2009 yıllında los angeles, kalifornya'da kurulan amerikalı bağımsız pop müzik grubu.
grubun üyeleri mark foster (solist, klavye, piyano, synthesizer, gitar, programlama ve perküsyon), mark pontius (bateri ve perküsyon) ve cubbie fink (bas ve vokal).
grubun müzik tarzı genelde dans içerikli pop ve rock müziği, ayrıca değişik tarzlardada müzikleride bulunabilir.
şu ana kadar çıkmış olan tek albümleri: torches.
bu albümde bulunan pumped up kicks şarkısı da gerçekten çok başarılı, tavsiye edilir.
Bu ayet gerçekten Müslüman-gayrı Müslim ilişkilerini mi belirliyor yoksa burada anlatılan başka bir şey mi var? Bunu anlamak için bu ayeti öncesiyle beraber okuyalım Tevbe suresini 1 ayetten itibaren okursak 5 ayette öldürülmeleri istenen müşriklerin bütün müşrikler olmadığını, antlaşma yapıp da antlaşmayı bozan savaş suçlusu müşrikler olduğunu görürüz
1) Antlaşma yaptığınız müşriklere, Allah ve Elçisi tarafından yapılan ilişkiyi kesme duyurusudur
2) Bu topraklarda dört ay daha dolaşın Bilin ki, Allahı çaresiz bırakamazsınız Ama Allah, görmezlikten gelenleri (kâfirleri) rezil eder
3) Bu büyük hac gününde Allah ve Elçisi tarafından bütün insanlara bildirilen şudur: Allahın o müşriklere desteği yoktur; Elçisinin de öyle Ey müşrikler, tevbe ederseniz hayrınıza olur Sırt çevirirseniz bilin ki, siz Allahı çaresiz bırakamazsınız Görmezlikten gelenlere (kâfirlere) acıklı bir azabı müjdele
4) Bu duyuru, sizinle antlaşma yapmış ve daha sonra bir kusur işlememiş, size karşı kimseye destek vermemiş müşrikleri kapsamaz Onlara karşı olan andınızı süresinin sonuna kadar tam yerine getirin Allah korunanları sever
5) (Dört) yasak ayı çıkınca o müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün Onları yakalayın, onları kuşatın, onlar için her gözetleme yerinde oturun Ama tevbe ederler, namaz kılarlar, zekât verirlerse yollarını açın Allahın bağışlaması çok, ikramı boldur
5 ayette anlatılan müşrikler; savaş suçlusu olan, antlaşmayı bozan müşriklerdir Ayetleri dikkatle okursak bunu çok kolay anlarız Çünkü birinci ayette anlaşma yaptığınız müşriklere ilişkiyi kesme duyurusudur dendiğine göre ayetler tüm müşrikleri/gayrı müslimleri kapsamaz
4 ayette de antlaşmayı bozmayanların ve Müslümanların aleyhine çalışmayan müşriklerin hariç tutulduğu söyleniyor Demek ki bu ayetteki ilişkiyi kesme duyurusu, anlaşma yapılan her müşrikle ilgili değildir
5 ayette de o müşrikler deniyor 4 ayette antlaşmayı bozmayanlar hariç tutulduğuna göre geriye sadece antlaşma yapıldığı halde antlaşmayı bozan müşrikler kalıyor
Ayetteki ilk muhataplar Mekkeli müşriklerdir Onca suçlarına rağmen yine de bunlara dört ay süre tanınıyor ve yanlıştan dönenlere (tevbe edenlere) ve çekip gidenlere dokunulmayacağı bildiriliyor Ayet böyle olduğu halde ayeti bağlamından koparıp burada o müşrikler diye anlatılan müşrikleri, tüm müşrikler olarak anlamak ve bu ayeti Müslüman-gayrı Müslim ilişkilerinin merkezine oturtmak tam bir cinnet olsa gerektir Zaten dikkat edilirse ayette; el-müşrikîn kelimesi geçiyor el- müşrikîn o müşrikler demektir Arapça kurallara göre bir kelimenin başına belirlilik takısı (el) gelirse bilinen bir şeyden bahsediliyor demektir Dolayısıyla 5 ayette bahsedilen müşrikler tüm müşrikler değil, antlaşmayı bozan müşriklerdir Ama maalesef tarihte, bu özel olayı anlatan ayetler tüm müşriklere genellenmiş ve buna göre hukuk oluşturulmuştur
Aslında bu ayetler, Mumtehine suresi 8-9 ayetlerle ilgili bir örnektir
Mumtehine suresi 8-9 ayetlerde üç kırmızıçizgi çizilmiştir Bu kırmızıçizgileri çiğnemeyen herkesle iyi ilişkiler kurulur Bu çizgiler şunlardır:
1 Dinimizden dolayı bizi öldürmeye kalkanlar (savaş açanlar)
2 Bizi vatanımızdan sürüp çıkaranlar
3 Vatanımızdan sürüp çıkaranlara destek verenler
Tevbe suresi 5 ayette bahsedilen müşrikler, bu üç kırmızıçizginin tamamını çiğneyen Mekkeli müşriklerdi Mekkeli müşrikler sırf inançlarından dolayı Müslümanları öldürmeye kalkmışlar, onları yurtlarından çıkarmışlar ve çıkarmak için işbirliği yapmışlardı Peygamberimizle yaptıkları barış anlaşmasına (Hudeybiye antlaşmasına) rağmen Medinenin dış mahallelerine baskın yapıp adam öldürmüşler ve hayvanları alıp götürmüşlerdi Bu olaydan sonra peygamberimiz Mekkeyi fethetmiş ve bu işi yapan insanlara bir yıl hiç dokunmamış, sonra bu ayetler inmişti Ayetlerde o müşriklere dört ay daha süre tanınıyordu (toplam 16 ay) Bu dört aylık süre zarfında istedikleri yere gidebilirler ya da Müslüman olabilirlerdi Bu süre bittikten sonra Tevbe suresinin 5 ayeti uygulanacaktı Bu ayette geçen haram aylar zilkade, zilhicce, muharrem, receb ayları değildir Bu ayetin gelmesinden sonraki dört aydır
Fakat elinizdeki meallere bir bakın, Tevbe suresi 5 ayete nasıl anlam vermişler? Mesela ben bir-iki örnek okuyayım:
O haram aylar çıktı mı artık diğer müşrikleri nerede bulursanız öldürün
Haram aylar çıktığı zaman müşrikleri nerde yakalarsanız öldürün
Peki diğer müşrikler ile o müşrikler aynı kavram mı? Veya müşrikler ile o müşrikler aynı şeyi mi anlatıyor? Ne oldu ayetin manasına? Ayetin manası değişti ve sistem tersine döndü
Günümüzde bilen bilmeyen herkes meal yapmaya başladı Meal yapanların çoğu, âyetler arası ilişkileri dikkate alarak değil, eski ulemanın görüşlerine uyarak meal yapıyor Onlar bir konuyu yanlış anlamışsa bu yanlış anlayış normal anlayış haline getiriliyor Bu da hakların çiğnenmesine ve saldırılara yol açılıyor Dikkatsiz cahil insanların tuzağa düşmesi de kolaylaşıyor
polo naneli, hoş tatlı, süper şekeri hiç kırmadan eme eme bitirebilen insandır. çok az kişi başarabilir. başaran kişinin başlıca özellikleri; öğrencidir, dil kasları çok gelişmiştir, iradesine hakimdir.
hadi be... ben de kimse bu sabah başıma geleni bilmiyor diye seviniyordum.. nerden öğrendiniz siz ya.. ama ben biliyorum, o amca övüne övüne kahvede pişpirik oynarken anlatıyor herkese..
b'nai b'rith'in selanik'teki üyelerinden musevi lider emanuel karasu , jön türk hareketini ustaca manevralarla masonluğa bağlayan halka olacaktır.
emanuel karasu 1. dünya savaşı'na sokulan osmanlı ordusunun iaşe müfettişliğini kapmış ve bu işten hatırı yüklü bir servet kazanmıştı. ancak savaş suçlularının yargılanacağı belli olunca , o da diğer vatan kurtaran arslanlarımız gibi yurt dışında alacaktı soluğu . 1919 'da italya'ya kaçtı ve orada , kazandığı serveti ölünceye kadar harcadı. sonradan anlaşıldı ki , karaso , italyan vatandaşıymış!
(mustafa armağan , abdülhamid'in kurtlarla dansı , sf 146 )
emanuel karasu ya da emanuel karaso sonradan emanuel carasso, selanik doğumlu musevi asıllı osmanlı siyaset adamı. selanik'te avukatlık yaparken i̇ttihat ve terakki cemiyetine üye oldu. ii. meşrutiyet'ten sonra meclis-i mebusan'a girdi. ii. abdülhamit'in tahtan indirilmesine gelen heyetin sözcüsü, danone firmasının kurucusu, bilge karasu ve i̇zak karasu (isaac carasso) nun babası. selanik'te kurulan risorta isimli mason locasının ilk başkanı. 1912 ve 1914 yıllarında iki sefer daha mebus seçildi. mondros mütarekesi sonrasında italya'da trieste'ye yerleşti ve 1934 tarihinde, aynı yerde öldü.
( wikipedia.org : http://tr.wikipedia.org/wiki/emanuel_karasu )
karaso , italya'dan para alan bir casus olup , libyan 'nın i̇talya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış , sonradan italya'ya kaçmış bir vatan hainidir.
teoman'ın müziği bıraktığını açıkladıpı yazının ilk satırı.
sevgili arkadaşlar; müziği bırakıyorum. ya çok çok uzun bir süre. ya da büyük ihtimalle, hiç dönmemek üzere. 3 eylül berlin son konserimdir.
anlatayım nedenini;
önce küçük bir açıklama; sanatçı denilen yaratık, dünyayla çözemediği bir sorununu başkalarına saçma gelecek bir işi çok önemseyerek halletme yoluna giden kişidir. benim durumumda gitar çalmak, şarkı söylemek vs. oluyor bu saçma iş.
ama ben şarkı yazma işini hep çok önemsedim, onu hep kolladım . hayallerimdeki kahramanlarımla yarıştım, bu dünyaya inmedim bile. çok sevdiğim şarkılarımı yazdım.
hep olduğum kişi kalayım diye de çok uğraştım, çok çalıştım. bir kaç prensibim oldu, onları da kollamaya çalıştım. her zaman istediğim kadar iyi bir insan olamadım . ama çalıştım.
küçücükken bu ülkede rock müziğe dair bir hayal kurdum , nerede ne varsa takip ettim, ardına düştüm, her şeyini gözledim , inandım. hayal olduğunu bile bile.
neyse , işte bu hayal artık beni tatmin etmiyor. kendimi, arkadaşlarımı hayalkırıklığı içinde görüyorum. bir özgürlük ve gerçeklik duygusu peşine düşmüştüm, pozisyonum meğer onu temsil etmiyormuş . sadece sahnede yaşayabildiğim bir hayal bu çünkü. bir çok arkadaşımdaki hayal kırıklığı bende de var.
bu hayal beni tatmin etmeyince,önemli olmadığını bildiğim diğer bazı hayallerimi sembolik olarak şu önümüzdeki
1,5 senede gerçekleştirip müziği bırakayım bari dedim, daha da çok çalışmaya karar verdim. gizli tuttum kararımı , kimseye de söylemedim . hatta yalan bile söyledim çalışanlarıma.
ama bir süredir kendime bakıyorum ve çok yorgunum . o yüzden pes diyorum. böylece düzelmesi aslında çok uzun yıllar sürecek problemleri 1,5 senelik bir intihar saldırısına dönüştürmeyeceğim. gerçekte bir önemleri yoktu, hayatın gerçekleriyle uğraşmamak için hayal edilmiş şeylerdi. inanması her zaman kolay olmuyor.
böylece, boşu boşuna kendimi de , çalışan dostlarımı da yormamaya karar verdim. kendimi yorarken, onları da çok yordum , üzdüm. çok teşekkür ederim hepsine .
sizlere de.
bu bir hüzün yazısı değil, bir rahatlama yazısıdır.
birkaç güne kadar hani benim recebim ile gemilerde talim var şarkısını aynı şarkı olduğunu düşünüyordum. **
yani siz bunu bildiğiniz şekilde idrak etmeye çalışın benim itirafım kendiliğinden sır perdesinin arkasından görülecek. *
edit: tdk'nın uyarısı.
arkadaş benim rüyayla altyazı tam çakışmıyor, aynı kaynaktan gelmediğinden heralde. problem çıkarıyor arada, altyazı bi dakka önden geliyor, daha sahne oynanmadan ben hepsini biliyorum, hafif bi havam da oluyor tabi bunun sayesinde rüyada.
ramazanın okul tatiline denk gelmesiyle ergenlerin genelinin içinde bulunduğu durum.
belki bu sıcakta döner başındaki oruçlu abiden az sevaplı olabilir ama hiö tutmamaktan kat be kat iyidir.
hem biz daha küçüğüz, oruçla devriyeli tutarak alışacaz abii.
(bkz: part-time oruç)