çok deprem yaşadım ama 12 kasım 1999 düzce depremi. istanbul bağcılar albayrak sitesi'ndeydim. 7 katlı binanın 6. katındaydım. buraya kadarmış diye içimden geçirdim. ama çekeceğimiz çile varmış, hâlâ yaşıyorum. buna yaşamak denirse...
şirinevler, mecidiyeköy, avcılar ibb sosyal tesisleri. artık 10 sene önce memleketim izmir'e kesin dönüş yaptım. metrobüsü, istanbul'u unuttum. aklıma bile gelmiyor.
erkek olduğum halde bize bile yan bakıyorlar. özgürlüğüm için. hapiste yatamayacağım için sabrediyorum. yoksa bir mermilik canları var. kanunun boşluğu ama öküz gibi bakmak suç olmalı.
sakıp sabancı yaşasaydı carrefoursa'dan alışveriş yapardım ama mirasyedi kılkuyruklar olunca hiçbir şirketleriyle işim olmaz. para kazanamazlar benden. serenay sarıkaya'ya 7 milyon lira vermişler bankalarının reklamında oynasın diye. iki kırıtmaya dans etmeye 7 milyon. 7 milyonu sosyal sorumluluk projelerine harcayın belki daha çok insanın gönlüne girersiniz ama yok.
önceden kullanırdım. ama güneşli günlerde bileğimde saatin olduğu kısım bembeyaz, kollarımın geri kalan kısımları esmer. zaten telefon varken kol saati teyp kaseti gibi demode.
1999 depreminden sonra bitti. eğlence sıfırdı o yıl. artık dünya küçüldü. adam atlıyor uçağa, kaynağında görüp geliyor herşeyi. imkanı olmayan da internetten görüyor. eskiden fuardı, 1 ay sürerdi. şimdi 1 hafta ve kermes havasında. en güzel zamanlarını yaşadım 90 lı yıllarda. şanslıyım.