Sosyoloji kesinlikle okunur hatta iyi bi okulda iyi bi akademisyen kadrosuyla okunacaksa insanın ufkunu genişletir hayata karşı yeni bakış aÇıları kazandırır. Eğer bi şeyler okumayı araştırmayı sorgulamayı seviyorsanız daha iyisi yoktur.
O gittikten sonra hiÇ sızlanmadım acı da Çekmedim doğrusu, ağlamadım, iÇim acımadı gecenin bir yarısı, yokluğunu hiÇ hissetmedim bile Çoğu zaman. Çünkü o gittikten sonra hiÇ hissetmemek başladı. Üzülmemek ama mutlu olmamak. Evet pişman olmamak ama yeni başlangıÇlar da yapamamak. Makineleştirmek insan kalbini aklını. Ölmemek ama yaşayamamak gibi..
Tabi ki yalan keşke gerçek olsaydı da uzun boylu erkeklere kolayca aşık olunabilseydi her şey çok daha iyi olurdu. Bence problem uzun boylu bulamamak değil aşık olamamak.
ihtiyaç duyulması için deli olma zorunluluğu olmayan meslek grubudur. Deli diye nitelendirdiğimiz hastalarla ilgilenen doktorlara psikiyatr denir. Psikolog dediğimiz insanlar danışman olarak da adlandırılabilir ve aslında her insanın bir psikoloğa ihtiyacı vardır.
Aynı bokun lacivertidir. ikisinde de pek bir şey anlayamazsın bir bakarsın canın yanar üzülürsün, bir bakarsın mutlusun dünya umurunda değil ama bir gün muhakkak geçer acı da mutluluk da.
En çok insan ömrünün sonlu olduğu düşünüldüğünde kafaya dank eden gerçekliktir. 10 sene sonra bırak sözlüğün varlığının sorgulanmasını bir de kendi varlığının yok olduğu gerçeğini düşünsene. Öldün ve sonrası hakkında net bir bilgin yok. Dünya yok oldu, sevdiklerin, hayatın, amaçların, hayallerin. Var olan her şey varlığınla birlikte yıkıldı. insana kafayı yedirtir.
insanız insan. Bunu söyleyebilmeyi ne zaman öğreneceğiz çok merak ediyorum. Türk olsak da olmasak da, müslüman olsak da olmasak da hepimizin iki kolu iki bacağı bir beyni bir kalbi ve umarım bir de vicdanı var.
Küfür etmeden de güldürülebilirmiş dedirten film. Burak aksak zaten müthiş bi senarist Leyla ile Mecnundan biliyoruz ama bu filmin tadı çok başka olmuş. Bu arada filmin bi sahnesideki duvar yazısı da gözden kaçmadı "o gemi bir gün gelecek"
Mutlu olmaya çalış. Mutlu olmak başka insanları mutlu etmektir anlayışından umarım kurtulmuşsundur. Birazcık kendinle ilgilen başkalarını kapının dışında bırakarak evine girmeyi öğrenmişsindir inşallah yoksa işimiz çok zor seninle. Çocuklar için senelerdir yanıp tutuştuğumuz hayalimizi gerçekleştirdin dimi çünkü hesaplarımıza göre artık zamanı geldi. Eğer bi şuursuzluk edip unuttuysan çabuk silkelen ve kendine gel hayalimizi gerçekleştir. Biliyorum eskiden aile kurmak ve çocuk sahibi olmak gibi hayallerimiz yoktu ama oldu da birine çok aşık olduysan bi gaflete kapılıp evlendiysen hele hele bi de çocuk yaptıysan aileni çok sev ve asla başka şeylerin ailenin önüne geçmesine izin verme. Bir de sakın anneni babanı kardeşini unutayım deme onlar senin en değerlilerindi hala kıymetini bildiğine inanmak istiyorum. Asla vazgeçme hiç bir şeyin seni yıldırmasına izin verme biz her şeyin üstesiden geliriz.
Kesinlikle verilmelidir. Çocukların masum dünyalarında iyi dokunuş nedir kötü dokunuş nedir ayırt edebilmeleri için cinsel eğitim gereklidir. Türkiye gibi bir ülkede 3 yaşındaki bebeğe bile tecavüz eden insanların varlığını bilerek çocukları cinsel eğitimden maruz bırakmak saçmalıktır.
Hepimizin bildiğini düşündüğüm iç çamaşırı özel bölge eğitimi bile çocuk için hayati önem taşır. Ulaşabildiğimiz her çocuğa özel bölgelerini "külotunun ve atletinin değdiği yerler özel bölgelerindir ve oralara en yakınlarının bile dokunmasına izin vermemelisin, böyle bir durum olduğunda çığlık atmalı ve hemen anne babanı bilgilendirmelisin" diyerek anlatmak çocuğun dünyasında kötü dokunuşu somutlaştıracak ve kendisini koruyabilmesi için klavuzluk edecektir.
Çocuk istismarı çocukta travmatik stres bozukluğuna yol açarak dürtü bozukluğu, obsesif temizlik takıntısı, kendi bedeninden tiksinme, erken mastürbasyon gibi sonuçlara sebep olabilir. Yalnız çocukluğu değil erken yetişkinlik ve yetişkinlik dönemini etkileyen sancı dolu bir sürece neden olur. Bu sebeptendir ki okullarda cinsel eğitim bir zorunluluktur.
Hızlıca annemin yanına gider göğsünde yatardım. Kokusunu bi daha bi daha iÇime Çeker saÇlarımı okşamasını isterdim. Dua ederdim bu zamana kadar inandığım Allahın gerÇekten var olması iÇin yalvarırdım. Döner annemi Çok sevdiğimi söylerdim, hayatımı anlamlı kıldığı yaşanılabilir kıldığı iÇin teşekkür ederdim. E heralde öldüm artık
Çocukların temiz ve masum dünyalarını gözler önüne seren trajik bir telkindir. Büyük insanların Çirkin, sahte hayat düzenleri iÇinde en Çok yara alan Çocuklardır.
Yalnızlık korkudur. Gecenin karanlığındaki çaresizliktir kendine bile ulaşamamaktır. Kalabalık insanların içinden sıyrılıp kendini eve atmaya çalışırsın ya da kuytu bir köşeye. Yalnızlığın dürtükler durmadan öyle kıskançtır ki seni bile kıskanır senden. Kötü ve anlayışsız bir sevgili gibidir. Sadece onunla ilgilen ister yalnızlık. Ne zaman ki onu ihmal edip bir kaç insanla kaynaşırsın hemen korku salar içine ya da bi güvensizlik yine gider yalnızlığın koynunda geçirirsin geceyi. Boşanılması gereken bir eş gibidir yalnızlık ne kadar alışmış olsan da bağlanmış olsan da arkana bakmadan koşarak uzaklaşman gerekir ondan.
Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisini bilen arkadaşlar,Maslow un ihtiyaçlar tanımlamasında yalnızca üreme değil aynı zaman sevme-sevilme, ait olma gibi ihtiyaçların da yer aldığını biliyor olmalı. Hastalıklı dediğiniz davranış tam olarak bu kategorinin altında yer almaktadır. insan yalnızca üreyip soyunu devam ettirmeye değil sevip-sevilmeye, değer görmeye de ihtiyaç duyar. Soy devam ettirme konusunda çok direten ve en önemli en normal şeyin üreme olduğunu düşünen insanlar herhalde bu sevmek ve sevilmek ihtiyacından hayliyle yoksun kalmış insanlar.
Senin içgüdüsel olarak karşı cinsten hoşlanıyor olman ve bunun reklamını yapman hastalık değil de, aynı senin gibi içgüdüsel olarak aynı cinsten hoşlanan insanların bunun reklamını yapıyor olması mı hastalık? Düşünmeden yoksun derken siz önce kendi kafanızın içindekilerle uğraşın.
Homoseksüelliği yalnızca cinsellikten ibaret sanan insanların, homoseksüel bireylerin de aşık olduklarını sevdiklerini hatırlaması gerek. Biz heteroseksüel bireyler olarak kendi cinsel yönelimimizi fiille dökmeden ne kadar süre durabiliriz? Bunu yalnızca cinsellik için değil aşık olmak anlamında söylüyorum. Yaptığınız bencilliktir. Bu dünyada yalnızca heteroseksüeller yaşamıyorlar. En az heteroseksüellerin yaşadıkları kadar homoseksüellerin de aşklarını yaşamaya hakları vardır. Vicdandan bir haber insanların eşcinsellik hastalıktır diyerek yarattıkları nefret söylemleri yüzünden kaç trans kaç gay ve kaç lezbiyen öldürüldü haberdar mısınız?
Sizler kendi cinsel yöneliminizi yaşam tarzı edinip bilinçli bir şekilde mi belirlediniz? Hayır. Homoseksüeller de sizler gibi bunu bilinçli bir şekilde yaşayamazlar. Hastalık olan eşcinsellerin yönelimlerini yaşaması değil, heteroseksüellerin var olan gerçeklere kulak tıkayıp kendi yalanlarına inanmalarıdır.
Bunun homoseksüel olup olmamakla bir ilgisi yok. Haksızlığın karşısında susup susmamakla ilgisi var. Fakirin halinden bir tek fakir mi anlar? Ne zaman ki bu ülkede fakir olmayan fakirin hakkını, homoseksüel olmayan homoseksüel olanın hakkını, batılı doğulunun hakkını korumaya başlar ancak o zaman toplum insan standartlarına uygun hale gelebilir.
Öncelikle buyurun CETAD ın sitesinden bakmaya başlayalım. http://www.cetad.org.tr/news.aspx?detail=56 . Ardından buraya bakmanızı da tavsiye ederim http://tr.wikipedia.org/wiki/E%C5%9Fcinsellik . Sizin sunduğunuz makaleler günümüzden seneler önce yayımlanmış ve bilimsel geçerliliğini yitirmiş makalelerdir. Psikoloji öğrencisi olarak size ısrarla eşcinselliğin bir tercih veya hastalık olmadığını, yönelim ve en az heteroseksüellik kadar normal olduğunu söylüyorum. Eşcinselliğin doğada (aslanlar, yunuslar, arılar) da bulunduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bir çocuğu yetiştirmek cinsel yönelimini değiştirmez yalnızca normlar ve homofobiler oluşturabilirsiniz bu mantıkla giderseniz ve bir çocuğa verebileceğiniz en büyük zarar da bu olur zaten.
Gaylik özenerek olan bir şey değildir ki insanlar özenerek gay olsunlar . Aklınız hayaliniz alıyor mu gerçekten tercihen eşcinsel olmayı. Nasıl ki siz doğduğunuz andan itibaren karşı cinse ilgi duyuyorsunuz ve bunun herhangi bir sebebi yok veya özenerek karşı cinse ilgi duymayı öğrenmediniz, eşcinselliğinden bundan hiç bir farkı yok. Hala hastalık olarak tanımlamanız gerçekten çok büyük haksızlık, toplum olarak hepimizin çok büyük yanlışı.
Gay içerikli başlıklardan önce homofobik, faşist başlıklarınız silinmelidir. Homoseksüellik hastalık değildir. Bundan seneler önce hastalık olarak adlandırılmış, Tedavi başlığı altından eşcinseller binbir çeşit işkencelere maruz bırakılmış ama nihayetinde homoseksüelliğin bir hastalık değil bir yönelim olduğu kanısına varılmıştır. Bu devirde hala hastalıktır gibi söylemleri duymak insanı yaşadığı dünyadan utandırıyor . Siz önce beyninizin içindeki iğrençliklerden kurtulun. Çocuklarınızın psikolojisi gay başlıklar yüzünden değil ancak sizin bu iğrenç yönlendirmeleriniz yüzünden kötü etkilenebilir.
Müslümanlığı gerekleriyle yerine getirmek ve dine kulaktan dolma yaklaşımlarla bakmak değil içten okuyup araştırarak yaklaşmak demektir. Allah sizin deyiminizle eşcinselleri 'lanetlemeden' önce haksızın yanında ol demiştir. Ülkende en çok haksızlığa uğrayanların yanında değil de karşısında olarak günah işleyen öncelikle sizlersiniz. insanların yaşadıklarını ört demiştir Allah, dillendirme demiştir. Ağzınıza sakız ederek gıybetin babasını yapan günahkarlar da sizlersiniz. Şimdi kalkıp da ne hakla, nasıl bir özgüvenle eşcinsellerin günahkar olduklarını söyleyebilirsiniz. Onlar yargılayan, yadırgayan, ötekileştiren değiller. Onlar sizlerden daha çok Allah'ın istediklerini yerine getiren insanlar. Aptal beyinleriniz, içi boş egolarınızdan kurtulamadık.
Eğer bu videoyu izleyip onun neler çektiğini anlayamıyorsak, ağlayamıyorsak hala egomuzdan sıyrılamadık demektir. insan tercih imkanı olmadığı cinsel yönelimi yüzünden bu devirde hala yargılanıp, yadırganıp, ölüme sürükleniyorsa durup bir daha düşünmemiz lazım. Lgbt bireyler yalnız değildir yalnız olmamalıdır. Umarım kabul edileceğin bir hayat vardır Eylül. Umarım şimdi seni sen olduğun için seven insanlarla birliktesindir.
Normal dediğin ne acaba? Şu beyninizin iÇindeki normallik saÇmalığından kurtulamadınız gitti. Homoseksüellik tercih değil yönelimdir. Emin ol senin gibi insanların yaşadığı yerde kimse böyle bişeyi tercih etmezdi zaten