bu fuckbuddy ilanları görür güler geçerdim hep,'' böyle saçma salak şey mi olur'' diye. birgün dayanamayıp son derece alaycı ve eleştirel bi entry girdim sözkonusu ilanlara. mesaj kutuma bombardıman başladı bu entryle beraber. onlarca kişi mesaj kutumu yeşillendirip fuckbuddy ilanlarından ilişki yaşadığın ıiddia etmişti. bunların içinde kadın suserler da vardı.
tabii olayın gerçek olabileceğine hala inanamamıştım; çok basit ve bayağı geliyordu çünkü. durumu eleştirmeme rağmen ben de bir entry bıraktım. fiziksel özelliklerime ve görünümüme güvendiğim için son derece iddialı bir entry olmuştu bu. ilgilenenlere fotoğraflarımı gönderdim, onlar bana gönderdi falan... sadece bir entry ile beğenmediklerimi ve gayleri diskalifiye ettikten sonra 5 kişi ile tanıştım. kimiyle bir gecelik kimiyle uzun süren görüşmelerim oldu. kimi bana, kimine ben neredeyse aşık olma noktasına geldim. karşılıklı entelektüel alışverişler, güzel hatıralar falan...
sonra gördüm ki mevzuu benim eleştiri amacıyla yazdığım entrydeki gibi değilmiş. bunda bir şey yokmuş ve son derece amaca yönelik ve samimiymiş. özetle diyeceğim şu ki ekşi sözlük'te kızlar fuckbuddy ararlar, bulurlar. sağda solda, cafelerde bararda sevişecek birini aramaktan daha samimidir.
hukuk ve din kurallarının da temeli olan güzel ahlak.
sayfalar dolusu ayetlerden oluşan din kitaplarının en nihayetinde bireye vermek istediği şey güzel ahlaktır. bu hemen hemen hukuk kuralları için de geçerlidir. günde beş vakit namaza, çıldırmışcasına 'kutsal kitap' okumaya ya da herhangi bir öğretiye ihtiyacı yoktur kimsenin; vicdan sahibi olmak, ahlaklı olmak ve geliştirilen bu ahlak ve vicdan üzerinden hayatı yaşamak yeterlidir.
gerçek manada hayatı yaşayabilmemizin önündeki en büyük engellerden.
insanlığın en salak icatlarındandır; bir şey olmak, bir şeye bağlılık hissetmek birçok mutsuzluğun ve problemin başlıca sebebidir.
milliyetçi olmak, muhafazakar olmak, sosyalist olmak, rocker olmak, müslüman hıristiyan olmak, beşiktaşlı fenerli olmak, istanbullu olmak, hatta ve hatta nihilist olmak; hepsi insanı yoran ve özgürlüğünü kısıtlayan şeylerdir.
olm bi durun lan, bir sakin olun, şundan bi iki nefes alın; bir bakın bugüne kadar yaptıklarınıza, ne olduğunuza, ne olmak istediğinize. bu mudur hayata gelmemizin amacı? nefes alın ve kıymetini bilin. doğaya çıkın, kamp yapın ormanda, bisiklete binin. çay için lan. ara ara uyuşturucu kullanın bokunu çıkarmadan. sevişin, hiçbir tabunuz olmadan ... manyak mısın sik kadar ömrünüzde kastırıyosunuz çılgın çılgın şeylerin peşinde. sosyalizim ne lan, çok mu güzel olacak o zaman yaşam. ağlamayacak mı o zaman çocuklar. milliyetçilik ne olm, çılgın mısın? hangi ideoloji dünyanın tamamına mutluluk getirmiş? niye bir şeye ait hissetmenin peşindesin nefes almanın tadına varmak vaken?
bütün karizmasıyla adım adım kendini hissetirmektedir.
yaz mevsiminin yaşattığı bütün yavşaklıkları çivi gibi havasıyla dağıtacak, yağmuruyla temizleyecek, lapa lapa yağdıracağı kar ile örtecektir. kapıları pencereleri kapatacak, bir sigara içmek için balkona çıkıldığında hissedilen ''umarım komşu teyze kızını dikizlediğimi düşünmüyordur'' hissini birkaç aylığına yok edecektir. sağda solda uyuz uyuz oturan boş beleşleri evlerine dağıtıp; kaldırımı parselleyip sahilde gezermişcesine yavaş yavaş ilerleyen denyoları koşaradım götürecektir gidecekleri yere.
bu süreçte toplu taşımalar, sokaklar bir nebze boşalacak; daha fazla kitap okunacak, daha fazla çay içelecektir. sevişmek, seviştikten sonra karşı cinse sarılıp uyumak daha bir güzel olacaktır.
birkaç yıldır yaşadığım, istanbul'un güzide semti.
bu semtin yerlisi amca ve teyzeleri bir kenara bırakırsak; içki ya da uyuşturucunun kullanılmadığı, hayvan gibi sevişen gençlerin olmadığı ev neredeyse yoktur. burdaki insanlar çok güzel sevişirler, kafaları hep güzeldir, özgürlüğü ve yaşamayı iyi bilirler.
evet bildiğin et. kaslı bir erkekle seviştiğinde dolgun ve sıkı kollara, sırta, bacaklara dokunursun; kışın soğuğunda sıcacık ve taş gibi bir vücuda sarılırsın.
mutluluk ancak bireyin kendi iç dünyasına yolculuklar yapıp; kendisini nefret, kin, rekabetçilik, kıskançlık, kibir gibi duygulardan arındırabilen insanların ulaşabileceği duygudur.
içinde bu gibi insanı yoran duyguları barındıran bir bireyin tattığı mutluluklar birer ilizyondur ve geçicidir.
bu gezgin abime duyguğum saygıyı ne babama, ne bir filozofa ne bir siyasi figüre ne de dini bir kişiliğe duymadım duyamayacağım. çünkü bu hayatta her şey yalan süpertramp gerçek.
