zippo tarzı bir çakmağın içindeki pamuğu çıkarıp 'acaba nasıl yanıyor' gibi aptalca bir meraka kapılmak. pamuğu yakmak, alev alınca laptopun üstüne düşürmek. laptop yanmasın diye eline alıp oksijenle temasını kesmek için iki elle sıktırmak. her yerinden hava alan benzinli pamuğun cayır cayır yanmaya devam etmesi sonucu masaya atmak. ancak çakmak benzini bulaşan ellerin yanmaya devam etmesi. sonra elleri söndürüp bi şekilde pamuğu söndürmek. uzun bi süre kılsız ellerle dolaşmak.
şu anda kullandığımız rakamların arapça olduğunu düşünürsek fena bi iş değildir. ancak evrensel dil olan ingilizceyi, onu biliyorsa latinceyi vb. öğrenmek bir nebze daha iyidir.
şunu demiştir: 'beni korsan dinleyenlere dinledikleri her saniye haram olsun.Tüm beddualarım üzerinizedir.ille de hakkımı istiyorum.Bu konuda hiç affım yok.'
koymuştur bu lafı. ama adam haklı beyler.
düşünsenize, gördüğünüz, duyduğunuz, idrak ettiğiniz her şey minimal ölçüde geçmişte kalıyor. aynaya bakıyorsunuz, minimal ölçüde geçmişinize bakıyorsunuz. yaptığınız hareketler, söyledikleriniz, hissettikleriniz geçmişte kalıyor. gerçek zamandaki tek şey, zihinlerimiz. 'o an' ı ancak zihnimizde yaşayabiliyoruz. garip.
lanet tuş. silmekten başka 'internet sayfasında bi önceki sayfaya gitme' fonksiyonu olduğunu acı bir şekilde hatırlattı bana. şöyle ki;
paylaşım sitelerinden birinde, bi yazı yazıyorum arkadaşımın birine. cümle devrik olduğu için, daha güzel yazma umuduyla kullandım 'backspace' olacak tuşu. o anda mausenin yazı yazdığım satırın üstünde olmadığını nerden bilebilirdim ki? yazdıklarımı silmek için basılı tuttum, bu arada yazının üstünde olmadığım için, yaklaşık 15-20 sayfa geri gittim internet üzerinde. karşıma xhamster sitesinin bilmem kaçıncı sayfası çıktı. bi güzel rezil oldum odadakilere. pis pis sırıtmalara maruz kaldım. işkence gibi yahu. *
halı saha maçına başlanır. ilk 15 dakika karın ağrısından dolayı fazla koşulamaz, yere falan yatılır. hafiften yağmur vardır ve ıslanılır. karın ağrısı şiddetlenir. mecburen tuvalete gitmeye çalışılır. en yakındaki 3 tuvalet de kapalıdır. ıslak bir şekilde, halı saha ayakkabılarıyla caddede koşarak tuvalet aranır. soğuk soğuk terlemeye başlanır. en sonunda düğün salonunda bulunur. tıklım tıklım dolu olan salonun içindeki düzgün kıyafetli insanların arasından sırılsıklam ve sıçacak gibi yürüyerek geçilir, tuvalete ulaşılır. kapıdaki adama bozukluk birşeyler verilir ve tuvalete girilir, ve rahatlanır.
halihazırda bilimin açıklayamadığı bir olayı, defalarca çürütülen teori yerine, dogmatik bilgiyle açıklamaktır. başka yolu şimdilik yoktur. mesele en iyisini seçip ona inanmaktır.