene
yine sana kaldık desene.
antep yöresinde testis demek oluyormuş. sokak ortasında ekmek arası satılıyormuş "davşak davşaaaak!" Diyerekten. e pazarda kadın çoluk-çocuk da var, bu ne biçim iş? antep'te karkamış karakol komutanlığı yapmış bir arkadaşımın yalancısıyım.
orhan kemal'in 1949'da yayımlanan vurucu hikâyelerle dolu eseri. çok etkileyici gerçekten. En aklıda kalıcı olanı bence "teber çelik'in karısı" isimli hikaye. kadın, kocasının para vermemesi yüzünden çok aç kalıyor, buna asılan elemanın biri var, kadına para veriyor, kadın aç olduğu için parayı kabul ediyor, adam kadını boş ahırda beceriyor falan. tabi kadını sadece parayla kandırmıyor, kocasının da başka kadınlarla yattığını falan söylüyor kadına. Evli ve çocuklu bir kadın Seyran, kocasının yüzünden ele muhtaç oluyor. çok çok etkileyici bir hikaye. insan olan insanlığından utanır okurken. orhan kemal'e hayranlığımı artıran kitaptır.
trenin para kasasının bulunduğu vagonu patlatma sahnesi çok komik başlar. Ancak o kadar gerçekçidir ki kamera patlamanın ortasındadır. Butch ve kid sağa sola savrulurlar. Zırt pırt açıp izleyeceğim filmler arasındadır. Harika bir filmdir. Türkçe dublajı da ayrı güzeldir. Neden derseniz, paul newman'ı seslendiren dublörün sesinin hastasıyım.
rs-71 olarak tasarlanmış ancak abd başkanı Lyndon Baines Johnson uçağı sr-71 olarak telaffuz edince adı öyle kalmış. uçak maksimum hıza ulaşınca yüzey sıcaklığı 900 santigrata ulaştığı için kıpkırmızı oluyormuş. uçak 25 km yüksekte uçtuğu için pilot saatte 2500 gram kilo kaybediyor imiş. uçak dünyanın en hızlı uçağı değildir, dünyanın en hızlı jet motorlu uçağıdır. yoksa dünyanın en hızlı roket motorlu uçağı x 15 bundan yaklaşık 2 kat daha hızlıdır (saatte 7200 km). sr 71'in parçaları arasında yerdeyken boşluk bulunur, yakıt sızdırır, bu yüzden deposu kalkışta sadece kalkabileceği kadar yakıt içerirmiş. havalandıktan sonra bir tanker uçakla deposu fullenirmiş. Tabi bu çok zor bir işlem çünkü mevzubahis uçak bir kurşundan bile hızlı. Nasıl yetişeceksin de depoya hortum sokacaksın.
aynı zamanda çok matrak bir grup vitamin parçası olan özgün müzik adlı şarkının da sözlerinde geçer. gökhan semiz, bu şarkı ile ve daha birçok parçasıyla özgün müziğe, onun icracılarına giydirir. Pek eğlencelidir.
"Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Anne ya burası genelev
Bak arkadaşlara rezil oluyoruz
Ya tamam param var!"
zengin veya kral hastalığı olarak da bilinen gut hastalığına yakalanmaktan korktuğundan yahut zaten hasta olduğundan dolayı yemiyor olabilir. eğer sebep buysa, diğer proteinli gıdalardan da uzak duruyordur.
-strafor sürtünme sesi
-hilti (büyük, darbeli matkap) sesi
-toplu taşıma araçlarında veyahut topluca beklenen yerlerde gittikçe şiddetlenen bebek ağlaması
-it kopuk takımının arabasından gelen abartılmış gürültü
-gece çamaşır makinesi sesi
-gökhan özen-keremcem-serdar ortaç-kenan doğulu sesleri.
dinleyen müslüman'ı küfre sokacak eşşek gibi bangır bangır bir parça. exodus' un en kafir, en günahkar parçasıdır kanımca. dinlerken bir duvardan ötekine fırlatıldığınızı hissedersiniz. ağzınıza sıçar resmen. Gelmiş geçmiş en iyi thrash parçalarındandır. islam birleşik devletleri, allah için ölürsün falan gibi sözler içerir.
klasik müziğin zekayı geliştirdiği düşünüldüğünde, ortalamanın bir tık üstünde zekaya sahip yazarlardır (teoride). Kaynak götüm değil acıbadem hastanesinin resmi web sahifesi.
bizim süperli ülkede dayatılan leş pop ve arabeske teslim olmuş nesil, klasik müzik dinlediğin için maalesef dalga bile geçer seninle. gençleri geçtim, toplumun aydınları sayılan öğretmenlerin odasında klasik müzik açsan, koltuk altlarıyla gülerler. böyle de güzel bir milletiz.
vivaldi'nin dört mevsim'indeki 'Winter' - I: Allegro non molto ile 'Summer' - I: Allegro non molto ne muhteşemdir.