kesinlikle geniş omuzları ama öyle spor salonunda çalışılmış olandan değil allah vergisi olacak. bir de güzel kokması, kokusuna biraz sigara dumanı da karışabilir.
her şeyden vazgeçtim. ipin ucunu bıraktım. hiçbir şey için uğraşmayacağım artık çünkü bunca zaman tek başıma mücadele etmekten çok yoruldum. hayallerimi unuttum, yenilerini kurmuyorum. hayat bana ne getirirse kabulümdür. çok direndim böyle olmaması için ama nafile. hiç bir beklentim de yok artık. belki de böylesi daha iyidir...
o orda, yanıbaşında durur, ama dokunamazsın, gözlerinin içine bakamazsın. sana sarılmasını istersin içten içe, deli gibi, kokusu tüm hücrelerine kazınsın diye, ama olmayacaktır bilirsin. bir taraftan içinde tutamazsın, tüm dünyaya haykırmak istersin, bir taraftan duyacak, anlayacak diye ödün kopar. yanında konuşamazsın, kelimeler tükenir, hafızan silinir, aklına söyleyecek hiç birşey gelmez, söylediklerin kulağına dünyanın en saçma harfler topluluğu gibi gelir, kendini aptal gibi hissedersin ama konuşmadıkça daha da kahrolur kendini daha da çok suçlarsın.
hiçbir şey kesin değildir, acı verdiği dışında. onun adını duymak, onu çağrıştıran herhangi birşey görmek hatta sadece onu düşünmek o kadar acı verir ki... sanki kalbini boğuyorlar o derece. her an ağlayabilirsin, bir melodi, bir cümle, bir görüntü yeter. ne bu durumdan kurtulmak istersin, çünkü içinde bir umut vardır kahretsin ki, ne de böyle devam etmek. karşılığı olursa sonunda dünyanın en güzel aşkıdır aslında, çünkü gerçekten seversin. çünkü karşılık beklemeden sevmişsindir. o şekilde konuştuğu, o şekilde güldüğü, o şekilde düşündüğü, o şekilde giyindiği için ve daha birçok neden için. ama sonunda karşılığı yoksa işte o zaman en boktan durumdasındır. ne yaparsın nasıl çıkarsın işin içinden bilinmez.
toplum değerleri nedeniyle ya çekingen ya aşırı rahat insanlar. şöyle ki çekingen kısım bir erkeğe olması gerektiği gibi yaklaşamaz, hepsi abazaymış gibi davranır, kendilerini yiyeceklermiş gibi davranırlar onlara, hoşlandıkları kişiden kaçarlar, türlü oyunlarla kendilerine yaklaştırmaya çalışırlar vs. halbuki adam gibi gitse yanına, onunla ilgilendiğini belli etse mesela ya da görüp beğendiği herhangi biriyle gitse tanışsa filan herşey ne kadar kolay olacak. rahat kesim için fazla söze gerek yok sanırım.
finale sadece birkaç günü kalmış, çalışmaktan daha doğrusu o sorumluluk ve boşvermişlik duygularıyla arafta kalmış çalışmayıp çalışır görünmekten beyni sulanmış ve kalma ihtimali olan öğrencinin en sık kullandığı cümle.
şu anda olmayan ama birgün geleceğine inandığım aksiyonlu hayat,
lütfen elini çabuk tut. oyalanma bir yerlerde. öyle yolda her gördüğünle konuşursan ohoo işimiz iş. kızmaya başladım artık. bu son ihtarım ona göre.
tartışmasız yemekteyiz bence. daha anlamsızını görmedim diyecekken aklıma evcilik oyunu geldi. show tv yi tebrik etmekten başka söyleyecek birşey kalmadı sanırım
olmasını en çok istediğim cihaz. cihaz olmasa da olur biz ışınlanalım yeter. böyle düşünce gücüyle filan. jetgilleri bile geçmiş oluruz ne şahane olur. *
bir de bunların karasinek versiyonları var. öyle amaçsızca dönerler avizenin etrafında televizyonun önünde beyinsizler** öldüremem de onları ben. kovalarım filan. cebelleşiriz öyle. sinir ederler beni. (bkz: çok dertliyim be sözlük)
anatomi pratik sınavı. masada maketlerin, kemiklerin filan üzerlerinde belirli yerler işaretlenmiş, bu yapıların adları soruluyor.
-bu yapının adı? (elde bir kasın adı sorulmuş)
+el kası
aynı soru, bu sefer kemiğin üstünde bir çıkıntı
+humerus
yine aynı soru, ligament ismi (bence bu en bombası)
+lig. pubohumerale (p.s.: pubis kalçada, humerus kol kemiği)
bizim okulda var böyle biri. yüz hatları o kadar iyi olmamasına rağmen yaptığı makyajla kendine baktırıyor. illüzyon gibi birşey kanımca. ailecek beğenerek izliyoruz.
küçükken yazın tatile gittiğimizde 10 saatlik yoldan sonra sıcağın, perişanlığın ve deniz aşkının verdiği gazla yaptığım eylem. sonrası için; (bkz: güdümlü anne terliği)
doktor ve bir grup stajyer/intern vizittedir. bir hastanın başında bir süre konuştuktan sonra ab* der ve giderler. stajyerler anlamaz, vizitten sonra gider hocaya sorarlar. hocanın cevabı aynen şöyledir: çaktırmayın teşhis koyamadık, onun açılımı da allah bilir*
türkiye şartlarında olmadığını varsayarsak oldukça eğlenceli olabilecek aktivitedir bence. ucuz pansiyonlarda, hatta mümkünse çadırlarda kalınır, deyim yerindeyse sürünürsünüz sokaklarda ama onun hazzı başka olur.