Yaklaşık 1 senedir evde tek başıma yaşamamın sonucu başıma gelen durum. Yalnızlığa o kadar alıştım ki sosyal olmam gerektiğinde ne yapacağım bilmiyorum ve şu da var ki insan bazen dost edinmeyi, sohbet etmeyi özlüyor.
10 gün önce apandisit ameliyatı oldum ve geçmeyen ağrılarım sebebi ile tekrar doktora gittiğimde ameliyat sonrasında kullandığım (bkz: klamoks) işe yaramayıp ,ameliyat olduğum bölgenin dışarıdan bir sorun gözükmese de içeriden
iltihaplanması nedeni ile doktorun bir mide koruyucu ve (bkz: enfexia) isimli başka bir antibiyotik ile verdiği ilaç. Prospektüsünü okumam sebebi ile hafif tırstırmadı değil hani.
Perşembe gün saat 15.30 gibi olduğum ameliyat. Bir önceki geceden hafif hafif kendini hissettirmeye başlamıştı fakat pek ciddiye almamıştım, ertesi sabah devam eden ağrıya saat 14e kadar anca sabredebilmiştim. Sonrasinda acilen ultrasona gönderilmem ve ultrasonda görülen apandisit sonrası acil bir şekilde ameliyat işlemlerine başlanması... Tam olarak kaçta girdiğimi hatırlamasam da uyanması uyuması dahil sanırım 1 saat sürdü. Ilk kez narkoz alan biri olarak kendime gelmem bayağı uzun sürdü. Uzun süre yarı uyur vaziyetteydim. Ameliyattan 8 saat sonra yürümeme izin verildi, yaklaşık 10 saat sonra da su içmeme. Takılan 2 serum, yapılan on küsür iğne ile yarı uyuyarak ilk geceyi anlattım. Sonrasinda yürürsem ve sıvılarla güzelce beslenirsem akşama çıkabileceğim söylendi ve çıktım. Ameliyattan 24 saat sonra her seyi yememe izin verildi. Haftaya çarşamba dikişlerim alınacak duruma göre. Hareket yeteneğini kısıtlandı haliyle ameliyat sonrasında ve ağrım hâlâ oluyor hafif. Hapşırmaktan korkuyorum garip bir şekilde ve henüz hic hapşırmadım. Bakalım ilerleyen günler neler gösterecek..
(#38783682) buna cevaben doktorun her türlü teşhis, tanı, tedavide sınırsız yetkiye sahip olduğunu söyleyerek beni dehşete düşürmüş kurum. Oysaki anayasal haklarla da korunduğu gibi kimsenin rızası olmadan vücut bütünlüğüne dokunulamaz. Garip bir ülkede yaşıyoruz cidden...
Şu aralar hepsine kırgınlıklarım var fakat hiçbirinin bunlardan haberi yok. Yine birilerine sinirlendim ve bundan yalnızca kendimin haberi var. Yeni arkadaşlar edinmek için de bir ortamım yok ve insan bazen kendini yalnız hissediyor.
Tanım : Geri dönüşü olmayan işlemler yapar ve elinizden bir şey gelmez.
12.01.2018 tarihinde ağrıyan disim sebebi ile devlet hastanesinde bir dis hekimine basvurdum. Cekilen röntgenin sonucunda disimin apse yaptığı antibiyotik kullanmam ve o bitince tekrar gelip kanal tedavisi yaptirmam gerektiği söylendi. Onaylatmak icin tekrar sorduğumda antibiyotiğin bitince gel kanal tedavisi yapacağız denildi. 02.02.2018 tarihinde kanal tedavisi yaptirmak icin tekrar gittim doktor muayene etti ve röntgene baktı, sonrasinda uyuşması icin iğne yapti. Ben kanal tedavisi yapacağını saniyordum fakat bir anda disimi cekti, şoka uğradım. Ağzım uyusuk olduğu icin tam konusamiyordum ve kanal tedavisi yapilacagini neden çektiğini sordum o da afallayarak öyle bir sey olmadığını söyledi. Fakat ben kanal tedavisi dediğine eminim, hangi insan sonrasında nasıl bir yol izleneceğini konuşmadan disini cektirir ki? Şu an ağzımda kocaman bir boşlukla ve yaşadığım o şokla hayatıma devam etmeye çalışıyorum ve nasıl bir yol izleyeceğime dair bir fikrim yok. Böyle bir hatayı nasıl yapabilir cidden aklım almıyor.
Daha bundan 1 sene öncesine kadar, 'yok ya bu devirde kalmadi aşk falan hele karşılıklısına rastlamak mümkün değil' diyen, böyle düşünen bir insandım. Sonra bir adam çıktı karşıma, 700 kilometreyi benim için geldi. Bir tren garında bekledim o adamı heyecanlı bir şekilde, görür görmez anladım aslında bu daha önce hic tatmadığım duyguyu. Sıkıca sarıldım o adama, sonra elimi tuttu yürüdük beraber sonrasında defalarca yürüyeceğimiz yolları. Aşık olduğum şehirde yaşayan o adama aşık oldum. Sonrasında ben gittim, o geldi, geldi, geldi, geldi ve şimdi 14 şubatta yine gelecek. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım onunla, hayatımın en güzel doğum gününü geçirdim, pek cok seyi ilk kez onunla tattım. Ve şunu daha doğrusu şunları anladım ki aşık olduğunda insan direkt anlıyormuş, aşık olduğunda insan asla kıyamıyormuş, aşık olduğunda dünyası o oluyormus insanın, aşık olduğunda bir şekilde affediyormuş insan, aşık olduğunda o hep mutlu olsun istiyormus insan, aşık olduğunda insan kaybetmekten deli gibi korkuyormuş, aşık olduğunda o'nun yanında gözlerinin içi parliyormus insanın...
Kısacası aşk öyle mucizevi bir duygu ki uğruna kurulacak tüm cümleler eksik kalır, insan yaşadığında anlar anca.
Hakkinda bu kadar az entry girilmesine şaşırdığım, eleştirenlerin diğer youtube kanallarına bakıp bakmadıklarını merak ettiğim, Sufi isminde çok tatlı bir evlada sahip youtuber.
Geri kalan tüm arkadaşlarım yok biz o kadar beklemedik dese de mayıs ayında çıkmak için 1-1.5 saat sıra beklediğimiz, sonrasında o muhteşem Istanbul manzarasını izlemeye değdiğini düşündüğümüz, hayatımda unutamayacağım anlardan birini bana yaşatan kule.
2 kez hesabını kapatıp 3.kez hesap açan biri olarak başıma gelen durumdur. Tabi eski ortamdan eser kalmamış orası ayrı mesele.Kafa dağıtan bir ortam olduğu icin özlenilebildiği doğrudur yani.
Şimdiye kadar rutin tahlillerini sürekli yaptıran bir insan olarak aniden ortaya çıkması ile beni şaşırtan hastalık. 2 yıldır yorgunluk sikayetlerim oluyordu fakat doktora gittiğimde bir şey çıkmıyordu. Garip olan şey ise benim ani kilo kaybı sebebi ile doktora gittiğimde bu hastalığın çıkması. Normalde insanlar bu hastalıkta kilo alır ve veremez, bendeki bu tersliğe doktor da anlam veremedi. (bkz: levotiron) 25 mcg ile yola başladık. Günde yarim doz ve haftasonları içmiyorum. Bu kadar az doz vermesine de anlam veremedim orası da ayrı mesele. Kısa bir zaman sonra tekrar kontrolüm var, bakacağız artık.
Buradaki tüm olumsuz yorumlara rağmen örmeye başladım ve sevgililer gününde ona vereceğim. Eline daha önce hiç şiş almamış bir insan olarak korkarak başladım ama iyi gidiyor gibiyim. Yalnız internette 2-2.5 ipten çıkacağı yazıyordu, benim üçüncü bitmek üzere fakat yeterli ölçüye ulaşmadı gibime geliyor. Bu atkının soğuk günlerde onu ısıtacağını düşündükçe mutlu oluyorum. Vermeden önce parfümümden bolca sıkmayı da unutmamam gerek tabii.
Bir noktadan sonra kimseye tepki vermeyip, veremeyip sadece vücudun olumsuzluklarla sana tepki verdiği bir evreye geliyorsun ve sanırım bu en kötülerden.
Tek istediğin dürüstlükken yalanlarla karşılaşmak büyük hayal kırıklığı.
Tam oradan anılarımı elle tutulur hale getirmeyi düşünürken arkadaşım doğum günü hediyesi olarak bana yaptırmış ve fotoğraflardan gayet memnunum. Hoş bir site. Anlaşmalı oldukları kargo şirketlerini değiştirseler daha iyi olur diye düşünmekteyim.
Youtuberlerin içinde zannımca en samimisi. Yorumlarına güvenilebileceğini düşünüyorum. 27 yaşında, (bkz: sosyopix) in kurucusu ile evli ve yakında Mercan ismini uygun gördükleri bir bebekleri dünyaya gelecek.
Çok fazla spoiler yediğim fakat izlemeye devam ettiğim dizi. Birkaç haftadır izlemiyorum fakat planlarim arasında bu sezon tamamını bitirmek var. 3.sezonun yarısındayım. Gerçekten çok kaliteli bir yapım.