dışsal ve özellikle içsel (ego, süperego ve id arasında) engellenme, çatışma gibi olumsuzluklar karşısında kalan bireyin bilinçsiz olarak geliştirdiği benliğini korumaya yönelik savunma araçlarına yaşamdan örneklerdir.
bu savunma mekanizmaları: bastırma: olumsuzluk içeren bir olayın veya durumun yokmuş gibi davranılması, unutulmaya çalışılması. mantığa bürüme: başarısızlık yaşanılan bir durumda elde edilemeyen şeyin gereksiz ya da kötü olduğunu iddia etme. yansıtma: bireyin, kendi olumsuz özelliklerinin başkalarında olduğunu iddia etmesi durumu. yüceltme: toplum tarafından kabul görmeyecek bir isteğin toplum tarafından hoş karşılanacak, hatta desteklenecek bir eylemle gerçekleştirilmesi. (örneğin; saldırganlık eğilimi olan birinin boks yapması) ödünleme: bir alanda yetersiz olan birinin başka bir alanda kendini geliştirmesi. karşıt tepki geliştirme: var olan olumsuz bir içsel durumun aksini gösterecek eylemlerde bulunma. (örneğin; annesini sevmeyen birinin sürekli ona sevgi içeren sözler söylemesi) özdeşim kurma: iki çeşidi vardır. biri özenilen kişinin davranışlarını taklit etme, diğeri de onun başarılarıyla kendi başarısıymışçasına övünmedir. Özellikle kaybedilen bir yakının ardından onun gibi davranma şeklinde gözlenir. hayal kurma: bireyin olmak istediği halini düş kurarak acıdan, gerçeklerden kaçınması.
kaçma: problemi yok sayma. sorumsuzluk, tepkisizlik durumu vardır. yön değiştirme: bireyin öfkesini birey için sorun yaratan şey veya kişi dışındaki bir şeye veya kişiye yöneltmesi durumudur. kendine yöneltme: bireyin öfkesini sorun yaratan duruma değil kendisine yöneltmesi durumudur. gerileme: olumsuz bir durum karşısında bireyin, içinde bulunduğu gelişimsel dönemden önceki dönemlere ait davranışlar sergilemesi. inkar etme: olumsuz bir durumun aksini iddia etme, inanamama. pollyannacılık: olumsuz olaylar sonucunda "neyse ki şu da olmadı." tepkisi.
osmangazi üniversitesi ve hangileri olduğunu hatırlamadığım başka üniversitelerde felsefe dersine giren prof dr ayhan aydın'ın her dersinde mutlaka söylediği sözdür.
girilen entrydeki tanım ya da tespitin sözlük yazarları ve okurları tarafından doğru ya da herhangi bir bakımdan güzel bulunduğunu gösterir. eğer entry sahibi "troll yazar" ise, o zaman okur ve yazarlar onu trollükten caydırmak için artı oy vermiş de olabilir entryye.
önceden girilmiş bir entry olmasına ve başlığın hortlamamış olmasına rağmen gerçekleştiğinde yazarı paranoyaya kadar götürebiliir. örneğin; "lan sözlükte benden gizli planlar mı yapılıyor bana karşı? bi tim var da anlaşıp aynı entryye artı oy mu veriyor? n'oluyor lan?"
edit: başlık hangi saniyede başıma kaldı anlamadım.
ağacı doğaya katkı amacıyla değil de bir şeyleri protesto etmek için dikmektir. otdü'deki "faşist saldırıları" ve "ağaç katliamını" "protesto" için bildiğim kadarıyla kolektiflerin sürdürdüğü bir ağaç dikme eylemidir.
breaking bad dizisindeki heisenberg karakterinin tıklamalı oyunu. walter white değil, heisenberg oyunu. meth pişirip satıyorsunuz. meth geliştirme, pişirme yerleri ve satış yollarını belirleme seçenekleri var. güzel değil ama bağımlılık yapıyor.
duman adlı müzik grubunun 2013'te çıkardığı albümünden bir şarkı ismi. Bir diğer tanım: Şahsımca albüm satışa sürülmeden (sürülmüş de olabilir, o zaman toplatılsın) derhal albümden çıkarılması gerektiği tavsiye edilen şarkı. insan neden duman dinler ki dedirtir adama. Sözleri öyle kalitesiz, öyle basittir ki adama raple tanıştığı için binlerce şükür ettirir Allah'a.
sonradan gelen düzeltmede not: albümün ismi darmadumanmış.
Saldır, Saldırma Saldırma Bana
saldırma Bana Seni Yer Yer Yer
Saldırma Bana Seni Yerler
Saldın Geldin Oyunuma
Saldırma Bana Seni Yerler
Günahı Varsa Boynuma
Ezdir, Ezdirme Ezdirme Beni
Ezdirme Beni Seni Yer Yer Yer
Ezdirme Beni Seni Yerler
Ezdin Geldin Oyunuma
Ezdirme Beni Seni Yerler
Günahı Varsa Boynuma
içeriğim Aynı Sözlerim Bomboş
Güzelinden Takıldım Gezerim Sarhoş
Azdır, Azdırma Azdırma Beni
Azdırma Beni Seni Yer Yer Yer
Azdırma Beni Seni Yerler
Azdın Geldin Oyunuma
Azdırma Beni Seni Yerler
Günahı Varsa Boynuma
Öldür, Öldürme, Öldürme Beni
Öldürme Beni Seni Yer Yer Yer
Öldürme Beni Seni Yerler
Öldüm Geldin Oyunuma
Öldürme Beni Seni Yerler
Günahı Varsa Boynuma.
erkek kedi malumunuz kızışınca evin her yerine işemeye başlar kızışınca, koku bırakmak için. koltuklara, perdelere, duvarlara, dolaplara hatta mutfak tezgahına. böyle olunca kedinin yaşam alanı daraltırsınız. kızarsınız, işediği yeri koklatıp tuvaletine kapatırsınız, karşınıza alıp sakin sakin konuşursunuz, işemek için uğrak mekanı haline gelmiş yerlere parfüm sıkarsınız işemesin diye ama iflah olmaz. işeyeceği zaman "bunu yapmak zorundayım, içgüdüsel bir şey bu, üzgünüm." der gibi miyavlar. kovalarsınız. tekrar gelir, azmeder işemeye. kovalarsınız, gider, unuttunuz sanıp geri gelir, gider, gelir...
sonra bir gün dışarda, tam da sizin kedinizin boyutlarında bir dişi sokak kedisi görürsünüz. getirirsiniz eve. yıkarsınız, yemek verirsiniz; normalde sizin kedinizin bir günde yediği şeyi bir öğünde hızlıca yiyip bitirir. sevdirir kendini. kanınız kaynar; çünkü sizin erkek kediniz kendini sevdirmeyi pek sevmiyordur. sizin kediniz bir bengal kaplanı kadar güçlü, atik ve vahşidir, dişi kediyse uysal. oysa sokakta büyüdüğü için güçlü olmasını umuyorsunuz ama öyle çıkmıyor işte. fakat sokakta defalarca tecavüze yeltenen kızışmış kediler olduğu için oldukça caydırıcı miyavlama ve hırlama stillerine sahiptir.
kediniz gün boyu yanaşır, dişi kaçar, yanaşır kaçar. sonra sakin sakin oturmaya başladıkları anda, asuman ismi verilen sokak kedisi ortalığa ishal kaka yapar. onu temizlediğinizde gider başka bir yere sıçar. onu tuvalete götürürken kucağınızda işemeye başlar. dakikalar sürer. her yer kirlenmesin diye olduğunuz yerde beklersiniz siz de, el mecbur.
1997'de Hugh Laurie henüz bu kadar meşhur değilken çekilmiş, imdb puanı 5.6 olan, imdb top 5000'de yer alan 80 ve 90 kuşağının mutlaka izlemiş olduğu film.
Filmde, bir ailenin kurtulmaya çalıştığı parmak boyutundaki insanları (aşırıcıları)* anlatıyor.
alıntı:
"yeşillikleri ve incelikleri sevenlere uygundur. gölgede uyumak, ağıza su doldurmak, kedinin burnuna dokunmak gibidir." - bilmece, ekşi sözlük.
yazar dehşeti: nasıl olur da bu film hakkında kimse bir şey yazmamış olur? bir ben miyim bu filmi izlerken çok çok keyif almış olan?
facebook'un, mesajları sildikten sonra açtığı hata kutucuğunda yazan cümle. bu olay facebook'un insana benzediğini gösteriyor. şöyle ki:
- buseee sana bi şey dicem ama kimseye söyleme. bla bla vıdı vıdı...
+ hadi yaa!
- evet. ama kimseye söyleme.
+ neyi?
bu diyalog örneğinde görüldüğü üzere, facebook da mesajı silince "hangi mesaj?" dercesine yüzümüze bakıyor.
üniversitede tutulması öğrenci açısından şart olan çeteledir. bu sayede hocalarla yüz göz olmazsınız, ne kadar devamsızlık yapacağınızı bildiğiniz için de sabahın köründe uyanınca gitmek istemiyorsanız devamsızlık hesapları yapmak zorunda kalmazsınız.
kişinin, sevgilisi ya da eşi tarafından aldatıldığına işaret eden durumlardır.
örneğin;
- sevgilinin/eşin bir anda telefonuna bakılmasından hoşlanmadığını belirtmeye başlaması.
- gittiği yerleri tam olarak tarif etmemesi ya da hep aynı yeri söylemesi.
- birlikte vakit geçireceği insanların hepsinin hemcinsi olduğunu ileri sürmesi.
...
lakin bu belirtiler her zaman aldatılmaya işaret değildir. bunlarla birlikte kesin belirtiler de vardır.
örneğin;
- gönderilen mesajlarda "aşkım... x'ten vakit bulunca hemen geleceğim yanına." benzeri mesajlar olması.
- aynı yatakta çıplak ya da yarı çıplak halde başka bir insanla(hemcins ya da karşı cins olması bir şeyi değiştirmez.) yakalamak.
...
kimi otoritelerce "bilime katkıda bulunmak, çağdaşlaşmak" gibi anlamlara gelecek şekilde kullanılan söz öbeğidir. dilimize kimi insanların kalça bölgesinden türetmesiyle geçmiştir. sözün oluşum tarihi tam emin olunmamakla birlikte 2012 yılı olduğu tahmin edilmekte olup, araştırmalar sürdürülmektedir.
küllükten duman çıktığını fark ettikten sonra yapılacak iştir.
bazen bu gerçekten zor olur gözünüz bozuksa. havada süzülen dumanın yavaş yavaş kaynağına doğru ilerlersiniz. fakat o kadar çok izmarit vardır ki hangisinin yandığını bi türlü bulamazsınız. sonra bulduğunuzu zannedip birini iyice söndürmeye çalışırken fark edersiniz ki o değildir yanan, onun yanındakidir.
--spoiler--
dünyanın en ünlü internet arama motoru google saplarındaki tuşlar vasıtasıyla en yakındaki restoran ve işyerlerini tespit edebilecek bir gözlük geliştirdi
internet arama devi google, yeni hazırladığı elektronik gözlük ile devrim yaratmaya hazırlanıyor. gizli laboratuvarların bulunduğu google x'te üretildiği iddia edilen gözlükler sayesinde, kullanıcıların internette arama yapabileceği ve android teknolojisiyle
yakınlarında bulunan restoran ve iş yerlerini bulabileceği belirtildi.
--spoiler--
bu konuya parmak basarak bilim dünyasına yeni bir soluk getirmek benim için bir onurdur. bu yazıyı okuduktan sonra aydınlanacak, evinizin bahçesinde vişne, kayısı, şeftali, akdeniz kokteyli, karışık meyve, tropikal meyveler ağacı yetiştirebileceksiniz.
"nasıl?" dediğinizi duyar gibiyim. sizi daha fazla merakta bırakmadan anlatmaya başlıyorum.
ahali, bize ortaokulda lisede öğretilenlere göre bir meyve-sebzenin oluşabilmesi için iki ayrı meyvenin dna'sı gerekmektedir.
bize ortaokulda lisede öğretilenlere göre canlılar hücrelerden oluşur, bu hücrelerin içinde de çekirdek vardır. çekirdekte de dna vardır.
yani, eğer iki meyvenin hücresini çiftleştirebildiğimiz takdirde, bunlar dna'larındaki kromozomlarla yeni bir meyve oluşturacaklardır. dimes, tamek, cappy gibi markaların bizlere sunduğu meyve sularında en az %30-35 meyve konsantresi bulunmaktadır. o halde, meyve suyundaki meyve hücrelerini birbiriyle çiftleştirip toprağa gömersek ya da nemli bir pamuk altında oşa'da* ağacın oluşmaya başlayacağı şüphesiz bir gerçektir.
"peki neden meyve suyu şişe içindeyken, hücreler çiftleşip de ağaç oluşturmuyor?" diyor olabilirsiniz. sizce neden "içmeden önce çalkalayın." yazıyor ambalajların üzerinde? neden marketten aldığımız gibi çalkalamamızı söylemiyorlar? çünkü içim öncesinden evvel çalkalanırsa çekirdeklerdeki dna'lar birbirlerini bulur ve çiftleşir. bu da olur olmadık yerlerde ağaç oluşumuna sebebiyet verir.
bir üst paragraftaki açıklamam yeterli gelmedi mi? peki o halde başka bir açıdan ele alalım. hücreler de bizi oluşturdukları için canlıdır. bizim gibi gelenek görenekleri vardır. onca hücrenin içinde çiftleşmeleri ahlak sınırlarını zorlayan bir hadisedir. hiçbir hücre, diğer hücrelerin bakışları arasında çiftleşmezler. size şu soruyu yöneltiyorum, siz hiç insanlar içinde çocuk yapma girişiminde bulunan bir çift gördünüz mü?
dün yolda yürüyordum. tam hatırlamıyorum ama sanırım önceden evde yaşıyordum. cinsim klasik tekir kedi yani sokak kedisi. ismim yok. her neyse.
dün bir köpeğin saldırısına uğradım. köpek dişlerini sırtıma geçirip beni sallayıp durdu, canım çok yandı. sonra dişi bir insan beni buldu. kendisi apartta kaldığı için beni eski sevgilisinin evine götürdü, yıkadı, doyurdu vesaire.
bugün beni veterinere götürdü. iğne yaptı, tüylerimi kazıdı, dikti falan. her neyse ben biraz kestireceğimmmmr...
sürekli sarı yağmurluk giyen saadettin teksoy ve illuminati arasındaki ilişkidir.
bilindiği üzere, rain man diye bir kavram vardır illuminati hareketinde ve sarı yağmurluk da yağmur için giyilir. o halde rain man saadettin teksoy'dur.