sokakta oyun oynayan çoğu çocuğun yapmak istediği ya da yaptığı bir şeydir. bulunan solucanlar tek tek incelendikten sonra da komşuların balkonlarına ya da pencerelerine atılıp, kaçılırdı..
john cusack'ın güzel oyunculuğu ve stephen king'in muhteşem kitabıyla ortaya çıkmış harika bir filmdir.. Bir korku filminden çok psikolojik gerilim türündedir, olayları filmin kahramanıyla birlikte siz de bizzat yaşarsınız. Oldukça sürükleyici bir filmdir.
bu aşk platonikse, o dünyanın en yakışıklı/güzel insanıdır ve aşık olunabilecek bir sürü özelliği vardır. mesela bakışları.. Uzaktan bakarsın, her hareketini izler, yaptığı bir mimiği, en ufan bir gülümsemeyi bile kaçırmak istemezsin ama tetiktesindir aynı zamanda. o senin olduğun tarafa doğru öylesine bir bakış dahi atsa hemen çevirirsin gözlerini başka bir yere.. korkarsın ona olan aşkını anlamasından ve ona tekrar öyle uzun bakamamaktan.. çünkü sana göre sen ona göre değilsindir ve hiç bir zaman senin ona karşı hissettiklerini o sana karşı hissetmeyecektir.. sanki yüzünden, gözlerinden ona olan aşkın akıyormuş gibi göz göze gelmekten korkarsın, sanarsın ki her göz teması sonun olacak.. Yanından geçerken mümkünatı yok bakamazsın onun oldğu tarafa.. öylesine bile baksa sana kendi kendine küfürler etmeye başlarsın 'bu sefer kesin anladı!! bir daha hiç bakmıcam ona' dersin ama bunların senin uydurduğun şeyler olduğunu, hiç bir zaman söznde duramıcağını bildiğin halde söylersin durmadan.. bitip bitmeyeceği ya da ne zaman biteceği belirsiz bu yolda yürümeye devam edersin başkalarına aldırmadan, seversin onu uzaktan.. Çook uzaktan..
*hiçbir şey yüreğimi okşamadı o sıcak bakışların gibi ve hiçbir şey incitmedi verdiğin acı kadar.. oysa ki tüm üzüntümü yakıyordu bakışların, düşmüştüm sensizliğin bilinmezliğine, bunu da bilmedin!...*
Ailelerin genellikle kötü geçen veli toplantılarından sonra çocuklarının, öğretmenlerin gözünden düşmemesi için uydurdukları bir savunma cümlesidir. ' çalışsa yapar ' şeklinde olanları da vardır..
Hangi sınavda kimin verdiği bir cevap olduğu pek bilinmeyen komik ama cevabı veren kişi hakkında iyi olmayan düşüncelere kapılmanıza neden olan cevaplardır..
Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
Cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir.
Koşma nedir?
Cevap: Yürümenin hızlı şekline koşma denir.
''' Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı..
Sen benim eş ruhumsun!
Unutmuş olsan hissederdim..
Unutmuş olsan yanımda durmazdı her sabah hayalin..
Seni görmek için geri geldim,
Sen gideli çok olmuş..
Nereye gidersen git,
Çantanda bir resmim aklında gülüşüm olsun!..
Ben seni gerçekten sevdim
Bitmez demiştim bitmedi... ''' gibi dinlerken duygulandıran şiirlerdir..
izmir sessiz,
izmir yorgun,
izmir durgun..
izmir halimi biliyor sanki!
O yüzden ne yazı yaşıyor bugün, ne de kışı..
Bulutlar şubattan kalma silik,
Yakıcı güneş temmuzdan..
Biri yalnızlıktan hüzün getirmiş,
Öteki aşktan bir tutam ümit..
Yalnızlığımla daha anlamlı,
Ayrılığımla daha yorgun bir izmir...
***********
Kimin yazdığını bilmememe rağmen çok sevdiğim bir şiirdir..
Anlatan kişiye ne kadar komik gözükse de dinleyenler için bir o kadar işkence haline gelen, bunun yanında herkesin bir gün bir yerde muhakkak yapacağı espri türüdür.
-Muazzez Abacı neden çok mutluymuş?
Cevap: Bu akşam hüzünleri evde bırakmış
-Yıkanan tona ne denir?
Cevap: Washing Ton
-Boşluktaki file ne denir?
Cevap: Fil in the blanks!