konuşmamasının sebebi budur. siyasi tecrit falan hikaye, kendisinin milyar dolarları var, konuşmak istese kapısını açacak bir dolu ülke var.
kendisi konuşma istemiyor.
çünkü yaptığı videoların hiç birine muhalefet gereken ilgiyi göstermedi.
adamın açıkladığı mehmet ağar - palmali olayına bile yalandan eğilmediler. başka bir ülkede bu olay hükümeti değiştirir, değiştirmese bile en az 2-3 bakanı koltuğundan eder.
adam ne yaptı skandalları döktü, yer, tarih, zaman verdi, belgelere nasıl ulaşacaklarını anlattı. o sırada millet ittifakının dertleri ise şu şekilde:
kılıçdaroğlu: kavala ve demirtaş çıksın, çıkaracağız, iktidar olalım hemen.
akşener: vekil vermem, mansur olur, ekrem olur. yaa tamam kılıçdar olsun.
babacan: türklüğü anayasadan çıkaralım. türkiyeli diyelim, tüm derdimiz bu.
davutoğlu: iktidarda olsam milyarlarıma milyar katardım.
karamollaoğlu: eşcinsel evliliğe asla izin veremem.
uysal: said-i nursi'nin izindeyiz.
şimdi ben sedat peker olsam, ben de bunlar için kendimi parçalamam, ailemi riske atmam. çıkıp da açıklama falan yapmam, zaten işe yaramıyor.
bence sedat peker akp gibi bunların da tarih olmasını beklemeyi daha uygun gördü.
eskiden gizli düşmanlıkken şimdi açık düşmanlık haline gelmiştir.
beyaz türk aslında türklerin elit ve elitist olmasından duyulan hazımsızlıktır. çünkü önceden gayrimüslim azınlıklara bahşedilmişti. sanat, bilim ve felsefe onların elindeydi.
türkler ise çiftçilik yapan, işçilik yapan ve cephelerde vatanları için ölen kişilerdi. bu ülkenin gerçek sahipleriydi ama saltanat azınlıklara ülkenin kaymağını yediriyordu.
atatürk'ün devrimleri ve girişimleriyle türkler önce iş adamı oldu, sonra sanat, bilim ve felsefe de önemli mesafeler kat etti. türkler bunu da başarınca elitizmi elinden alınan gayrimüslimler ve azınlıklar türklere her alanda ağır eleştiri getirip saldırmaya başladı. tabi bu saldırılar yabancı fonlar tarafından azınlıklar lehine desteklendi.
yabancı fonlar bunlar dışında siyasal islamcılardan da sağlam türk düşmanı yaratmayı başardı ve onlarda kendilerince kıvırıp şekil verdikleri o yönteme sarıldılar.
foncu sempatizan azınlıkların ve siyasal islamcıların körüklediği sevdiği bir gizli türk aşağılama yöntemine dönüştü beyaz türk kavramı. çünkü açıktan direk türk düşmanlığı yapamıyorlar, beyaz türk diyerek hınçlarını için için almaya çalışıyorlar.
oylarını toplasan yüzde 3 bile yok. fakat kk bunları parlatmak, meclise sokmak, grup vermek ve hatta bakanlık vermek istiyor.
yani kılıçdaroğlu her zamanki gibi vatanseverlikten uzak bir takım misyonları gerçekleştirme peşinde.
ama meral akşener buna izin vermedi. geç oldu ama vermedi.
iyi parti, chp, zafer partisi, memleket partisi, btp, tdp ittifakı hem meclisi hem de cumhurbaşkanlığını alır. ama yook, kılıçdaroğlu illa türkiye için en kötüsünü tercih eder.
benim için ha rte ha kılıçdaroğlu, hiç farkları yok.
karşılıksız para bastılar. şimdi bu yanlış. bunu kapatmak için ne yaptılar 0,60 faizle ev kredisi dağıttılar.
normalde yapılması gereken neydi, faizi yükseltip paranın değerini korumaktı. ne yaptı faizi daha da düşürdü, kendi söylemlerine göre faiz düşünce enflasyon düşecekti. düştü mü hayır.
baktılar tl değer kaybediyor, verdiler mb'deki doları verdiler doları, zaten tl değer kaybetmiş yapılacak iş bu mu? yapılacak iş, yapısal reformlar ile yabancı yatırımcıyı çekerek döviz girdisi sağlamak. peki bunun yerine ne yapıldı? mb bankası başkanı aniden görevden alındı ve daha söz dinleyen biri getirildi.
türkiye'de yapılmakta ve hala sürmektedir. yer yer ırkçılık boyutundadır.
ben türkmen alevisiyim. önceden alevilere karşı yapılan sistematik baskı şimdi türklere karşı yapılıyor.
bunu yapan gruplar çok net:
1- siyasal islamcılar: daha çok azınlıkların baş tuttuğu bu grup türklere karşı ümmetçilik adı altında birleşerek her türlü maddi manevi baskıyı yapıyor. ele geçirdikleri siyasi, bürokratik ve maddi güçle türkleri her alanda eziyor ve dışlıyorlar. tüm tarikatlar bu oluşumun içindedir, türklerle barışık 1 tane tarikat ya da cemaat yoktur. (bkz: siyasal islamcıların azınlıklardan çıkması)
2- sosyal liberal fondaşlar: yurt dışından fon, ödenek ve hibe alarak türklere karşı oluşan her türlü akıma koşulsuz destek veriyorlar. örneğin akp muhalifi nevşin mengü, konu türklerin demografik yapısını bozacak sığınmacı projesi olunca birden binali yıldırım kesiliveriyor. bunların diğer bayrak tutanları ruşen çakır, hasan cemal ve negehan alçı. türkiyeli diyerek türk kelimesini azaltmaya çalışan bu ekip. bu zihniyetin büyük bir parçası chp'ye sızdı ve y-chp diye anılıyorlar.
3- hdp'li sosyal liberal kürtler: bunlar da liberalizm adı altında aşırı kürt milliyetçiliği ve örgüt sempatizanlığı yaparak türkleri baskı altına almayı hedefliyorlar. genellikle türk silahlı kuvvetleri hakkında sistematik olarak yalan haberler, görseller yayıp yıpratmaya çalışırlar. yurt dışı fonları ve örgüt dolayısıyla ödenek bulmakta zorlanmazlar.
4- merkez sağcı kürtler: muhafazakar kürtlerdir. türkleri şehirde ümmetçilik metoduyla baskı altına alırlar, kendi kırsal alanlarında ise aşırı kürt milliyetçiliği ile ümmetçiliği birleştirip türklere nefes aldırmazlar. diyarbakır'da tarla alayım da organik tarım yapayım, diyen türk göremezsiniz, yaptırmazlar. bir çok türk çocuğunu oralardaki üniversitelere göndermez. oralarda memurluk yapan türkler hep kelle koltuktadır. bir an önce mecburi hizmeti bitirip kaçmaya bakarlar. (bkz: kürt islam ayaklanması)
5- muhafazakar milliyetçiler: fetö'den boşalan akp kadrolarına yerleştirilen bu ekip türk islam sevdasından türklüğü tamamen çıkarttı. haklarını yemeyelim eskiden böyle değillerdi. ama 15 temmuz'dan sonra komple ümmetçi oldular. fetö'ye karşı zafer naraları atıyorlar ama fetö yine alacağını aldı. sessiz kaldıkları, çanak tuttukları şeyleri yıllar sonra anlatsan kimse inanmaz yaşattıkları çelişkilere. (bkz: devlet bahçeli'nin türk demografisini değiştirmesi)
görüldüğü üzere türkiye'nin temel unsuru olan türkler yoğun baskı altında. cumhuriyetin 100. yılında bölgesel güç olacağımızı hayal ederken neredeyse bölgeden olacağız.
önemli yerlerde baş tutanları böyledir. siyasal islamcıların hepsi azınlıktır demiyorum ama üst yapı çoğunlukla azınlıklardan oluşuyor. siyasal islamcı kadrolarda türkseniz çok yükselemezsiniz ama azınlıksanız türklerden daha iyi olmanıza gerek yoktur.
bu konuda uğur mumcu'nun şu kitabı bu günlere net ışık tutmuş:
rusya - ukrayna olaylarında kabak gibi ortaya çıkan durum.
ab sadece ekonomik olarak iyi seviyede, askeri olarak adeta yavru kedi gibi. abd'ye yalvarıyor gel bizi kurtar diye.
şunu da anladık ki abd ise kendi çıkarlarının peşinde, eskisi kadar siklemiyor avrupa birliği'ni.
ayrıca buradan şunu da anlayanlar olacaktır ki türk askerlerine kumpas kuran kahpeler bizim hayatımızı çok büyük tehlikeye attılar. hala anlamayanlar var.
dünyada var böyle yöneticiler. ülkelerinde yolsuzluk yaparlar, ya da yolsuzluğa ses çıkartmazlar. yolsuzluk yolsuzluğu doğurur ve kamu ihalelerinde yapılan usulsüzlükler er geç ülke ekonomisini zayıflatır, enflasyonu gazlar, yerli ve milli paranın değerini düşürür, kamudaki soygunlar her zaman halkın sırtına biner.
bu noktadan sonra artık her ülkenin açık hedefi olursunuz. limanlarınızı kapatırlar, ulaşım, iletişim ağlarınıza çökerler, yerli ve milli ürünlerinizi ucuza alırlar.
bunları yapanlar genellikle milliyetçilik kılıfına sarılırlar. gün gelir kılıfta incelir, örtmez.
ilginç olan şu ki, galatasaray pfdk'nın en alttan verdiği bu cezaya itiraz etmeyeceklerini açıklamıştı. hem cezanın indirilmesini hem de ertelenmesini istemişler.
yani diyorlar ki marcao gönlünce genç milli oyuncularımızı sille tokat dövebilir. utanç verici.
üst kurmaylarının tamamen ekonomistlerden oluşmasına rağmen başarılamayan durum.
hepsi çok ekonomist insanlar maşallah ama dolar 8'in altına, euro 10'un altına inmiyor. türk halkı enflasyonun altında eziliyor, insanlar zamlardan dolayı markete gitmeye korkuyor.
takımın ilk sıradaki icraatı olmalıdır. emre belözoğlu yetiştiği ortam gereği kişisel menfaatini ön planda tutan bir karaktere sahip. ayrıca her dönem kurduğu ilişkiler dolayısıyla lobi faaliyetlerini hızlı ve çabuk yapar.
son dönemde ise neredeyse fenerbahçe'yi ele geçirmiş durumda. geçen sezon başında ersun yanal tarafından kesik yediğinde derhal yönetimi ve takımı hocaya karşı kışkırttı, hatta taraftar nezdinde büyük kredisi olan ersun yanal, taraftar ile de karşı karşıya geldi. ersun yanal'ın tek suçu ise emre belözoğlu'nu bazı maçlarda kesmesiydi, sırf bu yüzden emre belözoğlu hocanın ayağını kaydırdı, fenerbahçe'nin şampiyonluğu ya da avrupa'ya gidememesi emre belözoğlu'nun umurunda değil, önemli olan emre belözoğlu'nun kişisel menfaatler.
bu doğrultuda yönetimi ve ali koç'u da kafakola almış emre belözoğlu, daha lig bitmeden kendisini sportif direktör ilan ediyor. erol bulut sadece antrenör gibi kalıyor, emre ona hocalık yaptırtmaz. yaptırmıyor.
bir diğer durumda emre belözoğlu'nun kuzeni volkan bahçekapılı, menajer ahmet bulut'un ortağı, fatih terim'in de damadı, ilişki ağına gel... burdan hareketle ilk transferimizde bacağında kartal dövmeli 35 yaşındaki gökhan gönül oldu, menajeri kim dersiniz, evet o.
şimdi bu emre belözoğlu denen adam, takımın ağababası gibi takılıyor, eğer kendisine karşı gelen olursa tanıdıkları vasıtasıyla itibarsızlaştıracak, takım kötü giderse fatura erol bulut'a kesilecek, iyi giderse emre belözoğlu'na yazılacak. bunu görmeyen taraftarda kördür, allahın eskimiş şakirdi geldi, koskoca camiayı menfaatleri doğrultusunda parmağında oynatıyor, bir kişi de çıkıp ne oluyor, hayırdır diyemiyor, fenerbahçe'ye bu çaresizlik yakışmıyor.
derhal bu adamdan kurtulmazsak uzun vadede takım sürekli geriye gidecek. yaptığı 30'a yakın transfer ve menajer ücretleri dosyasını açacak babayiğit yok.