bugün

Yazarların azrail'i hemen yanı başında hissettiği ve ahanda gidiyorum dediği anlardır.
Çok değil bu yaz araba ile yaklaşık 170 ile giderken sırf eski kız arkadaşıma mahçup olmamak için yaptığım bir hareket 6 kişinin canına mal oluyordu. Yoldan çıktık şarapnole gitmeden yola çektim biraz savrulduktan sonra düzelttim.
Evet heyecanı iliklerimde hissettim. Ancak eski kız arkadaşımda buna dair eser yoktu.
Pişman mıyım? Hayır.
(bkz: kalp krizi) anıdır. soğuk terleme, mide bulantısı, tansiyon yükselmesi, sol kol uyuşması vs. belirtileri ile gelmiştir.
kesinlikle bilemeyecekleri andır, bilmedikleri bildiklerinden daha yakın olabilir. ki öyle.
Bir defasında erik çalarken yakalanmıştım. Adam o kadar kızmıştı ki, yakalasa öldürürdü herhalde. Adam üşenmeden 10 dk kovaladı. Lan el kadar çocuğa o kadar hınç duyulur mu? Eriğin götüne girsin orospu çocuğu.
4-5 sene önce oluyor bu olay. muhterem dostum ç. ile buluştuk. uzun zamandır görüşmemiştik ve yakın bir zamandada kazandığımız üniversiteleri okumak suretiyle farklı şehirlere gidecektik. çıktık tepeye -buranın meşhur tepesi- bira içiyoruz bir baktık bizim çocuklarda orda. neyse toplaştık. bira muhabbeti malum.

şehre indiğimizde arabaylaydık. orta refüjde sulama çalışması varmış. tanker yola su sıçratmış. lan yavaş demeye kalmadı biz suyun içinde dönmeye başladık. araç kendi etrafında 3 tur atıp bariyerlere girdi. o üç tur içinde omuzlarda dönen g kuvveti çok tatlıydı. hemen yanımda oturan ç yi kucağıma çekip üstüne kapanmışım. herkes iyimi dediğimde 5 evet aldım.

adrelini yüksek bi kazaydı. gene olsa gene yapalım derim.
sabah 6 uçağına bir arkadaşımızı yetiştirdikten sonra en yakın arkadaşımla geri dönüyorduk.
ofise geçip öğlene kadar uyuyacak, işlerimizi öğleden sonra halledecektik çünkü önceki gece çok uykusuz kalınmış ve gidecek olan arkadaşla vakit geçirilmişti.
dönüş yolunda ben bir ara biraz uyuklamaya başladım.
gözlerimi açtığımda arabanın içinde oyuncak gibi sağa sola savruluyordum ve camların dışında yeşil renkten başka bir şey yoktu.
bana 10 dakika gibi gelen bir süre boyunca arabanın her yerine ve birbirimize kafa atıp durduk.
neyse ki bir zaman sonra araba büyük bir gürültüyle olduğu yerde kaldı.
ofiste uyumamız gerekirken aracı kullanan arkadaşım bu hakkını hemen kullanmıştı anlaşılan ve yoldan savrularak ormanlık alanın içine dalmıştık.
ne kadar zorlasam da kapımı açamadım.
kendimi dışarı attığımda orta büyüklükte bir ağaca çarptığımızı, aracı yerinden söktüğümüzü gördük ve o ağaç kaputu boydan boya yararak benim oturduğum bölgeye yaklaşık 10 santimetre kala durmuştu.
size kazanın büyüklüğünü şöyle anlatayım, sigorta şirketi 2003 model olan opel combo için 27 bin lira hasar kaydı çıkardı.
30 metre boyunca savrularak ağaçların arasında ilerlemişiz ve sonradan farkettiğim üzere nişan yüzüğüm çarpmanın şiddetiyle parmağımdan fırlamıştı.
ağaç yerine bir tabela direğine çarpsak muhtemelen 2 parça olarak gömeceklerdi beni.
arkadaşlar trafik şaka değil. anlık bir dalgınlık sizin ya da başka birilerinin hayatına malolabilir.
lütfen dikkat..!
(bkz: trafik kazası)

Verilmiş sadakamız varmış.
Sanırım bugün burnuma antrenmanda çok fena tekme yedim biraz aşağıdan yeseydim ve kıkırdak beyne gelseydi çok kötü olabilirdi.
Edit:abartmış olabilirim
Hafta sonu Biraz alkol alıp eve geldim. içmeye evde de devam ediyordum. Son 2-3 gündür babamla tartışıp duruyorduk. Son bardağımı da bitirdiğim de babam odama gelip yine söylenmeye başlamıştı. Biraz sinirli bir insanımdır. Kanda da alkol varken daha bir asabi oluyorum. O sinirle arabayı alıp başladım cadde de gazlamaya. Hava yağmurlu bir yandan. Yarım saat falan durmaksızın gazladım. Sinirden elim ayağım titriyor. Tekele çekip bir kaç tane daha bira alıp gazlamaya devam ettim. Son ses müzik açık hava yağmurlu bir elimde direksiyon diğer elimde şişe extra. Şeridi ortalamış gidiyorum. Yol iki şerit gidiş. Sağ arkada ki araba selloktör yapıp duruyor. Ama öyle bir sellektör yapıyorki yeminle aynadan sanki burnumun dibinde gözlerime ışık tutuyor gibi oluyor. Kafamı arkaya çevirdim ne yapıyorsun birader anlamında. Oda bana el kol işaretleri yapıyor. Hız 120 civarı falandır. Kavacık tünelinin girişinde oluyor bu bahsettiğim olay. Kafamı öne çevirdiğimde , bildiğin duvara girmek üzereydim. Duvara çarpmamak için direksiyonu sağa aniden kırdığımda hatırladığım şey sol ön ve arka lastiklerin havada oluşuydu. Hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamam. Eğer sol taraftaki duvara vursaydım o hızla kaç takla atardım allah bilir. Verilmiş sadakam varmış. O günden sonra alkollü direksyon başına geçmem.
Makineli tüfeğin arızasını gidermeye çalıştığım esnada patlaması. Direkten döndüm direkten.
Bir kere araba, bir kere motor çarpmıştı. Sanırım ya mallığımdan oldu ya da bunlardan sonra mal oldum..
Kafam iyiyken minibüsten uçtuğum an. Şoför kapıyı açınca ben arabanın durduğunu varsayarak yola bakmadan(belki de bakmışımdır) mal gibi atladım. Rahat bi 7-8 metre asfalta sol kolum üzerinde sürünerek gittim. Allahtan arkadan araba gelmiyordu yoksa ya ölmüştüm ya da hayatım kararmıştı. Neyse ki kolumun kırılmasıyla atlattım.
Biraz uzun olucak,

1-çocukken 4x4 oyuncak kablolu arabam vardı, kendi kendime dedim ki bu piller buna yeterli gelmiyor bende kestim kablosunu, uçlarını açtım ve prize soktum, evet yaptım bunu. O andan itibaren 10 saniye yok bende. Bembeyaz heryer, o sihirli beyaz ışık sanırım. Kendime geldiğimde prizden 4 metre kadar uzaktaki yatakta otururken buldum kendimi.

2-yine çocukken maç yapmışız eve terli geldim saçlarımı yıkamak istedim. Dedim ki çeşmenin altına eğilip yıkamak zor oluyor, banyodaki su dolu metal kovanın içine kafamı sokup yıkayım en iyisi. Neyse tuttum nefesimi soktum kafayı ellerimle saçımı ovalıyorum derken nefesim bitti kafamı kaldırmak istedim ama kaldıramıyorum. Metal kovanın kenarı tam ense tarafıma takıldı zaten dar bir kovaydı, (bkz: bir kaşık suda boğulmak) buna denir sanırım. Ölüyorum resmen. O anda bir ışık belirdi kafamda ve kovayı ellerimle tuttuğum gibi ters çevirdim havaya kaldırdım başımdan aşağı sular döküldüde ancak nefes alabildim.

3-adana yumurtalık tarafında denize gittik komşularla komşunun abiside denizde kendi yaptığı dinamitle balık tutuyor patlamada ölen balıklarıda babam ile komşumuz denize girip topluyor. Bende sahilde durmaktan sıkıldım denize girdim ama yüzmeyi bilmiyorum derken bir adım attım hoppp bir çukurun içine düştüm. Artık patlayan dinamitlerden midir nedir koskoca çukurlar varmış meğer denizin dibinde. Kayalıktı zaten. Orda nasıl çıktım tekrar bende hatırlamıyorum ama ordada çok korkmuştum.
Gökçeada da Deniz'de yüzme ye çalışırken
ayaklarımın bir süre yere değmediği saniyeler belkide dakikalar belkide saatler ölüp ölüp dirildim sonra kurtarıldım
sonuç :bir daha girersem...
Geçen yaz fazlasıyla dalgalı olan bi sahilde ölüyodum amk. Su çekti içine. Yüzmeyi de bilmiyorum tabi. Allah beni kurtaran abiden razı olsun. Ona bi hayat borçluyum. O değil de orda bogulacagımı anladığımda ölmek değil de cesedimin suda kaybolacagından kimsenin beni fark etmeyeceginden korktum. Ve o anki şoktan sesim çıkmamıştı hiç. Sadece beni görüp kurtaran o abiye borçluyum. Allah onu korusun.
Heralde hem dayak yiyip hem de 3 tane 7.65 mermisi yediğim andır.

Hala o hastane fotoğraflarına baktıkça azrail göz kırpıyor, canım yanıyor amk..
Rüyada , Kurşun yarası nedir çok iyi bilirim.
Bikaç an var
Sene 2009 ehliyeti yeni aldığımız zamanlar teyze oğluyla alkolu fazla kaçırıp ana yolun yanındaki tali yoldan gidiyoruz hız 170-180 yol toprak yol olduğundan bizimde kafalar iyi olduğundan pek durumun farkında değiliz şöför tarafındaki ön arka lastik patladı, toparlamak zor oldu tabi bi sağ bi sol yaptık kurtaramadık en son yolda yan gittiğimizi hatırlıyorum 4takla atıp toprağa ters düştük araba pert bizde ufak çizikler vardı bi iki hafta kendime gelemedim

Bide motorla yaptık bu seferde anayola çıkarken tırın altına yattım motor lastiğin altında kaldı ben yol kenarına uçtum yine pek bişey olmadı ufak sıyrıklarla atlattık bu fenaydı çok yaklaşmıştık bunda

Sonra geçen sene aldığım jiple ışıklarda önüme çıkan minibüse vurmamak için göbekten direğe vurduk koruma demiri olmasa ölüme yaklaştığım an değil şuan ölüydük daha çok vardır da bunlar en çok yaklaştıklarım.
ölüm olsa iyiydi de öldürülmeye veya en yakınınızdakinin öldürüleceğine yaklaşmak çok kötü.
(bkz: doğduğum an)
Yamaç paraşütüyle ilk atlama anım... Koşmayı bıraksam veya rüzgar ters esseydi sürüklenip kayalıklardan yuvarlanabilirdim.
Ama değdi; gene olsa gene yaparım. Gökyüzünde olmak mükemmel bir duygu.
7 haziran sabahı 3 adet vizem olduğu için, sabaha kadar ders çalışıyordum. çalışmaktan usanıp bir kahve yaptım, sigaramı yaktım, kanepeye şöyle bir uzandım ve müslüm baba'nın küskünüm şarkısını açtım.

yaşamak içimden gelmiyor artık
öylesine dertliyim öyle küskünüm
bu dünya hiçbir tat vermiyor artık
aldığım nefesle cana küskünüm

müslüm baba yukarıda gördüğünüz bölümü okurken, kanepe sallanmaya başladı. avizeye baktım o da sallanıyor. bursa'da deprem olmuş. allah allah dedim. bir korku sardı tabi.

her neyse. ilk vizemin saati yaklaşıyordu. evden çıktım. fatih'te koyunbaba parkı'nda bir sigara daha içip fevzipaşa caddesi'nden istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'ne yürümeye başladım. belediye binasını gördüğümde bir patlama sesi geldi.

her gün fakülteye giderken yürüdüğüm yolun üzerinde patlama olmuştu ve koyunbaba parkı'nda içtiğim sigara belki de beni öldürmeyen tek sigaraydı.

(bkz: 7 haziran 2016 vezneciler patlaması)
(bkz: 17 ağustos 1999)

yeterince açık mı ...
altı yaşında üstümden kamyon geçmişti.
efenim evimiz anayol kenarındaydı, yola çıkıp geçen taşıtları sayıyordum. araba meraklısıydım ve saymayı yeni öğrenmiştim.babamın arabası yoktu o zamanlar ve sevdiğim merak ettiğim şeyler evime yüz metre ötede anayolda binlercesiyle akıp gidiyordu. hergün kahvaltıdan sonra çıkıp yola, oturup bir kenara; sayabildiğim kadar sayıyordum. saymayı ilk öğrendiğim günlerde bildiğim son sayıya kadar sayıp eve gidip anneme o sayıdan sonra hangi sayının geldiğini soruyordum. o kadar basit düşünüyordum yani annemden öğrendikten sonra yola geri dönüp devam ediyordum. ama annem her seferinde beni, bir şey olur korkusuyla, engellemeye çalışıyordu. yine birgün yol kenarında geçen arabaları sayıyordum. ve annem evden çıkıp bağırmaya başladı. beni çağırıyordu. ben oralı olmayınca yanıma koşturmaya başladı. ben de annemin korkusundan dikkatsiz bir şekilde yola atladım. e dikkatsizlikten ayağım kaydı yüzüstü yola kapaklandım. anayol usta araçlar aniden çıkan bir yayaya ne yapabilirki. bi kamyon üstümden geçti allahtan tam ortaya denk geldim de burnum bile kanamadan kurtuldum. annem öldüm sanmış. korkudan baygınlık geçirmişim. kamyon şoförünün ahvalini sorarsanız basmış gitmiş. altı ay sonra babam araba aldı. güzel bir olaydı benim açımdan ölümün anlık birşey olduğunu kavrattı bana. sonra yarına kafa yormadım hiç. anı yaşadım hep. okuduysanız eyvallah efenim.

edit: son ankara patlamasında kızılay metrosundaydım.
Uno ile tepeli sabuni güvercin gibi havada 2 takla attığım andır. Takladan sonra arkadaşlarla hiçbirşey olmamıs gibi kolpaçino 3 filmini izlemeye gitmiştik.