gercekci olalım, imkansızı isteyelim" diyen arjantinli idealist doktor, fotoğrafçı, devrimci, asker, devlet adamı.
astım hastasıydı, cesurdu ve ilkelerinden hiçbir zaman taviz vermedi.
"hasta siempre, comandante..."
sınıf farkını yok saydığını dile getirirken, o anda güçlü sınıf hangisiyse o sınıfın daha da güçleneceği, güçsüz sınıfın daha da çökeceği anlamını taşır zira "laissez faire, laissez passer" ama çulsuz vatandaş ne yapacak ki, yine atılımı zenginler yapacak daha fazla zenginleşecek... yoksul daha fazla yoksullaşacak. yaşasın özgürlük.
...
sosyalizm,
yani şu demek ki, dayı kızı,
sosyalizm,
senin anlayacağın yani,
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz,
kitabımızda söz,
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,
yahut, başkası yel de,
sen yaprakmışsın gibi titrememek,
bunun tersi yahut...
sosyalizm,
devirmek dağları elbirliğiyle,
ama elimizin öz biçimi,
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela,
sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm,
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
yahut, mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü...
rezıl gibi sicak bir gunde, sizin üstünüz yapiş yapiş ter iken sadece tişörtle, yanınızdan camları kapalı olarak gecen, takım elbise, kol dügmeli bir adamın kullandıgı klimalı arabadır kapitalizm.
emperyalizmin örneklendirilerek açıklanmasında gayet iyi bir somutlaştırıcı olabilecek bir olay örneğidir. kısaca vaktiyle fransa bengladeşden kendisine kurbağa satmasını ister. bengladeşliler mutlulukla kabul ederler zira kurbağa hayvancığı ülkelerinde kum gibidir ve hiçbir ekonomik değeri yoktur. herkes deli gibi kurbağa avlar paralar akmaya başlar. ne ki, bir zaman sonra kurbağa sayısının azalmasına paralel olarak sivrisinek sayısı olağanüstü biçimde artar. ciddi bir problem haline gelen sivrisinekler için çözüm fransadan gelir. fransadan bengladeşe sivrisinek zehiri satışı başlamıştır. ilaç kullanıldıkça sivrisinekler bağışıklık kazanır. yeni ve daha güçlü ilaçlar gelir fransadan.
fransa kısa sürede kurbağa için ödediği paranın çok çok fazlasını bengladeşden tahsil eder. begladeş durduk yerde hem kurbağalarından hem de parasından olmuş fransa ise bengladeşteki kurbağaları üzerine çok yüksek miktarda para alarak mideye indirmiştir. türkiyenin, parmağını sokanın kendini kurtaramadığı emperyalist çarkın neresinde ne örneklere öznelik ettiğini varsın deli gönül düşünsün artık.....
nevruz'un kürtçesi. meşhur hikayenin devamında, kawa'nın namı o kadar yürümüştür ki, özbekistandan, japonyaya, çingenelerden, kazaklara kadar tüm milletler bu günü kutlamaya başlamışlardır olması gerek herhalde...
bir çok insanın sadece neden bu kadar seviliyor diye nefret ettiği spor dalı. zeka ve yeteneğin birleştiği noktalarda seyrine doyum olmayan ve takim oyununun gerekleri yerine getirildiginde insana ayrı bir zevk veren oyun. oynaması ayrı bir zevklidir.