Yakın zamana kadar vanilya notaları olan parfümleri kullanıyordum.
Piyasada olan bir çoğunu kullandım.
Sonra erkeklerin bu kokudan çok etkilendiğini duydum. Kullanamayı bıraktım.
Durduk yere erkekleri memnun etmeye gerek yok.
Hiç sevmem.
Tepkiler üzerine 1 milyon 5 milyon oldu.
Yersen...
Madem oldu hadi bir de verelim ki güven tazeleyelim, umut aşılayan dediler.
Tamam. harika, çok iyi.
Ve fakat...
Samimi değil, artık değil.
Kazanan kişiyi tebrik etmekle birlikte soruların kalitesizliğine de değinmeden edemeyeceğim.
Öncelikle ilk 7 soru hatta çok az zorlarsak jokerle falan ilk 10 soru çok basitti.
Bakın kolay demiyorum basit diyorum.
Dalga geçer gibi bilemedim.
Soruların çoğunda çocuk şak diye bildiğim yerden geldi diyip cevap verdi.
Buna da peki diyelim. Yani düşünmeden cevap verdi diyorum anlıyor musunuz?
Sonra Kenan bey (imirzalıoğlu) bu 5 milyonu vermeye çok istekliydi.
Fazla istekliydi.
1 milyonluk soru fena bir soru değildi.
Seyircinin fikrini almak isteyen yarışmacımız nedense seyircinin çoğunlukta oy verdiği şıkkı eleyip risk alarak doğru cevabı veriyor. Allah Allah.
Yani seyircinin dediği doğrudur demiyorum üzerine düşünmedi diyorum. Sunucunun kurnazca yardımıyla da doğru cevap verdi.
Yani kalkıp doğru cevabın o olduğu bir şık hakkında yarışcımaya bilgi veremezsin.
Çocuk kozan hangi şehirde bilmiyor sen kalkıp adana dersen o da güney cephesi falan diyip yarım mantık kurarak parayı alır.
Ekran önünden izleyip konuşmak kolay diyeceksiniz, haklısınız.
Ama bariz bir çarpıklık vardı, göze batacak şekilde hem de.
Evlenmenin bir statü yükselmesi veya başarı olmadığı gibi evlenmemek de bir başarısızlık değildir.
Üstelik bu kadar çok "başarısız" evlilik varken hiç değildir.
Bu ülkede zam denen o melun şeyin hiçbir mantığı yok.
Zam kisvesi altında verdiklerini misliyle geri alıyorlar.
Zam lafı geçince ben korkarım, bilirim ki aldığım maaşın zamlı hâli bir önceki maaşımdan daha düşüktür.
Kesinlikle.
Kesinlikle can sıkıcıdır.
Özellikle yatılı misafir daha can sıkıcıdır.
Ayrıca eskiden kimse öyle mutlulukla falan yapmıyordu, tahammülleri daha yüksekti.
Şimdi tahammülümüz kalmadı, tükendi maalesef.
Gelişen Teknolojiyle alakası yok. insan evinde kendine vakit ayırmak istiyor, yeterince zor bir hayat yaşıyorken en azından evinde huzurlu olmak istiyor.
Bence kimsenin evinde saatlerce, günlerce kalmak hiç görgülü bir hareket değil.
ironi yaptığınızı düşünüyorum, zira tutunamayanlar'ı okumuş biri böyle bir yorum yapmaz.
Selim'in ve hatta Turgut'un tutunamayan olma sebebini basite indirgemek çok komikmiş.
Hiç bahane bulmam.
Tavrım nettir, istemiyorsam gitmem.
Bunu da ifade ederim. Bahane bulmak bana çok samimiyetsiz geliyor. Dosdoğru olanı söylemek daha şık.