kendisi ile o kadar derin hukukumuz vardır ki , vallahi ne desem diyerekten atlayarak nerde bitirebileceğimi bilemeyeceğim sıfatlara haiz insandır efendim kendileri..ne diyim..kronolijikman sıralarsak o biiir hazırlık..o biir carmen electramaniac..o biiir man in the black..o biir counter-strike..o biir yarratık...ve son olarak o biir blogger efendim yazılarını sesli gülerek okumaktayız...şurası onun mekanıdır
eskiden gerçekten sözcük dağarcığımı geliştirmesinde bir roman okumaya eşdeğer gördüğüm ancak her girişimde sol frame de okuduğum başlıkları sayesinde daha çok bel altı sözcük dağarcığımı geliştirdiği düşüncesiyle artık sık sık ziyaret etmememe sebebiyet veren yerinde bir eleştiridir efendim..
4.250 gram ağırlığında 102 cm boyunda şarjörle beslenen hava ile soğuyan tek tek ve seri atış yapabilen bir erin en yakın muharebe silahıdır. 4 yiv ve 4 seti vardır. efendim nedir bu yiv ve set? g3 piyade silahının 45 cm uzunluğundaki namlusunun içindeki helezonik girintilere yiv çıkıntılara ise set denir. bu sayede fişek kendi ekseni etrafında dönerek hedefe yönelir, vurduğu yerde oyuk açıp öle çıkar.. benimde şu an askerlik yapmakta olduğumdan kulandığım biricik silahım hakkında g3 ün değdiği etten hayır gelmez lafı da doğrudur efendim..
galibiyet sarhoşu galatasaraylı arkadaşların maçı bi tarafıyla izlediklerine kanaat getirdiğim karşılaşmadır. 4. dakkadaki saçma korner golünün ardından yaradanın otomatik olarak maçın kontrolünü galatasarayın eline verdikten sonra da galatasarayın bir halt yemediği maçtır. Hatta ikinci yarının 47 ila yine şans eseri gelişen bi atak sonucu rüştünün hatasıyla golün yendiği 65. dakkaya kadar galatasaraylı futbolcuların ayaklarına top değmemiştir, bunda iddaalıyım. ayrıca zayıf cılız forvet serdar özkan'ın şutları içeri girseydi sikertmenin agacacikan keci adlı yazarın bi tarafına girebileceğini düşündüğüm karşılaşmadır..
Aynı zamanda 1998 yılında gösterimde olan Armageddon adlı filmde dünyayı kurtarmak için göktaşına yollanan iki uzay gemisinden birinin(Independence)kaptanlığını yapan astronot rolundaki aktördür. ilginç olan ise Prison Break dizisinde 2.Sezon'un ortasına kadar oynamış Abruzzi karakterinin de Armageddon filminde Rus Uzay istasyonunda çalışan bir kozmonot olarak rol almış olmasıdır.
türkiye'de milliyetçi hareketleri körüklemesi muhtemel 'açılım' kisvesi altındaki oy toplama kaygısı. bunla birlikte belli bazı sarsılmaz hükümler değiştirilirse bakın bakalım o zaman ne psikopat değişiklikler de beraberinde gelecek, izleyin ve görün..
bi tarafımla güleceğim olaydır. işin, 100 kişilik anfide kaldıramayıp 10 kişilik hatta bu sayının içinde ne kadar kız bulunduğu kısmını bi tarafa attım, kardeş sen daha lisans eğitimini bitiriceksinde ales ve üds'den de geçerli bir not alıcan da, sonra başvurduğun üniversitelerden olumlu bir haber bekleyecen kabul edildiğine dair; valla bahis sitelerine girse gerçekleşme olasılığının 1'e 100 misli verceğine emin olduğum hadisedir aynı zamanda. yani angola'nın dünya kupasını alması gibi bişiy..
uludağ üni. nilüfer hatun yurdundaki öğrenciler tarafından, kısıtlı bütçelerden ve pek nazlı oyuncularla cekilen kısa filmcik. 2009 uludağ üniversitesi kısa film festivalindede 1. olmaya adaydır ayrıca.. herşey bi öğrencinin lanetli bir çukura işemesiyle başlar, ardında komedi ve korku birbirini izler. başta eğlenme amaçlı çekilen filmin eğlendirdiğide görülmüş ve şaşırılmıştır... "YARRATIK" iS A HORROR FILM ! filmin adındada insanı iç dünyasıyla başbaşa bırakan ve düşündüren derin anlamlar vardır. güzel güzel maşşallah teprikler topunuza.
giresunspor kampına kendilerinin denenmesini istemeleri üzerine gelen üç kırgız oyuncudan beğenilerek takım kadrosuna katılan,özel yetenekleriyle gelecek vaadeden fakat fiziksel zayıflığından ötürü giresunspor'da fazla forma şansı bulamayan ve altay maçında kullandığı ilginç taç atışıyla ünlenen futbolcu.Fakat son zamanlarda form tutmuş ve giresunspor'un kümede kalma adına oynadığı son 2 maçtada *attığı hayati gollerle yeteneğini kanıtlamıştır. *
almanların şok taktiği dedikleri yeni tank savaşı taktiğini fazlasıyla uyguladığı(bu taktiğe göre tanklar düşmanın arka tarafına sızıp top bataryalarını susturacak ve geride kalan piyadede kalan orduyu dağatacaktı),fakat general çamur diye adlandırdıkalrı sonbahardaki rus bataklığından ötürü tankların hareket kabiliyetinin sona ermsiyle saldırının ilk dalgasının aralık 1941'de moskova önlerinde durduğu operasyondur.Bundan sonra stalin'injaponyadaki çok güvendiği casusu sorge'un japonya'nın sibiryaya değilde amerika'nın pearl harbour adalrına saldıracağını bildirmesi üzerine sovyetlerin sibiryadaki taze birliklerinin alman cephesine kaydırmasıda sovyetler açısından ne şanstırki bu tarihlere rastlamaktadır.*Böylelikle güçler dengelendikten sonraki yılın yazında *hitler moskova tarafından değilde rostov üzerinden stalingard'a bir yarma harekatı başlatmıştır.ilk başlarda çok başarılı olan bu yarma savaşında almanlar kafkaslara kadar inerken stalingard önlerinde müthiş bir rus direnmesiyle karşılaşmıştır.Bakın demek istediğim sovyet dierenişi değil rus direnişi,yani stalin burada 2.dünya savaşının belkide dönüm noktasını teşkil edecek stalingard savaşlarını sovyet-komünizm ideolojisiyle değil panslavizm rusçuluk ideolojisiyle kazanmıştır.Zaten bana göre Stalin komunist değil sonuna kadar milliyetçi bir insandı.Neyse, rusların satürn operasyonu adı verilen hareketiyle alman birliklerinin geri cephedeki birlijkleriyle bağlantı noktasını oluşturan stalingardın 40 kilometre gerisinden alman cephesi ayrılmış ve general paulus konutasındaki alman orduları stalingard ve güneydeki kafkaslarda çevrelenmiş ve mahsur kalmışlardı.Gerideki alman birlikleri bunalrı kurtarmak için operasyon başlatmışsada vatanlarına uğruna canını gözünü kırpmadan vererek allerinde sovyet bayrağıyla düşmanının üzerine körü körüne koşan rus askerlerinin engeline takılıyordu zaten bu askerler geri kaçsa emir gereği generalleri tarafından öldürülüyorlardı.Kış gelip topraktaki çamur kar örtüsüyle kaplanınca rus tankları manevra kabiliyetine rahatlıkla erişmiş oldu ve çevrilen alman birliklerini imha etmekte zorlanmadı ve general paulus'ta içinde olmak üzere geri kalan alman birlikleri *teslim oldular.Yani stalingard savaşlarında almanlar deyim yerinde bir kolunu kaybedip kalan zamanda tek kolla savaşmak zorunda kaldılar.Zaten bu sırada amerikan ve ingiliz birlikleri kuzey afrikada'ki rommel'in birliklerini dağıtmış ve orda kontrolü kurup,Almanya'nın müttefiği olan italya'ya baskı kurmuşlardı.Bundan sonra Almanlar 1943 mayısında bütün tanklarını kullanarak denedikleri kursk'taki yarma operosyonunda da *başarısız olduktan sonra gitgide kan kaybetmeye başladı.Ruslar ülkeleri içinde partizan denilen yardakçılar sayesinde çok hızlı ilerliyorlardı ve geliştirdikleri o korkunç b-37 tipi tankları alman birliklerine ölüm kusuyordu.Kuzeyde moskova üzerinden smolensk,Leningard üzerinden rigaya güneyde ise voronezh ve rostov üzerinden kiev'i geri aldılar.1944'te italya'nın teslim olması ve müttefiklerin fransa'nın kuzeyi normandiyayada çıakrma yapması cephe'nin bölünmesine sebep oldu ve sovyet-rus ilerleyişi daha da hızlandı.Odessa ele geçirildikten sonra balkanlardaki alman yanlısı hükümetler teker teker düşürüldü.Daha sonra polonya'da varşova alındı.Artık almanlar için yenilgi kaçınılmaz olmuştu.Rusların topçu ateşi sesleri Berlin'deki reischtag'dan duyuluyordu ve büyük savaşlar sonunda ruslar berlindeki bu binaya devrimlerinin yıldönümü olan 1 mayıs'ta komunist bayrağını dikip zaferlerini ilan ettiler.*
tüm beşiktaş camiasının 'bu kaçıncı artık gına geldi' dedirtip bundan sonraki maçlarına paf takımıyla çıkılacaktır açıklamasını söylettiren kararlar,e bunları saymaya gerek yok heralde ankaraspor,galatasaray,trabzon ve son olarakta fenerbahçe maçı bardağı taşıran son damla oldu.
en özetllisinden anlatılmaz yaşanır diyebileceğim maç,çünkü bjk'li olarak bizzat yeni açık tribününde a'dan z'sine bütün yaşananlara tanık olmuşumdur.Neyle başlasam nasıl bitirsem bilmem ki..Maçtan önceki şehitlerimiz için yapılan yas'tan tutunda maç sonrası galibiyetin yine onlara armağan oluşu gibi ideolojik şeylermi anlatsam,maç boyunca yaptığımız liverpool'un cop tribünlerini bile kıskandıran o büyük tezahuratlarımızdan duyduğum gururumu,yoksa ''o düz takos ibrahim üzülmez'in'' *pennant'ı nasıl parçaladığından tutta bobo'nun o yıkılmaz liverpool defansını nasıl geçtiğinimi..anlatılcak aslında çok şey var,ama önemli olan bu galibiyet'in herşeyden önce son zamanlardaki terör olaylarından çok canı sıkılan yüce Türk halkına bir moral vesilesi olduğu ve şanlı kartalımızın -artık grup'ta hiç şansı kalmadı,1 puan toplasada 0 çekip ülkemizi utandırmasa-diyenleri utandırdığıdır.Olay bu.
'beşiktaşın hiç şansı yok,kesin yenilir'diyen arkadaşlarımın inadına sonuna kadar iddalı olduğumuz konusundan taviz vermediğim ve uğruna ayrı ayrı sigarasına iddaasına girdiğim,yeni açık tribününde yer alacağım maç.
son konuştuğu ısparta mitinginde ''Türkiye'nin hiçbir camisinin musalla taşına şehit cenazesi getirmemeyi başarmak, hükümetin temel görevidir. Bu ülkede terörün çıkmaz yol olduğunu görmeyen, hala silahla, bombayla bir şey yapılacağını düşünen varsa açıkça söylüyorum: Silahla gelen silahla gider. Türkiye kardeşlik, şefkat, yardımseverlik, merhamet ve muhabbet içinde Mehmet Ağar'ın başbakanlığında terör sorununu aşacaktır. Isparta meydanından açıkça söylüyorum: Öyle çekilmek falan değil, eğer ben başbakan olduğumda üç ay içinde ekibi değiştirip altı ay içinde bütün terörü kontrol altına alıp bir yıl içinde de Türkiye'de terörden artık kimseyi bahsetmez hale getiremediğimde siyaseti bırakırım'' diyebilecek kadar dirayetli,DP liderliğinde barajı aşma konusunda küçücük bir şüphe bile duymadığım 'millet adamı'.
fuck kelimesinin ingilizceye girişini simgeleyen, kral 8.henry'nin çıkarttığı yasadır.Bu yasaya göre ülkedeki nüfus azalışını durdurup yeniden makul seviyeye getirmek için hapisanalerdeki orospular,katiller falan nerde suçlu varsa birbiriyle düzüştürüp doğan çocuklar devletin himayesine alınacak ve böylece nüfus artacaktır.
ingilizlerin atalarının kuzey fransa'dan yani normandiya bölgesinde normanlardan ileri geldiğini öne sürerek başlattığı ve crecy, politiers ve agincourt savaşlarında aldığı galibiyetlerlede bu fetih hareketini pekiştirmişler fakat söylentilere göre kahraman bir fransız kızın ülkesini ingiliz haydutlarından patay savaşıyla kurtardığı savaşlardır.
hayatımda beğenerek oynadığım en iyi strateji oyunlarından birisi. tam benim svaş anlayışıma uygun meydan savaşları,kale kuşatmaları ve bunu getirdiği yeni yerlerin fethi gibi özellikleriyle büyülenmişimdir.
küçükken büyüyünce ne olacaksın bakalım tarzı sorulara sürekli iştahlı bir şekilde doktor diyen bir çocuğun ergenliğinden sonra hayatın gerçekleriyle tanışmasıyla birlikte standartları ebeliğe kadar düşürmesine örnek verilebilecek gerçek.
yalçın küçük'ün ilginç üslubuyla sürekli olarak akp'yi eleştirdiği ve 'dostu' deniz baykalı göklere çıkardığı ve chp'nin akp'nin yanlışları üzerinden siyaset yaptığı gerçeğini bir kez daha vurgulanmasına neden olan sky turk'te yayınlanan program.