3 sene olmuştu, bu tür konuşmaların içine girmeyeli. birine karşı bir şey hissederken onunla konuşmaktan bahsediyorum. görmemiş, duymamış, dokunmamış olabilirim. hissetmiyor olamam.
cesareti olmayan hıyarın tekiyim. -ki bunu zaten anladığından eminim-
ne söylersem söyleyeyim şu anda, hep eksik kalacak daha sonra. o yüzden, boşveriyorum. mutlu ol. bunun için ayaklarına kapanabilirim.
19 senedir ailecek birlikte yaşadığımız papağan cinsi/türü.
3. sınıftayken bir tatil günü, günaaaaydın, diye biri seslendi. bir baktık ki komşu emanet bırakmış şehir dışına çıkmadan evvel. sonra gelip aldıysa da annemle babam dayanamadı gidip rica minnet ne kadar para istiyorsa verdiler ve aldılar.
eğer sorumluluk sahibi olduğuna kanaat getirebiliyorsan ve bu sorumluluğu da üstlenebileceksen al, derim.
dert dinler, şımarır, kavga edebilir. her şeyi yapabilir bu sevimliler. yavru alacaksan hemen evcilleştirmeye çalış. ben şu an tutup sarılamadığım için çok üzülüyorum. sen üzülme.
eksiklik deyince zarar gibi algılanıyor ancak pek öyle değil.
özgüven olmadığında bir şey kaybetmiyorsunuz. başınızı dik tutarak yürümek size bir şey kazandırmayacak. ya da tepeleme yere bakarak yürümek, bir şey kaybettirmeyecek.
özgüveninizin yokluğuyla barışık olun. bu kesinlikle kötü bir şey değil. bununla birlikte çok güzel arkadaşlıklar edinirsiniz. kendinizden çok arkadaşlarınıza güvenirsiniz. hatta arkadaşınıza. -çoğu hayatında birden fazla arkadaşı olmaz özgüven eksikliğine sahip bireylerin. -
bunu bir zarar olarak görmek, sizi bir tık daha üzer. cesaretlenmeniz, durumu tersine çevirmek için yapılan konuşmalar kısa süreli iştahınızı açar. ama o kadar.
telli enstrümanları çalmaya yarayan, kimi esnek kimi sert nesnedir.
ud, lavta, bağlama veya gitar, bu gibi enstrümanlarda kullanılan mızrap çok sert olmaz. çalan kişinin tercihine bağlıdır sertliği. ve plastiktendir.
tanburda ise mızrap, ülkeye kaçak olarak sokulan deniz kaplumbağalarından elde edilmektedir. kilosuyla, dolar olarak alır yapacak olan usta. kalem gibi kesilip talebe göre işlenir.
uzun süre zımparalandıktan sonra, 1-2 saat aralığında, uçlarına çalacak kişinin tercihine göre şekil verilir ve ıslak havlu içine koyulduktan sonra ütü ile ütülenir. son şekil de verildikten sonra ufak bir cila ile son halini alır.
en ama en güzel icrası, hafız sami efendi'nin icrasıdır.
güfte ise şöyledir;
Bülbül Gibi Pür Oldu Cihan Nağmelerimden
Hiç Buy-i Vefa Görmedim Ol Verd-i Terimden
Nerm Eyleyemez Seng-i Dil-i Yar-i Eğerçi
Hak ister Olur Çerh-i Kemine Şer Erimden
gel kaşı keman, derken öyle bir tiz okur ki hafız sami efendi..
paylaşılanları ben de yapıyorum. konsere gidiyorum, sinemaya gidiyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum. farklı yerlere gidip, farklı şeyler görüp farklı insanlara/durumlara denk gelebiliyorum.
ama bunu paylaşma isteğini pek anlayamıyorum. çünkü paylaşılanlara ister istemez bakıyorum. mesajlaşma programını kullanıyorum zaten sadece.
merak içindeyim. tüm bunları paylaşmayı neden istiyoruz? hayır, tamamen isteyene de bir şey diyemem. sonuçta karşılığı var ki paylaşılıyor ama. ne bileyim işte.
2009 yılında youtube'a yüklenen şu megafonla dolaşıp sağa sola salça olan abilerin mado'nun önünden geçerken seslendikleri gibi seslenmek istiyorum sana.
sürekli olumsuz düşünen, mutsuz hisseden kişilerin aşamaları vardır. ilk aşamadaysa eğer, evet gerçekten bencillik edebilir ve kendisinin olduğunu gibi çevresinin de yaşam enerjisini düşürmeyi hedeflemese de, istemsiz olarak buna yol açabilir.
ancak bunu yalnız kaldığında yapan, çevresiyle birlikte çevresinin enerjisine uyum sağlayan ve sadece ikili ilişkilerinde söz sırası kendisine geldiği zaman üstünkörü geçiştirdiği birkaç kelime edip çok renk vermeyen türleri de vardır.
birkaç şarkısını dinledim. güzel işte. the smiths'ten sonraki klasik morrissey işte.
the smiths özlemi hala içimde.
umarım yeni albümü dolayısıyla türkiye'ye yeniden gelir ve yeniden dinler, görürüz.
son olarak, öyle içine bir şey giymeden sadece ceketle dolaşıyorsun ortalıkta ama üşütürsün filan. mide üşütmesi çok kötü bir şey moz. yaş da biraz ileride. aman dikkat.
bir an geliyor. bir şey söyleniyor, bakıyorum öylece söyleyenin yüzüne. bağıra bağıra susuyorum birkaç saniye. sonra bekliyorum.
sonra bi' sigara yakasım geliyor, şöyle sol elimde tutarak. parmaklarımın ucunda değil de biraz daha içeride burarak elimi. derin bir nefes çekerken sigaranın ucundaki ateşin çıkardığı sesi duymak istiyorum.
sonra bir kuş konuyor sokak lambasına. tüy olup bir sağa bir sola salına salına boşluk olmayı hayal ediyorum.