benim odunluğumdan mı bilemiyorum ama siteyi aradım taradım ekşideki gibi "kanallar" benzeri bi şey bulamadım. yoksa koymadınız mı? ne güzel ekşide sinema,edebiyat kanallarına giriyorum son entrylere bakıyorum.mis. ekşide de sıram 350 küsür. şimdi ben orda yazar olursam buraya neden yazıyım? ilgilendiğim iki konuyla ilgili sol framede entry ye denk gelemiyorum ki.en azından ekşide ayıklayabiliyorsun. yapıverin bi güzellik siz de koyun sevgili uludağ sözlük yöneticileri. bunu kime iletmem lazım nereye yazmam lazım, onu da bulurum şimdi de bi faydası olacağını düşünmüyorum. inşallah benim odunluğumdan fark edememişimdir vardır "kanallar". zannetmiyorm ama umut işte fakirin ekmeği. bu bir itiraftı sözlük yanlış olmasın.
izlemeye geç başladığım ve geç bitirmek için epey çaba sarfettiğim dizi. film izleyen insanım. yerli yabancı dizi izleme huyum pek yoktur. o kadar sezon peşinden koşmam için epey ilgimi çeken bir şey olması gerekiyordu. işte sonra breaking bad'le tanıştım. bir tanışma pir tanışma. hani dedim ya film izlerim diziyle pek haşır neşir değilimdir diye. dendiği gibi breaking bad de zaten upuzun bir film gibi. ondan ötürüdür ki sıkılma gibi bir sorun olmadı. oyunculuklar, çekimlere gösterilen özen, senaryo, walter White, jesse pinkman, çıkarcı avukat, hank beni benden aldı. dizi dediğin budur işte. müthiş perfect şahane vb. ne kadar sıfat varsa kendisine takdim ediyorum.
--4.sezon spoiler--
walter'la labarotuvarda çalışan o efendi çocuk öldü ya ben bi şey demiyorum. hem de bizim walterla jesse'nin ellerinden. hank bizim bu adamın şarkılı türkülü klibini ağzından salyalar akıtarak walter'a izletti ya içim cızz ediverdi. işte o anda walter artık tam olarak kötü adam oldu gözümde. gerçi hala severek seyrediyoruz.
--4.sezon spoiler bitti, yine bekleriz --
sen ne işlere bulaştın be heisenberg. güzelim memuriyetin vardı. ölceksen ölcen, ölüm hayatın bir parçası. bakardı ailen bir çaresine. o şirret karın hallederdi, çekip çevirirdi.
ben bu yazıyı göbeğime yazıyorum:
sevgili göbeğim genel olarak iyi anlaşıyoruz ama bazen gereğinden fazla acıktığını düşünüyorum. lütfen kendine bir çeki düzen ver. arz ederim. teşekkürler.
imdb'de filmlere puan vermeyi seviyorum fakat verdiğim puanların ortalamaya katılıp katılmadığına emin olamıyorum. "la uğraşıp puanlıyoz haybeye mi acaba" düşüncesi arada bi nedensizce içimi kemiriyor. * top 1000 voters bilmem ne var tamam onların oyları daha etkili falan da sıradan üyenin de oyu bir işe yarıyor mu acaba, bilen suserlar mesaj kutumu yeşillendiriebilirler. **
disney yapımı başarılı animasyon.Sıcak,sıkmayan,sevimli bir animasyon olmuş.Mizah açısından pek yeterli olmasa da yer yer şöyle bir gülümsetmeyi başarıyor. görselliği de çok iyiydi.karlar,buzlar,tepelerde yürüyen prensesin pelerini...hele sonda kar fırtınası içinde birbirini göremedikleri sahnedeki görüntüler gayet başarılıydı.
senaryo içinde rahatça tahmin edilebilen şeyler de vardı
--amanın dikkatspoiler--
o 12 kardeşli prensin hain çıkacağı besbelliydi. mutlu sonla bitmesi de şaşırtmadı tabi.öbür türlü olsaydı ters köşe olurduk zaten. ağlamaklı bir son olurdu.
--amanın dikkatspoiler--
edebiyat hocası herkese üçer dörder tane kağıt dağıtmıştır. kağıtlarda tanzimat dönemi sanatçıları ve eserleri tüm heybetiyle yazmaktadır. bunlar sınavda çıkacak diyen hocaya sınıfça bir "hüloğğ" tepkisi gelmiştir. Hocam bari sınavda çıkma ihtimali olanları söyleyin biraz eleme yapın isteklerine hoca karşılık vermemiştir.frmr normalde dersle ilgili veya ilgisiz hocaya bir şey söylemeyen arada sırada yanındaki 2-3 arkadaşla geyik çeviren yani kendi halinde bir öğrencidir.ama nedense bu duruma sessiz kalmak istememiştir zira sadece ahmet mithat efendinin -edebiyatımızda yazı makinesi olarak bilinir- 15-20 küsür eseri verilen kagıtlarda yazmaktadır. frmr bi anlık sessizlikten yararlanarak "hocam ahmet mithat efendi o kadar çok şey yazmış ki kendisine sorsak hepsini sayamaz" diyivermiştir.neyse ki hoca da sınıfla beraber gülmüştür ve daha çok bilinen eserlerin altını çizdirerek bunlar sınavda çıkablilir demiştir. (bkz: Mesaj yerine ulaştı)
ek: he bi de biz sayısaldık.
bugün doğum günü olan fedakar büyücü.kapkara hayatına biraz olsun neşe katmak için kendisine şöyle bir şarkı armağan etmek istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=Tx1XIm6q4r4
piramitleri nasıl yaptılar? uzaylılar mı yaptı? uzaylılar var mı? messi uzaylı mı? piramitlerin içinde çift kale maç yapılabilecek alan var mı? (bkz: kafamda deli sorular)
Çenebaz bir ejderhaya ve paragöz bir yönetmene sahip olan film. Smaug konuşmaya bir başladı pir başladı,susmak bilmedi.Yüzüklerin Efendisi'ne kıyasla oldukça sığ bir kitaptan üç film çıkarmaya çalışınca böyle zamana oynama çabalarına girmiş sevgili Peter Jackson.Bunu kimi zaman top çevirerek göze hoş gelen bir şekilde yapmış fakat kimi zamanda köşe gönderinde topu tutarak seyir zevkini baltalamış bence.iyi tarafları hiç mi yoktu,elbette vardı.Bir kere her şeyden önce Orta Dünya'yı,hobbitleri,elfleri tekrar görmek ayrı bir keyif.Fıçı sahneleri mükemmeldi.Smaug'un şekli şemali,sesi ve filmin görselliği başarılıydı.Bilbo Baggins için yapılan Martin Freeman seçiminin tekrar ne kadar doğru bir karar olduğunu görmüş olduk.Nokta atışı olmuş.
ilk film biraz yavan kalmıştı,bunda o sorun yok.
edit: yazım yanlışı
2010 yapımı yeniden çevrim western filmi.
öncelikle daha önce coen kardeşlerin hiçbir filmini seyretmediğimi belirtiyim.
true grit sade,fazla aksiyonu olmayan tam tadında eğlencelik bir film olmuş.filmin sadeliği sıkmıyor tam tersine seyri daha keyifli bir hale getiriyor.jeff bridges ve küçük kızın oyunculukları gayet iyi.fakat senaryo vasat kalmış biraz.
--spoiler--
bir de baştaki küçük kızla sondaki teyzenin ne alakaları var? biraz olsun benzer birini bulsaydınız.
--spoiler--
terkedilmiş bir parkta veya evin bahçesinde gıcırdayarak sallanan salıncak. bu tür salıncaklar insan gücüne ve rüzgara gerek görmeden sürekli sallanabilirler.
sınıfın ortasında bağırararak dün matematikten şu kadar soru gometriden de bu kadar soru çözdüm diyen tip. lan bize ne otur efendi gibi testini çözceksen çöz. bi de söylediği rakamlar da uçuk olur bu tipin. sonra sen oturur düşünürsün benim çözdüğüm onun yanında hiçbir şey diye. o zaman çalışmama gerek yok der atarsın kalemi kağıdı bi tarafa. * durduk yere moralini,sinir sistemini bozar bu hıyar. *
a: alo ben x'i aramıştım.
b: evet ben x.
a: y şehrin'den x mi?
b: hayır ben falancadan x.siz kimsiniz?
bir süre sessizlik
a: sen x değil misin?
b: evet ama falancadan x'im
yine sessizlik
a: x değilsen neden konuşuyon?
(yanlış numaraymış kusura bakmayın demek yerine bi de neden konuşuyon diyo bak sen.benim numaramı denk getirip aramışsın konuşmayıp da napcam?)
(bu cevaptan sonra bi an kaldım)
b: sana yazsın diye konuşuyorum.
a: ne?
burda kapattım telefonu.
hayır arkadaşlardan biri şakaladı desem sesi hiçbirine benzemiyor.şehir kodunu yanlış yazdı herhalde. isimler de aynı.değişik.
içlerinden birinin asasını derse getirmeyi unutacak öğrencilerdir.
' evet arkadaşlar bugün sözlümüz vardı. Kahve fincanını bir kargaya çevirmeyi öğrenebilmiş misiniz bakalım.Şöyle listeden rastgele seçelim bakalım sözlüye çıkacak şanslı kim miş? ehehe *
* lan hidayet hani unuturdu olum bu karı sözlüyü.
^ ne bileyim abi unutmamış hain karı.
' kim konuşuyor orda,ragıp gel bakalım sen kalk sözlüye.
* ^lan ben böyle şansın...^ peki hocam
ragıp sözlüye çıkar
' ragıp evladım asan nerde?
* şey hocam ben getirmeyi unutmuşum.
' kendini de unutsaydın *
* ee ben yerime geçebilir miyim?
' olmaz. biçim değiştirme kitabının "bir kahve fincanını nasıl bir kargaya dönüştürürüz ve bu ne işimize yarar" bölümünü arkadaşlarına özetle bakalım.
* * hocam dün gryffindor yatakhanesinin elektrikleri kesildi de,çalışamadım.
' muggle sevdalısı dumbledore'a defalarca söyledim bölüm yatakhanelerinde elektrik de.. evladım sen de asanla ışık yapabilirdin.
* şey aslında quidditch maçında asamı hakeme fırlattığımdan beri bulamadım.
' tamam otur yerine sıfır
ve bundan sonra hoca sınıfa eğer böyle devam ederlerse hayatlarını belirleyecek olan s.b.d. * sınavında başarısız olacaklarına dair bir nutuk çeker.
buna benzer bir şeyler yaşanır herhalde.
1 sene kadar önce kısa bir süre oynamama rağmen rahatlıkla dandik diyebileceğim oyunumsu. oynanışı kötü, premium * alanın karşı konulmaz bir üstünlüğü oluyor. parayı veren düdüğü çalar hesabı. ilkokul veletleriyle uğraşmak da cabası. bak lise ergenleri demiyorum bildiğin ilkokul veletleri.
tasarımı goodreads'ten çok daha iyi olan site.güzel istatistikler de koymuşlar.bir de kitaplara puanlama sistemi gelirse tam olacak.gelirse de 10 üzerinden olsun goodreads'teki gibi 5 yıldız içinden oy vermek zorunda bırakmasın.
edit: oylama sisteminin yaramadığı site. en çok okunan yazarlar listesinde ilk 10'daki yazarlardan bazıları: elif şafak,ayşe kulin,canan tan,ipek ongun,stephenie meyer. oylamada en beğenilen kitap: alacakaranlık şafak vakti. en iyi yazarlarda da 1.sırada cassandra clare diye bi kadın var, vampir tarzı uyduruk kitaplar yazan biri.anlayacağınız sitenin kullanıcılarının büyük bölümünü-ama baya büyük bir bölümünü- ergen kızlar oluşturuyor.Üzüldüm,kullanımı güzel bir siteydi.Nerden bulup basmışlar siteyi hayret bir şey.Neyse başka siteler kullanacağız artık.
tek kale oynadığınız maçta rakibin attığı bir ara pasını gole çevirmesiyle sinirinizi bozan oyun.bu arada ana lig oynarsanız agueroyu kaçırmayın transfer edin.adam geleni gideni atıyor.*
penceredeki her şeyi bilen 3 kız, koyu bilal ve suskun müfik'e seslenirler: cevahir'le ulvi açlık grevi yapıyorlarmış.
koyu bilal:komşusu açken tok yatan bizden değildir müfik.
müfik:
koyu bilal: gidip bir şeyler yiyelim de ezik cevahir bizden olmasın.
tam çerezlik film.her zamanki zombi filmlerinden daha iyi olmuş,marc foster da iyi yönetmiş.
--spoiler--
brad pitt abi kameraya "aileme onları çok sevdiğimi söyleyin bla bla" yazacağına doğru ilacı gösterdiğimde telefonu çaldırın yazsaydın ya.bir sahne önce kameranın başındaki kadınla telefonda konuşmuştun.dişlerini takırdatan zombiden dolayı aklının karıştığını varsayıyorum.
